25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Yolculuk yapmayı seven, günümüzün kendi ölçülerinde önemli gezginlerinden biri olan, gezdiği gördüğü yerleri "seyahnâmeler"iy\e de yazıya , gözlemc döken Enis Batur, "GrîDîvan"\n ilk şiiri "Sandık"ta "Bir kutu dolusu anahtarla çıkıyor şiirsel yolculuğa. Bu anahtarlarla flu tarihlerin, sararmış fotoğrafların, buruk aşklann, günbatımı yalnızlıkların, düş kırıklıklarının, unutulmamış anıların kapısını açıyor bize. GÜLTEKİN EMRE nis Batur'ıın "DofuBatı Dîvanı" (1997), "Dramattk Şıirler" (19881996) başlığı altında "Grt Dîvan", "Se/erîDîvan", "Alaca Dîvan", "BarokDîvan"d&n oluşuyor. "Grî Dîvan" (ilk basım, 1990) Gülten Akın'ın o unutulmaz ikı dizesiyle açılıyor: "Ah, kimselerin vakti yok/ Durup ince şeyleri anlamaya". Enis Batur, bize, şiirlerinde "ince" şeylere yer vereceğini, bizi benzersiz dünyalar içine çekeceğini sezdiriyor bu iki dizeyle. Yolculuk yapmayı seven, günümüzün kendi ölçülerinde önemli gezginlerinden biri olan, gezdiği gördüğü yerleri "seyabnâmeler"iy\e de yazıya , gözleme döken Enis Batur, "Grî Dîvan'm ilk şiiri "Sandık"ta "Bir kutu dolusu anahtarla çıkıyor şiirsel yolculuğa. Bu anahtarlarla flu tarihlerin, sararmış fotoğrafların, buruk aşklann, günbatımı yalnızlıkların, düş kınklıklannın, unutulmamış anıların kapısını açıyor bize. O, kapıların ardından unutulmaz görüntüler getirecek gözümüzün önüne. Sonra da tükenmiş umutlarla, "terkedılış"\cr\e, "kaybetme ve kaybolma" duygularıyla tanıştıracak bizi. Ger çeldeşmemiş karabasan düşlere, "ıçimıze/kazınmı\ yolculuklar'm boşluğuna dıkkatimizi çekecek. E YfcşmunutsuzıleğMr Yaşam tümüyle de yaşanına/ değil, he le hele umutsuz hiç değildir; "Herkesın hayattnda/ıcındckileri unuttufcu, umdug'ujbambaşka kutularda aranacak/eşya, soz ve Başlangıç"\ann "telâsla" "oradan/oraya" savrufuşa tanıklık etmesi, "kırık/dokuk eşyalart" çağrıştıran yüzler galerisinin büyülü ormanı da şiirin ana damanna damgasını vurabilsin hem de "kökünden" tutunulabilirse "kül" olunacak "sert/btr dönemeçten" umudun kesilmediğini dünyaya ilan ederek. Kişisel, toplumsal "Yangın'iar, hani nasıl derler, "Büyuk, cıddı bir prova gibi geçti" "hayatın içinden". Nice badireler atlatmış, nice maratonlardan yüzünün akıyla çıkmış "Zalim Bellck", "geri dönmeyeceğinı bitdığt/yolu kat" edıp gider belirsizliklere "geceye ilerleyen o teîâşlt akrep'ie birlikte. Kendince "Grt Tavırlar" takınarak ömür boyu "içinden avladtlı/'gizlıanlamlar, kmlgan atayın örttüğü aertn/yara" sonunu öliime bağlasa da, öyle ya "sinsi bir tuzaktır hayat./l'aribler ve şenırler, ınsan mmlert" Insanın "Anlaşılmaz"kji,ıtarUşılıyor daha, kesin yargıların kolaycılığına düşme pahasına genellemelere gidiıirse de sık sık. Bir kent: Hepimizin yaşamında unutamadığımız kentler vardır: Prag"sa, tarih de "7İ" ise, şairin belli bir mebafeden gözlemlerini didikleyişi, elbette şiirin altın terazisinde tartılacaktır: "Butun o hikâyeleryüzler,/ bülün o saler ve anadılıne bıle ayktrı hüzutı/ kafıyelerı" insanın yureğine çelişkili elmas küller ser perse, o kentin bağrına bir tutam tarih bırakılması doğaldır. Yani Puşkin'in sahneye girnıesıni dört gözle bekleyecek ya • gelmişız demektır "Pugaçev Tarıhı'yle j a SAYFA 8 DoâuBah Divanı haşır neşir oluyorsak. "koranla$mazltk"\&nn tarihinden el uzatır Yahya Kemal, Kavafis, Eliot, Pound, Kemal Tahir, Solzenitsin, Georges Duby: "berkes kendi halınde ya$ayıp gıtseydt/ jtır zamana gtydırtlen kaba kurallart altüst/edemezdt asla:" "meczub" bir tarihle kü se banşa yaşayıp gidiyoruz kaba saba da olsa, incelikJeri ara yıp bularak. "Sorulsa, bütün sorular ağır" gelir dışta "Kalan"a "Sağır ve tetikteoiı yalnızlığı seçeli, kendimize başka türlü çekidüzen gerektiğini hepimiz biraz dana fazla kavradık sanki. "Fotoğraf'lann "böyle bır hıkâye"ye, yani tarihin bağnna durmadan dalıp çıkan, gereksinmeleri var mıdır, bilemem. Onlardaki "umudun ve araytjtn " sınırına kolay kolay girilemez, çünkü "gerçek"le "kurmaca" arasında mekik dokunduğunu bilmeyen var mı? Üstelik "Cocukluk arkadaşlart tle yentden başka btr hayatı paylasabilır mi insan?" Neden olmasın, diyenler de olabilir, soruyu onaylayanlar da. îşte bu bir şair için "Ğüzel ve korkunç" bir "bikây e"6ir "yakıa kelımeler"\e bezeli, hep üstünde çalıştığı: Uydurulmuş benzetilmiş, göriilmüş de olabilir böylesi bir yüz: I İangimizin içinde "durmadan" "zonklayan" bir "Büyukbaba" motifi gezinip durmuyor ki^ Kimi zaman bir "Balkan" bazı şeylcrin çozülüşüne bir insandan dalıa fazla kat kıda bulunabilir: "Tarth ve Zaman" "Hayat ve Ölüm" arasında "saçma" bir gclgit olsa da yaşamlardan geride kalanlar. Bu durumun rengi "Akşamdan geceye doncn Enis Batur'dan bır kavşak kitap Durmadan yinelediği bir dize dizginlenemez bir aryaya döniişür içınin gırdabında: "Kendtnle gel, kendınae kal, gımııveldı, git." Göc, lıiç farkına vanlmadan bır kurtuluş yıkımına da fatura çıkabilir: "yanlış kabarmış" duygulara gönderme de yapabilir, "Sabırlı cankurtaran"adi, "atak külhan damar"\arın erken çadamasına da. Geme gelme? "Yokuş Aşalı" bır yaşam şöyle betimlemek yanlış olmaz sanırım: "kelimelertn yerlerını düzclhp bırtkısı ni/depştt"nnce ''ortayaçtkan cumle"', "acı tsltk"ht kurulan derin bağ! "uzun yalnızltk"iR "tştk, ktl ve duvar"nu aşmış, kendıne "aamasız program" uygulamış, "çılgınca" dönen "kaskatı zaman çarktart'na dünyasını siper ederek, "Düş gücünun bıley taşt! "ndakileri "Arka Pencere'den gör dükleriyle birlikte sunuyor Enis Batur. C), yazdıklannda "eşyantn kekre kökünü" or taya çıkanyor, sonra "porselan fıncanlarda" eşelenen geçmk düşlerin peşinc düşüyor. Şiirlerinde "7oz"unu alıyor tarihin. Sürgünlüklerin, sürübnelerin yıllar sonra perdesini de aralıyor dizeleriyle; kimi bi linen, kimi bilınmeyen tarihlerin, yıızlerin, biyografilerin, yaşamlann, anıların, öykülerin, umutlann, brgınlıklann pe şinde başka tarihlere göndermeler yapıyor, günümüzde, yanımızda onlara da yer açıyor, unutulmaz kılıyor pastel görüntüleri, sesleri, imgeleri: Burlıngton çoraplar, Edınburgh porselenı/fıncandan ilk sabab çayı, erkenden garip/piyanv zevklerı, berseyi seçtp aytkladığım/yıllar " Bir öykıı böyle başlarsa arkasını merak etmez mı siniz? Üstelik son sevgilisıne "Farsça dtyazmaya da kalkmışsa "Yüksek van ve/orta sını/seçkinlertn"dcn biri. Sonra, küçük bir yorumla biten bir şiirde ortaya çıkıyor sonuç: "..Bu/ülkenın unutulmu^ unutkan kelımelertyle yaşadımaynt hayattan geçtp gıderken siz." "Ayna"dan vansıyan bir yaşamın skandallarla, davalarla, umutsuz aşklarla, takınılan tuhaf tavırlarla bir yere dek gelen öyküsünün demle nişine tanıklık ediyoruz. İşte bir şiire can, kan, nefes, ruh veren bit pazanndan bır "PazarSıktnttsı"na da eşlik eden nesneler panayırı: "Sedef düfjneler, hasırlı radyola rtn ıç/organlart ıçre Flortda'da btr otelden/hatıra pırın<, stgara tablası, ktmırıdt/bu gözlük, bu sabrı artık dınmti elın/ccvirdig'i/çevtrdıpi kehribar labthte durmu\ saat ?" Gerçekten de oyledir; herkesle konusunız da kendimizde susarız nedensc. gökyüzu'neldevrtlmış büyük bır Vakitle uyuşamadığımızdan mı, her şeyin mürekkep şışesi"ni gözünüzün eksik oluşundan mı, unutulmayan ayrınönüne getirin, işte o renk! Yaşafllar senfonisi mi, "sonsuz labtrentın" gızı mın göbeğinde yer alan "Bir Başmi, bizi, zamanla didişmeye itiyor? Her ka Acı Hikâye" diyebileceğimiz kes kendi karanlığını kendine göre bıçer. öyle çok mahlzeme var ki, dibe Zaman da bir külçe gibi duruyor öniiindikçe insanın şaşkınlığı artmaz müzde, yalnızca onıınla ne yapacağımızı da ne olur onca yaşanmış olayın bilmiyoruz bu "Düş avctst, şarîatan, nı/ak "taşktn"ca yaşamınuzı "emi"şi tohumu: Acı Zaman"\&. Çözülmesi gerekarşısında Sevilmekten yorgıın ken "Şi/re "dir. Maskelerle yüzleşmedir heduşmüş deflenen. Başkalarının yaşadığının da faraşklar resmi geçidinde bir uçtan bir uca kına vanlmıyor kimi zaman bellekler de sürüklenmez mi insan? Kim unutabilir yorulunca tarihin elinde. Öyle ya "Bıryankimi kahramanlann "kil beyazvüzünde" lış anlamalar zmctrtdtr Zaman". Düğüm > beliren "saf sana"yıi Ne de olsa yaşam çözülüyor mu acaba yayaş yavaş? "Nere"mübür"düı kimi ilişkilerin gizli çekmede ne zaman başlıyor bir kitaba Enis Bacesi için, hem de "akik tnükür"; yani "getur? (Kim bilebilir bunu kendinden başcelert tnce duvardan/ stzan barok" "zama ka?) Yanıt: "Başlangıa sonra /arkediyor nın ortasında ağtr çekül" Bu da yaşamıgaliba/insan: îlerlemiş btr hastaltk gtbtdtr mıza kimi zaman ağır gclcn, kimi zaman şiir...\mgelemınde yüzen/yüzler, kesttler, acımızı sağaitan, ama hep yanm kalmış o sanrılarbtraktyorlaryerlerini/ harflertn ve "Bitmemtj sen/onı'ien çağnştırmaz mı? boduklartn, yarattığı pürüzlere." "Hayat, "acının kertesi" mertebesine ermis "sessiz Ölüm, Bellek" üçgeninden taşanların liğin kutsanmt}/deliltğı"ndeid rofünü ku odaklandığı yer midir kitap: (Enis Basursuz oynayan biri gibi değil midir hatur'un çalışkan kaleminden daha neler yat?. Sonra sıra "Pasaport"& gelir. Herke neler okuyacağız kim bilir!) "Bir başka sin yaşamında bir pasaportu yoksa da, Kül Dîvan'a/kalmış olabilir bazı aykırı bir pasaport öyküsüne kulak verenimiz mevsim tohumlart:/Buruk şakrak bır Mumutlaka vardır. Pasaport sözcüğü kişiye citler Tarihi'yle yanyana gehin/istedig'im uzak düşler kurdurur uzakta yeşerecek. nihavent Dîvan Edebıyatı Müze<;ı şıKimi görüntülerle "geçmişin/smırlt birdı iri,/. Jve ürkerek sakla"dıp "Bir Ölu 'nim lımı durmadan içıçe geçryor"d\ıv farkında Şiiri:" Bir ışık çakmasıdır, kimi bir ince sı olmadan. "kclimeler ve birkaç ışaret" gö zı gibi kendini büyüleyen ipeksi bir forüntiilerc yardıma geliyordur yanıp kavriintü, bir kokunun kendine çekici okla runıuş yıllann içinden. Çoğunluk "göçn yöneltmesı, bir sokağın büyütrüğii bıırncn gövdc" "kendıne ttkabasa kilitli bir yülü sıkıntı şairi kitaba götüren yollardan yabancıdır yeryüzünde "peçeli ktrk gece biri olabilir. Yazarken tutturamadığı ayar •• ye" ağan. O, nasıl olsa "nstz btri"<\\T nep. CUMHURİYET KİTAP SAYI 604
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear