Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
mislerse, bunu Enis Batur'un görmemeyin RAhmi'nin" "yün şişeleri", "Cem'in" si düşünülebilir mi? Ru resim kcnd şiiri"ağızlığı", tarihci Mahmut Kemal îbnüleni yazdırmaz mı ona? Şür sürer kendi tarmin'in "sahia bayaleti"mn yanında daha lasını ardında sorular da bırakır, yaşanpek çok ince aynntı onun dîvanlannı besmıs, yaşanmamış "gamlt" göçmenlik duyleyen canalıcı imgeler, görünümler, fotoğguları da, "nereye nereden'' gidildiğinin raflar, izler, yankılar olarak siirlerinde yugizini de. "iğneli/bir tsstzltk kap'iadı içi valanmış okurla dertleşiyorlar. Bunca yomi Stefan ile Eliza'nın hazin ölümlerinin rulmaz detayın arasında "Vasiyet"ine de derin öyküsii. Yves Bonnefoy öylc söylevakit ayınyor Enis Batur: "Hâlâkitap okumiş ama kaç şaire denk düşüyor şu yakınuyorsa ve bastlıyorsa/hâlâ yazdıklanm: cı söz: "insantn kendişıirine bir başkasıyelindekt kitaptan/göreceğım yanlış kurulmış/gibi bakmast neredeyse olanaksız"tm muş bütünlüğüm/doğru btrakılmış bir ekdırgerçekten? Bu şu mu demek, 'insanın sikten beni/o halimle o an acıtmasın." O, kendi yaşamına bir başkasıymış gibi basbeğenmediği "evreni yeniden" kurma yoması neredeyse olanaksızdır'? Akıının bir lunda eline ne geçtiyse kullanmısor şiirinköşesinde bu ağır sözle "Şiirin karşı kede, yazdıklannda. ''Odadaki" "lkikisi"dir fesinden/seslenen sessizliğigörü"yor Enis aslında Enis Batur: "birini artık/hep Batur "Alaca Dîvan'da da. Dünyasına, oda"SMIAA bırakır, öteki "kaltr", "Dtşarşiirine kaynaklık edenlere de seiam ve da"dır. "beyaz maskeler,/şaşktn neşe, rüzsaygılarını yollamayi ihmal etmiyor Enis gârgibı' geç'iyoı şiir dünyamızdan. Bir yaBarur "Harita"sını oluşturduğu yolda: nıyla kendıni zor frenleyen, bir yanıyla atıHalid Ziya, Reşat Nuri, Hüseyin Rahlımı engelleyen, durmadan kendisiyle dimi'nin dışında 'Yesart'detı Suat Derviş"e dişerek, kendine engel olmak isteyen kenuzanan çizgide kitaplar dünyasında kendinin elinden sıyrılarak yol alıyor siirimizdine sağlam kaleler edinmesi hiç bitmiş de, yazın dünyamızda. Bir itiraf daha onmidir Enis Batur'un? Bu da soru mu yadan: "kendinden kopa kopa, "uzaktakt bir ni? Onun devirdiği, gördüğü, dokundunoktaya doğru" çekile çekile, içinden "geğu, edindiği, peşine düştüğü kitabı saycen ekseni" yoklaya yoklaya vanyor hedefmak olası mı? Onun el aldığı ustalan bu lediği hederin zirvesine. kadardeğil elbette; Cahit Külebi, Ahmet "Alaca Dîvan", düş/kurmaca/harita saKatsi Tecer, Ahmet Muhip Dıranas üçcayağında hayata teğet ömürlerin izidir; geninden Edip Cansever'Ie Behçet Neizinsiz eirilen gizemdîr; tarihteki oyun, carigil'e odaklanması onun başyapıtlan oyundaki tarihtir; biyografilerdeki sökükarasında yer alacak dîvanlannın yolıınu açmamış mıdır? "The Way They Ltvc Noıv" şiiri onun yetişme, gelişme, bilgilenme, "anafor'un göbeğine yerleşme, anarşist tavırlarla bezenme, geleceğe çentik kertme döneminin yangınlı anılarını kavurup koyuyor peşine takılanların önüne. macasına dayanamayıp Hacı Kirâmi Efendi'nin kendini bahçedeki dut ağacına asması dağlan da hüzne bofimuş olmalı. "1910"da denize atılan binıerce köpeğin ağlayışını kim anımsayacak şimdi? Halil raiz Efendi'den şu iki dize günümüze dek gelmiş: "inci gibi dızermiş taştan sert kelımeleri tutup yumuşatarak", bir luş gecesi neden kendıni öldürdüğü hâlâ anlaşılamamış olsa da; "Kirişhane"de, babasının yanında kimsenin göremediği şiirini yazıp dururmuş yıllardır. Lavta ustası Hristaki kemençe üstadı Vasili'nin ölümünün ardından, "onbeş ağustos gecesi, bindokuzyüzondört," "evinin en üst katından/bırakmış gödesini sivrtbahçeparmaklıklartna", "ağzında son, karağâr şarfo."ç Intiharlann ardında yatan büyülü sorunun peşine ustaca takılıyor Enis Batur. "Attar'la Konuşma"dzn kim kazançlı çıkıyor, diye sormaya gerek var mı? dtvane dîvari'vn sesi nereden gelecek Attar'ın sesi, gizi, eli olmadan? "\z" sürmeyi sürdürürken "dngrulanmıs hiçbir şey/ Tarih için yilmiş sayılmaz", dıyen Walter Benjamin'in ardında bıraktıklanyla karşılaşmamak olur mu? Şairin işi, tarihin silemediklerini, "Onlart boslukta boşlug'a vyup susmak" değil midir? Kim biliyor şimdi "Dört roman yazmış Süreyya Mehmel Bey"in yazdıklannı, "neredeKüller/simdi neredeler?" Kazığa çakılma tekniği tüyleri ürpertecek denli görsel, ama şiirde Ayaktakalabllmek Şiirleri üzerinde yolculuğumuzu yorıılmadan, merakın ateşini düsürmeden gezinip dururken başka kitaplarına da göndermelerde bulunuyor ya Enis Batur, işte o kitapları da yanımıza almamız gerektiğini anımsatıyor sanıyonım bu utlu gezinin damakta bıraktığı tadı ölçmek istercesine: Bir başına şiirimizdeki nenzersizliğini koruyan "Opıra"yd (1996) çalışırken masasında Horaıus un şıırlert" duruyormuş. "körbiryankt'dnyazgının kulağına nsıldadığı şiirlerine ilişkin. Tarihdir çatışmaların ortasından yenik de olsa ayakta kalabilmeyi başaran. Kimi şairlerin şiirleri zamanm sağır, kör, vurdumduymaz girdabından başarıyla geçergelir günümüze. Her yazılan tarihin bağrına çakılan bir civi değil midir? Çivi paslanırsa, düşerse suç tarihte midir? Enis Batur bu konularda başkalarından daha fazla düşünmüş bir şairdir ki şiirlerinin çatısını hep sağlam çatmayı, zaman duvanna daha az toslamayı hedeflemiştir, bilen biliyor, gören görüyor bunu, bu durumu: Enis Batur'un bu konudaki düşüncelerinekulak verelim mi şimdi de? "...Birelinle yaz öbürünle/kus, bu bölünmeye dayanamaz bünyejben kı ikiye bölündüm hep.../bir elimle yaztp ötekiyle silerken de/bir elimle yazıp ötekiyle de yazarken/nereden baktltrsa gene de bütündüm" onca yapıt, onca emekboşuna mı okurun önünde kııyruğa giriyor bunca yıl? Enis Batur'u sessizce dinlemeyi sürdürüyoruz: "...Karşımda geçmek/istemedtğtm bir köprü, içinde/sönaürmek istemedığim bir ateş," Bu ortamda şiirlerindeki insanların, öykülerin, olayların, düşlerin hiçbirinin doğrıı olmadığını söylese de, o, kurmaca metin/şiirler okurun belleğindeki gerçekçilik yerine oturalı kaç yıl oldu. Kurmacanın da gerçekle dirsek teması yok mu yani? Ama bilinen hiç mi bir şey yok yazdıklannda? Kerim Sadi'nin "parmakizi", Hikmet Kıvılcımlı'nın "gözlükleri", ressam "Mihri hanımın yorgun paleti", "CarlBerger'in keman" yayı, "Salth Zeki'nin pergeli,/Resneli Niyazi'nin tüfek kayışı" Şeyh'in özel nota sehpası", "Ahmet Eken'in" "Galata Ham", "HüseSAYFA 10 ga'da"\â "Güneı'm batışı da, "Sökülmüs, Tamamlanmıs, ÜçTasyazısı" da "Digenis" şiiri de, değil mi "Barok Dîvan"\n içindeyiz, şiirin tam göbeğinde! O göbekte eğer Octavio Paz "Beyaz" demişse, siz Mallarme'nin "Beyaz" adlı simsiyah şiirini anlayacaksımz. Hangi renk olursa olsun "btr tek ktrlangıç/getirmez"miş bahan, biliyor muydunuz? ' baslangıç/bütünün yarısından çoktur.", öyleyse "ana isleri" de "yan isler besler" tarihin bağrına daldırıp elini şiir çıkarmak icin. Kımi zaman kendisi bilge gibi sürinae varlığını sezdiren, kimi de Dİr başka bilgenin bilgeliklerini aktaran Enis Batur, Roma dönemi sairlerinin anlatım katına yükseliyor "Barok Dtvan"da\d şiirlerini. Bu kitapta "Yaklaştk bin yıllık bir zaman diliminae" gezdiriyor bizi Enis Batur: "MÖ 650 ile MS 350 arası". Şöyle de diyebiliriz, "7bz"unu alıyor Enis Batur şiirleriyle tarihin, efsanelerin, destanlann, izlerin: Anadilinin ona "sunduğu müebbed/suskudan başka" gideceği bir başka yurdu yok onun. "Bir dil" kurmuş ki Enis Batur, "içinden çıkamazsın", öyle sanp sarmalar okuru: "Barok Dîvan", "GrekoLatin parçalari'dır. Bir dönemeçtir: "Rivayett gerçekten ayıran çizgi"d\r. (Peki Goethe'nin "BattDoğu Dtvan"\yla (1819" benzerliği var mı Enis Batur'un "DoğuBatı Dıvanı"nın? Her şey 1812'de Viyanalı Doğubilimci Joseph von Hammer'in Iranfi şair Hahz'ın (13201389) "Haftz Dwanı"nı Almancaya çevirmesiyle başlıyor ve bu büyük 'dîvan' büyük şairin gözlerini açtığı gibi, bakışlarının Doğu'ya yönelmesini de sağlıyor. Goethe, 1814 ilkyazında okuyor bu çeviriyi. Aynı yılın haziran ayında yazıyor divanının ik şiirini. 1914 sonyazına dek süren RheinMain gezisi sırasında yazmayı sürdürür divanın şiirlerini. Bir 'seyahatnâme' özel liği de taşıyan "BattDoğu Dtvant"nda yer alan şiirlerin ana kaynağını Marianne von Willemere karşı beslenen duygular oluşturuyor. Şiirdeki 'Suleika' figürü, Mari anne, 'Hatem' ise Goethe'nin kendisidir. On iki bölümliik "BalıDog'u Dîvanı" Batı ve Doğu dinleri, şairlik uğraşı, duygu ve sezgiler, yaşam deneyleri, insanın yaptığı hatalar, dünya nimetleri, bir kadına duyulan derin sevgi ve kotıuları ele alır. "Oramat* ŞMer" Peki Enis Batur'un "DoğuBatı Dtva«/"yla Goethe'nin "BattDoğu Dîvanı"nı karşılaştırmak doğru mu? Bence böyle bir karşılaştırmaya gerek yok. Ortada bir esinlenme var, o kadar! Enis Batur, tarihten, hayattn bağnndan, kitaplardan, belgelerden, nesnelerden, objelerden, anılar dan, fotoğraflardan, mektuplardan, görüntülerden, kendinden, biyografilerden, ölümlerden, intiharlardan, gezilerden, unutulmaz aşklardan söküp alıyor şiirlerini ve dört dîvanın omurgasını "gızil romanesk" bir yapıya oturtuyor. Enis Batur, Türk şiirinde üstünde çok fazla çahşılmış (8 yıl), tüm ince ayarlan, tüm bıçaksırtı dengeleri iyi ayarlanmış benzersiz bir yapıt, çarpıcı "Dramatık Şiirler" sunuyor şiirseverfere "DoğuBatı Dtvam"y\a.) "Barok Dîvan"m son şiiri "Kıyamet Suresi"yle kapatıyorum 'DoğuBatt Dîva«;"nın kapağını: "Git, meleğin tuttuğu kttabt al/ve yut onu: Ağzında bal tadt/bırakacak önce, içinde ağrtlar./kıvranacakstn sana yerleşen/harfler, heceler, cümlelerle/geçmişse hakikat kanına, tohum/tutmuşsa organlartnda/ Gövden/ıçin yepyeni bir çekirdek, act/bir meyve, sarmaştk ve sürekli/bir yükseliş: Hayat böyle erir, yavaş yavaş açılır önündeki/siyah üstüne siyah ufuktan/daha da siyah ötesi: gıt,/meleğin tuttuğu kitabı al." "meleğin tuttuğu kitabı al"maya gidiyorum: Kitabın adı: "DoğuBatt Dîvanı". . • ler, söküklerdeki biyografilerdir; vasiyeti sağlam zemindir; kitapla yoğrulu kitapur; 'alaca' düş, 'alaca' yükseliştir. Enis Batur şiirin bir başka durağı "Barok Dîvan"\a sürdürüyoruz turumuzu tarihin, parçalanmış hayatların, kırgın yüreklerin en dibine: "Ars"\n dizelerinuen elini ateşten hiç çekmeyen bir şairle karşı karşıya olduğumuzu bir kez dana gösteriyorbize: "İşte arzişte talep", işte "^V'sinde toplananlar. O, işine sadık Dİr "kul"d\xt, aynca işinin "sultant"dıı da. Yaptığı hep en iyi yapmaya çalışan Enis Batur a cuk oturuyor "kul'iuk aa,"r«//a«"lık da. Merakının peşine takıbnca insan, 'gör başına neler gelir dense de merak, aslında "Kötürüm duygular kuyusu!"dur. "firâri bir sis"\n sanp sarmalaaığı şiire ulaşmanın bir yolu da meraktan geçmez mi şairin "Çadtr"ınd ulaşmak için? Vatılı okul düşlerin, geçmişin nenceresinden apansız giriverir çadır maaır dinlemeden; Demokrat Parti'nin ileri gelenlerinin mahkemelerini çocuk gözüyle, kulağıyla izleme/dinleme aöneminin ardından idam kararlan da tarihe imza atarken, kendi iskemlesine vuran politikacıların ipte sallanışını okur d hayal edebilir bir şiirin dizelerinde. Boğdurulan padişah kardeşleri "Cülüs"a hizmet eder mi? Yıldınm Beyazıt, Aksak Tlmur arasından da şiir çıkar elbette. Fatin Rüştü, başlıbaşına bir tarih, öyleyse sjiir vardır arkasında. Sarayın "müezzinbaşı" kandır onun dayeri var! Konargöçerlermi,göçmenler mi ardlarında bırakarak tarihlerini bir başka tarihin içinde yeniden yaratmak için kendilerini aşarlarken çölü, son yolcu yolda son nefesini verince "agtr bir koku kap"\zr "bütün kenti." "Sema" da toplanır, bir belleğin "imgelemi"ndt "En güclü belgeler", güçlü sonsuz fallann kapılan hep açık kalır yazgının uzattığı boyuna. Hangi şairin serveti değil kı şiiri Enis Batur un olmasın! "Günese yaz"sa "sönecek/bir gün, geceye yaz"s& "yıldtzlann arasmda/nokta, virgül, soru işareti: Karanltk cam gibidırjparlar ve kmlır diyor" içinden "karanlık bir ses/bir tek susku kalıyor elın de, bir de tek "Servet"\ "Kaskatı al/abe"si. Bununla açtığı "Perde"\tv zincirinde "rivâyet'ier, kayıp "Elyazmalan", "gız dolu taf\ax, "süphe'ier arasınd sürdürulen gezginlik, "Saltncak"ta "bocalayan bir göç', öyle ya "ölüm ve dirim, biri açık, öbürü kapalı/iki hece."dt düğümlenmiş her şey; Enis Batur bu şiirleri yazmasaydı kim anımsayacaktı "bir vakitler yaşamış, işe kosmuş e/sane"yi? Bu şiirleri yazdığı zaman "kırkiki" yaşındadır Enis Batur. "kestirdiği sikkenin/bir yüzünde"\d "stlahlart" sunlardır: "Papirüs, tüy ve mürekkep". Sikkenin öteki yüzünde "kefeleri denk/bir terazi" vardır. Onun dilınde "mutlaka birprotesto" mührü hazır bek"DoğuBatı Dîvanı"/ Enis Batur/Şiir/ Üyordur ne olur ne olmaz, diye diye! "Bir Yapt Kredi Yayınlart/ Mart 1997/ lstanĞtrnate Efsanesi" de olabilir, "Malabul/289s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 604