05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

1 8 E V L 0 L 0 0 • Fethi Naci, Eleştiri Günlüğü'nde, bu hafta Michel del Castillo'nun romanlanndan söz ediyor j tayfada • Enis Batur'un 'Doğu Batı Divanı'nı Gültekin Emre yazdı .8. say/ada • Derrida'nın kitabı 'Manc'ın Hayaletleri'ni Ali Akay inceliyor ıo. sayfada ü 'Eski Zamanlarda Istanbul Hayatı'nı Erol Üyepazarcı tanrttı 14. Cumhuriyet I Z E K Erbil lUşalp Kitap ve gazete okuru, ya da TV izleyicisiyseniz Erbil Tuşalp adını mutlaka duymuş olmanız gerekir. Neredeyse çalışmadığı gazete ya da TV kanalı kalmamıştır Erbfl Tuşalp'in.Hep çürümenin ve karanlığın kirli tarihini yazdı o... 1945 yılında doğdu. 1965 yılında Harp Okulu'nu bitirdi. 1974 yılından bu yana da gazetecilik yapar Erbil. Çalıştığı mekânlara girdiğinizde de kulağında telefon ahizesi, elınde kalem, naber peşinde görürsünüz onu. Aynı zamanda karşısındakine bir konuyla ilgili bilgi vermekte ya da fıkra anlatmaktadır. Sahiden, okudunuz mu Erbil'in kitaplarını. Okumamışsanız işte size fırsat. Tanıyın Erbil'i çok seveceksiniz. TURHAN GUNAY Karanlığın kirli tarihinin y KİTAİ» lkkitabtmzBinînsan 1985'teyayımlandt, bugün yırmıncisi, Bozkurtlarelimizde olduguna göre bu kosunun bir öyküsii olmalı. Nasıl basladt yazarhk serüveni? Büyücüsü olmayan kabile, rüya yorumcusu olmayan kral yok sevgili Turhan. Çok uzun yıllar önce bu işin büyücüleriyle tanışıp yazının büyüsüne kapıldım.Ya zının büyüsüyle tanıştım. En sonunda bir büyücü geldi ve "yaz" dedi kulağıma, yazar oldum diyebüirim.ustelik ben 15 yaşımdan buyana demokrasi düşü görenlerin yüreklerine korku salan kral yorumcularıyla dolu bir ortamda büyüdüm. 27 Mayis'ta 15'inde bir çocuktum. 12 Mart'ta aklı dağlarda 25'inde bir genç oldum. Son darbede 35'inde yolun vansında şanslı bir gazeteciydim. Büyücü son darbede ortaya çıktı ve yaz dedi. O gün bu gündür yazıyorum. Daha öncesi de var elbette. Günlüklerim var, anı defterim, adressiz aşk mektuplarım var. Şiir bile var. Günlüğümün bir sayfasın da duran Aziz Bey'in "umanm çocuğum adam gibi adam olursun" notu sanki bugüne uzanan bir umut yazıtı. 50'li yılların sonundaki bu dileğini 1980 güzünde Aziz Bey'e gösterdiğimde, "öngörü buna derler.." diye uzun uzun gülmüştü. Ama adam gibi adam olup olmadığımı söylememişti. Şiire gelince. Herkesin birkaç dize yazdığı gibi ben de şiir yazdım. Şairliöimi bir darbe sabahı anımsadım.lnsanların daha önceki deneyimleriyle kitaplarını ateşe verip dumana çevirdiği son darbenin ilk günlerinde ldtaplığımı gözden geçirirken şairliğimle karşılaştım . Ruslann Macar işgalini kına J yan şiirimi görünce, "bizimkilerden birgören olur.." diye hafif paniklediğimi anımsıyorum. Şiir değil sanki bir "döneklik" belgesivdi. Aslında şiir de degildi, on yaşındaki bir çocuğun başkaldırıyı destekleyen, özgürlükten yana duygulannın kâğıda yansımasıydı. Lise ve daha sonraki yıllarda duvar gazeteleri, munazaralar dönemi yaşandı. Sözün lcısası on yaşından bu yana elimde ya kalem var ya da parmaklarım bir klavyenin üzerinde geziniyor. Vazı hep var yani. 1955'te var, 60'larda var. 70'ler yoğun okuma yıllarıydı. Sanki ödevmiş gibi okur, sanki suıaydaymış gibi yazardım. Bildiğimi bilmekten, benim bildiğimi söylemelerinden büyük keyif duyardım. Aferin delisi bir yapı bu. Hâlâ sürüyor. Ama kendimden şikâyetçi değilim. Kendim olma çabamdan vazgeçmeyeceğim. Büyücü kimdi? Bir tane değil birden çok büyücü oldu çevremde, beni yazının büyüsüne çeken. Günlüğüme yazmaktan, not defterleri doldurmaktan gazeteciliğe başlayarak kurtuldum. Yazmak işim oldu. Yazarak karnımı doyuracaktım, dünyalar benimdi. Can Pulak'lı Günaydın, Dhami Soysal'lı Vatan, Ahmet Oktay'b Dünya ve elbette Cumhuriyet bana yazmayı sevdirdi. Kimine göre Oktay Kurtböke'nin, Utıan Seçuk'un, Uğur Mumcu'nun, Ali Ulvi'nin, Emil Galip Sandalcı'nın, Aziz Nesin'in sevgi/övgü dolu sözlerine kanıp doğruyu yakaladım. Kimine göre onlara inanıp olmayacak düşlerin peşinden koştum. Ama benim bildiğim şu; o gazeteler olmasaydı, bana yazının büyüsünü tattıran o insanlar olmasaydı, yazarlık serüvenimle ilgili bu soruyu soramazdınız. Gazetecilikteki şansım DU büyücülerle karşılaşmam oldu. Bir yazar için gazetecilik yapmak baslt bastna bir sans oluvor sanıyorum? Elbette. Ornekleri var. Hemingway, William L.Shirer var. Dickens var, John Steinbeck var. Yakup Kadri var ve elbette Yaşar Kemal, Ahmet Altan, Oya Baydar var. Yaşıyor, gözlüyor, izliyor ve yazıyorsunuz. Bence bir yazar için bundan daha büyük bir şans olamaz. Yazdığınız her satırla her gün yeni bir sınavdan geçiyorsunuz.Her savın belgesini buluyor, her olayın tanığıyla görüşüyorsunuz. BeTlekle ilişki bağlamınaa bakıldığında, gazetecilik bence insan belleğinin erişebileceği en yüksek, insanla doğrudan ilişkinin en gelişmiş biçimi. ülağanüstü bir ayrıcalık aynı zamanda. Hiçbir uğraşta gazetecilikte olauğu gibi hayatın tümünü izleyebilme ayrıcalığı yok. Bu özellik insana kimi zaman korku veri yor. Çünkü gerçeklerin üstü bu ayncalıktan yararlaDevamı 4. sayfada. CUMHURİYET KİTAP SAYI 604
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear