22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Bahkhane Naztrt Rıza AUBey'den eskihtanbul'a bir bakış Eski Zamanlapdaki İstanbul Eski Istanbuî hayatını tüm detaylarıyla ilk kez yaziya taşıyan yazar, Bahkhane Nazın Ah Rıza Bey'dir. Mahalleden saraya kadar geniş bir yelpaze içinde eski halk inançlarından eğlencelere, doğum âdetlerinden kahvehanelere, devlet adamlarından musikişinaslara vb. eski Istanbul'un renkli yaşamınını aktarıyor bize Ah Rıza Bey kitabında. EROL UYEPAZARCI le bu gelişımi kitaplardan izleyenlerin başını döndürür. Imparatorluğun başkenti olan istanbul bütün bu harekediliğin de II. Meşrutiyet'in ilk yıllanndaki Selanik'i bir tarafa bırakırsak merkezidir. Bu 70 80 senelik zaman diliminde istanbul altı padişah, iki meşrutiyet girişimi, sayısız savaş, hükümet darbesi, tahttan indirme, tam mudakiyetçi bir yönetimden kısa bir süre için çdgınca bir serbesdiğc geçip, arkadan eski mudakiyeti aratacak sıkı bir rejim altına girmeyi yaşamış; bir kere Rus ordulan Yeşilköy'e girmiş, bir keresinde de daha kısa süre önce "Imparatorluğun Çobanlan" olan Bulgarlar, Çatalca'da zor durduruhnuştur. istanbul, ülkeye otuz üç yıl tam egemen olan, eski deyimiyle bir hâkimi mııdakın Selanik'e sürülüp, mizah dergilcrinin kepazesi olduğunu da '5rmüştür. En sonunda bir gün, kentin iirk tarihinde ilk kez; bir Fransız mareşah kır atına binip şehrin en büyük caddesinde bir fatih gibi gezmiş, ve Istanbul'un mümin ve mütevekkil halkı ilk kez irkilmiş ve yıkılmıştır. Bütün bu süreç içinde yaşamda geçerh olan kıyrnet hükümleri pek doğal olarak değişmis ve genç Cumhuriyet bu kıymet hükümlerinin birçoğunu da tarihin çöp sepetine biraz hoyratça da olsa atıvermiştir. Işte Bahkhane Nazırı'nın anlattıklannın önemi buradadır. Tam bir dönüşüm, yok olma, kaybolma döneminde önceki dönemi bütün aynntıları, folklorik öğeleri ve insan tiplemeleriyle gözümüzün önüne sermektedir. Bu konuda kendisinin öncülü olarak "Istanbul'da Bir Sene" nin yazan Çaylak Tevfik Bey ile o günlerin renkli kalemi, "Şehır Mektuplan"nı kaleme alan Ahmet Rasim'i gösterebiliriz. Ahmet Rasim'i şanslı saymamız da gerekir; çünkü neredeyse bütün yazıları hem de oldukça iyi şekilde yeniden basümış ve okuyucuya sunulmuştur. Yine bir eski istanbul Beyefendisi" olan Abdülaziz Bey'in tstanbul hayatıyla ilgili el yazısıyla tuttuğu nodar; titiz bir yayimcılık örneği olarak Türk Tafih Vakfı yayınlan arasından "Osmanh Adet, Merasim ve Tabirleri" adı altında iki cilt olarak yayımlanmıs,tır. M Rıza Bey'in ardıh olarak söz konusu ettiğimiz dönemi anlatan Ahmet Refik, Semih Mümtaz S. imzasıyla yazan Ahmet Semih Mümtaz, Sermet Muhtar Alus, Sait Duhani, Musahipzâde Celal, Sâmiha Ayverdi, Halit Fahri Ozansoy, Mehmet Halit Bayrı, Burhan Felek, A. Cabir Vada, Selim Nüzhet Gerçek, Ragıp Akyavaş, Haluk Y. Şehsüvaroğlu ve ranmeui hocamız Resat Ekrem Koçu'yu anmamak ise haksızlık olur. Ama bu arada edebiyatımızda az rasdanan şiirli diliyle özellikle eski Boğaziçi'ni resmeden Âbdülhak Şinasi Hisar Ue Istanbul'un kahvelerini, Beyoğlu'sunu ve yine Boğaz'ını "şıngır mıngır" kendine özgü tadı diliyle anlatan Salâh Birsel'i de herhalde unutmamamız gerekir. Bütün bu yazarlar arasında, yazınsal değeri bir tarafa bırakırsak Ali Rıza Bey'in özgün bir yeri hep olacakür; çünkü o, söz konusu ettiğimiz üç çeyrek asrı Istanbul'da bizzat yasamış, görmüs ve öyle kaleme almıştır. Olaylann bizatini tanığıdır; başkasından duyduklannı veya okuduklannı naklctmemekte; kendi yaşamında gördüklerini kaleme almaktadır. Bugün bile şaşkınlıkla karşılanacak bir süre; yir 1 920'li yıllann çeşidi İstanbul gazetelerinde "ünüçüncü Asrı Hicri'de tstanbul Hayatı" başlıği altındaki bir dizi yazıda; XIX. yüzyıldaki istanbul yaşamı; bi r taraftan kadınlan, çocuklan, esGazDtBvsdergiBrdeidyaalar nafı, sefil ve kopukları, esrarkeş, meczup ve dilencileri, sade halkın eğlenceleri ile Ali Şükrü Çoruk; Ali Rıza Bey'in gazebir taraftan da saray âdetleri, üst sınıfın telerde ve dergilerde çıkan bütün yazılakonaklan ve bu konaklardaki hayat, bu nnı tek tek incelemiş: doğum ve loğusa sınıf içindeki aşk maceralan ile ilginç bir âdederi; istanbul çocuklan; kadınlar âleşekilde resmedıliyordu. Döneminde bümi; mahalle kahveleri ve ihtiyarlan; isyük ilgi gören bu ilginç tetrikanın yazarı tanbul sefilleri ve kopukları; tulumbacıo zamanlar seksen yaşlannı süren eski Balar, köşklüler ve küplü denilen en adi hkhane Nazın Ali Rıza Bey'di ve yine dömeyhane sâkinleri; esrarkeşler ve mecnemin önemli aydınlarından Muallim zuplar; dilenciler; halk sııtından geçinenCevdet Bey'in deyimiyle "Bu ihtiyar kiler; Istanbul'daki çeşitli tarikatlar; istanbar son seksen yıh tekrnil şahsiyederi, kıbul halkının gezme ve eğlenmeleri; ramayafet ve telâkküeri ile sahneye getiriyorzan âdederi; istanbul esnaflan, tiryakiler du". yani afvon içenler; görevi gereği iyı bildiği baliK sohbetleri, saray âdetleri; üst sıDaha sonralan, konunun meraklılan nıfın konaklan; eski üst aşama görevliler Bahkhane Nazırı'nın yazılannın kıymetihakkındaki bazı öyküler ve bazı aşk mani ve orijinal değerini bildiler ve kaynak ceralan başhklan altında toplanan bu tefolarak kullandılar; bu yazılardan bazı rikalan hiçbirini atlamadan olduğu gibi alıntılar çeşitli dergilerde çıktı; hatta rahsıralayıp yayımlamış ve her yazıda açıkmetli Niyazi Ahmet Banoğlu "Bir Zalanması gereken hususlan dıpnotlanyla manlar istanbul" adı altında bu yazılarbelirtmiştir. dan bir seçmeyi kitaplaştırdı. Ancak, bu kitaba yalnızca Ah' Rıza Bey'in bazı yazıBu şekilde Bahkhane Nazın'nın o günlan alınmış, sadelestirmede gereken itina lerde çeşitli gazete ve dergilerde çıkan yagösterilmemiş; hiçbir kurala uymayan atzılannın tamamı kitapta derlenmiştir; kiIamalar yapılmış ve dahası Banoğfu, hiçtabın hazırlayıcısı yazarın diline dokunbir zaman kabul edilemeyecek şekilde yamamış yani bir sadeleştirme yapmamıştır. zılar üzerinde istediği gibi oynamış, deSayın Doğan Hızlan, Hürriyet gazeteğiştirmeler yapmıştı ve Sayın Ali Birinsi'ndeki köşesinde çok beğendiği kitabın ci'nin haklı olarak belirttiği gibi bu yayın, tek eksiğinin dilinin sadeleştirilmemesi Ali Rıza Bey'in böyle bir tefrika kaleme olduğunuyazıyor, ama kanımızca bu, ekaldığının tanmmasına katkıda bulunmuş siklik değil olumlu bir davranış olarak kaolmaktan başka bir değcr ve anlam kazabul edılmesi gereken bir yaklaşımdır. namamıştı. Kaynağı kullanacakların eserin orijinal halini görmeleri ve öyle yararlanmalannın Son yıllarda basın âleminde hızla artan bilimscl açıuan tartışdmaz yararı istanbul ile ilgili kitaplar arasınbir tarafa; sadeleştirme adına işda; Balıkhane Nazın nın yazılaQÜEL SERA LE SORT DE CONSTANTINOPLE ? lenen müseccel cinayetlerin (!) rından gerekli itina ile hazırlansayısız örneği ortada iken; anlı mış bir kitabın ne zaman yer alasanlı profesörlerin, iddiah yazarcağını hep merak eder, ama bu lann üsmanhca'dan Latin harfzor işin gerçekleştirileceğinden lerine geçirirken yaptıklan hatade pek ümiui olmaz ve yeni bir lar işin erbabı arasında gülmece Banoğlu olayi yaşamaktansa varkonusu olurken; Sayın Çonık'u sın yazılar gazete sayfalarında kalhiç hatasız çevrimyazısı için kutsın derdik. Kitabevi Yayınlalamamız gerekir. Evet Balıkhane n'ndan 1998'de bu yazılardan, Nazırımızın düi biraz eskidir, ağAh' Şükrü Çoruk ehyle seçilmiş dalıdır ama yine de keyifli bir dfl"Istanbul'da Ramazan Mevsimi dir; dikkatsizce yapılacak bir saadh kitapla biraz daha umutlandeleştirme okuyucunun bu keymış, ileride beklentimiz doğrulfinin canına okuyabilir. Örneğın tusunda yayın yapllacağı duyguTürkçeyi en iyi, en keyifli yazansunu güçlendirmeye başlamıştık. lardan Refik Halit Karay'ın o caGeçen temmuz ayında yine Kitanım dilini; hem de oğlu sadeleşbevi Yayınlan'ndan çıkan ve yine UME VUE CEKERALE DU PORT D t CONSTANT1NOPLE LA POPULATION EST PITTORESQUB ET tirme diyerek kadetmemiş midir? Ali Şükrü Çoruk'un hazırladığı Bu satırlann yazan da babasının "Eski Zamanlarda istanbul Hasadeleştirilmemiş (!) eski baskı yatı" bu merakımızı hem giderdi kitaplannı bulup o canım Türknem de istenirse ciddi bir araştırçenin keyfine varmak için sahafmacının böyle önemli bir derlefara esir(!) etmemiş midirr1 Sayın meyi ne derece mükemmel olaHızlan danlmasın ama; kendisirak hazırlayıp okuyucuya sunanin de takdir edeceği gibi kitap bileceği örneğini bize verdi. Ne okuyııp, ondan keyifahTiak emek diyelim, hem nazırlayıcının hem isteyen bir iştir; hem de sözlükler yayımunın himrnetleri var olsun. ne işe yanyor? Evet, kanaatimizOsmanh'nın, Sayın Ortayh'nın ce sadeleştimıeye gitmemekle Sadeyimiyle" en uzun yüzyıh" olan yın Çonık çok doğru bir davraXIX. yüzyılın özellikle ikinci yanışta bulunmuştur; yapıt, ilk elnsı ve XX. yüzyıhn ilk çeyreği; den bir kaynak kitaptır ve orijinal birbirini izleyen olaylann yoğunhaliyle okuyucuya sunmak gereluğu ve bu olaylann getirdiği inakir. Kitabı ahşılmış deyimiyle; sa • LE V1EUX PONT VU DU COTfi DE GALATA LE PONT SUR LE BOSPHORE ET LES MO3QUEES nılmaz değişikliklerle; bugün bi mi beş yıl dönemin en önemli görevlerinden biri olan "Bahkhane Nazırlığı" görevini üstlenmiş ve bu görevi gereöi donemin üst aşama yöneticileri ile yakın ilişki kurabilirken, bir yandan da yasa gcreği avladığı bahğı "Bahkhane"de satmak zorunda olan çoğu gayrimuslim halk adamlarıyla da birebir üişkide bulunmuştur. Yazılanndan anladığımıza göre Balıkhane Nazmmız müthiş gözlemci bir ki^idir; hafızası da seksen yaşmda iken bile inanıhnaz aynntılan hatırlayacak kadar kuvvedidir; bir konuda hakkını da yemeyelim; biraz dedikoduyıı da sever (!). Bu ilginç kişinin olumlu bir yanı ise; bütün birikimini kendisiyle birh'kte öbür âleme götürmek istememesi; dosdanna " Adam, hatıralara kim kıymet verir, bunlar Uim mi sayıhr?" demesine karşın; seksen yaşını geçmiş iken gördüklerini, btldiklerini hiç olmazsa gazetelerde yayımlatma çabasııu göstermesidiı. ? SAYFA 14 CUMHURİYET KİTAP SAYI 604
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear