05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

'Belli ses ye ezgi aradım bu şiirlerde' Enis Batur'un 21. şiir kitabı, Altıkırkbeş Yayınları tarafından yayımlandı. "Nil", "tblise Göre InciT, "KandiT, "Sarnıç", "Tuğralar", "Koma Provaları", "Perişey" . .. gibi kitaplarıyla özgün bir şiir çizgisi kuran Batur, *Opera , "Doğu Batı Dîvanı" ve "Sütte Ne Çok Kan" ile yeni Türk şürinin üzerinde en çok ;:, durulan şairi olarak görüldü. Kitapları çeşitli yabancı dillere çevrildi. Cemal Süreya, Altın Portakal ve Sibula Aleramo ödüllerini kazandı. Aşağıdaki söyleşi ile Batur şiirine bir yolculuk gerçekleştirmeye çalıştık. AYLÂ ERDİNÇAHMET ALPTEKİN /~t ayın Enis Batur, son ytllarda, ö'zel\ likle "Perişey", "Ağlayan Kadtnlar "~LJ Lahdi", "Opera" ve "Doğu Batı Dîvanı" gibi kitaplannızdan sottra, yeni Türk şiirinin öne cıkan temsilcileri arasında ilk strada yer aldığtntz konusunda görüs birliği sağlanmış gibi. "Nil" 1975'te, "Iblise Görelncil" !979'da, "Kandil" 1981'de, "Sarnıç" ve "Tuğralar" 1985'teçtktt. Sizce, kabul edtlmeniz neden bu kadar uzun sü'rdü? Birincisi, göriiş birliği olduğunu sanmıyorum. Kim onay verecek? önce edebiyat çevreleri, ardından toplum mu? Bir yerde yazmıştım, Türkiye gibi kültür ortamı büyük ölçüde çekişme, rekabet, entrika esasına dayalı ülkelerde hiç kimse üzerinde konsensüs sağlanamıyor. Yeni yaşanan Nâzım Hikmet, Yılmaz Güney tartışmalannı anımsayın. Topluma gelince size birkaç sayısal veri sunmama izin verin: Oktay Rifat'ın, Melih Cevdet'in, NecatigiTin, Cansever'in, Turgut Uyar'ın, Ece Aynan'ın, Gülten Akın'ın hiçbir kitabı, basıldığı ilk günden bu yana toplam 56 binÜk tirajı aşamamıştır. Baştan beri aynı şeyi söylüyorum, tenha şiir kavmi için yazmak durumundayız. Türkive'de şifahi yanı ağır basan şairler kabul görmüştür genellikle. Bir de ideolojik okumafar söz konusudur. Buna karşılık, şiir yazısı sökülememiştir. Hâlâ okunamıyor yazı. Onun için de kabul görme, kabul edilme konulannı çok büyütmemek en iyisi. Büsbütün kayıtsız kalamayız ilgi görme konusunda. Ama okunacağız, onay göreceğiz diye yırtınmak da anlamsız. Kimler tarafından okunmak istiyoruz sorusu önemli. Ben, yalnızca "iyi okur"un ilgisine talibim, onun da sayısı belli. Türkiye'de, bu eğitim düzeniyle, kitle iletişim araçlannın bu düzeyiyle "iyi okur" sayısı zor artar, daha çok "ortalama okur" üreten bir sistemin içinde yaşıyoruz. Yeni lirik şiirleri "Kanat Hareketleri" dolayısıyla Enis Batur'un şiir adasına bir yolculuk zim halk şiirimiz de, "abdaTlıktan seyranlığa, şüphesiz tasavvufî boyutlardan koparılamayacak karşılıklar getirir konuya. Şair, günümüz şairi, biitün bu yüklemieri lcendisinde toplayan bir duruş içinde düşerse yola, seferden şiirle döner. Yoksa, şaşkın gezmen izlenimleriyle gelir ki, doğrusu okonuma düşmekten korkarım. Soneler yazdığınızı söylediniz. Lirıklerın yeni çizgtsini onlar mı oluşturacak? Ne zaman okuyacağtz soneleri? • Sonelerin ilk örnekleri Defter'de ve Kitaplık'ta yakında yayımlanacak. Liriklerin dördüncü kitabında yer vermeyi düşünüyorum onlara, ama kesin bir şey • söylemek için henüz erken. Şimdi " Opera "nın ikinci cildiyle, "Dîvan"ın beşinci ve altıncı kitabı üzerinde çalışıyorum. Ben de onu soracaktım. "Doğu Batı Dtvanı'nı sonunda sürdürmeye karar verdtniz demek. Neden direndiniz, neden devam kararı aldınız? Kitap, çıktığı haliyle bir bütün, bir bütünlük oluşturmuştu benim gözümde. Öyle görüldü de. Bu durumda serüveni sürdürmek düpedüz riziko almaktır. Gelgelelim, ben sürdürme kararı almış değilim, oturup taammüden devam kararı vermiş değilim. Önce besbci kitabın, hemen ardından altıncı kitabın eksenlerini, ana özelliklerini ortaya çıkaran parçalar gelmeye, akmaya başlayınca ne yapabilirdim? Kendimi zorlamadım sürdürmek için, tam tersine, uzunca bir süre, kesmek için zorlandım ve neden sonra bunun yapay bir karar olduğuna vardım. En doğrusu, zamana, şiirin akış biçimine bırakmak işi. Böyle düşünüyorum. Neden devam etmemek icin o kadar direndintz? Yeni bölümlertn kitabı bozabileceii korkusu mu zorladt sizi? • Birazı şüphesiz bundan, birazı da farklı bir kaygıdan: "Doğu Batı Dîvanı" nın deyim yerindeyse "formül"üne öylesine auşmış, oturmuş ki imgelemim ve elim, her durumdan bir şiir çıkarabileceğimi görüyordum. Bunun bir tür kolaycıhk doğurabileceği endişesi, kendi hünerinin tutsağı olma alışkanlığına kapılma endişesi beni uzun süre oyaladı. Birkaçını dergilerde yayımladığım mektupşiirler yan yana gelince yeni bir boyut yakaladığımı, kendimi bütünüyle şiirlerden dışlayabildiğimi fark edince gevşedim. Siz, her zaman farklı şiir çizgilerini yan yana sürdürdünüz: Lirikler, şiirsel metinler, dramatik şiirler gibi. Birınde ttkanınca öbürüne mi yöneliyorsunuz? • Zaman zaman öyle olduğu oluyor. Tıkanınca, yorgun düştüğümü sezince mercek değiştiriyorum. Bir ölçüde gözlük değiştirmeye benzetilebilir durumum: Uzak ya da yakın gözlüğü takar gibi. Gene de, dığmız örnekler, benim ürünlerim üzerinde üretici okuma yaklaşımları getiriyorlar. Dolayısıyla onlann yazgısı da "iyi okur" tarafından okunmak, farklı bir kitleye yöneliyor değiller. Öyle sanıyobir tonda yaztlmtş şiirlere yer veriyor gibi rum ki, andığınız eleştiri çalışmaları, asıl geldi. Yanıltyor muyum? yeni kuşak okurlan açısından önem taşı• Bunu formel düzeyde söylemiyorsayan işler. nız, katdınm. Neoklasik anlayışlarla ba Yeni çtkan kitabtmz, "Kanat Hareketleri", 199399 arast yazdığınız lirtk şiirleri şım hiç hoş değü, örneğin şimdı soneler içeriyor. "Tuğralar" ve "Perisey"den sonra, yazıyorum, klasik kalıplan tekrarlamak bu çizgide nasıl bir gelişmeaen söz edebili ilgimi hic çekmiyor. Dikkat ederseniz, "Dîvan"aa da bu tür eğüimlerim olmariz? mışd. Gongora'dan, Karacaoglan'dan öl Nereden bilebilirim?! Benim dışımda çüsüz keyifler alıyorum okurken. Yazarbu kitabın her okurunun verebileceği yaken, onlann metınleriyle kurduğum ilişnıtı benden beklemeyin. "Tuğralar" ve kiler elimi kolumu bağlasın istemem hiç. "Perişey", bugüne kadar en çok okunan Ben bugünün, olabildiği kadanyla yarıkitapfanm olduğuna göre, lirık şiirlerimnın şairi olmak durumundayım, geçmiş le daha kolay iliski kurulduğu söylenebibeni kendi zamanına çekmiyor, ben onu lir. "Kanat Hareketleri"ndeki şiirleri yazkendi zamanına çekmek için didikliyodığım dönem içinde Rönesans ve sonrası şiiriyle, Karacaoglan ile, madrigallerle harum. şır neşir oldum durmadan, bu Uginin yazdığım şiirlerde etkisi olmuş olsa gerek. Bu "Perişey"de olduğu gtbt, "Kanat Harekitap, kimi yapıtlara odakfanan metinlerketleri" nde de yolculuk şiirleri ayrı bir böden oluşuyor geniş çapta: Arkeoloji mülüm oluşturuyor. Son dönemde, hayli dezesindeki lahit, Tekboynuzlu halılan, Stağişik gezi kitapları da yayımladınız. "YoleTin resimleri, Cem'in gazelleri, Karacacu" kitabınızda, "Se/erîDîvan"da, "Seyrü Şiirlerinizin üzerinde pek çok çaltşma oğlan'ın türküleri. se/er De/teri"nde hep bu tema ağır bastyor. yapıldı. Abmet Oktay'tn, Orban Koçak'ın îlk kez aşk şiirleri ağırlıklı bir kıtabtmz Yolculuk şiiri besliyor mu? incelemeleri, "Opera" için düzenlenen Yolculuk şiiri hem besler, hem açığa çıktyor, diyebilir miyiz? sempozyum, başka arastırmalar, söyleşiler çıkarabilir, bu biraz da sizin yolcu halini Diyorsunuz, dediniz bile! Sanırım, okurla daha geniş bir diyalog sahast yarat böyle söylenebilir. Ama, şöyle de söyleneze bağlı bir şey. O koşulun fizik ve metamıyor mu? fizik boyutlan üzerinde öteden beri kafa bilir: Belli ses ve ezgi arayışları üzerine şipatlatıyorum. Hayat kendiliğinden bir irler. Şair ve okur, aynı metnin iki.karşıt Şüphesiz yaratıyor. Gene de düğüm yolculuk türüyse, akıp giden nayatınızın kutbunda yüz yüze dururlar: Biri eziyeti farklı bir noktada. Benim şiir anlayışım, düzeni içinde düzenledığiniz seîferler siçeker, öbürü haz almak ister. Aşk konuyazının ayarlı biçimde koyulaşması esasızi gündelik çarktan koparıyorsa, şiirin suna gelirsek, hiçbir zaman bir başına kana dayalı. Goetne'nin ünlü "miirekkebe "yer" ile, "yer değiştirme" durumuyla lan bir tema defiildir bu, muhakkak Ölüm su katmadan yazma" hikâyesi. Ifadenin, bağlantılı hareketleri söz konusu olacak ve Yalnızlık'la.kendisiyle çarpışan iki başsesin, anlatımın yoğunluk, derinlik, incedemektir. Modern şairin, yaşadığı yerde ka tema ile iç içe yaşar o. Kanlı bir ilişkı lik kazanması şairin beyaz kâğıt önünde bile avare katına çıktığı söylenegelmiştir. biçimi. Ama şiir açısından temel sorun. vazgeçilmez hedefleridir. Başka yazın türLord Byron'ın, Hölderlin'in "wanderer" Anlam ile Ses, musikî arasında kıpırdayan lerinde, yaratı alanlarında da kaygı bu dekimlikleriyle Baudelaire'in, Apollinadenge çızgisindedir. ğil mi? Okurdan, izleyiciden üretkenlik isteyen bir anlayıştan söz ediyorum. Say "Kanat Hareketleri", bana daha klasik ire'in "flâneur" kimliklerini bitiştirin. Bi kesin natlar çizilrniyor, iç içe geçerek yol •alıyorlar. Kaldı ki ben karar vermiyorum genellikle, kendiliğinden hızlanıyor çizgilerden biri, ağırfığını koyuyor. Bütün bunlar iç durumumla ilgili, diyebilirim. Bir dönem oturup "üpera"nın yeni bölümlerini ya da yeni Dîvan şiirlerini yazayım diyemem örneğin. Önçalışmalar yapabilirim ara sıra, ama iş yazmaya gelince, iradenin uzun boylu yararı olmaz, ol , CUMHURİYET KİTAP SAYI 54' SAYFA 8
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear