Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Vıtnndekıler Türkiye'de Sosyal Demokrasi (19081998)/ Dr. Hasan îleri/ Kendi Yayını/ 168 s. Bu araştırma çalışması, Türkiye Türkiyo'd. sosya] demokrasisinin izlediği çizgiSo«yal yi belgelerle ve bilimsel yakJaşımla O*mokra*i incelemektedir. ÇaJışma, Türki. lffOİ19»») ye'de, doğuşundan günümüze kadar sosyaFdemokrasiyi genel sol hareketlerden mümkün mertebe ayırarak incelemeye çaba gösteren ilk çalışma. Kitapta sosyal demokrat hareket "Kuşaklar" bağlamında ele alınmakta. îlk sosyal demokrat partiyi 23 Aralık 1918'de kuran ve 1920'ler boyunca M. Kemal ile ilişkide bulunan kadrolar Birinci Kuşak Sosyal Demokratlar olarak değerlendirilmekte, daha sonra 1946'da Türk Sosyal Demokrat Partisi'ni ve Sosyal Adalet Partisi'ni kuranlar ve yürütenler îkinci Kuşak olarak değerlendirilmiş. CHP'de "Ortanın Solu" hareketini înönü ve Ecevit'in farklı değerlendirdiğini belgeleyen çalışma, Ecevit'in önderliğindeki kadroları Üçüncü Kuşak olarak görmekte, Bülent Ecevit'e ideoloji ve program bazında yaklaşılmakta, DSP'nin programı incelenip irdelenmekte, Ecevit'in bu programla "Kemalizmi Aşma" yaklaşımı gündeme getirÜmektedir. SHP'yi iflasa götüren kadrolan Dördüncü Kuşak Sosyal Demokratlar olarak gören çalışma "Kemalizm ve Sosyal Demokrasi" bölümü ile bitmektedir. Kemalizm ve Sosyal Demokrasi bölümünde yeni ve özgün yaklaşımlara yer verilerek iki ideolojinin ayrıcalıklarına değiniliyor. Kitap, Istanbul, Ankara ve Izmir'de îletişim kitabevlerinde ayrıca Ankara'da Dost Kitabevi'nin Karanfil Sokak'taki ana satış ünitesinde satışa sunulmuştur. Kitabı şu adresten de temin edebilirsiniz: PK 34 EdremitBalıkesir. Aynanın Gerçeği Resitn Eğitimive Sanatla Karşılaşma/ Gülseren Südor/ Cumhuriyet Kıtaplart/ 253 s. Cumhuriyet Kitapları, elinizde tuttuğunuz bu kitabı yayımlamakla sanat kaynakçamızda eksikliği duyulan yeni bir yöntemin temelini attığına inanmakta. Evet, "Resim Eğitimi ve Sanatla Karşdaşma", resim eğitimi alanlara, resme yeni başlayacaklara, estetikve teknik yön açısından resmi daha iyi anlamak isteyenlere, resim sanatının özelliklerini bilebilmeyi, kavrayabilmeyi dileyenlere seslenen, her okuyanın rahatça anlayabileceği fevkalade yararlı bir kitap. Ressam ve eğitmen Gülseren Südor'un, bol resim, çizim ve taslakla süslediği bu kitap; sanatı, sanatçıyı, sanatın tarihini işledikten sonra çizgi, desen, kompozisyon, renk gibi, resmin teknik özelliklerini de apaçık bir biçemle ve de aydınlık mı aydınlık bir anlatımla inceliyor. Bu kitap, çeşitli bölümleriyle resim sanatının belÜ başlı konulannı birleştirirken, okuyucunun her zaman başvurabileceği bir bilgi yumağı, bir sanat sözlüğü, hatta ve hatta kuramsal (teorik) ve kılgın (pratik) bir ansiklopedi niteliğini de taşıyor. Darçağda Bir Çelebi/ Ziyad Ebüzziya Kitabı/ Haztrlayan: O. Faruk Şeri/oğlu/ Timaş Yayınlart/ 344 s.+ 16 s. Albüm "Ziyad Ebüzziya, 83 yıl yaşadı. Onu tanıdığımda tekerlekli sandalyeye mahkum olmuş seksenine yaklaşan bir delikanlı idi. Oturduğu yerden mahkemeleri, gazeteleri, mecmuaları, hasdı dünyayı idare ediyordu. Dilimizdeki 'ihtiyar delikanlı' deyiminin ikinci bir kişiye onun kadar yakıştığını sanmıyorum. Biyografisini okuduğunuzda bir ömre nasıl sığar bunlar dersiniz. Ama kendisi bu dünyada yapabileceklerinin pek azını yaptığmı düşünüyordu. Hayallerinin ve projelerinin büyük bir bölümünü beraberinde götürdü. Onları bugün anlayacak ve tahakkuk ettirecek; ne insan CUMHURİYET KİTAP SAYI 544 var, ne de ımkan... Lvet, Zıyad Beyamca yok artık... Hayatının sonuna kadar, okuyabildiği yere kadar okudu; yazabildiği yere kadar yazdı... Boyumdan büyük laflar etmek haddim değil; ama o, ince uzun işaret parmağı ile doğru oldu hep. Bazılarına göre 'Doğrucu Davud' oldu belki... Ziyad Beyamca, hayalini kurduğu, fizibilitesini çıkardığı pek çok projesinin gerçekleştiğini göremedi; Türk Musıki Aletleri Müzesi, Osmanlı Kıyafetleri Müzesi, Istanbul Ressamları Koleksiyonu, Osmanlı'da Günlük Hayat Resim Koleksiyonu, Şinasi kitabı, Vatan Uğruna Şehidlerimiz kitabı, Velid Ebüzziya'nın Lozan Notları, benim hatırladıklarım, daha yüzlerce proje, onlarca teşebbüs... Bazı okurlar, Ziyad Beyamca'nın girişimlerinin çoğunda hayal kırıklığına uğradığı zehabına kapılabilirler; halbuki sözü edilenler yapılanlar içerisinde küçük bir yekun tutar eminim. Vefatından iki yıl öncesine kadar, kafasındaki bütün projelerin üstesinden gelebilmek için 200 yıl yaşaması gerektiğini söylüyordu. Son bir ydında '20 yıl daha yaşasam bazı projeler hallolur' demeye başlamıştı. Son zamanlarda ise 'îki yıl daha yaşasam da, şu birkaç iş yarım kalmasa' diyordu. Hatıralarını hep anlattı, ama düzenli ve sistemli bir şekilde yazmaya veya anlatmaya yanaşmadı. En son, 'Hayallerim, Projelerim ve Ben' adıyla bir kitap yapalım Ziyad Beyamca, dediğimde 'Isim güzel, şu işleri bitirelim de, o kolay' demişti. Kolay olanın adı kaldı sadece" diyor kitaba yazdığı önsözde Ömer Faruk Şerifoğlu ve Ziyad Ebüzziya'yı anlatıyor kitabında. Yüzbaşı Corelli'nin Mandolini/ Louıs de Bernieres/ Çevırenler Sevgı Sanlı Özden Ankan/ Yapı Kredı Yaytnları/ 465 s. De Bernieres, kitabında Yüzbaşı Corelli, Dr. Yannis, Pelagia ve Carlo gibi kendi kahramanlarını Hitler, Mussolini, komünizm ve faşizm gibi insanlık tarihinin kahramanları(!) ile buluşturuyor. Yüzbaşı Corelli'nin Mandolini duygusal ve neşeli, lirik ve öfkeli, trajik ve ironik, açıksözlü ve şaşırtıcı üslubuyla, yayımlandığı günden bu yana bir fenomen olmaya devam ediyor. Mimarhğın Öykiisü Öğeleri, Tarihi ve Anlamı/ Leland M.Roth/ Çeviren: Ergün Akça/ Kabalct Yaytnevi/ 723 s, Uygarlığın tüm aşamalarında kültürelve teknolojik gelişimleri en şaşmaz biçimde yansıtan mimarlık, insanlık tarihinin en somut görüntüsü olmasıyla oldukça heyecan vericidir. Mağara ve saz kulübelerden bazilikalara, katedrallerden gökdelenlere, Bernini'den Corbusier ve Gaudi'ye uzanan heyecan verici bir serüven. Ve mimarlık bugün de serüvenine devam ediyor. Fotoğraflar, resimler, haritalar ve planlarla desteklenen Mimarlığın Öyküsü, Batı mimarisi üzerine yapılmış araştırmaları; strüktür, fonksiyon, tarih ve anlama dair açıklamaları içeriyor. iki ana bölüme aynlan kitabın birinci bölümünde mimarinin temel kavramları, işlev, strüktürel ilkeler ve tasarım elemanları; ikinci bölümde ise bir bütün olarak Batı mimarisinin gelişimi, tarih öncesi çağlardan günümüze dek ele alınıyor. Yalın dili ve 400'e yakın resim ve çizimiyle kolay bir okuma sağlayan çalışma, yalnızca mimarinin değil, insanlığın da dünü ve bugünü üzerine. Postyapısalcı Anarşizmin Siyaset Felsefesi/ Todd May/ Çeviren: Rahmi G Öğdül/ Aynntt Yaytnları/ 196 s. Olan ile olması gereken arasındaki gerilim, geleneksel anarşizmdan Marksizme, eleştirel kuramdan postyapısalcılığa kadar siyaset felsefesinin ana sorunsalını oluşturur. Marksizm, olan'ı açıklarken ekoBomik ilişkılerı merkeze koyar, erk ilişkilerini de bu bağlamda yorumlar. Geleneksel anarşizm ise, Marksizmin toplumsal ve siyasal alan arasına çizdiği kesin ayrıma karşı çıkar; ama insanın doğası gereği iyi olduğu kabulüne dayanan hümanizmi nedeniyle kimi sorunları bünyesinde barındırır. Foucault, Deleuze ve Lyotard postyapısalcı yaklaşımla, tek bir merkezden çıkarak toplumu kontrol altına alan baskıcı erk anlayışı yerine; merkezsiz, her yerde bulunan, üretici bir erk anlayışını ortaya koyarak siyaset felsefesinde büyük bir dönüşümün imkânlarını sağlamışlardır. Todd May, Postyapısalcı Anarşizmin Siyaset Felsefesi'nde, hümanist 'apriori'sinden sıyrdmış, postyapısalcı bir anarşizm kuramı geliştiriyor. Postyapısalcılığın kuramsal öncüllerini devlet, erk, toplumsal alan, siyasal pratik gibi ' bağlamlarda inceleyen May, postyapısalcı düşüncenin bu alanlara ilişkin yaklaşımını bir taktik siyaset felsefesi olarak benimsiyor. May'e göre stratejik siyaset felsefesi tek bir hedefe yönelik, üniter bir çözümlemeyi gerekli kılar. Tüm sorunları temel bir soruna indirger. Merkezde temel sorunun, çevrede ise türemiş sorunların yer aldığı eşmerkezli halkalardan oluşmuş bir toplumsal ve siyasal evren tasvir eder. Bu felsefeye göre erk bir merkezden yaydır. Özgürleşebilmek için öncü bir partinin eşlik ettiği müdahale/mücadele türü esastır. Foucault, Deleuze ve Lyotard'ın yapıtlarında açığa çıkan taktik siyaset felsefesi için erkin konumlandığı tek bir merkez yoktur. Erkin merkezsizleşmiş dağınık ve ağsal bir özellik gösterdiği yerde öncü rolü gereksizleşir. Temsiliyet reddedilir. Erk ve baskının merkezsiz olması gibi direnişin de merkezsiz olması zorunludur. Postyapeâlaanarpzmın siyaset fefagfesi Aşk tlişkileriNormallik ve Patoloji/ Otto F. Kernberg/ Çeviren. Abdullah Yılmaz/ Aynntı Yayınlan/274s Bu kitapta, şimdiye kadar sanatçıların ve yazarların bitmez tükenmez konu hazinesi olan "aşk", psikiyatrinin yaşayan büyük ustası sayılan O. F. Kernberg'in divanına uzanıyor. Ve ortaya hepimizin başına gelen, karşısında aciz kaldığımız aşk hallerinin tüm yönleriyle incelendiği zengin bir bilimsel metin çıkıyor. En başta âşık olma kapasitesi olmak üzere, yaşanan aşk ilişkilerindeki normallik ve patolojiyi irdeîeyen Kernberg, uzun meslek hayatında karşılaştığı vakaları titiz bir analizden geçirmiş ve vardığı sonuçlan bu kitapta toplamıştır. Aşk insanın fizyolojik ve psikolojik kapasitelerinin tüm yönleriyle serpilip güçlendiği eşsiz bir hayat deneyimidir. İnsan en çok âşık olduğunda kendi sınırlannı zorlar, hissetme kapasitesi doruğa ulaşır, diyebiliriz. Dolayısıyla aşk halleri insanı anlamanın eşsiz ipuçlan verir bize. Neden erkekler için iki tür kadın, sadece "azizeler ve orospular" vardır? Ya da neden insanlar flört ederken canlı, cömert; evlenince ketum ve miskin olur, ayrdırken de "seni kimseye yâr etmem" diyecek kadar kin ve hasetle dolar? Âşık olunan ötekinin önce bedeni, sonra bütün kişiliği, daha sonra da etik, estetik ve kültürel değerler sistemi idealleştirilir. Ötekiyle her düzeyde özdeşlik arayışıdır aşk. Kernberg aşk hallerindeki normaÛik ve patoloji çerçevesinde bu sorulara yanıt arıyor. tşte bazı örnekler; mazoşistik patolojide, "cinsel doyuma ulaşmak için acı, boyun eğme ve aşağılanma durumlannı yaşama zorunluluğu... bilinçdışı bir cezadır". "Narsistik kişiliklerde, cinsel başarı fctih ihtiyacını tatmin eder, arzu nesnesinin değerini düşürme yönündeki bilinçdışı süreç işlemeye başlar ve sonuçta hem cinsel heyecan hem de kişisel ilgi hızla ortadan kalkar." Kernberg'e göre, aşk hali benlik sınırlannın terk edilmesidir, hem de varoluşun biyolojik köklerine dek yayılmış olan öznelliğin ayrımına vanncaya kadar... Aşk llişkileri aşkı bulma, ondan korunma ve kaçmaya yardımcı olmayacak bir kitap. "Körlük anı" geçip ayaklar yere değdikten sonra ne olduğunu anlamaya çalışanlar için... Bu Kitabı Çalın/ Murat Gülsoy/ Can Yaytnları/189 s. Geçen yıl yayımlanan ilk öykü kitabı Oysa Herkes Kendisiyle Meşgul ile dikkat çeken Murat Gülsoy, genç kuşak öykücüleri arasında yetkin üslubu, özgün konularıyla, kendisine yer açacağının işaretini vermişti. Murat Gülsoy'un ikinci kitabı olan Bu Kitabı Ça • SAYFA 21