22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Yirmi yıl, dokuz kitap, sessiz ve derinden giden bir öykücü İhram Erdem'in klasik' övküleri îbram Erdem, 1950 yılında Ankara'da doğdu. Çeşitli dergilcrde yayımlanan öykülerini ilk kez "Oyunun Içi" adlı kitapta topladı. Sonra "Sürgün Meyveye Durdu" adlı kitabı Oda Yayınları arasında çıktı. 1984 yılında üç çocuk öyküleri kitabı yayimlayan îbram Erdem'in diğer öykü kitapları, "Sessiz Muhalefet", "Yanımızdaki", "Kor ve Kül" ve geçen ay yayımlanan "Annem" adlarını taşıyor. Yazar çeşitli öyküleriyle "Altı Nokta Körler Derneği Öykü Odülü )" ve "Kırmızıfare Başarı Odülü" aldı. SALİH BOLAT edim Giırscl 1987 yılında yayımlatiıfiı bir yazıda (1), ilginç saptamlarda bulunuyordu. Gürsel in bu saptamaları, dünyada, özellikle de Avrupa'da (belli başlı yazarlar dışında) öykiinün pck yazılmadığı, ülkcmizde ise öykünün romanla yaşıt olduğu ve Batı kaynaklı olduğu doğruftusundaydı. Öyküde olay zincirinin ya tümüyle kalktığı ya da cn aza indirgendiği, giriş gelişmcsonuç çizgisinin artzamanîı bir düzlemde gerçekleşmediği, zaman kurgusunun da çizgisel bir evrim izlemediği, Gürsel'in söz konusıı yazısında ycr alan saptamalar arasındaydı. Nedim Gürsel'in yazısından bu yana, aradan geçen on yıldan fazla süre içerisinde, ülkemizde gözle görülen bir yoğunlukra öykü yazılmaktadır. Hcr geçen gün, genç ya da yeni öykü yazarları katılmaktadır yazınsal yaşamımıza. Bir de kendi köşesinde, yazınsal yaşamımızın kuytularında yazarlık kumaşım ören bir yazar var: Îbram Erdem. Ibrartı tvrdrm N KOR ve KÜL Îbram Erdem, 1950 yılında Ankara'da doğdu. Çeşitli dergilerde yayımlanan öykülerini ilklccz 1978 yılında uOyunun lçi" adlı kitapta topladı. Aynı yıl "Sürgün Meyveye Durdu" adlı kitabı Oda Yayınları arasında çıktı. 1984 yılında üç çocuk öyküleri kitabı yayimlayan Îbram Erdem'in digeröykü kitapları, Sessiz Muha lefet (1992), Yanımızdaki (1994), Kor ve Kül (1995) ve geçen ay yayımlanan Annem'dir. Yazar çeşitli öyküleriyle "Altı Nokta Körler Derneği Öykü Ödülü (1987)" ve "Kırmızıfare Başarı Ödülü (1996)"almıştır. tbram Erdem, kendisiyle yapdan bir söyleşide, öykü anlayışının ipııçlarını veriyor: "Şiiri, insanları, çiçekleri, yeşillikle ri ve bozlurı seviyorum. Okuma, soluduğum hava gibi bir şey benim için. Ne havasız ne de okumaksızın yaşayabilirim. Romanlarda ülke iılke dolaşmaya; London'la Pasilik'te, Goı ki'yle Volga'da yüzmeyi, Uemingway'le Klimanjaro'nun Karları'nı critmeyi, susuz Alrika kıtasına su taşunayı, Orhan Kemal'le sigara parasına satılan kızların peşine düşmeyi, Sabahattin Ali'yle çocuğunu ısıtmak için öldüren anne olmayı, Sait Faik ile Pakize olmayı dclicesine seviyorum. Hcr gün bu küçücük dünyanın sonsuz enginliklerine konmayı çok çok seviyorum. Lekesiz, günübirlİK, nıoda olmayan, sonstız moda şairlerle beynin sonsıızluklarında gezmeyi, onları danııtmayı, sonra kaııa kana içmeyi seviyorum. Sonra dönup onlarla, onların yarattığı, birer sarı yıldız, yeşil saman yolu, kırmızı galaksilerinde dolaşmak ve o dizelcrde ben olmak istiyorum..." Îbram Erdem'in yukarıdaki söylediklerinden anlaşılacağı gibi, özellikle Gorki, Orhan Kemal, Sabahattin Ali geleneğinden kavnaklanan bir öykü anlayışına sahip olduğu görülüyor. Elbettc bu kanıya, öykülerini okuduktan sonra varıyortız. Bu geleneğin özelliği, gerçekten de Nedim Gürseİ'in sözünü etügi gibi, son yıllarda yazılan öyküden farklı olarak, olayın öykü biçiminde ele alınması, yani, art zamanlı bir olay anlayışının anlatıda egeCUMHURİYET KİTAP SAYI 472 Erdem'in öykü anlayışı men olmasıdır. Oysa günümüzdc yazılan öykülerdc, olay, daha çok olay örgüsü biçiminde gerçekleşmektedir. Yani olay, geçmişe ve gelcccğc gidiş gelişlerle bir sarınal biçiminde gerçekleşmektedir. Modern anlatının olayı bu biçimdc kavraması, belki de bireyin topluma ve doğaya, giderek kendisine yabancılaşmasının; bireyin gcrek iç dünyası ile ilişkilerinin, gerek dış dünya ile ilişkilerinin oldukça karmaşık bir duruma gelmesinin sonucudur. lb ram Erdem'in öyküleri söz konusu olduğunda, olayın kavranışı baglamında ne geleneksel tekniğın, ne de tamamıyla modern bir tckniğin uygulandığını söyleyebiliriz. 'Annem" adlı son öykü kitabına adını veren öyküsünden yola çıkarak bu konuyu irdelediğimizde, îbram Erdem'in geleneksel ile modern arasındaki sınırda ycr aldığı söylenebilir. Bu öykünün aşaöıdaki bölümü, öyküleme zamanının düzenlenişinde dana çok modern anlatının birtür"monolog" biçiminde gerçeldeşen, anlatıcının kendisiyle konuşmasına örnek verilcbilir." Düzenli, kendıne özgü, küçücük, sevimli bir yasamı yaşayamamıştım hiç. Her yaşam deneyimimde bıınu bir kez daha öörenmiş, kocaman gövdemle küçücük evlere sığamayacağımı anlamış, kendimi de alıştırmıştım. Bıınu kazandıktan son ra rahatladığımı, daha iyi yaşamava başladığımı görüverdim. I luysuzlukfanm da bitivermişti. Sözü dinlenir, yanında eğlenilir, hoş söyler bir adam olmuştum. Oç evlilik yapmış, elime yüzüme bulaştırmış, birlikte olduğum insanlara da acılı, paslı günleryaşatmıştım. Gerçeği kavradığım gün, yeryüzü de rahatladı, ben de yapacağını bilememenin kararsızlığını yaşardı. O çok kısa bir andı. Bir harrin dudaklarınuan dökülüşünden çok daha kısa. Yine de o an, silinip giderui yeryüzündcn. Kanatlanıp uçar, bilinmezlere varırdı. Kimsecikler gicıip geldiğini g(irmezdi. O da kimsclere bir şey demezdi. Kendi içinde bir dönüştü bu. Bir topacın döndüğü için ayakta durması gibi oir şeydi?" Ibram Erdem'in toplumcu gerçekçi ek sende gelişen öykülerinde, yer yer savsöze yaklaşan bir dil kullandığını, bu durıı mun anlatıda soyut ve genet bir yapı oluşturduğunu, bu yapının da öyküye taşınan yaşantıların canlılığına ve kıvraklığma yetişemediğini belirtmcliyim: "Hep sevgiyle bakmıştı bu insanların güzel dünyasına. Bu sevgiyle bakış ona bir olanak vc erdem sağlamışü. En güzeli de bu güzel in sanların sevgisiydi. Insan hep bu gül çağıngüzclliğiniyaşasaneolurdusanki...Şu güzel günleri aşınca insanın içine nisliğin, çirkinliğin oturması, oturmak da değil, yeşermesi, dallanıp budaklanması nedendi acaba? Bunu bir türlü anlayamamıstı. Onca bir nedeni vardı bunun, insanlar birden bire ergenlik çağını aşıverince sevgiyi de unutuveriyorlardı. Bundan da hep yapma davranışları, eylemelri, yüzlcri, sözleri ortaya koyuyorlardı." Ibram Erdem'in öykülerinde yalın, açık, dolaysız ve anlaşılır bir dil kullandığını belirtmeliyim. Ölaylar anlatılırken, dilin bu denli rahat kullanılmasında, okurun yazıL bir metni okumaktan çok, adeta bir anlatıcıyı dinledifii izlcnini vermesinde, belki de yazarın Türkçe öğretme ni olmasının da Katkısı vardır. Gerçekten de Ibram Erdem'in dile bu denli egemen olması, dili kullanımındaki titizliği, çocuk öyküsü yazmak gibi zor bir etkinlikte kendini daha iyi göstermektedir. Yazarın, Kültiir Bakanlığı'nca geçen aylarda yayımlanan, "Düşler Yaşam Olsa" adlı ro manını okurken bu saptamalarda bulunmakta ne denli haklı olduğumu da vurgu lamahyım. Ayrıca, yazarın çocuk yazını konusundaki ustalığı, bu yapıtta kullanı lan teknikle kendini belli edıyor. lşte, romanın üç bölüme ve on yedi alt başlığa ayrılması, alt başlıkların aueta şiir dizeleri gi bi yoğıın anlamlı ve imgesel bir nitelik taşıması, çocuk okurun uzun bir anlatının evreninde sıkılmadan okuma etkinliğinı sürdürmesine katkıda bulunuyor." Düş ler Yaşam Olsa" adlı romanın, "Neyi Seversek O Güzel" başlıklı iki bölümünde ki, karla ilgili şu kişileştirmelerden ve eğretilemclcrden olıışan dil, yazarın çocuk yazınındaki ustalığına bir kanıt olarak gösterilebilir: "Kar dünyayı örtmek, gizlemek istercesine durmadan, dinlenme den yağdı. Bildiğini okııyan insanların kararlılığıyla durmadan, dinlenmeden yağı yordu. Damla, bu kesintisiz yağışın bir anlamı olduğunu düşündü. Damla okuldayken de, evde ders çalı şırken de karın yağmasını seviyordu. Uzak dünyalarda bir yaşamı mışıl mışıl yaşiyormuş gibi geliyordu ona. Kim bilir belki karlar da körebe, elim sende oynu yordu havada uçuşurken. Kendi kendilerine bir yaşam sürüyorlardı. Ne güzel bir yaşamdı bu. Tümii görev lerini biliyorlardı. Oyunlarından hemen sonra yerlerine geçiveriyorlardı. Annele ri, babaları bir an önce yere inmeleri için bağırıp çağırmıyordu. Vere incn büyük kar taneleri sabırla bekliyor, onlar da ycre inincc birbirlcrine sarılıyorlardı. Her kucaklaşma onları daha bir beyazlaştırıyordu." • "Annem", Ibram Erdem, Kristal Küre Yayınları, 1998. "Yanımızdaki", Ibram Erdem, Prospero Yayınları, 1994. "Kor ve Kül", Ibram Erdem, Prospcro Yayınları, 1995. "Düşler Yaşam Olsa" tbram Erdem, Kültür Bakanlığı.yayınları, 1998. (1) "Edebiyat Üstüne Yazılar", Nedim Gürsel, Yapı Kredi Yayınları, 1998. SAYFA 15 Anb^hrMpdH Öğretmenöğrenci Uişkisi Oysa aynı öyküye daha elestirel bir okuma perspektifinden yaklaşıldıöında, yukarıdaki paragrafın, anlatının bütününü belirlemediği göriilecektir. Anlatıyı belirleyen, zamanın çizgisel bir seyir izlemesi, "olay"ın bir "örgü" olmaktan çok, art arda sıralanarak, klasik anlatıdaki", sonra ne olmuş?" sorusunu yanıtlayacak biçimde düzenlenmesidir. lşte, kahraman bir sabah annesinin evine gelir, vakit çok erken olduğu için evdekileri uyandırmak istemez, zaman geçirmek amacıyla çocukluğunun geçtiği ve uzun zamandır ayrı kaldığı bu mahallede biraz dolasır, mcydana gelen değişikliklcr karşısında (agaçların kesilmiş olinası apartmanların dikilmiş olması v.b.) burkulur; sonra eve döner, annesi yine eskisi gibi sıcacık davranır, oğlunu özlcmiştir, ne var ki kahraman ak şam evuen ayrılmak zorundadır. Anne, uzun bir aradan sonra oğluyla bu kısacık bulusmanın ve hemen ayrılmanın düşkırıklığı içindedir. Îbram Erdem'in öykülerinde dikkatçekcnönemli konulardan birisi de, izleklerinin genellikle öğretmenöğrenci ilişkilerinden oluşmasıdır. Bu izlekler çevresinde gelişen öykülerde, yazarın yer yer ahlakçı bir tavır sergi lediği görülse de, dildeki şiirselliğin, öyküleri kuruluğa ve mekanikliğe düşme riskinden uzaklaştırdığı söylenebilir. "Güneş nc zaman süzülüp gitti gözlerinden bilmiyordu. Yıllar yıllar vardı. lncc bir stzı takılırdı anımsayınca yüreğinin tam ortasına. Gözünde bir kaynama oluşurdu. O an, oturuyorsa kalkar, ayaktaysa vere çökerdi. Ne Ibram Erdem'in dlle bu denll egemen olması, dlll kullanımındakl tttlzligi, çocuk öykusü vazmak gibi zor bir etkinlikte kendinl daha lyl göstermektedlr.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear