25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Modern sonrası edebivat elestirisi Çok satar ama az okunur olmak, postmodernin bir olgusu, özcllikle dc Türkiye'de. Modern sonrası demek olan postmodcrnizm, bir sanat akımıdır, edebiyat bilimi, sanat sosyolojisi, hatta sanat psikoloiisi için araştırılacak çok şcyicr sunar. Eleştirmen ve okuyucu hoşlanmasa da edebiyat bilimci postmodern esere eğilmek durumundadır ve araştırdığında derin anlamlar, kültürün dünü ve bugiinü, düşünce ve sanat dünyasının yerel ve evrensel ürünleriyle bağlar keşfetmenin mutluluğunu yaşar. Prof. Dr. GURSEL AYTAC cilığe Saldırı) başlığmı taşıyan bu yazının alt baslıgı "lch hasse alte Dichter" (vaşlı §airlerden nefrct cdiyorum). Brinkmann, postmodernizme karşı atakta bıılıınan Alman meslcktaslarını anlarnazlık etmiyor, çiinkii onların Kendilerini savunduklarını ve bunun da "anlaşılır" olduğunu söylü vor: "Çünkü kim istcr kiirkii yüziilsün!" Veniyi deneyen Alman müzikçilerinc nazaran yazarların tutuculuk larını.kendibahçelerininçirlerinden başını uzatıp dışarda neler oluyor demekten çekindikleri ni ueri sürüyor. Her türlii "yabancı sanat"a genel vc köklii bir antipati, genel bir körliik, bir yok sayma eğilimi, Brinkmann'a göre Fiedler'in postmodernist saptamalarına karşı çıkışın asıl sebebidir. Avrupa'nın, Amerika'ya karşı tepeden bakışını, kencıini beğenmişliğiııi bırakmazsa "yeni"yi anlayamayacatiri kurumu, akılcı, aydınlanmacı dönemlerin gözdesidir, kııral koyaıcuhık, kuralların uygulanırlığını izlemck ve yargıda bulunmak, aklın alanıdır. Buna karsıhk duygunun, hayal gücünün egemen olduğu romantizm ve türcvi diyebileceğimiz akımlarda eleştiri, giicünü yitirir. Postmodernizm dc romantizmin torunu sayılabileceğinden eleştiri kurumundan yaratılışı gereği pek naz etmez, üstüne üstlük bir de medyanın ve reklamın etkinliği bu sevgisizliği derinleştirir. Türkiye'de çağdas edebiyat (1990lara kadar) en kalın çizgilcriyle gerçekçiliğin vc onun türevlerinin (dogalcılık, toplumsal gerçekçilik vb.) yani akılcılığın yolunda ilerlemiştir. Bunda, vazar ve şairlerimizin Avrupa'da, öncelifclc Fransız yazarlarını tanıyıp örnek almalarının payı büyüktür. Devrünci, özgürlük savaşçısı yazar ve şairlerin ötekilerden üstün tutuluşu da yine Fransız gelencöiylc açıklanabiIir. Alrnan edebiyatını bile alımlayışımız, değerlendirişimiz yakın zaınana kadar Fransız ölçülerine uymuştur: Mesela Franslz Ihtilâli'nden hoşlanmayan Goethe'ye değil, devrimciözgürliikçü Schiller'e sempati duyulmuştur. Duygu, hayalgücü gibi akıl dışı güçlere yakınlıgından dolayı, gerçekçilik çizgisinin uzantısında çalışan eleştirmen ve bu çizgiye alışmış okuyucunun, karşıt edebiyat verilerinden hoşlanmaması, hatta bunlan hoş görmemesi normaldir. Ote yandan postmodernizmin itici, yadırgatıcı özellikleri, "avam" düzlemine, argoya, küfürlere, pornoya varan cinselliğe yer vermeleridir. "Yer vermek" diyorum, çünkü postmodern ürünlcrdc "çok katmanhlık vardır, başka deyişle çoğulculuğun (demokrasinin) çok sesliliğini eserlerinde yansıtırlar, yani her düzcyde, her zevkteokuyucu kendine hitabeden birşeyler bulsun ister postmodern yazar. tyimser eleştirmen, olumlu, güzel noktalar bulııp bunları su yüzünc çıkartırken, kötümserler o yadırgatıcı noktaların altını çizip tavır alırlar. Bu durum eleştirmen için oldugu gibi okuyucu için de geçerli. Abştığı, hoşlandığı, artık gclenekselleşmiş çizgidcn sapan eserleri sonuna kadar okuyamıyor, hatta bu kitabı satın aldığına hayıflanabiliyor. Çok satar ama az okunur olmak^postmodernin bir olgıısu, özellikle dc Türkiye'de. Modern sonrası dcmck olan postmodernizm, bir sanat akımıdır, edebiyat bilimi, sanat sosyolojisi, hatta sanat psikolojisi için araştırılacak çok şcyicr sunar. Eleştirmen ve okuyucu hoşlanmasa da edebiyat bilimci postmodern esere eğil mek durumundadır ve araştırdığında derin anlamlar, kültürün dünü ve bugünü, düşünce vc sanat dünyasının yerel ve evrensel ürünleriyle bağlar keşfetmenin mutluluğunu yaşar. • Eleştiri kuramlanna bir bakış A nıerika'da 1950'lerden, Avnına'da 1970'Icrdcn sonra genel olarak edebiyatın, "yol göstericilik" gibi bir görevi olamayacaöı kanısı başgöstcrir. Gcrçcklcrlc ugraşmak bilimin işidır artık, edebiyat ise nıüzik gibi, resim gibi bir sanat dalıdır, ölçütü uoğruluk değll güzel liktir. Güzel, isegörecediryargı, algılayan kişiye göre degişir. Sözün ctkilemc gücti, edebiyata görevler yükleıne konusunda öteki sanat dallarından daha farklı olarak bcklentilcr doğurmustur, ama bıı dıırıım gittikçe siltnmektcdir. Modern sonrası dönemin yazan bunu farketmiş ve kabullenmiş görünmektedir. Edebiyat hayat için yol gösteri ciliğini yitirirken clcşriri de edebiyat için yol gösterici olmaktan çıkmıştır." Yol gös tericilik", edebiyat bilimi için bile söz konusu değildir, o da yaratıcı edebiyatı ancak araştırmaincclcmc konusu olarak alır, yani onıı arkadan i/.ler. Avrupa edebivatlan, Amerika'nın başı çektiği postmodernizme belli bir sürc direnmiştir, hâlâ da postmodern değil geç modern sayılacak eserler yazılmayı vc kendi okuyueusunu bulmayı sürdürmektedir. "Ihtiyar şairlerden nefrct cdiyorum! En çok da kendi kabuğuna kapananlardan! Bunların ziyaret ettıkleri yalnızca öbür ihtiyar şairlerdir, lısıldayarak gençlıklerındcn söz cdip "sonra s,unu yaptım, ama bu daha sonraydı, daha sonra" diyenlcr.'Grcgory (^orso bir yerlerde böyle der. Demek istediğim, bıırada şairlerin yerinc rahathkla eîeijtinnenleri koyabiliriz. 1 eslie Ficdlcr'in konferansı, edebiyatın eger yok olıııak istemiyorsa aktüaliteye ne kadar muhtaç olduğunu ortaya koyan bir günlük aktüaliteden başka birşey dcğildir. İçinde bugünün aktüalitesinin işlendiği iirünler çıkarsa, daha sonra ayrımfar yapılabilir. Bu tür ürünlere ulaşmak içinse kuşaklar arasındaki açıklıgın daha çok derinleijinesi gerek, ama edebiyat, özellıkle bizim diyarlarda daha çok, yazıü olmayan su yasanın egemenliği altında: Ölüler öliilerehayrandır." Postmodernizmin başkaldırıcıb^ını çok çarpıcı anlatan bu satıılardan sonra, aslında köklerinin romantizmdc olduğunu belirttiöim bu akımın teknikten nasıl yararlanuıĞına değinmek istiyorum. Söz konusu, edebiyatın medyadan, basın ve tclcvizyondan yararlanması. Yüzbinlere hitabeden gazetcler ve milyonlara hitabcden radyo ve televizyon kanalları, post modern edebiyat üriinlerinden okuyucuyu haberdar etmeye yetiyor. Bu organlarda yazarla yapılan bir söylcşi, edebiyat piyasasına el atmış durumda. Ne var kı reklamdan yararlanmak, sanat özellikle de edebiyat için iki yanı keskin bir kılıç. Çünku aktüellikle magazin, reklam dünyasında el eledir. Yazann "yazarlığı"ndan eserin sanatsal deficrinden çok edebiyat dışı veriler, söylentiıer, yorumlamalar devreye girıneye ba^lar ve yazar, ünlenmenin yanı sıra gcniş bir kitlcnin edebiyat dışı tepkileriııe katlanmak zorunda kalır. Ama "reklamın kötüsü olmaz" şeklindeki bir pazarlamacı anlayış, "sürüm"ün artmasından başka şcyle ilgilenmez. Eleştirmen, bu şartlar altında artık o eski statüsünü,. "olmazsa olmaz"lıgını kaybeder, çiinkii satı şı yönlendırmedeki payı çok çok düşüktür: Medyada reklam, yazaruı kendisıyle söyleşı, birclcstirmenin yargısından daha etkili olabilmeKtedir. Postmodernizmdeeleştirmeninönenıini yitirmesinden söz ediyonız, peki ya eleştırmenin, okuyucunun gözünde postmo dern yazarın konumu nc" Daha da somut, Tıirkiye'de okuyueu ve eleştirmen konu ya nasıl bakıyorr1 Oncelikle şunu belirtmek isterim: Eleş Î>itirir Brinkmann: *ı göriişiınü savıınduğu denemesini şöyle TURGUT OZAKMAN Korkma insancık Korkma Bugün postmodern iznıi Amcrikan eko lü olarak görmek eğilimi yaygınlaşmıştır. r latta çok daha genelleştircrck moderniz mi Avrupa kültürü postmodcrnizmi, Amerika kültürü diye etiketliyorlar. ( )ysa postmodernizmin kökleri Avrupa romantizmindedir, Avrupa kültürünü modernizme ve dolayısıyla aydınlanmacılığa indirgemek de aşırı bir genellemeciliktir. Itatya, postmouernizmi Avrupa'ya ithal edcn iilke konumundadır. "Gülün Adı"yla Eco, en azından bıı yeni akımı Avrııpa'da tartışmaya acmıştır. Postmodernizmin kökleri romantizm dedir, ama 'aydınlanmaulığın başkaldırıcılıgından, teknolojinin imkânlanndan yararlanmaktan geri kalmaz. Başkaldm, modernizmın, ilalılarına, eleştırinın öğret men havasına karşıdır. Almanya'nın Freiburg kentinde 1 %8'dc verdiği o çiğır açıcı konreransında Amerika'nın yeni edebiyat görüşünu ilan edcn Lesslie Friedler'e tcpkiler Almanya'da edebiyatın günde minı kısa zaman içinde sarmiştı. Saldırganlıga varan eleştirilerin yanı sıra şıırada nurada Alman yazarlarını özcleştiriyc çağıran gençler de oldıı Bunlardan, o sıralarda28yaşuıdaki Roll Dieter Brinkmann (Oliımii 197'5)'in dcnemesi postmodernizmin rulıunu yansıtması bakımından ıl ginçtir. "Angrifî Aııfs Monopol" (TekelSAYFA 10 Postmodernizmin kökleri Araştırma inteleme, oyun ve senaryo yazan Turgut Özakman, tek romanı Korkma İnsantık Korkma'da; aşkı ve şefkati nakış gibi işlemiş, ressam gibi boyamış ve bir başyapıt çıkarmış ortaya. 'nsancık BILGİ KİTABEVI Sakatya CaddMi 8/A Yenıçehır ANi Tel 31? 434 41 0 6 / 0 7 F a x 3 t 2 4J.) BILGİ OAOlTIM Narlıbahçe Sokak 17/1. T6I 212 Mesrullyol Caddeal, 46 / A Yenlaehlr 06420 / ANKARA Tel : (0312) 431 61 22 434 49 9B Faka ' (031?) 431 77 58 www.bllglyaylncvl.com.tr • emall: lnlo@bllglyaylnevl.com.tr BILGİ YAYINEVI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear