22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

olarak kabul ediliyor". Daha sunraki seminerlerimde Sanskritçenin incelenmesine giriş oluşturacak söylcmlcr koııusunda değil dc Evren'in Yaratılışı'nda tncil'in vahiy dili olan îbraniceyi oluşturan anlarılar konusundaki araştırmalara giriştiöimdc hiç beklemediğim mctinsel zorluklarla karşılaştun. Bilindiği gibi Kilisc* Babalan'nın büyük çoğunluğu tbranicenin önceliğini dogrulamışlardır; 16. Yüzyıldan itibaıen bu ibranice ilk baştaki nurunu yitirir, ta ki sonunda Cennetin dili tahtından indirilinceye kadar. Şu tcspit daha da tııhaf: Eski lbranice kaynaklar, Eski ahit ("ivrit" adıyla bir dile ilişkin hiçbir iz taşımayan Eski Ahit) ama aynı /amanda Talmud yazıları vc genel olarak büyük Ortaçağ nütüncelerinden öncc gelen Rabbinik edebiyat, yaratılış ve vahiy dili olan tbraniccyc çok az önem verir. Bu eski Yahudi metinleri böyle yüce bir dil konusıı üstünde hiç dur ma/.lar, yani ne Adcm ile Havva'nın konuşmalarmı ne dc lbranice olarak asla belirtilnıcvcn kökenscl dili yikeltirler: Kut sal bir dil (lachon kadoeh) söz knnusudur, hcpsi bu. Rl IR'nin yakın tarihli bireildin de (21.3,4,1996, s. 380) bugün Kudüs tbrani Üniversitesi'nde Cîerschom Scho lem'in araştırmalarını sürdüren Moshc Idel, Nisan 1996'da Princeton'da (Graf ton'ın daveti üzerine yapılan bir seminerde) dile getirdiöi bu varsayımı dnğrular. Burada, yürütülmekte olan bir çalışmanın aynntılanna girmeden, lbranicenin ilk dil olarak değerlendirilmesinin kaynakları mı/.da Kilise Babalan'nın bir buluşu olarak göründüüünü belirtelim Babalar bir kaç istisna dışında (Origenes, 1 licronymos) bu dilden tek kelimc bilmezler ama tlili kutsal sayarlar, Adem ile I Iavva'nın ('.ennetteki dili sayarlar, Sina dağında ila hi vahye araç olan Thora'nın dili olarak kabul ederler. Yoksa Ihranıce (açıkçası: bu dili yücelren ve tanrısal sayan söylcmlcr) bir Hris1 tiyan icadı mıdırr Kuşkusuz işlero kadar basit dcöildir. Deüil mi ki kısa süre içiıı de bu uilin ilksel vcçhcsini vurgulayan mctinler, yeni çağın ilk ikı yü/yılında 1 lıristiyanYahudi çcvrclcrin ürettigi, Yahııdilipe ilişkin ya/ılarla birlikte (özcllikle bir aıılamda I lıristiyarı kökculcri anlatan bir roman oluşturan Sahte Klcmcns'in yazılarında) ortaya çıkmaktadır. 18. yüzyılın soııu ile 19. yüzyıldan itibarcn Romantikbilimleriçindct .V7/wr//« Dıllcrı sorunsalı bir güzcrgâhın açıklığa kavuşturulmasını gerektiriyordu. Bu da lbranice konusundaki söylemlerin bilginlerin elinde uğradıgı değişimlerdir. Son radan bu söylcmlcr Sanskritçcııin ilahiyat ve şiir olarak yüceltilmcsine dayalı laik bir biçim alır. Böylcee Sanskritçe Romantik Batı'nın bügelik geleneginde ve kitni kez de aynı yazarda iki işlevesahiptir: (lennct ilahiyatı ve dillere ilişkin bilimlcrin yeni bir po zirif dini.O zamaıılar benim tahmin edemedigim şey de Sanskriteeye tosilleşmiş halde içkin dutan bu lbranicenin kuşkusuz bir 1 lıristiyan ktırumu olabileccğiydi. Bir anlamda "Kilise lbranicesi"nin yerine geçen bu Saııskritçc yüce bir dil olarak paradigmatik kullanıına erişjr. Kilise Babalan'ndan dilbilimcilcrc kadar ve bunların filolojik girişimlerindeki tarihsel ve sosyal ceşitliliği de hcsaba katmak üzcre, lıiç kuşkusuz yaratıhij'ın Incil'deki yo rumundan tasarrut edcmezdik. Elbette 19. yüzyıla kadar gcliştiği biçi miyle HintAvrupa dilbiliminin tarihine ilişkin ikili tnirastan, yani hcm kutsal tarihten ve hem de pozitil tarihçilikten bir şeyler anlamak istediğimdc karşıma çı kan ^ey iştc bııdur. • Çeviri: M. Emin Özcan Cennetin Dilleri Tanrısal BirÇift: Ariler ve Saınilcr / Maııricc Olendcr / 'l'ürk<;«/. Ncvzal Yılmaz/Dost Kitabcvı/]<)() t C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A YI dolaylı olarak yaşamış olan ülkemizdc de birtakım entclcktüel sarsıntıların yaşanması kacınılmazdı. Gerçeküstütülü ğün akla karşı çıkışı, dadacılığm sisteme karsı çıkışı, harfçiliğin anlama karşı çıkı şı, Ikinci Yeni şiirinde yansımasını bula bilmişsc, bu uurum cloğal ve gccikmiş bir davranış olarak algılanmalıdır. ()ysa, örneğin Asım Bezirci, savaş kışkırtıcılığı yapanları değil de, şairlcri ncredeyse "halk düsmanı' ilan edecektir: "Divan Şiiri gibi Ikinci Yeni şiiri de halka, onıın hayatına, cdebiyatına vc kültürüne sırt çevirmiştir. Divan Şiiri gibi îkinci Yeni dc top lumsal gerçcklcre, sınıfsal çelişkilere, siyasal olaylara uzak durmuştuı. Divan Şiiri gibi Ikinci Yeni de mutsuz çofiunluğa deöil, mutlu azınlıga (scç kin aydınlara) seslenmiştir, Muzaffer tlhan Erdost'un, "Ikinci Yeni Yazıları" adlı kitabının en önemli özelliöi, Ikinci Yeni şiirinin scrüvenine ilk etdcn tanıklık ctmemizi sa^lamasıdır. Çünkü Erdost, 195657 yıllarında tkin ci Yeni şiirinin filizlendiği Pazar Postası'nın yönetmenidir: "(") gün de, bugün de anlaşılması istcnmcyen şey şu: Ikinci Yeni, toplumsal sorunlardan kaçış şiiri değildi, olmadı da. Şiirin içsel yapılan masında geçirdigi değışimdi söz konusu olan. Bir bakıma şiir, yazın (edcbiyat) türü ile dörüt (sanat) türü arasında kendinc yeni bir yer arıyordıı. Bu, yapay bir arayış dc^il, şiirin gcleneksel işlevselliğini yitirmeye başladıgı vc yeni işlevsellik ler aramaya yöncldigi bir dönemin doğal sonucuydu. Bir başka deyişlc, sorun, doyulmuş estctikleri aşmak, yeni doyumlar saglayacak estetikler üretmekti. Bu da şiirin özgürleşmcsine, yani alışılagelmiş kösteklerinden kıırtulmasına bağlıydı."(5) "Ikinci Yeni Yazıları", hem modern siirimizin yakın tarihiyle yakınılan ilgife nenler (elbette başta şairler), hem dc bu tarihle ilgili "nostalji' yaşamak isteyenler için, okunması gereken bir kitap. ()r ne^in, M. llhan Erdost'un, Pazar Postası'ndaki23 Aralık 1956 tarihli yazısmdan anladıgımıza göre, ()ıhan Duru bir gün Erdobt'a, Ece Ayhan'ın bir şey söyleınc yen şiirlcrini yaynnlamak yerine, Umit Yaşar Oguzcan'ın şiirleriııi yavımlama smı önerir. Oysa Ece Ayhan, "Devlct ve I'abiat" gibi, modern siirimi/in başyapıtlanndan birinin şairi olacaktır." Yine, Pazar Postası'nın 27 Ekim 1957 tarihli sayısında, I^rdost'ıın "Siirimizi Götürenler" adlı yazısmdan anlaşıldığı nagöre, Pazar Postası'nda Danicl Anselme ile yapılmış bir söyleşi yayımlanıı. Anselmc'nin yeni yayımlanan Izin adlı romanı, Paris'te oltlukça gürültü yaral mıştır. Daha önce şiir ya/.an Anselme'c, ncdcn artık şiir yazmadıgı sorulur. o da şöyle der: "Şiiri bıraktıysam, bunun se bcbi, günümüzün hayatı üzerinde onun artık hiçbir tcsiri kalmadığını görmüş ol mamdır." Cîerçekten de Daniel Anselmc'nin kırk yıl önce söylediği gibi, o gündcn bu yana şiirin yasam üzerinde hiçbir etkisi kalmamış mıdır, yoksa bu dıırum o dönemc özgü bir gercck midir, yoksa yok sa Anselmc'in kendi yaşamı üzerincle mi şiirin etkisi kalmamıştır, düşünülmeye değmez mi? • (*) "Ikinci Yeni Yazıları". Muzaffer tlhan Erdost, Onur Yay. 1997. (1) "ÇagdaşTürk Şiiri Antolojisi", Mcmet Fuat, Adam Yay. (2) "tkinci Yeni Olayı", Asım Bezirci, Tel Yay. 1974. (3) "tkinci Yeni Yazıları", M. llhan Erdost.. (4) "îkinci Yeni Olayı", Asım Bezirci. (5) "Ikinci Yeni Yazıları", M. llhan Er dost. SAYFA 9 vb."(4) Muzaffer îlhan Erdost şiir yazıları birarada Ikinci Yeni Yazıları Muzaffer llhan Erdost'un "tkinci Yeni Yazıları" adını taşıyan kitabı, hcm modern şiirimizin yakın tarihiyle yakından ileilcnenler, hem de DU tarihle ilgili "nostalji" yaşamak isteyenler için, okunması gcreken bir kitap. SALİH BOLAT kinci Yeni, modern şjirimizin oluşma ve geli^nıe serüveni içerisinde çok ötıcmli bir deneyimin adı. Belki de .şiirin ö/gürlc^nıe çabasının en doruk noktası. Ikinci Yeni'yedegin, Türkive'de şiirin iki olguııun baskısı altinda oldugunu görüyoruz: Birincisi, özclliklc (lumhuriyct'tcn sonragirilen uluslaşma süreeitule, ulusal bilinç/ kimlik oluşturma kaygısı, ikincisi: Nâzını I likmet şiiriyle başlayan ve özellikle "40 Kuşagı" şiirin de yoğunlaşan sınılsal bilinç/ kimlik oluştunııa kaygısı. Dikkat cdilirsc, şiir üzcrindeki bu iki baskının niteliğinin de politik ideoloji oldıığu görülccektir. Me met l'uat'ın ştı yaklaşıını da, şiirden politik ideolojik ınisyonla ilgili gclencksel beklentidir: "1955'c doğru dergilerde genç şairlerin başlattıkları tkinci Yeni şi ir akımı, yalnız toplumsal sorunları de ğil, anlamadasırt ceviren, şiircanlam gereknıez, şiirdc anlam rastlansaldır gibi sözlcrlc yürütülcıı, yöneticileri tcdirgin etnıeyeeek bir akımdt." (1) Aslında Ikinci Yeni'ye degin (yani 1955'c dc^in) gelişen, (Aimhuriyctçi şi irin ve sosyalist şiirin yanına Cîarip Şiiri'ni de eklersek ((iarip Şiiri de küçük burjuva ideolojisi ekscııinde gelişen bir şiirdi), şiirin bu üçgende gerçekleşcn anlamın baskısı altında oldugunu sövleye biliriz. tşte Ikinci Yeni, anlamın baskısından bunalmış şiirin başkaldırısıdır. Erken bir "akla veda'dır. Zatcn Asım Bczirci de, Ikinci Ycni'yc karşı açtığı sa vaşta, "Birinci Yeni" olarak adlandırdığı Cîarip Siiıi'yle Ikinci Ycni'yi karşılaş tırırken, Ikinci Yeni şiirininözelliklerini aşağıdaki bicimde sıralar. (2) lmgeye kapılannı yeniden ve sonuna kadar açmak, Edebi sanatlara özgürlük tanımak, "Basitlik, aleladelik ve sadclik" gibi özelliklerden luaklaşmak, Konıışma diliııc, ortak dilc sırt çevirmek, I lalkın hayatından ve kültüründen ıızaklaşmak, "lolkloru şiire düşnıan" bel leınek, Şehirli "küçük adam'a, tip çizmeye boş vcrnıek, Nükte, şaşırtına ve rekerlemedeıı kaçmak, Şiiri ııstan ve anlamdan kaydırmak, • Uuvguya ve çağrışıma vaslanıııak, Konuyıı, hikâyeyi, olayı atmak, "l'akir ekseriyete" değil, 'aydın azın lığa" seslcnmck vb. Oysa, ilginç olan şıı kı, Ikinci Yeni şi irinin isim babası olan, dünya gorüşü açısından Asıın Bczirci'yle aynı yelpazede düşünebileceğimiz Muzaller llhan Erdost, "tkinci Yeni Yazıları" adlı kitabının önsözünde, tkinci Yeni şiiriyle ilgili olarak Asım Bczirci'yle pck çakışmayan yaklasımlarda bulıınur: "Kendi bakış açımtian belirtmcm gerekirse, tkinci Yeni kendisinden önceki şiire karşı değildi, ki Cîarip şiire, Atilla tlhan'ın şiirirıe karsıolsun. tkinci Yeni, nekendisincgöre daha öncc vaıolan şiiri ve ne de ken di döncnıi içinde ama kendi dışında va rolan şiiri yadsıdı. Çünkü, Ece Ayhan'ın daha sonra sınırlarını biraz daraltarak, "sıkı şiir" diycccgi yeni ve yetkin, yani başka bir şiir aıayışı içindeydi Ikinci Yeni." (3) îkinci Yeni şiirinin başlangıç dönemi, bir bakıma modern siirinıizin gelişim süreci içerisinde miladolarak değerlendirilebilir. Oysa bu milad gccikmiş bir miladdır. Çünkü Batı (özellikle Avrupa), Birinci vc Ikinci Dünya Savaşları'nı ya şamış, bu savaşlar yüzünden sanatçının insana (hümanizmaya) giivcni sarsılmış, toplumsal, siyasal, etik degerleri kökünden sarsılan, hatta altüst olan Batılı sa natçı, anlama sırr ccvirmiştir. Bilimadamlarınınçoksayıda insanı en kısasürde yok cdebilecek silah lormülleri geliştirmeyc çalıştıkları savaş dönemlcrini Hıristiyan kökenler "Nostalji" yaşamak isteyenler I Ikinci Yeni şiipl 464
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear