05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Başlarına kaya düşmüş gibi Çocuklar gördüm, batarken kana Butün bir dünya, âlem gözyaşı döker Gibi görünür bana, çocuk ağladığında. FİRUZE Firuze, nasıl da güzel adın! Çırpması gibi kanadını turnanın! Kaysın Kuliev / Şiirler / Diliçi çeviri: Kanşaubiy Miziev Ahmet Necdet Firuze! Adı gibi güzel kızın, Çınann yeşermesi gibi yazın. Bilge kişiydi sana bu adı veren Dünyayı büyük şair gibi gören. Çınarın yeşili, suyun şırıltısı, lilmaların sararıp kızarışı. Otedeyse bir mandanın sırtına Benzeycn dağ sırası durmakta Firuze! Kallcas dağlanna gitsem Kışın düşümde gördüğüm hcp sen Sen Mahttımkulıf ya görüncn düş gıl)i Duruyorsun, kıvançtan pay almış gıbı Firuze! Ben en son günümde En son saatim gcldigindc Yeşil çınar dal olup hışırdar Bana adını, bülbüıün scsı çıkar Firuze, nasıl da güzel adın! Çırpması gibi kanadını turnanın! "Karanlığa nerde f\ yakalampsa kuş, Dupup dinlenipmiş, derlep orda." Kaysın Kuliev (19171985) Ogan Çegem (Kafkasya)'da doğdu. Balkar (Malkar) Türklerinin adetlerine göre eğitim gördü. Moskova Devlet Tiyatro Enstitüsü ile Edebiyat Enstitüsü'nde okudu. 1940'ta Nalcik'te edebiyat dersleri vermeye başladıysa cla aynı yıl Sovyet ordusuna katıldı ve II. Dünya Savaşı'nda bu ordu saflannda çarpıştı. Daha sonra Stalin rejiminin baskısı ile Karaçay ve Balkar Türklcri toptan sürgüne gönderUincc, o da sürgüne gitmeyi tercih etti. Kırgızistan'da zor ve zahmetli günler geçirdi ancak 1957'de kendi halkıyla birlikte yurdu olan Kafkas ya'ya dönebildi. Acı tatlı anılarla dolu haya tının bundan sonraki bölümünü öz yurdunda geçiren Kuliev, Çegem köyünde öldü (1985) ve şimdi müzeye dönüştürülen kendi evinin bahçesine gömüldü. Balkar Türkçesi ve Rusça kaleme alınmış çok. sayıda kitaba imza atan şairin şiirleri, çeşitli dillere çevrildi ve yankı uyandırdı. 1966'da "Maksim Gorki üdülü"nü, 1974'te "Sovyetler Birliği Devlet Odülü"nü, 1990 yilında ise "Lenin Odülü"nü kazandı. KARA AT AK KARDA ÖLÜR ülüm sormaksızın gclir Kara at ak karda öliir Nişan alıu kurşun atıldı Kara at ak kara yıkıldı Çok yarışta atlar gcçen Toynakları ateş saçan Çok gece köprüler aşan Kurşun scsiyle tanışan Güzel gelinleri getiren Kılıç savrulduğunu gören Kara at ak karda ölür Ahir zaman böylc gelir Sivri kulak, büyük toynaklı at Kaygan belli, dayanıklı at 1 laramsız hilesiz koşan at Gücünü saklanıadan coşan at Kara at ak karda ölür Gözunden yaşlar dökülür SAYFA 18 Bir it kurşunuyla ölüp gider Cîüzelligi bizlcri tcrkeuer Kara at ak karda ölür Dağları sis içinde gorür Kara at ak yolda yıkıldı Ah, onca güzcllik yok oldu!.. Olüm sormaksızın gclir Kara at ak karda ölür 1965 NÎNNt VE KAYGI Ninniyc çok cskidcn beri Kaygi karışmıştır, şimdi dc öyle, Karanlıkta kurdun parlayan gözlerıni Ik'ikcsten öncc görür anne. O gözler narladıkça yok ona huzur Düşündc Dİle saçı tııtuşıır, Savaşlarda sıkılan hcr bir kurşun Anneyi tctikte kalbinden vurur BİL Kl KALBİM VAHŞİ ATTIR Bil ki, kalbim vahşi attır Cîüçlü eller, çelik gemler Diz çöktürcmcdiler lpck gemle durdur beni! Çck dc durdur, o yerindcn kıpırdamaz fl<i mahzun gözünü sana Çcvirip durıır, scnin güçsüz ÎKİ clinc tcslim olur ua! KARANLIĞA NERDE YAKALANIRSA Karanlığa nerde yakalamrsa kuş, Durup dinlenirmiş, derler orda. Ya sen, dur durak bilnıeyon kuş Yüreğim, sen nerde durursun acaba? Denize kavuşan telaşlı ırmak Durup dinlenirmiş, derler orda. Ya sen, soluk almadan akan ırmak Yüreğim, sen nerde durursun acaba? ÇOCUK AĞLAYARAK BÜYÜR Çocuk ağlayarak büyük derler. Ama Dayanamam çocuk ağlamasına Ak başlı dağların hcpsi dc ağlar Cîibi görünür bana, çocuk ağladığında. ÇEGEM TAŞI GİBİ Çegem taşı gibi scrt olmavı Istedim. Yılkı deresi gibi hoş Çınar gibi cömert kalmayı Olmayı bulutlar gibi başı boş. Yıldız gibi parıldamayı tstcdim ben yol gibi, sabırlı Çimen gibi tcrtcmiz olmayı Işığım sönünceye kadar. Şayet öyle olamadımsa Afret raş, su yol! Afftt, vıldız, beni! Agaç büyüyebildiği kadar biiyür Yaşamdır olduran hep canı. KAFKASYA Büyüklüğü ile fakirliği bir arada Barındırıp yaşayan Kafkasya'm Aytlınlık düğün kadar karanlık gün de gören Flkmeğin kıymetini bilen Kafkasya'm! Kuşlann uçtuğu tuzakları da bilip Geldin, korkmadan savaşım verclin Yanan ağılların, acı külün Ilk kar gibi ağardığını gördün Karda tutuşturdun özgürlük ateşini Yiğitliöin dev şarkısını söyledin Mezarlarda kuşanıp kara önlüğii Kocasız kadın olup sen agladın Güzelliğinle garipligin bir arada Taşları kucaklayıp öİen gençlerin Yücesinde ağardılar yazkış Özgürlüğe çağıran o zirvelerin Ermolov'un zalim kılıcının kından Çıktığını da gördün ve Puşkin'in Faltosunu da. Ağzın kanla dolduğunda da Acı olduğunda aa suyun, aşın, ckmeğin. Geniş kanatlarını hiç bırakmadın Yaralı kuş vücelere çıktığını Terk edip niçbir zaman durmadı Unutmadı yüksck gökte uçtuğunu Beyaz tepelerinde sevindirdin Lermontov'un acılı yürefiini Inandırdın özgürlüğün öimezliŞine Yurdun yandığında da çıralar gibi. C U M H U R İ Y F T KİTAP SAYI 4 6 4
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear