24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

bilmc yetisi de eleştiriden geçirilir, bilginitı sınırlan çizilmeye çalışıiır. Bir bakıma modernlik, geleneksel olanın sorgu lanması ve ret edilmesidir dcnilebilir. (s. 150) Çotuksöken'e göre, "ınodernlikJe bir likte, bireysel olanın (nominalist tutumun etkisi), tckil olanın kcndinc özgü yapısı içinde önem kazanması asıl belir lcyici olan" şeydir. Ve bıı durıım Türkiye için de (geııel çizgileriyle) söz konusudıır. "Cemaatçi anlayışın egemen olduğu Osmanlı toplumundan sonra yönelmek istenen yeni toplumda, bireyin, kişinin knnıımunıın saptanması belirleyici olan yönü gösterir." (150151) Çotuksöken'in deyimiyle, "kişinin, bireysel öznenin keşfedılmesiyle içinde yaşanan "bu dünya"nın değer kazanması arasında içten bir bağ vardır. Bu ise, öte yandan, laik bakış açısının yaşama geçirilmesinden başka bir şey değildir." Başka bir dcyişle laiklik, "modernliğin yapı taşı olarak bcliren" bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Çotuksöken laiklik kavramını üç boyutta clc almaktadır: Bir ad olarak "laiklik", bir sıfat olarak "laik" ve bir eylemtııtıım, bir yaşama biçimi olarak "laik olmak". Her tiip aypımcılığı aşmak Laikliğın hem bireyin hem dedevletin bir nitcliği olduğunu vurgulayan Çotuksöken, Türk modenıliğinin vazgeçilmez bir dayanağı olan laikliğin, bazı çevreler tarafından hoşnutlukla karşılanmadığı için, ona rakip yeni dinsel kimliklerin 6n plana çıkarıfdığını ve bireylere dinsel kimliklerle kendilerini gösterme yolunun açılmaya çalışıldığını belirtir. ü n a göre, "laikliğin, her türlü ayrımcılığı (ırk çı, milliyetçi, dinci, cinsiyetçi) aşmanın bir ilkesi olarak algılanması gerekır. Laiklik bu anlamda, modern toplumun eidos'udur, forma'sıdır; sivil toplumun va/.geçilmez koşukıdur." Bu bakımdan Çotuksöken'e görc, "son zamanlardaki gelişmcler (tarikatların önc çıkışı, dinsel eğilimlerin, dinsel nitelikteki bakış açı larının kamu düzenini belirlemek üzere gündeme getirilmesi türünden oluşumlara ilişkin tutumlar) Türkiye'de modernliğin temsilcileri olan ya da olduğunu öne süren bireylerin kendilerini sı namaları bakımından; modernliği ve onun vazgeçilmez koşulu olan laikliği ne boyutra içselleştirdiklerinin hesabını verme, verebilme bakımından bir fırsattır." (160 161) IV Çotuksöken'e göre, hem bir yorumlama hem de bir eleştiri çabasının yer aldığı telsefi ctkiıılik (söylenı) nesnel değildir. (s. 33) Aııeak felsefede son amaç ncsnelliktir, kendisi nesnel olmamakla birlikte, nesnelliğin koşullarını ortaya koymaya ve temellendirmeye çabalamadır." (s. 26) Çotuksöken'in yapıtında işlediğitartıştığı kavramlar, dısdünyada karşılığı "işte bııdıır" diyebiıeceğimiz türden kavramlar olmasa da, bunlar, insani ve kültürel dünyanın oluşumunda, anlaşılmasında ve yorumlanmasında vazgeçilmez bir role sahiptirler. Bu nedenle özgür bir düşünüş biçimi olarak felsefcnin, özcülüğün vc kavram gerçekçiliğinin tuzaklanna düşmeden kavramlar üsriinde durması ve eleştirelsorgulayıcı tutumunu burada da göstcrmcsi gereklidir. Böyle bir yaklaşımın başarılı örneklerini sergilcycn (Çotuksöken'in kitabı, hem okışıımunu sürdüren felsefe geleneğimize hem de insanımızın ve kültürümüzün geleceğine yönelik önemli bir katkıdır. • (*) Ögr Cor, Ç Ü Eğıfım Vak Vel \cfc Cirııbu Efctinıi ABD Kavramlara Felsefe ile Bakmak/ lic tül Çolııhsökcn/ \n\ancıl Yayınları/ l\tanbulVm/ 1X4 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 462 Türker Acaroğlu 1915 doğumludur, Bulgaristan Türklerindendir, Türkiyc'ye 1112 yaşlarında geldi. Ankara'da Gazi Eğitim Enstitüsü'nü bitirerek bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra kütüphanecilik kurslarına devam etti ve Milli Kütüphane'de çahşmaya başladı. Kütüphanecilik, kaynakça ve belgecÜik yüksek öğrenimi görmesi için Fransa'ya gönderildi. Hep çalıştı Acaroğlu, yiÜarını "bibliyografya"ya adadı. "Bebek bakımı"ndan tutun da "felsefe"ye kadar birçok konunun kaynakc.asi.nl yaptı. yor. Öneğin 1998'de Prof. Dr. Perlev Naili Boratav Kaynakcası'nı ya yımladı (4). Yeni yayım ıanan bir de çcviri kitabı var: Bulgaristan Alevileri ve Demir Baba Tekkesi (5). Türkiye'de vc Dünyada Derleme Çalışmaları adındaki kitabı ise 1997'dc yayımlanmıştır (6). Bu kitabında derleme işini baştan sona her yönüyle ele almakta, konunun önemli sorunlarını bir kcz daha vurgulamaktadır. 1934'te yayımlanan Derleme Yasası bir aşamaydı kuşkusuz, bilinmezliöi önlemek için bir adımdı ama eksikti. Acaroğlu bu eksikliği hep dile eetirmiş, plakların, filmlerin kimi durumlarda fotoğrafların da derleme kapsamına girmesinde ısrar etmiijtir. O, derlemedeki "beş" sayısını da az bulmaktadır. Gercekten de azdır bu sayı, başka ülkelerde kırk beşe kadar çıkabilmektcdir. Bizde hiç olmazsa yedi olmalıdır. Türker Acaronlu'na savnı ARSLAN KAYNARDAG Değerli Derleme Müdürü ve Bibliyografyaa D erleme Yasası basın ve yayın hayatını ilgilendiren önemli bir ya sadır. Bizde 1934 yılında Atatürk'ün uyanııası ile kabul edilen bu yasaya göre, Türkiye'de basılmış kitap, yazı ve resimlerden beş tanesinin adları belirtilmiş kitaplıklara ulaştırılması zorunluluğu vardır. Yine 1934'te tstanbııl'da Basma Yazı ve Resimleri Derleme Müdürlüğü kurulmuştur. Müdürlüğün başlıca görevi "derleme" konusuna giren şeyleri toplamak, bunlann kaydını yapmak ve yasada adları yazılı beş kitaplığa gönderilmesini sağlamaktır. Müdürlük, altı ayda bir Türkiye Bibliyografyası'nı da yayımlar. Türkiye Bibliyt)grafyası 193453 yılları arasında düzenli olarak yayımlanmış, bu arada yine vasa gereginee 192838 yıllarını ıçeren ilk on yıllık da yayımlanmıştır. llk derleme müdürümüz, aynı zamanda değerli bir basınyayın tarihçisi olarak tanıdığımız Sclim Niizhet Cîeıçek'tir. Böylece kurııculuk görevini üstlenmek ona düşınüştür. ündan sonra kısa aralıklarla çesitli kimselcr müdürlük yapmış ve 1952 yılında bu göreve Türker Acaroğlu atanmış tır. Acaroğlu'nun atanması çok yerinde bir karardı. Çünkıı bu genç ve uinamik öğretmerıi devlet 1950 yılında, külüphanecilik, kaynakça ve belgecilik yüksek öğrenimi görmesi için Fransa'ya göndermişti. Orada çeşitli kursları basarıyla tamamladı, bir dc tez hazırlavarak (1) yur da döndü. Döner dönmez Derleme Müdürlüğü'ne getirildi ve hemen çalışmala rına başladı. 1974'te cmeli oluncaya kadar tanı 22 vıl bu göıevde kaldı. Müdürliık, lstanbul'daki ünlii Babıali Yokuşu'nıın başındaki eski Hattatlar ()kulu binasındaydı. Yani, eskisiyle ye nisiyleyayıncılık, Kİtapçılık vematbaacılığımızııı tam merkezinde bu.lunuyordu. Acaroğlu ve arkadaşları görevlerini bu taş binada yıllarca basarıyla sürdürdüler, yayıncı, matbaacı, kitapçı vc yazarlarla diyaloglar kurdular. O çevrelcrden birçok kımsede Türker Acaroğlu ile ilgili güzel anılar vardır. Bu satırların yazarı Acaroğlu'nu 1955 yılında tanırnıştır. Kitap, kütüphanesevgisi, bibliyografya bilinci aramı/da ça nuk ve saglam bir dostluk kurulmasına neden oldu. Ortak ilgilerimiz, benzer dııygu, düşünce ve dikkatlerimiz dostluğumuzu bugünlere kadar getirdi. Cav'ıt Orhan Tütengil, Sami Ozcrdim, Muzaffer Gökman gibi dostlan o yıllarda tanımış vc hcpimiz kaynaşmıştık. ()nların, 1960'ların başlarında yayımladığım Kitap Belleten dergisindeki katkılarını nasıl unutabilirim! Omek bir derleme mudurü oldu Acaroğlu. Ayrıca bibliyografya alanında araştırmalar, çalışmalar yaptı, yazılaryazdı, yayımladı. Radyolarda konuşarak yeni çıkan kitapları tanıttı. 1939'dan beri yaziyor. Yazılarının ve çevirileıinin, hazırladığı kitapların nicefik bakımından zenginliğini, çeşitliliğini, aynntılarıyla öğrenmek isteyenler, Müteferrıka dergisinde yayımlanan Türker Acaroğlu Bibliyografyası'na (2) bakabililer. 1915 doğumludur Acaroğlu, Bulgaristan Türklerindendir, Türkiye'ye 1112 yaşlarında gelmiştir. Ankara'da Gazi Eğitim Lnslitüsü'nü bitirerek bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra kütüphanecilik kurslarına devam etti ve Milli Kütüphane'de çahşmaya başladı. Yazımın başında belirttiğim gibi, kütünhanccilik, kaynakça ve belgecilik yüksek öğrenimi görmesi ıcın F;ransa'ya gönderildi. Hep çalıştı Acaroğlu, yıllarını "bibliyogıatya'ya adadı. "Bebek bakımı "ndan tutun da "telsefe "ye kadar birçok konunun kaynakcaMiıı yaptı (3). Bugün delıoşdurmuyor, yeni kaynakça çalışmaları ve çeviriler yapıp yayımlı Ornek bir müdür "Derleme" için yeni yasa tasanları hazırladı Acaroğlu, yayımladı onları, bir yandan da yetkili yerlere ulaştırdı. Ama ne yazık ki, bugüne kadar lıiçbir "merci"den,başvuruuğuhiçbiryetkilidenses çıkmadı. üysa olumluydu dedikleri, önemli ve yapıcıydı öncrileri. Onun çalışmalarını ve düşüncelerini kısa da ofsa öğrenmek, erdemli kisiliğini biraz da olsa tanımak isteyenler, derleme konusunda geçen yıl yayımladığı ki taba bakabilirler (7). Değerli bir bibliyografyacı, derleme işinin yorulmaz emekçisi olan dostıım Türker Acaroğlu'na sağlık dolu güzel yıl' lar diliyorum. Yazımın sonunda kendisine şöyle sesleneceğim: "Sevgili Acaroğlu, son kitabında (8) kısaca yer alan özyaşamöykünü ilgiyle okudum, ama yetmedi. Anılarını biraz ayrıntılı biçimde kaleme alarak kitap halindeyayımlayamaz mısınr' Bıınu senden bekleyenler var." • /) Tezin başltğt jöylc Türkler ve Türkiye ile tlgili h'ransızca Yayınlar ve Bel&eler Kataloğu. Bu tez yazık kı yayımlana mamıştır Acaroğlu nundan acı acı yaktnıyor. '2) Müteferrıka, 1995 (sayı 7) 3) Acaroğlu'nun felsefe konusundaki kaynakçau için bahıntz Fehefe Yazılıin (dervi) Kitap 4. Sözkonusu kaynakça Turkıye de /#5S> ile 192H yılları arasında ya yımlanan 77 felsefe kitabını kapsamaktadır 4) Prof. Dr. Pertev Naılı Boratav Kaynakçası, 11J1JH, "Perlev Nailı Boraüıv'a Ar maVari'dan ayrı basım Yayımlayan TC Kiiltür llakanlıgı, Ankara, 199S. 5) İvaniçka iîeorgteva, Bulgaristan Ale vılerı, 199S, îstanhul, Kaynak Yayınları (Çev Türker Acaroğlu) 6) Türkiye'de ve Dunyada Derleme Çalışmaları, Türk Kütüphanecıler Der neğı Yayınları, 1997 Utanbul. 7)A'ny SAYFA 17
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear