24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cünumuzün ünlii fehefecılerinden ? kımlcr kalılmntı Hcmen aklıma gelenleri söyleyeyim: Evandro Agazzi, KarlOtto Apel, Pierre Aubcnqııc, Enrico Berti, B. Borgcois, P.K. Chattopadhyaya, Robert S. Cohen, Donald Davidson, George Henrik von Vright, Paulin Hountonuji, Tomonobu tmamichi, I lans Eenk, Ricardo Maliandi, M. Markoviç, Günter Patzig, W.V. Ouine, Eduardo Rabossi, K.Wiredu vb. Yeter mi bu kadar? Yeter diyelim ve öteki soruya geçelim. Bıldıriler yaytmlanacak mı? Önceki kongrelerin bıldirileri yayımlanmış tnıydu Amerikan Düzenleme Komitesi yayımlayacak. Öteki kongrclerin bildirileri son iki kongrc dışında yayımlanmıştır. B Q yıl sonra toplanacak kongrenin Türkiye'de yapılmauna karar verıldiğini öğrendik. 21. yüzyılın ilk diinya felseje kungrcsi ulacak ve bizim ülkcmızde top lanacak Ana tema seçıldı mi? Yollar çabukgeçiyor, bazırlıklara hemen ba^lamak gerekecek berhalde Bu konuda neler diişüniiyonun, neler söyleyebilirsin? Bizim düzenleyeceğimiz 21. Diinya Felsefe Kongresi'nin ana konusu henüz saptanmadı. Rıınun bclirli bir proscdürü var. FlSP'in üye kuruluşlarına danışı lıyor, ancak kongreye evsanipliği edecek ülkenin öncrisi öncclikli ağırlık taşıyor. Son karar, 1999 yılında yapılacak FISP Yönetim Kurulu toplantısında alınacak. Uluslararası Pıogram Komitesi on üycden, artı bir başkandan oluşuyor. Bu üyclcrin beşi vc başkan FISP Yönetim Kurulu iıyelcrinden seçiliyor, ötekileri ev sahibi kuruluş saptıyor. Boston'da yeni yönetim kurulunun ilk toplantısını yaptık vc sözünü ettiğim komitenin beş üyesini seçtik bile. Türk üyelerini herhaldc 1999 başına kadar belirlcycceğiz. Başka ulusal komiteler de oluşturacağız. Oyleyse bize, kımsenın emeğtni sakıntmıdtğı bir imeee gerçekle^tırmeh düşıiyor Planlt, özverilı, aynı zamanda zevkIt hır çahfma içine gireceg'iz ve 200 3 yılında toplanacak kongreyt, merakla, heyecanla bekleyeceğiz. Öyle değil mi? Çok iyi bir çalışma gerekccek elbcttı\ Sonra şunu da düşünelim ki, bizim relsefecilcrimizin sayısı Amerika'daki lelsefecilere oranla çok az. Dolayısıyla böylc bir olaya, bu çapta bir etkinliğe bütün felsefecilerimizin katkılarını bekliyoruz. Yalnız onların değil, f elsefeyi seven herkesin, felsefenin önemini bilenlerin katkılarını da bekliyoruz. Herkesin elinden gelen katkıyı severek yapacağını umuyoruz. Bu vesileyle kongrenin Türkiye'de yapılması önerimizin kabul edilmesi konusunda değcrli ilgilerini göstermiş herkese başta Cumhurbaşkanımız olmak üzcre Türkiye Felsefe Kurumu'nun teşekkürlerini sunmak isterim. loanna, söyleşimizin sonuna geldik, ehlemek ıstediğtn bir şey var mı? Söyleşiyi, Cumhurbaşkanımızın sözleriyle bitirelim. Sayın Cumhurbaşkanı bana gönderdiği kutlama yazısında şöylc diyor: "...Bu başarınız, cumhuriyetimizin 75. yılını kutlarken, felsefe alanında ülkemi/.de yapılan çalışmaların ulaştığı sevi yeyi yansıtması münasebetiyle gurıır vericidır." üevlctin en yüksek makamının daha sonra basınımızda da yer alan bu sözleri şüphcsiz sevindiricidir ve güçlü bir desteği dile getirmektedir. • (1) Arslan Kaynardag, loanna Kuçura di ıle Uluslararcıu Yelsefe Kummlan Fcderasyonu Konu\unda Söyleşi, Felsefe Dergin, lWJ,sayı2. (2) "Paıedia" eski Yunanca bir \özcuklür. Bılırn ve küllür eg'itimını en getıış anlamıyla karşılıyor Batı'da akademik çvvrelerde uk kullaııılınaktndır CUMHURİYET KİTAP SAYI 450 Bütün Dflşler Nazirdır Attilâ Şenkon genç bir yazar. Öykülerini ilk olarak 1990 yılında "Her Gün Perşembe Olsa" başlığıyla kitaplaştırdı. "Uykusuz Gece Düşleri" ve "Ten Yükü" öteki öykü kitapları. Fantastikgerçekçi çizgi, Şenkon'u bu tarzın günümüz Türk edebiyatındaki yıldız temsilcisi Nazlı Eray'a bağlıyor. "Düş ustası" olarak andıgı Nazlı Eray'la tanışmak, ona kendi kitabını armağan etmek üzere gidcrken neler hissettiğini anlatmakla başlıyor Bütün Düşler Nazlı'dır adlı kitabı. Prof. Dr. GÜRSEL AYTAÇ Bir öykücü Attilâ Şenkon, bir hayat Nazlı Eray B ir öykücü bir başka öykücünün hayat hikâyesini yazarsaortaya sanatlı biyografi dcdiğimiz edebiyat türünde bir eser çıkar. Çünkü anlattığı hayat, söz konusu eseıin okunma nedenidir, ama kitap bu hayatı kaleme alanın eseridir. Biyograli yazarını, konu objesini seçmede yönlendiren sey, coğunlukla bir duycu bağı, yani anlatacağı yazara hayranlık, onunla rııh akrabalığıdır. Stefan Zweig, "Düııya Fikir Mimarlan" (Baumeister der Welt) başlığıyla hayatlarını anlattığı yazarlarla mizay ve kader ben zerliği içinde olduğu gibi, Oğu/ Atay da hayat hikâvcsini anlattığı edebiyat meraklısı ve Teknik Üniversite hocası Mustafa Inan'a saygı ve hayranlık duyar. Attilâ Şenkon .1962 doğumlıı, yani genç bir yazar. Öykülerini ilk olarak 1990 yılında "I ler Gün Perşembe Olsa" başlığıyla kitaplaştırdı. "Uykusuz Gece Düşleri" (1991) ve "Ten Yükü" (1995) öteki öykü kitapları. Fantastikgerçekçi çizgi, Şenkon'u bu tarzın günümüz Türk edebiyatındaki yıldız temsilcisi Nazlı Eray'a bağlıyor. "Düş ustası" olarak an dığı Nazlı F.ray'la tanışmak, ona kendi kitabını armağan etmek üzere giderken neler hissettiğini anlatmakla başlıyor Bütün Düşler Nazlı'dır. Ve ilk karşılaşma: "Kapı açılır açılmaz alev rengi saçlar hoş bir parfüm kokusuyla birlikte dalga dalga merdiven boşluğuna yayıldı. Türk edebiyatının düş ustası Nazlı Eray, televizyon programlarından bikliğim ışıl ışıl gülümseyişi ile karşımda duruyordu işte." (S. 9) Haiıza, iz bııakan yaşantılar, Ankara sevgisi, dcrken Nazlı Eray konuğu genç yazara hayatından kesitleri içeren video kasetlerini gösterir. Cjizli kamera ile kaydedilmiş olabilecekleri ihtimalinden söz edilen "kasetler", kitabın fantastik gerçekçi motiH işleviyle aıılatı dokusuna girmiştir artık. Çocukluktan, ilk gençlikten başlayarak birçok anı, hayat kesidi olarak canlanır böylece. Konuşan fotoğraf, Attilâ Şenkon'ıın başvurduğu ikinci iantastik öge. Nazlı Eray'ın Turizm Bakan lığı'ndaki mcmuriyct yılları, o yıllardan konuşan bir fotoğraf aracılığıyla aktarıl maya başlıyor: "Sıranın, devlet dairesindeki macera lara geldiğini anlayınca dayanamayıp seslencıim. O günleri sana en iyi bcn anlatabilirim. Zaten çekmecede iyice sıkılıp bunalmıştım. Biraz içim açılır. Şimdi ri üslupla Atillâ Şenkon'a konu oluyor: "Atlas Okyanusu'nu yüriiyerek geç KZm meye var mısınız? diye sordıım. Gözleri parladı. Mavinin torilan üzerinde yüriimeye başladık. Derinlik belirten açık ve koyu mavileriıı bızını ıçin bir anlamı yoktu. 'Aman dikkat edelim', dedi düş ustası. 'New York'ta mutlaka karaya çılcalım. Yanlışlıkla Carolina eyaletindeki Hatteras Burnu'na yaklasırsak Bcrmuda Şeytan Üçgeni'ne düşebiliriz.' 'Harita üzcrindeki tek tehlike Metin Bcy bence', dedim gülerek. 'Dua edelim de gelip atlası kapatmasın.' Çok geçmeden Liberty Adası göründü. Özgürlük Anıtı'nı selamlayıp biraz daha yürüdükten sonra New York'a ulaştık." (S. 73) Kitabın 7. bölümünde çocuk ve Nazlı ile çocuk Atillâ figürlerinin, hayalgerçek arası gitgeline fantastik kurmaca motifi olarak simgesel anlama ulaşması gerçekleşiyor. Atillâ Şenkon, Uykusuz Gece Düşleri kitabına yazdığı kapak yazısını almak üzere Nazlı Eray'a giderken çocuk bahçesinde oruınu "çocukluğunu" görür. Pilili ekose etekli, dantelli oeyaz blıızlu, tafta kurdeleli, rugan ayakkabılı küçük Nazlı'yı elinden tutup Nazlı Eray'ın yanına gider. Çocukluğuyla karşılaşmaktan şaşırmayan "düş ustası" şöyle der: "Zaten biz birbirimızden hiç kopmadık ki. Yüreğimin bir yani hep çocuk Nazlı olarak kaltlı. Arada canı sıkılınca çocuk bahçesine, luııaparka gönderirim onu. Biraz eğlendikten sonra döner gelirbana.'MS. 97) Attlla Şcnkon BÜTÜN DÜSIİCR Attilâ senkon 1962 doflumiu. yanl genç bir yazar Öykülerini İlk olarak 1990 yılında "Her Cun Perşembe Olsa ' bajlığıyla kitaplaştırdı. ca etsem beni çıkarıp şöyle ferah bir yere koyabilır nıisin?" (S. 17) On bölümlük kitabın ikinci bölümü, Şenkon'un Nazlı Eray'ı ikinci ziyaretinde öğrendıklerinden söz ediyor. Pcşpeşe geçirdiği beş ameliyat, ilk evlilik, Âtillâ Ilhan'ın yüreklendirmeleri, Ferit Kdgü vc ilk başarılar. Nazlı Eray'ın hızlı üretkenliğinin ilginç örneklerinden haberdar oluyoruz. Pasifik Günleri'nin oluşumu, bunlardan biri. Üçüncii kitabını tasarladığı günlerdc, sevgilisince terkedilmekten dolayı perişan bir arkadaşını oyalamak amacıyla ona bir roman dikte etmiştir Nazlı Eray: "Çok iyi dakılo yazardı. (^)ndan daktilonun başına geçmesini ve söyleyeceklerimi yazmasını istedim. Böylece Pasifik Günleri, Türk edebiyatında örneği bulunmayan bir dikte roman olarak yazılmaya başladı. Günde yedi, sekiz saat durmaksızın çalışıyorcluk. Fonda dcvamlı çok sevdiğim Rigolettooperası çalıyordu. Roman öyle bir ıvmeyle ilerliyordıı ki, akşamları ayrılırken ertesi gün yazdıracağımı ben debilmiyordum. Beni bile şaşırtan sürprizlerle sürüp giden roman yirminci günün akşamında tamamlandı." (S. 33) "Bütün Düşler Nazlı'dır", Nazlı Eray'ın 1988'e kadarki hayatını, özellikle yazarlığıyaratıcılığı açısından bilgi verecek biçimde anlatıyor. Onıın yazdıklarının konıısıınu yaşantılarından aian bir yazar olmanın bilinci içinde, eserleriyle yaşantıları arasındaki bağa dikkat çekerek hayat çizgisini gözler önüne sermesi söz konusu. Edebiyat dünyası, edebiyat piyasası ile iliskileri, okuyucularına karşı tutumu, akılda kalıcı imgelerle anlatılmış. Nazlı l'>ay'ın renkli dünya gezileri, onun anlatılarını çağrıştıran bir fantastik Pasifik Günleri Canlanan Anılar Nazlı Eray'ın çocukluk amlarını akta ran 7. Bölüm, Atillâ Şenkon'un ziyaret sebebi arka kapak yazısını almasıyla bi terken âdetâ bir çerçeve anlatı oluşturuyor. Bu kez kendi çocukluğunu hatırlar Şenkon: "Çocuk bahçesine kadar sekerek y ürü düm. Park boştıı. lçimdeki çocıığu salın caklardan birine oturttunı. 'Bu güzel havada toplantıya girip sıkıl manı istemiyorum' dedim ona. 'Burada kal ve keyfine bak. Akşamüstü geçerken alırım seni.' Toplantıda anlatacağıııı projeyi düşünerek parktan çıkarkcn salıncağın gıcırtısını uuydum. Yıllar öncesinden gelen bu tatlı sese çevirdim başımı. Çocuk Atillâ, elindeki yazıyı sımsıkı tutmuş, yüzünde mutlu bir gülümseyişle uçarcasına sallanıyordu." (S. 11) "Tam bir yaşayan ve yaşadıklarını ya zanım" sözlcri aktanlan Nazlı Eray, yaşantılarını kendi yazdıklarına konu al makla yetinmemiş olacak ki Atillâ Şenkon'a da bunu tcklif etmiş: "Bu arada farklı bir tiir deneyip renkli, şaşırtıcı bir yaşam öyküsünü yazmaya nedersin?"(S. 13 i) Nazlı Eray'ın yaşam öyküsü, Attilâ Şenkon cibi onun tarzında yazan bir ya zarın kaleminden Nazlı Eray anlatıların dan farklı bir tat vermiyor okura. Bunu, anlattığı yazarın üslubuyla özdeşleşmiş bir biyografın basarısı olarak da saymak mümkün, ama o hayatı nesnelleştirerek işlemediğini, kendiui anlatı dokusuna katarken üslubuyla Nazlı Eray'dan apayrı, dolayısıyla o nayata başka açıdan ba kamayışını yadırgamak da mümkün. Edcbi biyografinin yazan gibi anlatılan hayat da bir yazarın hayatıysa, "üslup" başlı başına önem kazanın eserin değerini belirler. "Bütün Düşler Nazlı'dır", edebiyat bilimcisini bu gerçeği düşünmcye çağırıyor. • Bütün Düşler Nazlıdır / Attilâ Şenkon/ Can Yayınları /147 s. SAYFA 5 Yaşayan ve yaşadıklannı yazan
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear