24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

nik= 1. dirimkıırgu, 2. diıimkuıgusal, büro=l. yuzıcvi, 2. yazıişleri, bürokrasi=genörgiit = diyapozontınlaç, cliyet=bcsidüzen, dizayn=tasarçizim, ekolayzer=eşitleyici, clektrikbalkı, enformasyon=l. bilgiderleyim, 2. tanıtnıa, 3. bilgi, 4. danışma, enlormatik=bilgisayıın, enlarktüs=tıkanca, eylül=verim, hrsatelerinıi, tilm=izit, fizik=doğabilim, fuaye=gezinek, garanıör=güveneeci, global=evrenscl, globalleşmeevrensellcşmo, habitat=yaşamortam, hafta = ycdil, haziran^bozaran, hidrofor=subasar, hizmct=işgörü, hukuk=tüze, idcolojidüşüngii, imza=l. adlama, 2. adlam, istihdam=işlendirnıe, kadastro=yeryazım, kampanya=diziçaba, kapital = üretke, kampus=ycrlcşke, kasct=kutucuk, kira=l. tutmalık, 2. tutma, kiracı=tutman, kokteyl parti=içkili buluşum, konsensüs^anlaşım, koordinasyon=eşgiidüm, kronometre^süreölçer, lise=üstokul, lobbyl. beklenek, 2. etki kümesi, 3. vasa etkileme eylemleri (çalışmaları), etkilenıe eylemleri (çalısmaları), matematikuzbilim, mcdyatoplıı iletişim araçlan (TtLAR), misyon=l. görev, 2. görev kurulu, 3. ulugörev, orgazm=doruklanım, partime=yarıgün, performans = başaıım, protesto=açıkkuyarı, scoreboard=sayı göstergesi, spor=yiney, sponsor=destekleyici, süpermaıketbesin satımevi, şubat=gücük, taktik=yönlem, talk show=sözlü gösteri, temmuz=biçim, tıp=sağhkbilim, ücret=ödem, videoteyp, vidco=l. görüntü kuşağı, 2. görüntü alıcı, vizyon= 1. görüş, 2. uludüş, zaman=sürev, zigot=dölgöze vd. Sayın Mıhçıoğlu bıırada çalışmaları sürecinde Türkçe'nin değişik söz üretme yollarını işler kılmış; değişik kökler ve ekler kullanma, sözcük Dİrleştirme, sözcük budama, yörc ağızlarından alıntılama, ölü sözcükleri diriltmc, sözcük çevirisi, anlam çcvirisi, vd. \ lemen her bir sözcüğün ncrede, ne zaman üretildi»i, bu konııda kimlere danışıldığı, kimerle görüş alışverişinde bulunulduğu nasıl bir tartışma yapıldığı, ilk kez nerede kullanıldığı gibi konularda da öykülemeli bir anlatım kullanarak okuyuculara okuma kolaylığı vc tadı vermck istemiştir. Burada öneri niteliğindeki sözeüklerin öncmli bir bölümü tutunmuş ya da tutunmak üzcrcdir. Ozellikle yerli yapım yeni sözcüklerin tutunmaları, yeni yabancı sözcüklere oranla biraz daha çok zaman almaktadır. Bu da doğaldır. Yeni sözcüklcr, ozellikle yazarların, aydınların, gazetccilerin, öğretmenlerin... yakın ilgi ve desteğini beklemekredir. Bu kesimlcr, yazı ve konuşmalarında bu sözcüğe kullanım sıklığı kazandırdıkları oranda sözcüğün genel dilde tutunma şansı da artabilmektcdir. Sayın Mıhçıoğlu'nun kimi önerikrini beğenmeyebilir, dahası kinıi önerilere karşı da çıkabilirsiniz. Şu ya da bu gerekçeyle: Sözgelimi sözcük ve anlam çevirisine yaslanıldığı, kinıi önerileriıı clil clııygusuna vatkın olmadığı, kimi sözdizimsel yapılarıtı /orlandığı vb. konularda... Ben şu aşamada bunları çcık fazla öncmsemiyorum... Varsııı begenilmesin, vrasın tutunmasın kimileri... lutunanlar bir kazançtır... Türkçe'nin Argo Sözlüğü "Türkçe Argo Sözlüğü" Püskülliioğlu'nun son çalısmalanndan birisi. 158 sayfalık kitap, kaba bir ölçümc göre 25()()'ün iistündc sözcüktcrim içeriyor. Çalışmalarına şöyle bir göz attığımızda görüyoruz ki, onun dizgclcştirdiği sözcük ve terimler daha çok yaşayan, yaşayacak olanlarla ilgili. MEHMET GULER tuz yılı aşkan bir süredir (dille, sözcüklerle uğraşı rım. Bu zaman içinde oldukça çok sayıda vc çeşitli sözlükler ortaya koydıım. Onları ha/ırlarken kaygılaıım başkaydı, her biri için ölçü lerim başkaydı anıa çok rahattım. Ola naklar genişti. Bu sözlük için rahat olduğumu söyleyemeyeceğim. Çünkü dilin, ozellikle konuşma dilinin ta içinde olmakla birlikte, "argo "nun kolay ele geçmeyen yönleri olduğunu biliyordum. Ayrıca her an eldcn kaçan, dağılan, yok olan, eskiyen, yenilenen ve sözlükçüyü "kıç üstü oturtan" bir alan olduğunu duyumsuyordıım." "Türkçe'nin Argo Sözlüğü"nün önsözünde nöyle diyor Ali Püsküllüoğlu. 12 Eylül ara rejiminin TDK'nin tüzel kişiliğini bozması, içeriğini boşaltmasından sonra, kurumun sözlük görevini Ali Püsküllüoğlu yalnız başına üstlenmiş gibi. Bir anlamda şairliğini dc askıya alarak durmadan sözlükler hazırlıyor Püsküllüoğlu... Yıllardır tanıyorum Püskülllüoğlu'nu. Bu alanda çok yorulduğunu, artık şiirde yoğunlaşmak istediğini söylüyor. Söylüyor da, yine de elini ayağını çekemiyor sözlük dünyasından. Ara sıra şiirler damıtırken, yepyeni bir alan da kocanıan bir sözlükle çıkıp geliyor. Doğrusunu söylemek gerekirse iyi de cdiyor. Ali Püsküllüoğlu da olmasa kimbilir ne kadar kısır kalacaktı sözlük alanımız. Birtakım sözlükler hazırlansa da, pck çoğu Ali Püsküllüoğlu'nun titizliğiyle yaratılmayacaktı. Bu yüzden de dilimizin geldiği son uç noktalardan, özel dil alanlarından (argo) yeterince haberjmiz olmayacaktı. Püsküllüoğlu, hcıncn her alanda hazırladığı sözlüklerle gelişen, değişen dilimizin sözcük sözcük peşine düşmüş gibi. Durmadan sözcük avlıyor bize, onları parlatıyor, dizgeleştiriyor, yeni kullanım alanlarına sokuyor. "Türkçe Argo Sözlüğü" Püsküllüoğlu'nun son çalışmalarından birisi. 158 sayfalık kitap, kaba bir ölçiime göre 25()()'ün üstünde sözcükterim içeriyor. Çalışmalarına şöyle bir göz attığımızda görüyoruz ki, onun dizgeleştir diği sözcük ve terimler daha çok yaşayan, vaşayacak olanlarla ilgili Diğer sözlükleri gibi bu sözlüğünü de gömii durumuna sokmamış Püsküllüoğlu. Olmüş sözcüklere, terimlere fazla yüz vermemiş. dil dağarcığımızdan düşenleri elemis. ()nları ille de diriltme, yaşatma çabası göstermemiş. "Türkçe Argo Sözlük "ün önüne "Büyük" önadı Konmamışsa, kuşku yok ki nedeni özel dil alanlarından birisini oluşturuyor. Oğrendiğimize göre "argo" sözcüğü ilk kez Iransız ca'da XVII. vüzyilda kullanıfmava başlamış. Ingilizce'tle "jargon", "sfang", "vulgar tlili" gibi adlar alsa da, argo sözcüğü tüm dilleıe Fransızca biçimiyle (argo) girmis, evrenselleşmiştir. Sözlüğün önsözünden argonun türlü tanımlarını öğıeniyoruz. Argo diline "hırsız, serseri sınıhnın özel söz dağarcığı" diyenler var. Bazı tanımlar kısaca şöyle: "()zel bir halk topluluğunıın, başkalarınca anlaşılması güç, özel söz dağarcığıdır (I'lnglish Language Diciionary). " "Bir kesimin ya da öbeklerin farklı biçimlerde anlaşmayı sağlamak amacıyla oluşturduğu bir özel dil (l)oğan Âksan." "Argo deyince akla külhanbeyi gelir. Anadil içinde sonradan türetilmiş bir yardımcı dil. Temelde sözlü, doğal bir dil (Atilla Ozkırımlı)." "Toplumda belli.bir gruba veya sosyal bir sinıfa mahsus olan veya genel dilin koynunda asalak bir kelime hazinesi (Ferit Dcvelioğlu)." "Ayrılmak ve/ya korunmak isteyen, yaşama ortam ve biçimleri birbirlerinc yakın kişilerce yaratılıp benimsenmiş sözcükler, deyimler bütünü(...), konuşma biçimi (Hulki Aktunç)." "Ortak dilden olmakla birlikte her yerde ve her zaman kııllanılmayan ya da kullanılmaması gereken, külhanbcylerin, serserilerin ya da eğitimsiz kimselerin kullandıkları sözcük, deyim ya da söz (Ali Püsküllüoğlu, Türkçe Sözlük)." Argoya daha geniş açıdan bakıldığında, onunla mizah arasında bir bağlantının kurulabilcceğini düşünüyorum. Mizahın içinde argo, argonun içinde de mizah her zaman olmuştur. Mizahı nasıl daha çok ezilen, sömürüIen, alt katman insanları yaratıvorsa, argoyu da bu kesimde (katmanda) yaşayan insanlar yaratıyor. Alt insanına bııdıır. C i e n c1 içinde Ali Püsküllüoglu'dan genişletilmiş bir yeni basım sözlük dilin argo karşı mizahı da, argoyu da savunma, saklırı dili olarak kullanıyor. Kuşkusıız bu dillerin oklarmı bazen kendilerine çevirdikleri de oluyoı. Daha çok öz be niyle hesaplaşmak istediği zaman yapıyoılar bunu. Yaptıklarında kendilerine karşı daha yumuşak, daha hoşgörülü de davranmıyorlar. Argoda ve mizahta birtakım simgeler, mecazlar, eğrelilemeler yoluyla başarıyorlar bunu. Neyzen Tevlik'te, Bektaşi tıkıalarında, son dönemlerde de (,an Yücel'in şiirlerinde mizah ve argo o kadar iç içe geçiyor ki, bunları biroirlerinden ayırmak ol dukça güç. Bu havada ürün verin de argo ve mizahı iç içe geçiıemeyenlerin yazdıkları ete kemiğe nürünemiyor, cılız kalıyor. Kısacası argosuz mizah, mizahsız argo tek kanatlı kuşa benziyor, bir türlü uçamıyor. Ali Püsküllüoğlu'nun, argonun ölçünlü dilleri bozmasmdan kaygı duyduğunu görüyoruz. Son dönemdcki kitle iletişim araçlarının argoyu özendirici oluşlarından da rahatsız. Bu kaygılarında kuşkusıız haklı yanlar var. Dilin niteliği ile kültürün, dolayısıyla toplumun niteliği arasında her zaman bir koşutluk kurulabilir. Toplumun giderek argolaşmasından kayaı da duyulabilir. Böyle de olsa argo bir yaratıcılıktır her şeydcn önce. Yazarlar, sanatçılar tarafından iyi kullanıldığı zaman anlatıma doğallık, içtenlik katar, özgürlük duygularını pekiştirir. Sözcüklere yeni bir perspektif, işlevsellik kazandırır. Örneğin, "ibik kaldırmak" argo bir devimdir. Karşılığı olan "başkaldırmak, kafa tutmak"tan daha da özgün, doğal düşebilir yazıya. Tabuta "imamın kayığı" denmesi, dişilık organının "incir" eğretilemesiyle verilmesi, uzun yol otobüslerine sonradan alınan yolculara "ördek" adının takılması, eşcinsel bir erkeğin 58'le ifade edilişi, eroinafyon gibi uyuşturuculara "beyaz" denmesi, dayak atmanın "mariz atmak" biçiminde ifade edilişi sözcüklere ikinci anlamlar yüklenerek onlara dilsel zenginlikler kazandırılmış değil midir? Günümüzde bilim ve sanat alanının giderek türlenişi gibi, argo alanı da çeşitlenip türleniyor. C^rneğin, eskiden külhanbeyi argosuna bağlı olarak okul, hırsız, gemici, kışla, mapusane argosu varken, süreç içinde bunlara yenileri eklenmeyc başladı. Bugün televizyon, transparan, pop müzik, mizah/karikatür, lahnıacun/hamburger/fast rocıd argosundan söz edilebilir. Daha ileriki yıllarda bilgisayar, robot, uzay argosu da olıışturulursa hiç şaşmayalım. "Türkçe'nin Argo Sözlüğü" titiz bir eıııeği sergiliyor. Dil ve şiir ııstası Ali Püsküllüoğlu'nun çalışması bu alanın ilk sözlüğü değil. Kuşku yok ki son sözlüğü de olmayacak. Dilimiz gelişlikçe süreç içinde zincire başkaları da eklençcek. Anıa Püsküllüoğlu'nun bu çalışması dilimizin, sözlük dünyamızın nabzını çok uzun zaman elinde tutan önemli bir çalışma olacak. Tıpkı diğer sözlükleri gibi. Kuşkumuz yok bundan. • Türkçe'nin Argo Sözlüğü/ Ali Pıhkiillıioğln/ Özgür )'./ SAYFA 9 Argo bir yaratıcılıktır ( Püsküllüoğlu'nun son çalışması Sözcüklerin Oyküsü, bence hemen herkesin dikkatlicc okunıası gereken kitaplardan biridir. Bu kitabı okurken, bir yandan eski TDK'li bilimcilerin nasıl bir bilimsel titizlik, özen ve özverivle calıştıklarını öğrenecek, öbür yanuan da Türkçe'nin lcendi yapısal özellikleri içinde yeni kavramlara nasıl veni sözcükler yaratabilecek gizilgücü bulunduöunu görecek, l'ürkce'de sözcük azlığını, terim yaratmanın güçlüğünü, dahası olanaksızlığını, bundan ötürü Türkçe'yle bilinı yapılamayacağını ilcri süren kimi bilimcilerin görüsjerinin ne kadar da temelsiz olduğunu anlayacaksınız... • :UMHURİYET KİTAP SAYI 353
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear