05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

cünü geliştiremiyor? "tktidar ve Tarih" bu soruları cevaplamaya çalışan bir inceleme. Bu aksaklıkların öncmli bir nedcninin I930'lu yıllarda yaratılan Türk Tarih Tezi, yöntemsiz, kurgusuz ve kuru bir "ulusal" tarih anlayışı olduğunu savunuyor. Devrimcidarbeci yüzeysellik bu tezin yarattığı zihniyet... Türkiyc'de iktidar ve muhalcfct anlayışının, eleştiri anlayışının tarihçilikte yaratılan zihniyetlc yakından bağlantıh oluşunıı vurguluyor. Bıınıı Avrupa ve Osmanlı etkilerini ve ulusçuluk formüllcrini irdeleyerek yapıyor. Adeta "dcmokrasi sorunlarına bir de bu açıdan bakalım ' diyor. Bir Çöl Rüzgârı Omrümüz/ Öıner Hayyâm/ Çeviren. Kenan Sarıaliağlu/ lyi Şeyler Yayıncılık/ 111 s. Ömer îbn îbrahim El Hayyâm, 1040 yıllarında Nişâbur kcnti yakınlarında doğdu. Scksenbeş yaşında aynı kentte öldü. Öğrenimini, yazgıları çok görkemli olacak iki arkadaşıyla yoğun ve ıızun sürcli dostlukJar cdindiği bu ünlii kentte yaptı: "Dağın lhtiyan", esrarkeşler topluluğıınun gizcmli şefi Hasan Sabbah ve SelçukJu Sultanı Alp Arslan'ın veziri olan Nizâmülmülk, Firdcvsî, Mevlevî ya da Nizâmi gibi öteki şairler binlerce ve binlerce dize üretirken, Omer Hayyâm yüzyetmiş rubai ile kendini ölümsüz kıldı. Kitapta bu rubailerdcn bir bölümü yer alıyor. Durduramazsın Dünyayı/ Petcr Poulsen/ Çcvtrcn. Mnrat Alpar/ lyı Şeyler Yayıncılık/ 56 \ "Kendini anlatmak güç bir iş, ama şiir yazarken insanın hep kendini anlattığı da bir gerçek. Çevresindeki dünyaya, o dünyanın bir bölümüne bağıntılı olarak hep kendini anlatır ozan..." diyen Peter Poulsen'in şiirlerindcn bir bölümü yer alıyor kitapta. Ikimiz Arasında/ Henrik Nordbrandt/ Çeviren. Mıırat Alpar/ lyi Şeyler Yayıncılık/ 40 v "Son yıllarda pek çok şiirinin Türkçe çevirileri yayımlanmış olan Danimarkalı ozan Henrik Nordbrandt (d. 1945) Türk okurların yabancısı sayılmaz artık. Bugün yaşayan dünya ozanları arasında özel bir yeri vardır Nordbrandt'ın. Orgensel bütünlük, ezgisel bir deyiş ve özgün, şaşırtıcı bir şiir mantığı Nordbrandt şiirinin en belirgin ozclııkicıı arasındadır. Nordbrandt'ın şiirleri, Wittgenstein'ın "anlatılamayana gelince, susmak gerekir" savını çürütmek amacıyla yazılmış gibi. Anlatılamayanı, okııra sezdirerek yaşatabilecek güçte bir ozandır Nordbrandt. Bu seçkide yer alan şiirler, ozanın başka yönlerinin yanı sıra, gizemci yönünü de açıkça göstermektedir sanıyorum." diyor önsözde Murat Alpar. Diinün Yedi Günü/ Claııde Estcban/ Çeviren: Hüseyin B<î}/ lyt Şcylcr Yayıncılık/ 72 s. Çağdaş Fransız şairleri arasında özgün bir yere sahip olan Claude Esteban, uzun yıllardan bu yana Sorbonne'da îspanyol cdebiyatı dersleri vermekte. 19741981 yılları arasında Argile Dergisi'ni yönetmiş olan, bugün ise Flammarion Yayınevi'nin Şiir Bölümü'nü yöneten Esteban'ın, 19681991 yılları arasında yayımlanan ve aralarınd • La Saison devastee, Orange Export ve şair Emmanuel Hocqııard'ın Ispanyolca'dan çevirdiği L'insomnie ve elimizdcki kitapta çevirisi sunulan 'Sept jours d'hierDünün Yedi Günü'nün de yer aldığı 13*ü aşkın şiir kitabı bulunuyor. Esteban, ayrıca çok sayıda deneme ve düzyazı eserinin yanısıra Latin dünyasının Octavio Paz, Jorge Luis Borges, Francisco Quevedo gibi ustalardan yaptığı çevirileCUMHURİYET KİTAP SAYI 353 rivle de tanınıyor. Bahçelerin Beyaz Güneşi//<v;;/ \ ullauı/ Çeviren Sıiıuıh Rıjat/ lyı .Şcylcr Ya\ıncılık/ 12 s Çağdaş Fransız şiirinin çizgi dışı, şaşırtıcı, gizemli ozanlanndan biri Follain. 1903 yılında Normandiya'da, Canisy'de doğdu. Hukuk okudu. Paris'te Salnıon, Keverdy, Fargue gibi ozanlarla dostluk kurdıı; şiirler ve düzyazı anlatılar yayımladı. 1939'da Mallarme ödülünü, 1970'te Fransız Akademisi büyük şiir ödülünü aldı. 1971'de Paris'te, bir araba altında kalarak öldü. Yalın, sessiz, çarpıcı imgelerin, söz boyutunda dirilen ölü doğaların, "sıradan ve gündelik'Me kurulan simya denklemlerinin şairi. "Dünyayı yeniden öğrenmek, yeniden keşfetmek; her şeydeki çıplak güzelliği, basit aygıtla zanaatkârın gerili ya da kalkmış kolu arasındaki ilişkiyi yeniden bulmak" sözleri, poetikasının ana izleklerini özetler gibi: îyi Yürekli Yaşlı Adamla Güzel Kızın Öykiisü/ Italo Svevn/ Çeviren Rckın Teksoy/ Tclın Yayıncılık/ 71 s "Gerçek bir gencin gönlü tutuştuğıında, sevgisi, çoğu kez çok geçnıeden isteğiyle hiçbir ilişkisi kalmayacak tepkiler doğurur beyninde. Kimbilir kaç genç, kollarını açmış bir yatağa ağızları kulaklarıııa vararak kendilerini bırakacak \crde, bir kadınla yatmak için ilkın ele geçirmek, yaratmak, yok etmek gerektiğini sanarak, en azından kendi evinin düzenini alt üst etmiştir. Tutkulara karşı daha iyi korundukları söylenen yaşlılar ise, bilinçli bir biçimde kendilerini bırakırlar ve suç yatağına girerken, yalnızca kendilerini üşütmemek için gerekli önlemleri almakla yetinirler. Yaşlıların dilinde bir serüven, işe gönül de karışırsa gerçek olur. Bir yaşhnın, gerçek olmayan bir serüven yaşayacak kadar genç olmasına çok az rastlanır; çünkü, bir zayıflığı örtmeye çalışan bir aşmlıktır bu. Güçsüz olanlar, yumruk attıklarında, yalnızca ellerini, kollarını, omuzlarını degil, gögüslerini, öbür omuzlarını da kullanırlar. Aşırı çaba nedeniyle yumruk güçsüzleşir, serüven ise panltısını yitirir, daha tehlikeli olur. "Benim yaşlı adamım içindcn şunları dedi: Bu kızı satın alabilirim... eğer satılıksa!" tşte Svevo. Bir minicik öyküde, koskoca bir yaşama bakış... Aşkın Üç Yüzü/ Yasushı Inoııc/ Çeviren Ayje Tek\nv/ Ti'/n\ Yıivmalık/ 75 .t Gücüm tükenmişti, parmağımı kı mıldatacak halim kalmaniıştı, islenı dışı olarak bakışlarımın canıdaki yansımasına takılmasına izin veriyordum. Namluyu parlatmayı bitirmiş, tcmizlemiş olduğun sikgü kolunu takıyordun. Bunun üzerine kalktın ve silahı her seferinde indirerek birçok kez omuzladın, ama az sonra silah kımıldamaz oldu. Sıkıca omzuna yapıştırdın ve bir gözünü yumarak nişan aldın. Birdcn kaskatı kesildim ve silahın açıkça sırtıma dönük oldugunun farkına vardım." Aşkın Üç Yüzü", ya da olanaksız bir tutkunun değişik yüzleri. Aynı erkeğe üç ayrı kadın tarahndan yazılan üç mektııp, bu sıradışı öykünün temel örgüsünü oluşturuyor. Başlangıç, sıradan bir ihanctin öyküsü. Sontıç ise çagdaş edebiyatın cn güzcl öykülerinden biri. Inoue, ekonomik anlatımla, usta ve yalın dillc, lanetlenmiş bir çiftin ve yasak aşkın ölümsüz bir yorumunu sunuyor. Parti tçi Demokrasi ve Türkiye/ Dr Snavi Tuncay/ Gündoğpn Yayınları/ 120 s. "Siyasal partilerin toplumla bütünleşebilmeleri ile liderlerin demokratik performansı arasında önemli bir paralellik bulunmaktadır. Parti içinde kararların alınmasına, demokratik yönctimin kurulmasına etki edebilecek bir iç yapının oluşumu demokratik işleyiş açı sından önkoşuldur. Ancak bunun için parti yönctim kademelerinde, bilgi, azim, irade, cesaret, gayret ve fcdakârlığa, yarışma ve iddiaya dayalı bir ıekabetin ile bulunması gerekir. Çünkü, günümüz dünya smda siyaset tek başına değil; bir ekiple birlikte yürütülmektedir. Partiler aracılığıyla yürütülen siya si.harcketlerin siyasal sistemdeki tıkanma nedenlerini, öncelikle idcolojilerdc aramamak gerekir. Bunda daha çok parti ideolojilerıni yürüten kişilerin tutum ve davranışlan, siyasi partileri yöneten genel başkanların ve dar bir oligarşik kadronun ikbal ve menfaatleri etkilidir. Doğu Bloku'nda bireylerin "bizim yerimize parti düşünür" mantığı, statik, yarışmasız, rekabetsiz, bir parti iç yapısını hakim kılmıştır. Ülkemizdc dc "liderimiz nerede biz oradayız" gibi geleneksel siyasi kültürün etkisi ile yerleşen düşünce kalıpları sistemin tıkanmasına neden olmaktadır. Bu durıım, siyasi kültür açısından Doğu Blokundaki oligarşik yapıyı da hatırlatmakta, üyelerin delegelerin, hatta alt yönetim kademelerinin de böyle bir parti yapılanmasında düşünce ve yarışma etkinliği bulunmamaktadır. Bu partilerde özgürce düşündüklerini savunmak, yeni alternatif fikirler ve görüşler oluşturmak, lidere karşı gelmek anlamına gelir. Böyle bir yapılanma ve ortaya çıkabilecek eylem, parti fikirlerine, parti ilkelerine ve parti disipli nine aykırı kabul edilir. Daha da ilerisi, bunlar parti lerden ihraç istemi ile karşılaşırlar." diyor kitabının bir bölümünde Suavi Tuncay. îster Mor, tster Mavi/ C.anan Tan/ înkılâp Kıtabevı/ 112 \ Kent yaşamının beylik alanlaruia neşeli aynalar tutan Canan Tan, gülmece edebiyatımıza kazandırılan yeni bir isim. Tan, tnkılâp Kitabcvi'nin Aziz Nesin Gülmece Öyküsü Odülü1996 finalistlerinden biriydi. Bu kitabıyla artık okuruyla yüzyüze. Güllabici/ Atay Sözer/ Înkılâp Kitabevı/ 93 s. Güllabici, Atay Sözer'in ilk kitabı. tnkılâp Kitabevi'nin bir dcfalık düzenlediği Aziz Nesin Gülmece Öyküsü Ödülü1996'nın "tanınmamış yazarlar kategorisi"nde kitaba adını veren dosyasıyla ödüle değer bulunmuştu. iV'l.lp lil!\('l Bir Mahkeme Öyküsü/ Cenap Cüvcn/ Înkılâp Kıtabcvi/ 110 \ Bir Mahkeme Öyküsü, Cenap Güven'in ilk kitabı. Aziz Nesin Gülmece Öyküsü Ödülü1996'nın "tanınmış yazarlar" kategorisinde aynı adlı dosyayla ödüle değer bulunmuştu. Şımdı elimizdeki kitap işte o dosya. Meslekler ve Sosyoloji/ Zafer Cirhtnlioğlu/ Gündoğan Yayınları/ 2 3X s Elimizdeki kitapta temel olarak iki ana. bölüm var. tlk bölümde işlevselci önermeleri, kuramlarının çıkış noktası yapan yazarlara yer verilmiş. îkincisinde ise, işlevselci kuramları eleştiren neoMarxist eğilimli kuramlar var. Çok özet bir biçimde söylenecek olursa, mesleklerin işlevsel yorumları, profesyonelleri toplumsal uyumu arttıran, 'genel'in çıkarını koruyan, çağdaş gruplaşmalar olarak tanımladılar. Bu grup açısından, profesyoneller özerk kuruluşlardır vc güvcnirliklcrini koruyabilmek için özerk kalmak zorundadırlar. Ikinci gruptaki yazarlar ise, profesyonelleri üst ya da burjuva Mnıfının elindc bir oyuncak olarak gördüler. Bu görüşte, profesyoneller ister istemez, devletin onayladığı düzene hizmet etmek zorunda kalırlar. DolayısıySAYFA 17
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear