Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
l l l
Ekonomi: Jale Özgentürk Haber Merkezi: Can Uğur Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer
İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına
l
Reklam Genel Müdürü
l l
Eğitim: Figen Atalay Spor: Cumhur Önder Arslan
l
Yaygın süreli yayın Baskı: İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş
ALEV COŞKUN
l Evsun Sinem Alkan
Fotoğraf: Uğur Demir l
Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 11A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. Ankara : İleri Basım
17 MAYIS 2025 SAYI: 36379
l
Genel Yayın Yönetmeni Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Betül Berişe mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara
Reklam Yönetimi: Yenigün
l
Tel : 0312 353 29 61. İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih
Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Mine Esen
Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık
Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş
l
mh. 1199 sok. no:1/7 Sarnıç-Gaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam
Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2, 34381 Şişli/İST.
Genel Yayın Koordinatörü AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel
Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25.
Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64
Ege Bölge Temsilcisi: Mehmet Şakir Örs
Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul
l
Hakan Akarsu Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi
e-posta: posta@cumhuriyet.com.tr Uets: 25999 - 15079 - 37611
Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat)
Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Emre Kongar (Bşk. Yrd.),
no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 711 40 20. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş.
Yazıişleri Müdürleri
l Ankara Temsilciliği: Güzeltepe Mahallesi, Abidin Daver Sokak, No: 14 Çankaya/Ankara
Faks: (0212) 251 98 68
Şükran Soner, Işık Kansu, Miyase İlknur,
Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilciliği: Halit Ziya Bulvarı 1352 Sok. 2/3
Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınma-
Özgür Soyer Cafer Kurt reklam@cumhuriyet.com.tr
Pasaport - İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Mine Kırıkkanat, Zülâl Kalkandelen
dan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir.
78 . Cannes Film Festivali’nden notlar:
o peradan öte,
operadan ziyade
Adalet, polis
ve devlet terörü...
om Cruise’un çılgın gövde
gösterisinin bile tümüyle
Tgölgeleyemediği politik sinema
örnekleri, Cannes gündemindeki
ağırlığını daha ilk günlerde
pekiştirmiş durumda...
stanbul Devlet müziğini yapmak yıllardır büyük merakla
Altın Palmiye için yarışan iki
KONUK
İOpera ve Balesi için kullandım.” bekleniyor. Ayrıca, yanıp kül
çarpıcı film, dünyamızın hangi
YAZAR
(İDOB), Atatürk (Sadun Tanju, Adnan olan Gilgameş’in yeniden
coğrafyasında bulunuyorsak
ERSİN
Kültür Merkezi’nde Saygun’larda Çay doğuşu, yılan şeklindeki
bulunalım, en acil yurttaşlık
ANTEP
bu akşam, Ahmed Sohbetleri, Pan ejderha gibi örneklerle,
görevimizin “tehlike” olmadığını;
Adnan Saygun’un Yayıncılık, 2012, s. 123) yalnızca sahne üstünde
ancak tehlikeli ve yaşamsal bir
“en büyük eserim” dediği, Eserin önemini senelerdir değil, orkestrada ve sahne
önem taşıyan demokrasiye sahip
topluma ve akademiye gerisinde çok daha büyük bir
librettosunu da yazdığı ve
çıkma mücadelesi olduğunu, yüksek
anlatma çabasında olan emeğe gereksinim duyuyor.
hiç izleyemediği “Gilgameş”
İki Savcı
sesle anımsattı.
müzikolog Prof. Gülper
adlı epik dramının dünyada
İzleyicisini omuzlarından
Özgün bir sahne
Refiğ’in danışmanlığında
ilk sahnelenişini, 16.
kavrayıp silkelercesine uyaran her
2016’da hazırladığı doktora
Uluslararası İstanbul Opera
eseri, bir destan
iki film de hepimizi yakın tarihin Fransız ‘ sarı Yelekliler’
ve Bale Festivali kapsamında tezinde Besteci Dr. Bülent
Provaları izleyen besteci
önemli gerçeklerini görmeye
Caner Akın yönetmenliği Yüksel, “Bir insanın
başkaldırısı ve polis şiddeti...
Prof. Dr. Hasan Uçarsu
ve üzerinde düşünmeye davet
ve İbrahim Yazıcı şefliğinde Tanrılar’ın biçtiği ölümlülük
şunları belirtiyor: “Gilgameş,
etmekteydi.
Fransa’nın yakın tarihine, 2018 mekanizması devreye girer.
düzenleyecek. kaderini değiştirme isteğiyle
Türk operası için hem sahne
yılında patlak veren “Sarı Yelekliler” Kurumsal düzeyde yürütülen
1962-1983 yılları arasında, mücadelesini konu alan
eseri ve müziğine farklı
Baskı düzeni, siyasi davalar...
hareketinin önemli boyutlarından soruşturma ekibini yöneten kadın
yani 55 yaşından 76 yaşına Gilgameş Destanı, tarihte
ve yenilikçi yaklaşımlara
Önce, Sergei Loznitsa (1964), “İki
olan ve polis şiddeti konusuna polisin (Léa Drucker) gerçeği
bilinen en eski edebi metin.
değin yazdığı yapıta ilişkin
kucak açan özel bir eser
Savcı” adlı filminde, siyasi iktidarların
odaklanan Dominik Moll’un (1962) ortaya çıkarma konusundaki
Hayatın geçici olduğu ancak
besteci şunları söylüyor:
olmasıyla, hem de sahneye
maşası olarak kullanılan “adalet” filmi “137 Numaralı Dosya” da kararlılığı sonucu, polislerin ve
aşkın kalıcı olduğu düşüncesi
koyma ve üretim açılarından
sisteminin nasıl çürüdüğünü (daha içeriğiyle çok önemli bir film. hiyerarşik sorumluların yalan
‘Bir olmaya varmak’ öne çıkar. Enkidu ve Gilgameş
bir dönüm noktası olarak
Biçimiyle iddialı olmayan, söyledikleri; hiçbir meşru müdafaa
ana karakterleri, konuşmaz doğrusu çürütüldüğünü), keskin ve
“1970’in sağ-sol, gerici-
tarihe geçecektir. Bu müzik
tersine, sıradan bir polisiyenin durumu yokken orantısız şiddet
şarkı söylemez, yalnızca çarpıcı bir mizansen eşliğinde gözler
ilerici çalkantı günlerinde, her
kesinlikle bir opera değil,
(hatta bir televizyon dizisinin) akıcı uyguladıkları; üstelik, emir
dans eder. Ölüm, üçüncü
alanda gücü ele geçirmenin önüne sermekteydi.
şüphesiz ki Wagnerci bir
klasik dilini tercih eden Dominik almadan ateş ettikleri; kurallara
perdede baskın olacak
ihtirası yükselirken Gilgameş’i 1930’lu yılların ortasında,
müzikli dram değil. Peki ya
Moll, öncelikle bir geniş kitle uymayan kovboylar gibi key fi
halde, merkezdeki en önemli
yazdım. Efsaneyi bilirsiniz.
Stalin’in tek adam rejimini
ne? Nevi şahsına münhasır
sineması örneği gerçekleştirmeyi davrandıkları, görsel belgelerle
konudur. Utnapiştim, insan,
Uruk Hükümdarı Gilgameş, güçlendirdiği dönemdeyiz. Baskı
bir sahne eseri. Saygun’un
hedeflemiş. İyi ki de bu yolu kanıtlanır. Güvenlik kameraları
Tanrı ve sevgi kavramlarını
halkına eziyet eden, Tanrılara
önceki operalarından, Yunus düzeni, siyasi davalar, hukuk
seçmiş. Çünkü siyasilerden ve herkesin cebindeki telefonlarla
irdeleyerek sonda ‘bir
bile meydan okuyan,
Emre Oratoryosu’ndan kurallarını hiçe sayan gizli polisin
polislere, toplumbilimcilerden çektiği videolardan bazıları
olma’ya varır” diyor.
gücünün doruğunda azgın
tamamen farklı. Bu bir
dokunulmazlığı... İşkencenin
hâkim ve savcılara, avukatlardan yadsınamaz delillerdir.
bir zorba. Hiçbir şey onu
destan. Müzik dilinde,
sistematik olarak uygulandığı
Başrolü bale olan gazetecilere kadar herkesin, İki polis gözaltına alınır ama
durduramıyor, korkutmuyor.
önceki eserlerinden,
karanlık hapishaneler... Her tür
milyonların izlemesinde yarar olan “Sarı Yelekliler” ayaklanması
Sonunda bu hali Tanrıları opera…
teknik vb. açılardan küçük
manipülasyona kolayca kucak açan
bir film “137 Numaralı Dosya”... sırasında ülke kontrolünü bir süre
öfkelendiriyor ve Gilgameş’in
Başrolünde bale
anıştırmalar, dokunuşları
polis kuvvetlerinin meşrulaştırılmış
Alman kökenli Fransız yönetmen kaybeden iktidar, kamu düzenini
en güvendiği adamını
dansçılarının oluşu gibi
bünyesinde taşısa da bu
şiddeti... Devlet terörünün dehşeti...
Dominik Moll yaşanmış bir sağlamak için ihtiyaç duyduğu
öldürerek ona gözdağı
birçok farklı yönüyle yapıt, müzik kendine has özel bir
Herkesin korktuğu, sindiği,
olaydan yola çıkarak, gerçekleri polis teşkilatını hoşnut etmek
veriyorlar. Bekledikleri de
yalnızca Saygun’un ifade kurgu sunuyor. Destansı,
bireysel küçük çıkarlar uğruna
çarpıtmadan, “polis şiddeti” zorundadır.
oluyor. Gilgameş kendini
anlamında bir dönüm uzun, geniş bir anlatı. Yapıtın
vicdanının sesini dinlemediği,
konusunu siyasal, etik, toplumsal Gözaltı kararı, yukarıdan gelen
güvende hissetmeyince
noktasını değil, Rejisör Caner alt başlığında ‘epik dram’
derin devletle resmi devletin terör
ve psikolojik boyutlarıyla emirlerle, ertesi sabah hemen
bu kez ölümsüzlük iksirini
Akın’ın da katıldığı görüşle, olarak belirtiyor. Belki de bu
uygulamakta buluştuğu bu gergin
derinlemesine işliyor. kaldırılır...
aramaya başlıyor. Ataları ona
adeta opera formunu esere ‘destansı sahne eseri’
ortamda, genç ve idealist bir savcı,
“Sarı Yelekliler” hareketi Fransa gibi hukuk devletinin
ölümden kaçamayacağını,
aşan bir sonuca ulaşıyor. ya da ‘destansı dram’ demek
işini dürüstçe, hukuk kuralları sırasında, Aralık 2018’de Paris’te, hâlâ var olduğu, bağımsız adaletin
ancak ‘gençlik od’u’
Yaşamında çektiği zorluklar, doğru olabilir. Zihnime
çerçevesinde gerçekleştirmek Champs-Elysées caddesine sesini taviz vermeden duyurabildiği
verebileceklerini söylüyorlar.
vazgeçmediği mücadeleyle en yakından Erzurum âşık
yakın bir ara sokakta, silahlı bir ülkede polis şiddeti (ya da
istemektedir.
Ama verilen gençlik od’unu
besteci; adeta kendi kaderi kahvehanelerinde bildiğimiz
beş polisten oluşan mobil tim, benzer bir nitelemeyle devlet
Gizli polisin, Bolşevik ideallere
yılan şeklinde bir ejderhaya
ve düşünce yapısıyla hayata uzun kış gecelerinde aşıkların
hiçbir grup içinde bulunmayan terörü), zaman zaman hukuk
gerçekten sahip çıkan has
kaptırınca, gençlik umudu da
dair son sözünü söylüyor. günlerce süren destansı
ve tehdit oluşturmayan iki devletini bile susturabiliyorsa siz
devrimcileri bile sahte suçlamalarla,
elden gidiyor ve Gilgameş’i
Bestecinin yakın dostu anlatıları, dahası Cengiz
gence, ellerindeki uzaklaştırıcı gelin, demokrasi ve hukuk devleti
işkence altında imzalatılan düzmece
çökmüş, perişan bir halde yönetmen Halit Refiğ’in Aytmatov’un belirttiği
bombalarla 14 metre mesafeden kavramlarının amaç değil araç
itiraflarla zindanlarda çürüttüğü
Uruk’a dönerken görüyoruz. “Saygun’un (Wagner’e Kırgız ve Kazak destanları
ateş ederler. Gençlerden biri olduğu coğrafyalardaki durumdan
sistemin hukuksal ve ideolojik
Kendilerini Tanrısal güçte ve atıfla) Parsifal’idir” dediği gibi dev anlatı gelenekleri
başından ağır yaralanarak olduğu dehşete kapılmayın...
yanlışlarını düzeltmeye çalışır.
ölümsüz sananlar, mutlaka ve sahneye ilişkin tüm geldi. Şüphesiz Gilgameş bu
yerde, sokak ortasına yığılıp kalır. İyice uçuk bir dünya diktatörü
Azimlidir; gerçekleri ortaya
yenilginin korkuları ve unsurların ve rollerin yaklaşımın modern sahneye
Silah kullanan polislerden biri, çıksa da, yukarıda sözünü ettiğimiz
perişanlığını tatmalıdırlar. bambaşka hale getirildiği bu uyarlanarak güncel bir forma çıkarmak için görevli olduğu taşra
ambulans çağırmak yerine, kanlar filmlerin, küresel düzeyde
Efsaneyi, bu ruh halinin sıra dışı çalışma, ilgililerce dönüştürülmüş hali.” kentinden kalkıp Moskova’ya,
içinde hareketsiz yatan genci tüm televizyon kanallarında
devletin başsavcısına gidecek kadar
tekmeleyecektir... ve sinemalarda aynı anda
da inatçıdır. Ancak, kendisi kadar
Taşralı ailenin şikâyeti üzerine, gösterilmesini emretse... Bir şeyler
cesur olmayan (yoksa tertemiz ve
polislerin polisi denilen denetim değişir mi?
saf mı olmayan?) ve ne yazık ki
Özgentürk için atl as’ta t Ören
çoğunluğu oluşturan hukukçuların
Türk sinemasının usta koyarken gözyaşlarını “Toplumsal
uysallığı (ya da bencil çıkarcılığı)
isimlerinden, önceki tutamadı. Özgentürk’ün sinemanın
sayesinde güçlenen ve sertleşen
gün yaşamını yitiren kardeşi, belgesel yönetmeni kapısı kapandı”
sistem tarafından bir lokmada,
yönetmen ve senarist Nebil Özgentürk, ağabeyi sözleriyle derin
Özgentürk
Ali Özgentürk için dün, için “Çok erken kaybettik. üzüntüsünü dile kolayca yutulacaktır...
Beyoğlu Atlas Sineması’nda Çok uğraştık ama akciğer getirdi.
“İki savcı”, biçimsel açıdan son
tören düzenlendi. Törene enfeksiyonunu yenemedi. Özgentürk için bugün saat
derece tutarlı bütünlüğü yanında,
Özgentürk’ün ailesi, sanat Kolunun altında 60 projeyle 11.00’de, Adana Büyükşehir
tiyatrosal yalın mizanseniyle de ödül
dünyasından birçok isim, uğurladık onu. Bizim ailemizin Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nda
kazanacak güçte bir film. Loznitsa,
sinema emekçileri ve öğretmeniydi” dedi. Törende cenaze töreni yapılacak.
zaman ve coğrafya ötesi (yer yer
yurttaşlar katıldı. Törende gözyaşlarına hâkim olamayan Özgentürk, öğle namazının
de kafkavari) içeriği yanında,
Özgentürk’ün kızı Simay usta oyuncu Nur Sürer de, ardından Adana’daki Akkapı
biçimsel düzeyde sergilediği soğuk
Özgentürk, babasının yakın dostu Özgentürk’e veda Mezarlığı’nda toprağa 137 Numaralı Dosya
estetiğin hüzünlü şiirselliğiyle de
tabutunun üzerine karanfiller ederken yaptığı konuşmada, verilecek.
ödüllendirilebilir.
irinci Dünya Savaşı Mondros taleplerine boyun eğdiler. Yenilgiye Türkiye Cumhuriyeti düşmanlığı kanların karşılığıdır. Bu sonucu, Türk
Ateşkes Antlaşması’yla sona uğratılmış ve görünürde yıkılmış politikalarının (Soğuk Savaş, gençliğine emanet ediyorum” diyen
Berdiğinde Türk süngülerinin
olan bir ulus, yıkıntıların üzerinden Yeşil Kuşak, ılımlı İslam, BOP...) Atatürk, gençliğin ilk görevinin, Türk
bulunduğu yerlerin “vatan toprağı” yükselerek, kesinlikle eşit koşullar ve saldırılarının da kaynağının ne bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini,
olarak kabul edilmesiydi Misakı Milli. içinde dünyanın en yüce uluslarının olduğunu, ayrıca “Lozan yenilgidir” sonsuza dek korumak ve savunmak
Misakı Milli’yi savunmak için önüne çıkarak hemen hemen her diyen siyasal İslamcıların konumlandığı olduğunu söylemiş, uyarmıştı:
kongrelerle oluşturulan Kuvayı ulusal dileğini kazanmıştır.” yerin neresi olduğunu da somut olarak “Bağımsızlığına ve Cumhuriyetine
Time dergisi noktayı “Lozan gösterir.
Milliye’nin verdiği ulusal Kurtuluş göz koyacak düşmanlar, bütün
Savaşı’nın zafere ulaşmasından sonra Antlaşması, yüz yıldan fazla süredir Bugün “Kanal İstanbul”la, “Terörsüz dünyada benzeri görülmedik bir zaferin
Lozan’ın anlamı
gerçekleştirilen Lozan’la Türkiye İngiliz diplomasisinin ilk göze Türkiye”yle Lozan’ın tartışılması temsilcisi olabilirler.
Cumhuriyeti doğdu. çarpan başarısızlığıdır. Sonuçta çabasının ardındaki gerçek, günümüz Bütün bu koşullardan daha acıklı
Lozan’dan sonra
Atatürk’ün deyişiyle “Türk Lozan Antlaşması, Türkiye’yi yaka paça emperyalizminin ülkemize Sevr’i ve korkunç olmak üzere, yurtiçinde
İngiliz diplomat Sir Andrew
Avrupa’dan atmak yerine Avrupa’yı dayatmasından başka şey değildir.
ulusuna karşı yüzyıllardan beri iktidara sahip olanlar, aymazlık ve
Ryan, Lozan’ın topraklarında güneş
hazırlanmış ve Sevr Antlaşması’yla Türkiye’den atmıştır” cümlesiyle sapkınlık ve hatta hainlik içinde
batmayan imparatorluğun yani o
koymuştu. Söylev’inde uyardı
tamamlandığı sanılmış büyük bir yok bulunabilirler.
dönemin emperyalizminin yenilgisinin
etme girişiminin yıkılışını bildirir bir
1927’de Meclis’te okuduğu Dahası bu iktidar sahipleri, kişisel
belgesi olduğunu şöyle itiraf etmişti:
Yüz yıldır süren
belge” olan ve 24 Temmuz 1923’te çıkarlarını istilacıların siyasal emelleriyle
Söylev’inin sonunda, “Bu söylevimle
“Lozan’da onursuz bir barış
imzalanan Lozan Antlaşması’ndan “Bütün bu reddettiklerinizi bugün ulusal varlığı sona ermiş sayılan birleştirebilirler.
imzaladık. Bu İngiltere’nin şimdiye
sonra işgal kuvvetlerinin son birlikleri Ulus, yoksulluk ve sıkıntı içinde harap
cebime koyuyorum. Yarın birer birer büyük bir ulusun, bağımsızlığını
dek imzalamış olduğu antlaşmaların
2 Ekim 1923 günü Dolmabahçe’de çıkarıp sizlere ödeteceğim!” nasıl kazandığını; bilim ve tekniğin ve bitkin düşmüş olabilir.
en uğursuzu, en mutsuzu ve en
Türk bayrağını ve Türk askerini
Lozan’ın imzalandığı dönemde İngiliz en son ilkelerine dayanan ulusal ve Ey Türk geleceğinin evladı! İşte
kötüsüdür.”
selamlayarak İstanbul’u terk etti. dışişleri bakanı olan Lord Curzon’un çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu bu durumlar ve koşullar içinde
İngiliz tarihçi Arnold Toynbee şöyle
Mustafa Kemal Paşa’nın, 13 yüz yıl önce söylediği bu söz, anlatmaya çalıştım. Bugün ulaştığımız bile görevin, Türk bağımsızlığını ve
Kasım 1918’de Boğaz’da söylediği değerlendirmişti Lozan’ı: Cumhuriyetini kurtarmaktır.
emperyalizmin hıncını, intikam alma sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal
“Geldikleri gibi giderler!” sözü “Lozan’da müttefikler, Türk hırsını anlatır bize. yıkımların yarattığı uyanıklığın ve bu Muhtaç olduğun kudret,
gerçekleşmişti. ulusçularının yaklaşık olarak bütün Bu söz, o günden sonraki tüm sevgili yurdun her köşesini sulayan damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”