28 Nisan 2025 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
gorus@cumhuriyet.com.tr 24 MART 2025 PAZARTESİ 2 olaylar ve görüşler Atanmışların egemenliği Doğan ErgEnç So Syolog Millet iradesi KP’nin 23 yıllık gücünü hatırlattı iktidarına bakıldığında, Agörünenlerden biri de ir iktidarın halk desteğini yitirmeye şu: Bu parti, çoğu zaman ne başlaması halinde nasıl bir yol Bizleyeceği, tarihsel sahnede nasıl söylediyse tersini yaptı. Örneğin tanımlanacağı açısından son derece geçmişte sık sık, yolsuzluğa, önemli. Yurttaşın, muhalefetin tepkilerini yoksulluğa ve yasaklara (3Y) yok saymak isteyen bir iktidar baskı ve karşı mücadele edileceği sindirme politikasına sarılabilir. Hırstan söyleniyordu ama sonuç aksi gözü dönüp sadece “Ben karar verebilirim” yönde oldu. AKP döneminde diyerek körleşmiş bir siyasete sığınabilir. Bazen iktidarın tepesinde, sarayların kalın yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar duvarları arasında halktan koparak, çıkarcı hiç olmadığı kadar arttı. yandaşlarla etrafının çevrelenmesine “Milli irade” konusunda da seyirci kalabilir. “Kıssadan hisse” masallara bu parti ne söylediyse tersini da yansıyan “kral çıplak” haliyle asıl hesabı yaptı. Hatırlayalım, AKP, vereceği yurttaşa, seçmene karşı kör, sağır geçmişte sürekli “milli irade” hale gelebilir. Oysa çoğulcu, katılımcı demokrasilerde vurgusu yapıyordu. Neden? siyasetin yozlaşmasına, bir kişinin, partinin Çünkü atanmışların seçilmişler mutlak güç sarhoşluğuna kapılmasına üzerinde bir egemenlik kurduğu karşı panzehir belli: Güçler ayrılığı ilkesi. düşünülüyordu. İktidar aynı zamanda yasama, yürütme ve yargı olamaz. Demokratik, laik hukuk Demokrasinin rafa devletinde bu kuvvetler dengesi, adalet terazisidir de. Ufak bir hata bile bireysel- kaldırılması toplumsal özgürlükleri, iç barışı, ulusal “Atanmışlar” derken kastedilen seçilmişleri, atanmışlara kul tesis edilmesi anlamına ise demokrasinin en temel birliği riske sokabilir. asker ve sivil bürokrasiydi. etmeyiz.” gelmektedir. kuralları dahi yok sayılıyor. Buna göre Türkiye’de bir tür Köprünün altından çok sular Çok önemli bir kazanım olan Kara leke Yargı bağımsızlığı “bürokratik oligarşi” vardı ve Bugünkü tabloya gelirsek... Milyonlarca aktı. Geçmişte atanmışların seçme ve seçilme hakkımız Peki, belediye başkanları kişinin oyuyla seçilmiş İBB başkanı ve bu oligarşi ülkenin yazgısına egemenliğine karşı “milli iradeyi” ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. aynı zamanda CHP’nin cumhurbaşkanı dokunulmaz mı? Elbette değil. hâkim oluyor, seçilmişlerin ülke savunduğunu iddia eden AKP, Atanmışlar, seçilmişler üzerinde adayı olan İmamoğlu ve yakın çalışma Bir hukuk devletinde hukukun yönetiminde söz sahibi olmasını bugün özellikle söz konusu egemen oluyor. Bu gidişe ekibine yapılan operasyonlar, suçlamalar, dışına kim çıkarsa bunun engelliyordu. İşte AKP; bu yerel yönetimler olduğunda, dur demek, demokrasiye ve hapis kararlarıyla birlikte yaşanan süreç yaptırımı olmalıdır. Ancak bu, düzene karşı olduğunu söylüyor, “atanmışların egemenliğini” tesis insan haklarına inanan her ülkemizin demokratik işleyişi açısından demokrasiye ve insan haklarına atanmışların egemenliğine karşı kara bir lekedir. Büyük önder Atatürk’ün etti. Bilindiği gibi bu parti 2016 yurttaşın görevidir. Bu ülkenin kurduğu, ülkenin, kurucu partisi CHP’yi zarar verilmeden yapılmalıdır. seçilmişlerin egemenliğini, yani yılında, 5393 sayılı Belediye iki yüz yıllık Aydınlanma ve “şaibe” imajıyla alt etmeye, muhalefeti Bugünkü uygulama ise milli “milli iradeyi” savunduğunu iddia Kanunu’nun 45. maddesinde modernleşme tecrübesi var. kayyumlarla baskılamaya çalışan bakış iradeyi, demokrasiyi ve insan ediyordu. bir değişiklik yaptı ve kayyum Bu sürecin en radikal atılımı açısının yanlışlığı ortadadır. haklarını yok saymaktadır. Örneğin şu sözler Erdoğan’a ait: uygulaması hayata geçirildi. olan Kemalist Devrim ve onun Demokrasilerde sonsuz iktidar yoktur. Yargı bağımsızlığını ortadan “Sınırları aşan her türlü girişim, Buna göre terörle bağlantılı kazanımları var. Hiç kimsenin İmamoğlu ve ekibine yönelik sivil darbe kaldıran siyasi iktidar, kayyum olarak da yorumlanan bu ağır kararlar yetki gaspıdır, millet iradesinin görülen belediye başkanlarının gücü bu kazanımları ortadan karşısında yurttaşın verdiği yanıt ise uygulamasıyla belediyeleri çiğnenmesidir. Gücünü milletten yerine İçişleri bakanı tarafından kaldırmaya yetmeyecektir. Halk; kuşkusuz tarihe geçecektir ki bu mesaj kontrol etmeyi amaçlamaktadır. almayan, milletle aynı yöne, aynı kayyum atanması öngörülüyordu. egemenliğine, demokrasisine, ülkenin dört bir yanında, emeklisinden Olup biten budur. istikamete bakmayan her girişim Bugün, birçok seçilmiş belediye seçme ve seçilme hakkına öğrencisine her yaştan her kesimden Bugün Türkiye oldukça zor millet nezdinde, anayasa ve başkanının koltuğunda sahip çıkacaktır. Atanmışların verilmektedir. Önemli noktalardan biri de bir dönemden geçiyor. Bir yasalar nezdinde gayrimeşrudur. bu kitlelerin hepsi CHP’li değildir. Halk atanmışlar oturuyor. Bu, “yerel egemenliğini tesis etmeye taraftan ekonomik sıkıntılar iradesinin yok sayılmasına, haksızlıklara, Biz bu ülkede gayri meşruluğa demokrasinin” rafa kaldırılması kalkanlar, kaybedeceklerdir. yasaklara, kısıtlamalara, adaletten devam ediyor; diğer taraftan izin vermeyiz. Hiçbir zaman ve “atanmışların egemenliğinin” Bundan hiç kuşkumuz yoktur. uzaklaşan, otokratikleşen zihniyete karşı “Artık yeter” mesajı için meydanlara çıkmıştır. Kalabalıklar arasında gençlerin ve kadınların yoğunluğu da son derece değerlidir. Ne mutlu ki Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet aynı zamanda bir kadın hakları devrimidir. Savcı Doğan Öz’ü anmak... Sandığa koşuldu Yurttaş ağır ekonomik darboğazda beraat kararı vermek zorunda ProF. Dr. oKan ToYgar darbe üzerine darbe alırken muhalefete Arı kovanına çomak... yönelik algı çalışmalarına “hak, hukuk, kaldıklarını açıklar. Karar o Doğan Öz’e, 1972’de Denizlerin .M. Coetzee’nin “Barbarları adalet” diyerek iktidar koltuğuna ders kadar akıldışıdır ki Öz’ü katleden idam cezalarının kaldırılması verip sandığı göstermektedir. Dün JBeklerken” romanı, farazi bir İbrahim Çiftçi bile inanamaz ve 1973’te DGM'nin kuruluş milyonlarca kişinin destek olarak CHP imparatorlukta, iktidarın gücünü buna. “Hayır, beni öldüreceksiniz. kanununa karşı yürüttüğü sandıklarına koşması da bu çerçevede pekiştirmek için yerli halkı Çıkmıyorum” der. Sonrası daha da ele alınmalıdır. Yurttaş demokrasi sınavını mücadele nedeniyle soruşturma barbar olarak nitelendirerek ibretliktir. İbrahim Çiftçi tahliye barışçıl gösterilerle sandık üzerinden açılır. Tüm baskılara karşın asla düşmanlaştırmasını ve halkın dayanışmayla büyük bir başarıyla olur olmaz İLKSAN’a müdür olur. geri adım atmaz. vermiştir. direnişini anlatır. Ardından devletten ihaleler alan 1977’de Ankara’ya atandığında Asırlık Cumhuriyet gazetesi, yayın Yöneticilerin algı yönetimiyle muteber bir işadamına dönüşür. bu kez de o yıllarda herkesin ilkelerinde de vurgulandığı gibi Atatürk yerlilerin kötü, uyuşuk, ahlaksız 1997’de MHP genel başkanlığına ilkeleri izinde, demokrasinin, laik hukuk adını anmaya korktuğu olduğuna hatta günün birinde aday; sonrasında da MHP MYK devletinin savunucusudur. Bu sorumluluk kontrgerillayı araştırmaya birleşip imparatorluğa savaş bilinciyle ülkemizin içinden geçtiği kritik üyesi ve milletvekili adayı olur. koyulur. Bu konuda hazırladığı süreçte tüm gelişmeleri siz değerli açacağına inandırılır halk. Bu iki sayfalık raporla, “arı kovanına okuyucularına aktarmayı sürdürüyor. arada, imparatorlukta güçlü Cezasızlığın cesareti çomak sokar”. Gençlerin yarınlarına yönelik kaygılarını ve ezilen arasındaki ebedi Doğan Öz’ün katli, 12 Eylül duymak istemeyen, emekli, işçinin Bir solcu öğrenciyi öldürüp mücadelenin ortasında bir yargıç, darbesine giden süreçteki aydın çektiğini görmezden gelen iktidarın bildik kaçan ülkücülerin kullandıkları yerlilere yapılan işkencelere “gündem bombardımanı” taktiğiyle süreci cinayetlerinin ilklerindendir. silahı polisin engelleme çabasına unutturma çabasına karşı muhalefetin karşı çıkar ve suçlu ilan edilir. Sonrasında gerçekleştirilmiş ve rağmen Site Yurdu’nu aratarak birlikteliği, demokratik kitle örgütleriyle Doğan Öz Romandaki yargıç, 47 yıl önce birinden dahi hesap sorulmamış bulması, bardağı taşıran son işbirliği, yurttaşla bağı her zamanki gibi katledilen Ankara Cumhuriyet fakültelerinde okutulabilecek onlarca cinayet ve katliam, “Ceza son derece önemli. damladır. Artık istenmeyen, Savcısı Yardımcısı Doğan Öz’ü niteliktedir. Bu kararda, “Çok görmemiş ilk suçtan daha cesaret Yanı başımızda Suriye, İsrail, ortadan kaldırılması gereken bir (1934-1978) simgeler adeta. kültürlü bir ODTÜ öğretim üyesi, Filistin, İran, Akdeniz’deki gelişmeler, verici bir şey yoktur.” diyen savcıdır. Sürekli tehdit alır. emperyalist güçlerin BOP, GOP hayalleri 1959 yılında Ankara sanığı teşhis edemezken bir Marquis De Sade’ın ne denli haklı Ve 24 Mart 1978 Cuma sabahı, düşünüldüğünde ülke içindeki kutuplaşma Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni kapıcı nasıl teşhis ediyor” denilir. olduğunu ortaya koyuyor. eşi ve üç çocuğuyla vedalaşıp siyasetinin, demokrasiden uzaklaşma bitiren Öz, Diyarbakır, Konya, Bir hukuk metninde belki de ilk Bugün, saltanatın işine gitmek üzere beyaz girişimlerinin riskleri bilindik. Transatlantik Denizli, İnebolu ve Ankara’da kez tanıklığın sınıfsal olabileceği meşrulaştırılmaya çalışıldığı ilişkilerinde oluşan çatlakla birlikte Anadol’una binerken bir katilin dürüstçe, kararlılıkla görev yapar. söylenmiştir! Avrupa güvenliğinde Türkiye’yi kullanmak bir dönemden geçiyoruz. İBB silahından çıkan kurşunlarla isteyen dış güçlerin “Demokrasi karnesi Çermik’te toprak yüzünden Dosya 1 Nolu Askeri Başkanı Ekrem İmamoğlu katledilir. bizi ilgilendirmez, çıkarımıza yarasın” çıkan silahlı çatışmada onlarca Mahkeme’ye son kez nezdinde seçilmiş olanların yaklaşımları dikkatle izlenmeli. Bu bildik Sınıfsal tanıklık! kişinin öldürülmesinden döndüğünde, mahkeme; karanlığa gömülmeye çalışıldığı, emperyalist oyunlara iktidarı korumak sonra suçun, on beş masum Katil, 1978 yılının sonlarında İbrahim Çiftçi’nin Doğan halk iradesinin yok sayıldığı bir adına kanmamak, demokrasi için milletin ve yoksul köylüye yıkılmasına Öz’ü taammüden (bilinçli bir yakalanır, suçunu itiraf eder ve zeminde milyonlar “adalet” diye sesine kulak vermek gerekir. İktidar milletin mesajını duyup karşı mücadele eder. Ardından biçimde, önceden düşünüp dört kez idama mahkûm edilir. bağırıyor. anlamalıdır. Halk, iradesinin yok sürüldüğü Konya’da şeriatçı bir Ancak Yargıtay verilen cezayı tasarlayarak) öldürdüğünün Ve biz aydınlık, yurtsever, ilerici sayılamayacağını bir kez daha demokrasi dernek olan “Mücadele Birliği”nin her defasında bozar. İlk bozma kendilerince sabit görülmesine kimliği ile yurdu ve halkı için vurgusuyla hatırlatmıştır. Egemenlik kapatılmasına neden olacak gerekçesi, hukukun nasıl alabora karşın, Yargıtay Daireler Kurulu durmadan çalışan adaletin simgesi kayıtsız şartsız milletindir! dosyayı hazırlar. edilebileceği üzerine hukuk kararının bağlayıcılığı nedeniyle bir savcıyı saygıyla anıyoruz. kitapları...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear