10 Mart 2025 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
gorus@cumhuriyet.com.tr 29 OCAK 2025 ÇARŞAMBA 2 olaylar ve görüşler Kartalkaya yangını ve rant kültürü HALİT PAYZA YAZAR ürkiye’de sonu ölümle biten olaylar toplumun Tsosyolojisiyle yakından ilişkilidir, bu gibi olayların oluşumu sosyal ve yapısal gerekçeler dışında açıklanamaz. Dil de bakım ister Kartalkaya otel yangını bu sosyolojik rant kültürünün sonu Karadeniz bölgesinde biri para çekecek ama rECEP NAS felaketle biten örneğidir. makine çalışmıyor. Çağrı merkezine telefon EMEKLİ ÖĞRETİM GÖREVLİSİ Alman sosyolog Ulrich ediyor. Karşıdan söylenen: “Üzgünüm, bütün Beck, Risk Toplumu/Başka bilgisayarlar 'off'ta.” İki saat sonra aynı kişi “Türk analarımızın dili, anadili, Bir Modernliğe Doğru adını gene telefon ediyor: “Haçan ben Of'a celdum, diller güzeli. Yerine göre kılıçtan keskin, verdiği çalışmasında Markx’ın buraya da çalışmay.” çelikten sert, kayadan sarp, boradan hızlı, yabancılaşma kuramına benzer bürümcükten ince, kelebekten uçucu, Türkçe, İngilizcenin sözdizimiyle biçimde, risk toplumlarını kendi bozuluyor, bire bir çeviriyle. İki örnek: çiçekten renkli, kokudan tatlı, altından kendine, yabancı olma haline “Sana bi(r) şey soracağım ama yanıtı duyup parlak, sudan duru Türkçe. (...)“ gelişmelerin, bilimin, görülmesinin oranı çok daha geri götürdüğünü yazar: “Sanayi duymayacağımdan eminim değilim.” “Daha Böyle diyor Ruşen Eşref Ünaydın, I. Dil teknolojinin, politikanın, fazladır. fazla kalamayacağımı umut ederim.” Türkçe, toplumu, burjuva toplum Kurultayı’nda, tarih 26 Eylül 1932. Ama şimdi toplumun sabit kalmadan Devlet ontolojik olarak gene Türkçeyle bozuluyor: “İçeri ve dışarı dilimiz kirleniyor, derelerimiz gibi. düzeni, özellikle de muavenet ilerlemesi gerektiğini ileri sürer. yurttaşlarının güvenliğinden çıkarken kapıyı kapatınız.” “Yararlı olduğu Dil yalnızca iletişim aracı değildir. Kültür devleti ve sosyal devlet, insani sorumludur, bu işlevini denetim kadar faydalı da.” “Bu soruların cevapları taşıyıcısıdır, düşüncenin de yapıtaşıdır, yaşam bağlamlarını amaçsal- Domino etkisi sistemleriyle gerçekleştirir. yanıtsız kaldı.” gerecidir. Düşünce gücü için dil varsıllığı rasyonel olarak denetlenebilir, Bu süreçlerin Güvenlik ve denetim “İçin” ilgeci neredeyse dilden düştü, gerekir. Sözcük dağarcığının genişliğiyle üretilebilir, üzerinde tamamlanmadığı, eski yönetim varsa yoksa “adına” kullanılıyor: “İzlenceyi insanın kültürü, dünyayı algılayışı ve sistemlerinin işlemediği, işlevini tasarrufta bulunulabilir, biçimlerinin dayatıldığı yorumlayışı arasında sıkı bir bağ vardır. Dil zamanında bitirmek adına”, “bekletmemek yitirdiği toplumlarda daha fazla (bireysel ve hukuki anlamda) düşünceyi, düşünce dili besler. adına”, “barışa kapı aralamak adına”... toplumlarda görülen riskin ortaya çıkması, kayıpların sorumlu tutulabilir kılmakla Bilinir, Konfüçyüs, “Yurt yönetiminin olumsuzlukların yan etkileri artması kaçınılmaz biçimde Düşünce üretme gücü yükümlüdür. Buna karşıt olarak başına geçseniz ilk ne yapardınız” sorusunu, Beck’e göre “sürekli bir kıvrım artacaktır. Her şey “gerçekleştiriliyor”. “Yapmak”, risk toplumunda, tam da bu “Dili düzeltmekle başlarım” diye yanıtlamış. gibi birbirini izler, toprak zarar “olmak”, “düzenlemek”, “etmek” Atatürk de böyle yaptı, “Ulusal duyguyla dil denetim iddiasının öngörülemez görür, hayvanlar ve bitkiler yok Belleksizlik yok; ille de gerçekleştirmek... Toplantı arasındaki bağ çok güçlüdür. Dilin ulusal ve yan etkileri ya da çok sonra olur, erozyon tehlikesi artar, Kartalkaya örneğinde ve genel gerçekleştiriliyor. Atamalar, saldırı, görüşme, varsıl olması ulusal duygunun gelişmesinde ortaya çıkan sonuçları, toplumu tehlikeler anne sütüne kadar olarak turizm sektöründeki spor karşılaşmaları bile gerçekleştiriliyor. başlıca etkendir” çünkü. aşıldığı sanılan belirsizlik ulaşır. gelişme hizmet amaçlı olmayıp “Yapmak” da olmadık yere taşındı: “Ticari, çağına, çok-anlamlılık çağına, Medyayı, parayı, mülkü Dil ve devrim rant amaçlı ve kontrolsüz bekleme yapma”. “Stada giriş yaptı”, “Memur kısacası, kendi kendine yabancı etkiler. Toprak değer kaybeder. Türk Dil Kurumu derleme, tarama, türetme, alımı yapılacak”... bir biçimde geliştiği için söz olma haline geri götürür.” Malın değeri düşer ve çevre bileştirme yoluyla dilimizi özleştirme, Süleyman Nazif, “Bu ‘yapmak’ eylemi konusu felaket yaşanmış, can arılaştırma atılımını başlattı. Amaç, sonunda Türkçeyi yıkacak” dermiş, şimdi ona dengesi bozulur. Bu dönüşüm, kayıplarıyla sonuçlanmıştır. ‘Risk toplumları’ Türkçeyi yabancı öğelerden olabildiğince bir de “gerçekleştirmek” eklendi. işi yapan ve karar veren için de Kartalkaya otel yangınında, Her ne kadar Beck, risk arıtıp işleyerek varsıllaştırmak, uygarlığın Bir de karıştırılanlar var: mahzur-mahsur, geçerlidir” yargısına ulaşır. yangına karşı alınabilecek toplumlarını sanayi ve burjuva gereklerini tümüyle karşılayacak bir düzeye mütevazı- mütevazi (Türkçesi kullanılsa Kartalkaya otel yangını da önlemlere ilişkin yatırımların sorun olmayacak), anadil-anadili, çözme- toplum düzeni ile açıklasa da ulaştırmaktı. Ne ki tarla, bahçe, ağaç nasıl yolsuzluğun, etik ilkelerin göz gereksiz görülmesi, en az çözümleme, süre-süreç, salım-salınım, bakım istiyorsa dil de bakım ister. Kendi Türkiye gibi sanayileşmesini ardı edilerek rant kültürünün nasılsa-nasıl olsa, yaşam-yaşantı. yatırımla en çok kârı elde haline bırakılamaz, sürekli işlenir. Atatürk de gerçekleştirememiş, varlığının toplumda nasıl Türkçeyi, anadilimiz diye bildiğimizi, “Türk dili dillerin en varsıllarındandır. Yeter ki ederek zenginleşme kültürü burjuvazisini genel anlamda felaketlere yol açabileceğinin öğrendiğimizi sanmak yanlıştır. Anadilini bu dil bilinçle işlensin” dedi. toplumsal eşitsizlik ve hesap oluşturamamış toplumlar da sadece kısıtlı bir örneğidir. Atatürk devrimleri bir bütündür, dil devrimi edinme doğumla başlar, yaşam boyu sürer. verilebilirliğin zayıf olduğu “risk toplumları” kategorisi de bunun ayrılmaz bir parçasıdır. Dil devrimi Değilse, günlük dilde şu sözcüklerle yetiniriz: toplumlarda adaletin herkes içindedir. Sanayi toplumlarının Hesap verilebilirlik aslında bir düşünce devrimidir, düşüncenin inanılmaz, sıkıntı yok, aynen, yapacak bi(r) için eşit işletilmediğinin modernlik evresi içinde ortaya Beck’in Risk Toplumu’nun Türkçeleşmesidir. Atatürk devrimlerini şey yok. somut sonucu olarak ortaya çıkardığı tehditler, Türkiye modern toplumlarda ortaya içselleştirmiş olan her yurttaşın diline özen Unutulmasın, yabancı sözcük akınına çıkabilmektedir. gibi gelişiminde çarpıklıkların çıkması beklenen risklerin, göstermesi beklenir; özellikle de yazarların, uğrayan bir dil gitgide kıvraklığını, anlatım Doğulu toplumların belleği siyasacıların, televizyon yoluyla milyonlarca gücünü, düşünce üretme yeteneğini yitirir. var olduğu toplumlarda daha Türkiye gibi yolsuzluğun insana ulaşanların... Rıfat Ilgaz'ın Türkçemiz başlıklı şiirinden bir zayıf, unutma kültürü ilkel ve sonu ölümler ve maddi olağanlaştırıldığı, sorumluların Dilimiz yabancı sözcüklerle bozuluyor. bölümle yazıyı bitirelim: yitimlerle biten sonuçlara neden hesap vermediği, bireysel güçlüdür. Bu belleksizlik “Annenden öğrendiğinle yetinme/ Varken, Türkçesinin yeğlenmeyişi dil olmaktadır. çıkarların toplumsal çıkarlardan benzeri felaketlerin geleceğe Çocuğum, Türkçeni geliştir/ Dilimiz öylesine sevgisinin, duyarlığının olmayışıyla Beck, çağdaş toplumlarda önde geldiği toplumlarda taşınacağının göstergesidir. açıklanabilir. Ziya Gökalp şöyle söylemiş, güzel ki/ Durgun göllerimizce duru/ Akar “Başka dile uymaz annenin sesi / Her sözün sularımızca coşkulu/ Ne var ki çocuğum/ arasan vardır Türkçesi.” Güzellik de bakım ister.” ‘Kopuş muhalefeti’... &^IîSQFSRFEJMNYQJWNRN_N Av. MurAT FATİH ÜLkÜ başkanının bu biçimde gözaltına gibi) hiçbir katkı koyamamış AKP alınması ve tutuklanması siyasi iktidarı, dayandığı tek meşruiyet ransız avukat Jacques boyutları analiz edilmeden, kaynağı olan halk çoğunluğunu F Verges’in uyum savunması- sadece hukuksal çerçevede da -yerel seçimlerde görüldüğü kopuş savunması kavramlarını değerlendirilemez. üzere- yitirmiştir ve siyaseten iflas anımsamamak olanaksız 22 yılı aşan AKP iktidarı sonunda noktasındadır. bugünlerde. Verges’in teorisinde ülkemiz, denge ve denetim çok kabaca yargılamayı yapan Hukuk çizgisine dönüş mekanizmaları bulunmayan, toplumsal düzeni/yargı sistemini hukuk devleti ve hukuksal güvenlik Artık Türkiye’de siyaset zeminini kabullenen, düzen/sistem ile ilkesinin tamamen belirsiz hale AKP belirleyemez, böyle bir gücü uyumlu hareket eden savunma, geldiği, insanların hukuk önünde yoktur. Siyaseten tükenmiş, “uyum savunması”; düzeni/ eşit olmadıkları, eşit işlem yukarıda söylediğimiz üzere tek sistemi reddeden, kabullenmeyen görmedikleri, anayasal temel hak meşruiyet kaynağı olan halk savunma da “kopuş savunması” ve özgürlüklerin fiilen güvencesiz desteğini de yitirmiş AKP’nin olarak tanımlanır. Evet bu savunma kaldığı, son derece otoriter açıkça göstermekten çekinmediği teorilerinin, her şeyden önce bir tek adam/parti yönetimi otoriter, baskıcı, siyasal İslamcı bir tamamen yürütmenin, yürütme altında; esasen bir devlet/parti/ toplumsal düzen hedefine karşı organı da tek kişiden oluştuğu için lider bütünleşmesi, aynılaşması yapılacak muhalefetin, “uyum bir kişinin/zihniyetin kontrolüne noktasına gelmiştir. muhalefeti”nden hızla ayrılarak girdiği yargı sistemimizde Böyle bir dönemi; normal kopuş muhalefetine geçmesi savunma yöntemleri bakımından demokratik, insanların kendini zorunludur. konuşulması, tartışılması gerek hukuken güvende hissettiği, Muhalefet; artık çekinmeden, ama bugün bu teori ile anlatmak eleştirilerin özgürce yapılabildiği bir siyasal İslamcıların ardında istediğimiz farklı. Çünkü Türkiye’de dönemmiş gibi değerlendirmek ve bıraktıklarına, diğer marjinal tam da bir uyum muhalefeti-kopuş siyasi strateji belirlemek gerçekçi unsurlara sempatik görünme, muhalefeti sarmalından, kopuş değildir. Ne yazık ki CHP Genel her kesime mavi boncuk dağıtma muhalefetine geçişin eşiğindeyiz. Başkanı Özel’in genel başkan telaşından (eski deyimle beyhude seçildikten, özellikle de yerel seçim çabasından diyelim) çıkmalıdır, Devlet-parti-lider başarısından sonra “normalleşme” bugün topluma dayatılan bütünleşmesi adı altında siyasi gücünü tamamen toplumsal düzenden (kaos desek Son günlerde Beşiktaş ilçesinin kaybeden AKP’ye -siyasi şiddeti ve daha doğru olabilir) kopuşu, bu CHP’li belediye başkanının iktidar baskısını artıracağı açıkça düzen yerine yeni bir toplumsal adeta azılı bir suçlu gibi, görülmesine karşın- alan açması düzen hedefini tüm gücüyle İstanbul’dan yüzlerce kilometre son derece yanlış olmuştur. AKP, bir savunmak, elinde bulunan güçlerle uzakta gözaltına alınması ve yandan bu normalleşme siyasetine iktidar arasındaki bağı gerekirse tutuklanması; içerdiği adli ve katkı sunar gibi görünürken diğer tamamen koparmak ve siyasal yargısal süreçteki çarpıklık taraftan artık tamamen elinde iktidarı hukuk çizgisine davet ile birlikte; son dönemde bulunan yargı ve hukuk sistemi etmek için onun meşruiyetini normalleşme, yumuşama gibi aracılığıyla muhalif kesimler ve sorgulamak zorundadır. süslü lafların arkasında iktidarın toplum üzerindeki baskıyı artırmış, Sözünü ettiğimiz ideolojik zemin, sertleşme konusunda -aslında dayanılmaz boyutlara ulaştırmıştır. iktidarın dayattığı toplumsal uzun süredir- doruk noktasına düzen algısından kopuş ve yeni Siyaseten tıkanma geldiğini göstermekte. bir toplumsal düzen hedefi, Türkiye’nin en büyük ilinin Siyasi, ekonomik ve sosyal ilk bakışta soyut görünse de önemli ilçelerinden, siyasi dengeler alanlarda tıkanmış, iktidar olduğu başlanması gereken yerdir. bakımından da CHP’nin çok yüksek dönemden bu yana yozlaşma CHP’nin tarihi, kuruluş felsefesi, oy aldığı simgesel nitelik taşıyan dışında kültür anlamında topluma/ devrimci geleneğini de bunu ilçelerden Beşiktaş’taki belediye ülkeye (kendisinin de itiraf ettiği gerektirmektedir. çe
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear