21 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
[email protected] 21 EYLÜL 2024 CUMARTESİ 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Otomobilsiz kentler mümkün mü? neredeyse manzaraya karşı bir dönüşmüş olan kentin en seçkin olması”, artık demodedir. Yani kent merkezleri için mümkün olan en DR. MİNE BORA çay içmeleri eksikmiş duygusu meydan, kıyı ve sit alanları içler okulunuza yürüyerek ya da bisiklet yüksek sayıya çıkarılması (Londra örneği, tomobil tutkusu ve veren “mutlu kalabalığı” ile acısı bir durumdadır. veya kamu taşıtları ile gitmeniz Ken Livingstone uygulaması), bisiklet ve bağımlılığının sürmekte dolup taşmaktadır. Bu kentin artık çağdışıdır. Uykulu küçücük kamu taşımacılığı (özellikle deniz ulaşımı) Çevreci yaklaşım Oolduğu büyük kentlerimizin iskele meydanlarının, kıyıların çocuklar, örneğin Erenköy’den özendirilmesi, egzoz emisyonlarının ana arterleri demek olan ana Öte yandan, “Yok aslında doğasına uygun, otomobillere değil, Maslak’a taşınmakta (anaokulu yüksek olduğu bölgelerin yol ağaçları ile caddeler, meydanlar ve hatta birbirimizden farkımız ama biz insanlara yaşam alanları sunacak düzeyinde bile), sonra da güzelim soluklandırılması ve nihayet, en klasik yan yollar ve sokaklar, otoparka Osmanlı Bankası’yız” özdeyişine planlamalara, meydan tasarımlarına ülkem, bu yorgun çocuklar ulaşım aracı ayakkabı ve bol bol yürüyüş. dönüşmüştür. Üstelik son derece uygun bir şekilde, okullar kenti hakkı yok mudur? büyüdüklerinde, zaten teknolojinin Havası kirlenmiş otoyollardan uzak, çarpıcı bir şekilde, dünyanın olan İstanbul’un caddeleri (Ankara Son yirmi yıldır, gözlemlenen esir ettiği beyinlerini ve dershane sokaklardan, parklardan (varsa tabii), eski en güzel manzaralı açık hava da böyle), kentin bir ucundan odur ki güzelim kent sahilleri, eğer serüvenlerini de göz önüne alırsak yerleşim yerlerinden onları keşfederek otoparkları İstanbul’dadır; örneğin öbür ucuna, “seçkin” okullara yapılaşmamışsa, otomobillere tahsis onlardan hayır beklemektedir. yapılacak yürüyüşler ayrıca kentlileşme Dolmabahçe rıhtımı ve meydanı, taşınan öğrenci servisleri ile dolup edilmiştir. Bu, trafiği keşmekeşe Çözümler mi? Tabii modern bilincini de yükseltecektir. Yaşadığınız Karaköy, Beşiktaş, Sarayburnu, taşmakta, adeta uyurgezer çocuklar dönüştüren, insanları bunaltan sorunlara modern bilimsel çözümler kenti sevmenizi sağlayacak, onu bir Kadıköy, Üsküdar rıhtım ve her gün kenti dolaşmaktadır. durumlar, son yılların şantiyeleşme gerekli. Örneğin her semte, belirli bir sömürü alanı olarak değil, bir yurt parçası meydanları, son derece keyifli Atatürk döneminden 1970’lere ve Tanrı’nın “Beton dök Memet”e yoğunluk aşıldığında kamulaştırılıp olarak algılamanıza yardımcı olacaktır. bir şekilde park etmiş, otomobil, kadar sürdürülebilmiş çok sağlıklı (Ege Cansen’den bir alıntı) harfiyen kat otoparkları yapılması, trafiğe Ulaşımda, evinin yakınındaki okula otobüs, minibüs vs. taşıtların bir kural olan “okulun eve yakın uyum gösteren, dev bir şantiyeye kapalı alanların, özellikle kalabalık gitmek, aynı yöne giden komşuların, otomobili-yakıtı paylaşımı (car-pool) da ekonomik-çevreci bir yaklaşım olacaktır. Otomobiller için değil, insanlar için tasarımlanmış kentlerin mutluluğunu Geçmiş ve gelecek arasında köprü kuran kitaplar... son yıllarda pek çok Avrupa kentinde izleyebiliriz. Pek çok zengin ülkede, otomobiller kent dışı ulaşım için kullanılan bir konumda. Bizde ise hâlâ tutku ile baş tacı. Modern soruna modern çözüm Modern zamanlarda moda çok önemliydi. Hatta bilimsel alanlarda bile böyleydi. Örneğin 30 yıl önce astronomi modaydı, 20 yıl önce kimya ve mühendislik dalları, 10 yıl önce “çevre ve ekoloji”; son birkaç yıldır genetik ve biyoteknoloji ancak postmodern zamanların savaş ve hukuksuzluk “modası”, mistisizm, köktendincilik, uygarlığı yerle bir etme tutkuları, tüm bunları sildi artık bilimsellik, 13,5x20,5 / İnceleme / 336 sayfa 13,5x20,5 / İnceleme / 400 sayfa 13,5x20,5 / Çocuk / 32 sayfa akılcılık moda değil. Ama doğa bizim akıllanmamızı beklemez. Onun göstergeleri, döngüleri kendi yollarında gider. Ekolojik döngüleri aksatacak müdahaleler, gelişme-teknoloji-tüketim tutkularımız, doğayı, yaşamı sömüren yaşam biçimlerimiz, savaşlarımız, nükleer denemelerimiz, milyonlarca yılda 12x19,5 / Anı / 96 sayfa oluşmuş ekosistem ve iklim dengelerini bozarak, giderek altüst etmektedir. Son on yıldır tüm bu göstergeleri ve sonuçlarını izliyoruz. Tüm bu kaygıları, yılda bir kez olsun gündemde tutmak amacıyla 30 yıl önce Paris’te 22 Eylül “otomobilsiz gün” (car-free day) olarak ilan edildi ve o gün Paris’te otomobiller trafiğe 13,5x20,5 / Çocuk / 78 sayfa 13,5x20,5 / Çocuk / 120 sayfa 12,5x19,5 / Roman / 376 sayfa çıkmamaktadır. Ardından pek çok ülke ve kent bugünü kutlamaya katıldı. En önemlisi, böyle bir gün insanların dünyanın canını emen fosil yakıtları tartışabilmesi için platformlar oluşturabilmesi şansı da verebilmektedir. Ülkemizin, özellikle gittikçe azmanlaşan trafik sorunları ile çaresiz kalan İstanbul’un da bugünü gündeme alıp konuyu kamu ile paylaşabilmesi dileğiyle. Bilim ve ‘Allah korkusu’ 13,5x20,5 / Deneme / 119 sayfa 13,5x20,5 / İnceleme / 118 sayfa 12,5x19,5 / Öykü / 80 sayfa 12,5x19,5 / Öykü / 142 sayfa PROF. DR. TALÂT TEVRÜZ ski genelkurmay başkanı ve milli Esavunma bakanı, şimdi milletvekili ve TBMM Milli Savunma Komisyonu başkanı olan Hulusi Akar’ın “Eğitimin amacı bilgi edinmek değildir. Eğitimin kitaplar ı... Server Tanilli amacı bir Allah korkusu, iki kuldan utanmak” demesi oldukça yadırganacak bir söylemdir. Sanki bilgi/bilim Allah sevgisine engelmiş gibi! Böyle düşünenler hâlâ geçmiş dönemleri yaşıyorlar düşüncesindeyim. Osmanlı sürekli geriledi çünkü bilim yok sayıldı ve cehalet yaygındı. Bitirilen Osmanlı’dan kalan son toprak Anadolu ve Trakya, Atatürk ve yurtsever mücadele arkadaşları tarafından kurtarıldı ve Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Bilgiye/ bilime, sanayileşmeye, üretime önem verildi ve Türkiye dünyanın hatırı sayılır bir devleti oldu. Düşünülmesi gerekenler Bir de şimdiki duruma bakalım: Ekonomiden, üretime; adaletten güvenliğe, eğitimden dış ilişkilere kadar çözülmesi, düşünülmesi gereken onlarca sorun var. Günümüzde bir dünyadan örnek verelim: İsrail’in Gazze’de, Filistin’de ve çevresinde yaptıklarına ve İslam ülkelerinin hiçbir şey yapamadığına bakalım! Buradan da bilgi/bilim konusunda çıkarılacak büyük dersler olmalı. O nedenle, yazıktır, kıymayın dünyanın en seçkin yerindeki bu cennet vatana!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear