21 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
[email protected] 20 AĞUSTOS 2024 SALI 2 olaylar ve görüşler ceza verilmesi üzerine, şimdiye kadar iktidarın Otoriter rejimlere bakış liderinin söylediği sözlere baktım: “şerefsiz” otoriteye boyun eğer ve ona Doç. Dr. Ayşe AtAlAy “soysuz” uyum sağlar. Bir de otoriteye “sürtük” toriter rejimlerin boyun eğmenin getirisi “terörist” TBMM’deki kanın ayırt edici özellikleri yüksekse (mevki elde etmek ya “tezek” Oarasında, devlet da ekonomik çıkarlar gibi) birey “vampir” iktidarının merkezileşmesi, arkasındaki kültür ya da yurttaş konformizme “virüs, özgür düşüncenin baskı altına yönelir. “yalaka” ün www.kongar.org alınması ve çoğulculuğa geçit “haysiyetsiz” adresli internet sitemde verilmemesi yer alır. Bu tür Ahlaki erozyon Dyazdığım GÜNCEL “imansız” rejimler genellikle siyasal Her iki durumda da otorite “iki sarhoş” yazımın başlığı, “Bu İktidar Ne erkin tek elde, ekonomik egemenliğini pekiştirmiş olur. Türkiye’yi Temsil Ediyor, Ne “namussuz erkin ise küçük bir zümrenin Artık bu insanlar statükonun De Türkiye’yi Yönetebilir!” “onursuz” elinde olduğu rejimlerdir. idi. “ölü sevici” emrinde, onun hizmetçisi Siyasal iktidar, egemenliğini Bir kitap çalışması için ara “rezil” ya da kölesidirler. Böylece verdiğim yazılarıma yeniden “adi” kurmak ve sürdürmek benliklerinin esir alınmasına başladığım bugün, bu başlığı “ahlaksız” için kendi ideolojisini tüm isteyerek ya da istemeyerek kullanmama yol açan somut “affedersin Ermeni” topluma dayatmak ister. rıza göstermiş olurlar. Bu da olayların en sonuncusunu, “alçak” Bunun için Althusser’in bu tür toplumlarda ahlaki toplumda siyasal iktidara karşı medya bağımsızlığından, fikir TBMM’de kan dökülmesini “ananı da al git” kavramsallaştırmasıyla korku duygusunun egemen ve düşünce özgürlüğünden erozyona yol açar. Dalkavukluk, irdelemek istiyorum. “(bunlar) ateist” devletin baskı aygıtları ve iki yüzlülük, döneklik, bugün olmasına çalışır. Dolayısıyla söz edilemez ve ülke gittikçe HHH “cibilliyetsiz” ideolojik aygıtlarını kullanır. muhalefet güçleri gerekirse zor çoğulcu demokrasiden ak dediğine yarın kara demek Sonunda iktidar, TBMM’de “çapulcu” Devletin baskı aygıtları kolluk yaygınlık kazanır ve adeta kullanılarak susturulma yoluna uzaklaşır. Milliyetçilik ve din kan da akıttı. “çakal” kuvvetleri, hapishaneler ve gidilir. Toplumu harekete otoriter rejimlerin payandasıdır. özendirilir. Anayasa Mahkemesi’nin, “çamur” mahkemelerdir. Devletin TİP Milletvekili Can Atalay’ın Uygarlık tarihinin yönünü geçirmek için de içte ve dışta Bu tip rejimlerde boyun “çürük” milletvekilliğinin Meclis ideolojik aygıtları ise din, bir düşman yaratılır. eğen, “hayır” demesini değiştirmede toplumlar “edep fukarası” tarafından düşürülmesini medya kontrolü, eğitim ve kadar tarihsel kişilikler de “edepsiz” bilmeyen, soru ve hesap ortadan kaldıran kararının ‘Uyumlu yurttaş’ ailenin yapısıdır. “eşkıya” sormayan, başına gelen önemli rol oynamışlardır. uygulanmasını isteyen “gafil” Otoriter rejimlerde devlet; Weber’in tipolojisinde yer Bu tarihsel kişiliklerin ortak haksızlıklara itiraz etmeyen, muhalefet tarafından “geri zekâlı” özellikle medya kontrolünü alan karizmatik otorite çeşidi suya sabuna dokunmayan özellikleri ise içinde yer toplantıya çağrılan TBMM’de, “haysiyet fukarası” eline geçirdiğinden propaganda ise lider merkezlidir. Bunun aldıkları toplumsal sistemin “uyumlu” yurttaşlar daha kabul TİP’li Ahmet Şık kürsüde “İsrail dölü” yoluyla siyasal, ekonomik, için de sistem tek adam edilebilirdir. İtiraz etmek, karşı dışında arayışlar içine girerek konuşurken Alpay Özalan ve “kan emici” kültürel egemenliğini kurmak rejimine dönüşme riskiyle ağır bedeller ödemelerine çıkmak bu tip rejimlerde adeta iktidar milletvekilleri, Şık’a, “kitapsız (dinsiz anlamında)” ve sürdürmek ister. Amaç karşı karşıya kalır. Artık yasaklanmıştır. Dolayısıyla karşın mücadelelerinden fiziksel saldırıda bulundu. “(bunlar) komünist” toplumun otoriter rejime yasama, yargı ve yürütme vazgeçmemeleriydi. Araya giren DEM Partili birey ve yurttaş olarak kendini “mankafa” Gülistan Kılıç Koçyiğit’in bağlı kalması ve böylelikle erkleri tek adamın iki gerçekleştiremez, kendi olamaz. Demokrasi bir kültür ve “namert” kaşı açıldı ve CHP’li Okan toplumsal rıza üretmektir. dudağı arasında, onun dünya eğitim meselesidir ve en başta Eğer kültürel ve ekonomik “sanatçı müsveddesi” Konuralp’ın başı yarıldı. Toplumsal rızanın zayıfladığı görüşü etrafında şekillenir. nedenlerle “hayır” demeyi göze ailede öğrenilir. Toplum olarak “sefil” Milletvekillerinin kanı Genel dönemlerde ise baskıcı bir yol Serbest ve adil seçimlerden, bunu gerçekleştirdiğimizde alamıyorsa veya bunun için “(bunlar) Zerdüşt” Kurul merdivenlerine aktı. izlemeye başlar. Bunun için de örgütlenme özgürlüğünden, gerekli cesarete sahip değilse aydınlık yarınlara kavuşabiliriz. “zürriyetsiz” Sonunda, kullandığı dil için HHH Ahmet Şık’a, fiziksel saldırıda Sevgili ve değerli bulunduğu için de AKP okurlarım, Türkiye, bu Milletvekili Alpay Özalan’a sözlerin temsil ettiği kınama cezası verildi. kültürün egemen olduğu Yerel gazeteciliğin dünü, yarını Hem sözlere hem de bir ülke, bir toplum değildir, fiziksel saldırıya aynı cezanın ya da olmamalıdır diye verilmesi beni şaşırttı. düşünüyorum. UMUt ÖZKAN Çünkü sözler ne kadar aykırı Çünkü bu sözler, özellikle ve sert olursa olsun, fiziksel eğitimci, yazar de iktidar tarafından saldırı, şiddet içerdiği için, nkara’da bir dönem yerel söylendiğinde, hiç kuşkusuz, hem rejime, hem TBMM’ye, Abir gazete çıkarıldı. Adı sadece nezaket ve terbiyeyi hem Anayasa’ya ve yasalara, Ulus’tu. Sakın o tarihi Ulus ile zedelemekle kalmayan, hem siyasete, hem ahlaka, buna ilaveten, fiziksel şiddet karıştırılmasın. 1980’li yıllarda hem adalete, hem uygarlığa, ortamını, kaba kuvvet Ankara’da çıkan Günaydın hem de insanlığa aykırı bir kültürünü besleyen bir tutum grubuna ait bir yerel gazeteydi. harekettir. ve davranışın ifadeleridir. Sanıyorum, sözlere Akşam 7-8 gibi erken baskı Ama bu iktidarın, ve fiziksel saldırıya aynı yapar, sabah da bayide satılırdı. Anayasa’yı bile reddeden bir cezaların verilmesi, iktidarın Başkentin yerel sorunlarını yönetim biçimi sürdürdüğü fiziksel şiddeti siyasette bir okura taşırdı. İmardan ulaşıma düşünülürse, bu tavır ve yöntem olarak kullanma kadar birçok soruna orada davranış bazı kişilerce eğiliminin bir işareti ya da bir çözüm aranırdı. Geçen ay bir sonucudur. garipsenmeyebilir... toplantıda, gazetenin okur Ama ben o kişilerden HHH köşesi “Karga Bana Dedi ki”nin Ahmet Şık’ın sözlerine değilim! yazarı eski RTÜK Başkanı gazeteci Nuri Kayış’a rastladım, biraz sohbet etme olanağı CUMHURİYET YAZARLARI, BUCA FEST bulduk. Nuri Kayış, gazeteciliğe 1980 öncesi Son Havadis KİTAP FUARI’NDA OKURLARIYLA BULUŞUYOR gazetesinde başlamış, daha getirilen yenilikleri, imar bize getirir, biz de onu haber görevlendirdik. Haberi yaptık. sonra Haldun Simavi’nin sahibi sorununun kalmadığı bir yapardık. Ama bu sefer öyle Yol, su ve bilumum hizmetler İMZALAR olduğu Ankara’da çıkan yerel yaşamı, temiz bir çevre ile olmadı. Albay Önder sabah ilçesinin sınırlarında olmadığı gazete olan Ulus’ta yöneticilik ilgili yaşadıkları yerdeki tüm basını aramış, haber halde kişiye özel bir hizmet yapmış. O dönem Rüzgârlı’da değişiklikleri görmek müdürlerinin katılacağı bir yapılmıştı makam gücüyle. Y. BEKİR YURDAKUL ufak bir gazete bürosunda tirajı istediklerini ve bu yüzden programı olduğunu söylemişti. Bunu dönemin Başbakanı 21-22 AĞUSTOS 20 binleri bulan bir gazeteymiş. yerel haberlerin çok önemli Bu Ankara Hali ziyaretiydi. Turgut Özal duymuştu. Konu 18.00 olduğunu söyledi ve devam Hepimiz sabah 09.00’da Ankara basında çıkınca o akşam başkan Geçmişten bir anı etti, “Ulus gazetesinde haber Hali Ulus Kapısı girişinde istifasını Özal’a sundu. O Gazeteci Kayış’a Ankara’da müdürüydüm. ‘Karga Bana olduk. Albay Süleyman Önder dönem görevden alınan başkan MUCİZE ÖZÜNAL yerel gazeteciliği sordum, o Dedi ki’ adlı bir köşe vardı. tek tek esnafı ziyaret ediyor. Mustafa Vural, Özal’ın sevdiği 21 AĞUSTOS anlattı. Kayış, Ulus gazetesinin 20.00 Bu köşe önce gazetenin ortak Etiket kontrolü yapıyordu. O bir insandı. Yerel gazetecilik o dönem Ankara’nın tek köşesiydi. Okur sorunları sırada bir elma tezgâhında göreceğiz ki önümüzdeki yerel gazetesi olduğunu, buraya aktarır, sorun burada etiket görmedi. Orada pazarcıya günlerde zirveye çıkacak. Ankara’da büyük bir hava yayımlanır, yayımlandıktan ‘Neden etiket yok’ diye sordu. Yukarıda sözü edilen AHMET GÜLEN kirliliği olduğunu, hatta sonra okurun sorunu Pazarcı cevap vermeden Önder başkanlardan Mehmet Altınsoy 21 AĞUSTOS elçilerin hava kirliliği tazminatı çözülürdü. Gazeteye bir hızlıca iki tokat attı. Bağırmaya ise inanın basına çok önem 20.00 aldıklarını, şimdi böyle açıklama gelirdi. Ben gazetede başladı. Gazeteciler fotoğraf verirdi. Özel kaleminde bir sorun bulunmadığını; haber müdürü olduktan sonra çekmeye başladı. Hemen bir beklemeden görüşürdük. Ankara’da ulaşımın metro ile köşe benim imzam ile çıkmaya emirle fotoğraf makineleri Telefonumuza hemen dönerdi. SÖYLEŞİ sağlandığını, kanalizasyon başladı.” toplandı. O filmler içinden ‘Atakule’ ismi için bir yarışma sorunun o güne göre daha az Kayış, gazeteciliği sırasında alındı. O yüzden yerelde de açıldı. Ama Altınsoy, Atakule olduğunu çünkü bugün her Süleyman Önder’in, Mehmet demokrasiyi canımız gibi ismini çoktan koymuştu. Bu MUCİZE ÖZÜNAL şeyin yenilenmiş durumda Altınsoy’un ve Karayalçın’ın koruyalım.” isim yarışması bir formaliteden “ÇÜRÜK ZAMANLARIN ACI EKMEĞİ” olduğunu söyledi. Kayış, dönemlerine tanıklık etmiş. ibaretti.” 21 AĞUSTOS / 19.00 o zamanlar kanalizasyon, Basının gücü Unutamadığı bir anısını da Şuna inanmak gerek, yerelde ulaşım gibi şikâyetlerle çok şöyle anlattı: “Darbe olmuştu, Kayış, “Bir anımı daha ne kadar başarılı olursanız fazla okur mektubu geldiğini, anlatayım” dedi, devam etti: Albay Süleyman Önder Ankara olun genel politikalar geneli bugün o sorunların azaldığını Belediye başkanı olmuştu. “Bir belediye başkanı var. etkiliyor. Mehmet Altınsoy o BUCA ESKİ KAYMAKAMLIK ÖNÜ/STANT NO: K 15 gözlemlediğini; insanların ANAP dönemi, yine bir okur Belediye Basın Bürosu’ndan günkü ANAP’ın politikaları sürekli siyaset haberleri bize zaman zaman basın mektubu geldi. Ankara’nın bir yüzünden kaybetti. Siyaset dinlemekten bıktıklarını, ilçe belediye başkanı köyüne bildirisi gelirdi. Onu bir zabıta yükselen ve hemen düşüşe insanların artık yerelde yeşil daktilo ile yazılmış bir metin yol ve ev yaptırıyor ihbarı geçen bir konumdayken anılar alan varlığını, ulaşımda geldi. Hemen bir muhabir ve bir siyah beyaz fotoğraf ile hep bir ders olmuştur. kitapları...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear