14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
gorus@cumhuriyet.com.tr 22 HAZİRAN 2024 CUMARTESİ 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Eğitimde ‘huni’ modeli ve ‘işçi pazarı’ ülkeler ÜMIT UYSAL benzemesi gerektiğine şüphe ekonomisine bedeli ağır oluyor. ve öğrencilerin isteği doğrultusunda yoktur. İnsan kaynakları darboğazı, azami sayıda insanı üniversitelere MURATPAŞA BELEDIYE BAŞKANI verimsizleşen ekonominin dışına kabul edip sonradan iş bulamayan bu İstekler ve gerçeklerin ileler, çocuklarının üst itilen kuşaklar ortaya çıkıyor. Her kitlelerin sistem dışına itilmesine neden sınıfta yer almasını ister. uzlaşısı kasabaya bir üniversite açıyorlar oluyorlar. Aİyi eğitim almasını, doktor, Ailelerin istekleriyle insan ve oy potansiyelinin Bu kitlelerin boşalttığı alt işlerde ise mühendis, avukat ya da herhangi yaşamın ve ekonominin tamamını mutlu etmek için gelişmiş ülkelere gitmek için yaptıkları bir beyaz yakalı olarak zenginlik gerçeklerini uzlaştırma görevi ellerinden geleni yapıyorlar. Oysa başvuruların sonucunu bekleyen geniş içinde rahat yaşayabilmesinin hükümetlerdedir. Hükümetler, görevleri, ülkenin tamamı için göçmen yığınları çalışıyor. Bir çeşit “işçi önkoşulu görür. ülkenin geleceği için popülist kalıcı bir mutluluk inşa etmek. pazaryeri” durumundaki bu ülkelerde Oysa bu arzu, milli ekonomilerin davranışlar yerine orta ve bekleyen ve gelişmiş ülkelerin eleme İşçi pazarı ülkeler çıkarları doğrultusunda organize uzun vadede faydalı, doğru, ve seçme sistemine katılmak isteyen Ama nasıl olsa her aile Nüfusu hızla yaşlanan gelişmiş edildiğinde nüfusun en fazla adil davranışlar geliştirmek kitlelerin bu ülkelerde geçici olarak çocuğunun yönetici olmasını sanayi ve teknoloji ülkelerinin yüzde 10’u eğitimli üst sınıfta yer durumundadır. barınması, karnını doyurması... istiyor ve her oy da eşit. Bu komşuları olan ve bir çeşit göçmen alabilecektir. Ülke ekonomisi bir İyi bir eğitim sisteminde en İşte sistem bu tercihler üzerine durumda hükümetler oy adına merkezi ve işçi pazarı işlevini fabrikaya benzetildiğinde, belki, yetenekli olanların en ön planda şekilleniyor, çalışıyor. Önlenmek fırsatı kaçırmıyor. Neredeyse üzerine alan Türkiye, Tunus, 1 fabrika müdürü, 3 yardımcısı, olması ve herkesin yeteneğine istenen şey göç değil; düzensiz ve istem bütün nüfusu, beyaz yakalı Fas, Meksika gibi ülkeler eğitim 13 birim sorumlusu ve 1300 işçi göre ekonomiye katkıda bulunması dışı göç. yetiştiren üniversitelere kabul sisteminde piramit yerine huni gerekecektir. gerekmektedir. Bunun için ülkeler etmekte bir sakınca görmüyor. İtalya-Arnavutluk modeli tercihinde bulunan ülkelerdir. Bu durumda verimli bir ekonomi doğru bir sistem geliştirmekle Hükümetler aldıkları oyu kâr Popülist hükümetler velilerin Bu ülkelerle gelişmiş ülkeler için eğitim sisteminin piramite yükümlüdürler. sayıyorlar ama bu davranışın ülke arasında medeni bir ilişki tesisi şarttır. Bu anlamda İtalya ve Arnavutluk yönetimini takdir etmemek olanaksız. Arnavutluk’taki bir kampta Geçmiş ve gelecek arasında köprü kuran kitaplar... bütün göçmenler yani işçi adayları bekletiliyor. Masrafları İtalya tarafından karşılanıyor. Uygun görülenler İtalya’ya ve Avrupa Birliği bölgesine kabul ediliyor. İlk bakışta insanlık dışı bir gettolaşma gibi gözükse de bence medeni bir ilişki. Herkes niyetini açıkça ortaya koyuyor. İnsanlık dışı bir hayatta kalma mücadelesine dönüşen ve ülkeleri tahrip eden “düzensiz göç” hikâyeleri yerine, medeni bekleme salonları oluşturmak sanırım herkes için en iyisi. açıkça ortaya koymaktadır. 13,5x20,5 13,5x20,5 İnceleme Çocuk 464 sayfa 184 sayfa metrekare Osmanlı toprağı kaybetmeyen Ulu - Toplumsal yaşamda çıkıyor.” kadına biçilen rol CANEL ARSEL SANATÇI 13,5x20,5 13,5x20,5 İnceleme İnceleme ıllarca Türk sinemasının kalbi Yeşilçam 208 sayfa 200 sayfa YSokağı’nda attı. Cep telefonunun, sosyal medyanın olmadığı yıllarda, sokağın kahvehanesinde toplanan özellikle yan rol oyuncuları, kahveye gelecek bir telefonla yeni bir filme çağrılmayı bekler, günü öyle geçirirdi. - Ömrünün son yıllarında tanışma şansım olan Sami Hazinses’ler, Hikmet Taşdemir’ler, Sırrı Elitaş’lar ve nice kıymetli oyuncudan ne anılar - dinlemiştim. Unkapanı ise müzik sektörünün kalbinin attığı yerdi. Hâlâ kırıntıları kalsa da nefes almaya çalışıyor. - Her iki sektörde de çok emek harcandı ve nın, tartışmaların, hesaplaşmanın, kaybolmanın, saf çok güzel işler yapıldı. Fakat bunun yanında kimi hassasiyetler de gözardı edildi. Birçok filmde kadının hep aşağılanan, korkak, güvenilmez kişilik olduğu; erkeğin ise mert, cesur, olduğu söylemi kullanıldı. Edebiyat 12,5x19,5 13,5x20,5 ve resim sanatında bu tarz çalışmalar yok Roman Yaşamöyküsü denecek kadar azken Yeşilçam ve Unkapanı 376 sayfa 264 sayfa kadına yaklaşımda daha hoyrat davrandı. “Erkek gibi mert ol” mesajı veren onlarca film ve yine türkülerde, şarkılarda, “Ya benimsin ya toprağın”, “Resmine bir mermi çaktım” kazandığı en büyük başarı olan 31 Mart 2024 yerel diyen tedaviye muhtaç onlarca sözle, vahşi karakterli tiplerin ortaya çıkmasına katkı sağlandı. Zaten feodalitenin dayattığı ve gencecik yaşında “Kol kırılır yen içinde kalır”, “Kocandır, döver de sever de” gibi erkek egemen bir yaşam tarzının kültürel baskısıyla DIDEROT yetişen kadın ise yaşamın olağan akışının da öyle olduğunu düşünmeye zorlanıyor. Çağını aşıp ileriye Geçmişten geride olmak kalan yazar, o çağı en doğru Kadını bir meta gibi gören zihniyet, yaşamın her alanına etki ederken kadın ve somut biçimde ve da bütün bunlara katlanmak zorunda 13,5x20,5 aynı zamanda derinliğine kalıyordu. Sonuç olarak dört duvar arasında İnceleme gerek çocuklar yüzünden gerek ekonomik 496 sayfa ve büyük bir yetenekle bağımlılık gibi nedenlerden erkeğin zulmünü, dile getirilmesini eziyetini çeken kadın, kendisine zehir olan bu yaşama katlanmaya çalışmaktan başka bilen yazardır. Den zaltıcı eks k olanı görür ve kend n  yen den donatır. bir şey yapamazdı. Cesaret edip her şeyi Böylece kader n den zaltıcılara karşı kullanab leceğ  göze alarak baba evine dönenler ise “El jokerler  tek tek el nden alınır. Her kaybed len mücadelen n alem ne der” gibi nasihatler alıyor ve tekrar Diderot, sonunda den zaltıcı daha güçlü olur, düşmanı  se daha da götürülüp celladına teslim ediliyordu. böyle bir zayıflar. D leğ m z, kaybett ğ m z dostlarımıza üzülürken, Empati kurmayı, sevgi, ve saygı göstermeyi onların kaybına sebep olan neden  bulup der nlere daha beceremeyen erkek, kadına hâkim olmak için yazardı işte. b lg l  ve güvenl  olarak dalab lmekt r…” her geçen gün şiddetin dozunu artırırken Okuyun çözümü bu ilkellikte arıyor. Eğer olur da Emekl Amral Atalay Yavuz kadın, bütün bunlara rağmen başkaldırıp göreceksiniz… kendi ayakları üzerinde durmaya çalışırsa da erkek bu şiddetin dozu artırıyor hatta cinayet işliyor. Tam bir korkaklık ve acizlik. Yüz yıl önce yüce önder Atatürk’ün kadına 13,5x23 13,5x20,5 verdiği haklara ve gösterdiği saygıya bakın, İnceleme İnceleme bir de bugün geldiğimiz duruma bakın... 88 sayfa 456 sayfa Son demde, gericiliğin en korktuğu şey çalışan ve kültürlü bir kadındır. Cinsiyetin değil, insan olmanın erdem olduğu bilincine varmış bir kadın çağdışı kafaların kâbusudur. Her sabah yeni bir kadın cinayeti haberiyle uyanmamak dileğiyle.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear