22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 11 NİSAN 2021 PAZAR KÜLTÜR ‘Sanatçı değil, emekçiyim’ ‘KENDINIZI EMEKÇI OLARAK GÖRÜNCE BÜYÜKLÜK DUYGUSUNA KAPILMIYORSUNUZ’ ORHUN ATMIŞ İstanbul Kültür Kadıköy’de yaşamaya başladığım son 4 yıldır en büyük heyecanlarımdan biri, bahar aylarına denk gelen İstanbul Film Festivali’ydi, pandemiye kadar. Festival kitapçığından film seçerken Rexx ile Kadıköy Sineması arasında mekik dokuyacak şekilSanat Vakfı’nın düzenlediği 40. İstanbul Film Festivali’nde onur ödüllerinden de olmasına özen gösterirdim. Sabah 11.00’de başlayıp 21.30’daki son seansa kadar tüm günü film izleyerek geçirdiğim olurdu. birinin sahibi olan Suna Selen, 40 yıldır İstanbul Film Festivali’nin iç ısıtan özelliklerinden biridir: Her sene salonlara doluştuğunuzda “uzaktan tanıCumhuriyet okuru. dık” yüzlerle karşılaşırsınız. Sizi de tanıyanlar çıkarsa ufak bir selam verirsiniz ya da bazılarıyla arkadaş olursunuz. Kadıköy’deki festivalciler arasında en sık karşılaştığım yüzlerden biri de Suna Selen olmuştur hep. Uzun boyu, belindeki rahatsızlık nedeniyle taşıdığı bastonuyla her yıl festivalin daimi yüzüydü. Ve bu yıl çok da anlamlı bir nedenle konuşma fırsatı buldum: İKSV 40. İstanbul Film Festivali onur ödüllerinden biri Suna Selen’e verildi. Kendisini bu konuyla ilgili arayıp adımı söylediğimdeki kibarlığı içimi ısıttı: “Biliyorum efendim, Cumhuriyet okuruyum” diyordu. Kadıköy’de Nâzım Hikmet Kültür Merkezi bahçesinde mesafeli bir ortamda buluştuk. Erken gitmiştim ama o daha da erken gelmiş kahvesini yudumluyordu. “Ben tiyatrocuyum, her zaman erken gelirim” diye gülümsedi. Neredeyse 40 yıllık Modalı. Öncesinde de Büyükada’da oturmuş, Kadıköy’ün son zamanlarda kalabalıklaşmasından rahatsız değil, “Buranın özgür havasından” diyor. Söyleşimize oyunculuk kariyeriyle ilgili bilgi ve notların olduğu dokümem. Ben kendimi sanatçı olarak değil, sanat emekçisi olarak görüyorum. Emekçi olarak gördüğünüz zaman büyüklük duygusuna kapılmıyorsunuz” diye açıkladı, kendisine olan saygısını! Pandemi yüzünden festival, fiziksel olarak yapılamazken dijital ortamdaki seçkilerini de takip edemediğini söylüyor Selen. Bilgisayarla pek arası yokmuş, adına açılmış Instagram sayfasını da arkadaşının yönettiğini açıkladı. manlarla gelmiş; ödülleri, oyunlar, ya ‘Tiyatroculuğumla hava pımlar! “Kopya çekmek için” diyor gülerek. attığım tek yer...’ Filmografisinde onlarca film yer ‘Havalara uçtum’ alan Suna Selen, unutamadığı rolünün bvygtmrmö1rdmsdmaieedaöaiai0lni”iieenSnmlrrhü,şyaykybebolditlanlerzeiıvüihueaelnlaermsaknhbldkiyecboznuhıeeüFiaineaonrğışçetpipipmyseiarlgtDi.ıMmmtdsauuylid,ı2oededeiğnmadedin0vıteFsıkcnkkmkealu0”mtea5eatvtae3r“çsidautdeemtaşDy’etnöiıpıTttmitçylvıneaidveimlliıyseiayvlaiyüör“dooıeşrıealimyGşğlyıştni”üttşgi’daröuitrnr.eayfıeeynöeonainnz“imlnlleıseGdldhcitdeuzaliueaiibairs’lçtğneatdİeissdşıne.laSddadzvDbüatuudeoiinimnmrış?ğrkmmitbeıuo“;na7yCerH“renırü4tÜuzuraiusaanhki’ymçtlgintıoanemrüövıahdnikdn4Snenzuiuuııüsec.erebşvrrdtşBSültim.ueeeeyüieueÇğyernedinnnduioş,vticimiimnikdaç.emrie.ç.lnn”eEOoGeoyrskvkitğüaoyeazlnnlblraaluea“ıeümtmFlEmıydryicanueılıeonmncbİlr1uyem.aoFly9rilArüÖu”ırae7YdtnıttksadonCf0umenaıüSittsdüyinünlriadParyıumavoldWidnculvarüınk,yraıelüedaytim”:ıalaaialnşldaiPnoe“nyleim’ıcAstÇlınrrsüyarndmıezeeDdal.opfaeusagtKnimc5e.tiışımlmğessnmıuvam2öyktua6enedlky.iaPoıseesinreıDlnkyn7ırneno“eyuvnbaedıeüPnrd’,CeaaınşOiutanaingsnablnrüsnm7yaoöboailnPunae.eanelarıma girmedi. Drama terapi dedikleri şey var ya, onu ben yaşadım.” 4 Oynamaktan büyük zevk aldıEski söyleşilerinden birinde “Bizim neslimizde umutsuzluk ğı, unutamadığı tiyat yoktu” demiş. Haro oyunları arasında tırlatıp nedenini “Antigone”yi söylüyor, soruyorum, “Özel“Kenan Işık’la çalış likle gençler aramak çok keyifliy sında umutsuzdi” diyor. luk çok yaygın” diyor Selen. Selen, “Dibe battığını hissettiğin zaman insanın içinde yukarı çıkmak için bir inanç doğuyor. Çocuklarımın hepsi yurtdışına gitmek istedi. Orada okumak istediler, ama ben istemedim. Şuna inanıyorum, bir ülkede yabancı olmak çok zor. Her şeye rağmen burası bizim ülkemiz” diye açıklıyor. ‘Dava kazanayım diye konservatuvara yolladılar’ Usta sanatçı, tiyatrocu olmasının hikâyesini de şöyle anlatıyor: “Ailem bana yazıhanelerini devretmek için hukuk okumamı istiyordu. Beşiktaş Atatürk Lisesi’nde okurken sanata yeteneği olan çocuğu ise o alana yönlendirirlerdi. Ortaokulda müsamerede Timurlenk rolünü oynuKız kardeşim doğunca yataklarına onu aldılar, bana bir çocuk yatağı alındı. Ben o yatakta yalnız kalınca oyuncak bir ayıyla uyumaya başladım (O yaşından beri çantasında taşıdığı ayıyı gösteriyor). Gece uyanıp duvarda, filmdeki cadıyı görüyordum. CaSuna Selen, kendisine Altın Portakal Ödülü getiren “Pamuk Prenses ve 7 Cüceler” filminde hem kötü kraliçeyi hem de cadı rolünü oynadı. dı benim kâbusum olmuştu. Senelerce ne zaman kâbus yordum. Öğretmenler karşısında ayak kaldırmak çok hoşuma gidiyordu, muzırlık var ya... Ankara’dan gelenler pek beğenmişler, konservatuvara yollayın demişler. Müdire hanım babamla konuşuyor, babam da eve geldiğinde anneme ‘Suna’yı konservatuvara yollamamızı istiyorlar’ dedi. Annem de ‘Ne yapacak orada?’ diye itiraz edince babam, ‘Hanım, konservatuvara giderse düzgün konuşmayı, sesini idare etmesini öğrenir; hâkimi etkiler, dava kazanır’ diye ikna etti. Yani beni konservatuvara dava kazanayım diye yolladılar.” görsem o Pamuk Prenses’in cadıÖDÜLLERİ sıydı. 2829 yaşlarında Özdemir Birsel, bana Pamuk Prenses ve 7 Cüceler’deki kraliçe rolünü teklif etti. ‘Cadıyı kim oynayacak?’ dedim, ‘Ona uygun yaşlı birini bulacağız’ dedi. Hayatımda tiyatroculuğumla hava attığım tek yerdir, ‘Ben tiyatrocuyum, cadıyı da oynarsam oynarım, oynamazsam kabul etmiyorum’ dedim. Cadıyı da ben oynadım ve bir daha rüya4 1971 Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü, Pamuk Prenses ve 7 Cüceler. 4 5. Ankara Film Festivali, 1993, Yardımcı Kadın Oyuncu, Cazibe Hanımın Gündüz Düşleri. 4 22. İstanbul Film Festivali, 2003, En İyi Kadın Oyuncu, Gönderilmemiş Mektuplar. 4 41. İsmet Küntay Tiyatro Ödülleri, 2016, Yaşam Boyu Nadide Küntay Ödülü. 4 18. Sinema Burada Festivali, Onur Ödülü. 4 40. İstanbul Film Festivali, Onur Ödülü. www.galeatiyayinevi.com galeatiyayincilik gletiyayincilik galeati2017 Berkay: Yalancılarla hareket etmem Cahit Berkay, MESAM Genel Kurulu’nun salgın dolayısıyla ertelenmesini talep etti. Yönetime aday olan Recep Ergül’ün kahvaltı vermesini sert sözlerle eleştirdi. Uzun yıllar MESAM Yönetim Kurulu’nda yer alan müzisyen lim yok ancak bir asil üye olarak genel kurulun ertelenmesine daCahit Berkay, pandemi sürecinde ir fikrimi ilgili makama yazılı olarak yapılması planlanan MESAM Genel ilettim. Diğer üye arkadaşlarıma da Kurulu hakkındaki görüşlerini sos tavsiyem budur. Hiçbir genel kurul yal medya hesabında paylaştı. Ber insan sağlığından daha mühim dekay ve o dönemin yönetim kuru ğildir!” lu, pandemiden hemen önce görevden alındı ve mahkeme MESAM’ı ‘Dünya görüşüm ortada’ genel kurula götürmek üzere dışarı Er ya da geç MESAM Genel dan iki kişiyi yönetici olaKurulu’nun yapılacağını rak atadı. ve aday olacağını söyleMart 2020’de yapılmayen Berkay, “Gece yarıları sı gereken MESAM Genel üyelere mesaj atarak panKurulu, pandemi sebedemi döneminde insanlabiyle birkaç kere ertelenrı kahvaltıya çağıran arkadi ve en son 27 Nisan’da daşlarla aynı listede olmayapılacağı duyuruldu. Öte yacağım da kesin. Çünkü yandan MESAM yönetimigerçekleri bildikleri halde ne aday Recep Ergül, önyalanlara sarılanlarla birceki gün bir otelde MESAM üyelerini davet ettiği Cahit Berkay likte hareket edemem! Bizi MESAM’a siyaset karışbir kahvaltı verdi. tırmakla suçlayanlar geBerkay, “Bu konuda hukuknel kurula siyasetten güç alarak girsal sürecin neredeyse sonuna gel meye çalışıyorlar. Umuyorum ki bir dik. Haklılığımızın mahkeme kara gün bu arkadaşlar MESAM Yönetim rıyla tescilini bekliyoruz. Genel ku Kurulu’na girmek için iktidarın ya da rullarda itibar görmeyen bazı ME muhalefetin değil, eser sahiplerinin SAM üyelerinin mütemadiyen böy gücünü arkalarına almaları gerektile girişimlerde bulunup hukuksal ğini idrak ederler” diyor. süreçler tamamlandığında her seDünya görüşünün ortada olduğuferinde kaybetmesine alıştık arnu söyleyen sanatçı, “Benim dünya tık” ifadelerine yer verdiği açıkla görüşüm ortada. Ancak farklı görümaya şöyle devam ediyor: “Toplan şe sahip arkadaşlarla defalarca yötının 27 Nisan’da yapılacağı duyu netim kurullarında birlikte görev ruldu. Şahsen genel kurulun pan yaptım. Çünkü MESAM siyasi gödemi süreci tam anlamıyla kontro rüşü, dini, dili, ırkı ne olursa olsun le alındıktan sonra, açık alanda ya tüm üyelerinin haklarını savunan pılması gerektiğini düşünüyorum. bir meslek birliğidir. Bu yüzden siYönetimdeki vazifemden azledildi yaset üstü bir kuruluştur” dedi. ğim için karar mekanizmasına dah l Kültür Servisi Akrostiş... Ve şair portreleri Ülkem ölüm, açlık, işsizlik rekorlarını zorlarken, insanlık onuru ayaklar altında çiğnenirken, haksızlık ve adaletsizlik insanı isyan ettirirken, hâlâ yazı yazmaya çalışmak neye yarar diye kendime sormaz değilim elbet... Ama hiçbir işe yaramasa da, belki de içinizden birini gülümsetmeye, düşünmeye, öfkelendirmeye, hayatı sevmeye, anımsamaya, sorgulamaya, tat almaya, meydan okumaya, umutlanmaya, çoğalmaya yöneltebilir diye... Ve başka ne yapılabileceğini bilmediğimden sürdürüyorum işte... Bir haftadır elimden düşürmediğim, döne döne yeniden sayfaları arasında şiir yolculuğuna çıktığım kitap, Gültekin Emre’nin “Akrostiş Şair Portreleri” (Pikaresk Yayınevi). Ama kitaba geçmeden önce “akrostiş” denince ben yaştakilerin ilk aklına geleni paylaşmalıyım. Bilenler anımsasın, bilmeyenler öğrensin! Akrostiş ve İlhan Selçuk Yıl 1971. 12 Mart dönemi. İlhan Selçuk, rejimi değiştirmeye kalktı gerekçesiyle gözaltına alınmış, işkence merkezi diye de bilinen sorgu merkezi Ziverbey Köşkü’ne götürülmüştür. İşkence altında ifadesi alınıyor... İlhan Selçuk, malum yazı ustası. Türkçeye egemen, eleştirel oklarını sakınmayan bir dil ve zekâ cambazı. İfade verirken akrostiş yöntemini kullanma kararı alıyor. Ancak her cümlenin ilk harfini kullanırsa, askerler aptal değil, okumuş insanlar, anlayabilirler; her cümlenin sondan ikinci sözcüğünün baş harflerinden bir akrostiş oluşturuyor. Her tümcenin sondan ikinci sözcüğünün baş harfleri yan yana sıralandığında “İŞKENCE ALTINDAYIM” tümcesi çıkıyor. İlhan Selçuk, daha sonra mahkemedeki savunmasında akrostiş yöntemini açıklayacak, ifadesinin işkence altında alındığını kanıtlayacak ve beraat edecekti. Askeri değil, sivil darbelerle boğuştuğumuz bugünlerde kanıtlar bir işe yaramasa da, anımsamakta yarar var. Gelelim “Akrostiş Şair Portreleri”ne. İmgelere yolculuk Gültekin Emre, şair, yazar, yayıncı, çevirmen, çalışkan mı çalışkan bir yazı emekçisi. 70’lerin sonundan beri izliyorum onu. Sanat dergimize katkılarından başlayarak, 80 sonrası Berlin yıllarındaki çalışmalarını, peş peşe yayımladığı şiir kitaplarını, kazandığı sayısız ödülü biliyorum. Edebiyat dünyamıza verdiği emeği saygıyla, hazırladığı antolojileri büyük bir keyifle izliyorum. Bu yeni kitabıyla Türk edebiyatının en sevilen şairlerinin dünyasında bizleri bir yolculuğa çıkarıyor. Bu şairler hakkında yazdığı şiirlerde Gültekin Emre, akrostiş yöntemini kullanarak portreler çizmekle kalmıyor; o şairin hem huyunu suyunu hem eserlerini hem onların şiir dünyasını İMGELER aracılığıyla yeniden yaşatıyor, duyumsatıyor... Adeta Türk şiirine bir vefa borcunu ödüyor! Boşuna anlatmaya çalışmayayım. İşte iki örnek: Biri Ahmet Haşim’in, öteki Can Yücel’in şiir dünyasına yolculuk... Yahya Kemal’den küçük İskender’e, Nâzım Hikmet’ten Ülkü Tamer’e 80 kadar şaire uzanan bir yolculuk. Keyifli okumalar dilerim. Gece Merdiveni Akşamdır her yer, gündüz de gece Hayat bir parça bulut ne yapsan Mehtabın rüyaları ince kamıştan Evidir her yer insana, buna bir inansam Turnaların dönüşü hep bayram Havuz başında dolanır durur ay Asıl gece gelir sırlı aynalara Şaşırma hiçbir şeye rüyalardan başka İnleyen bir gemidir dalgaların dili Meğer yaşamak Arap bir akşammış Vardiya Dünyası Cazbant gümbürtüsü köpük köpük Adım atacak yer kalmadı bu ülkede Nadir kitaplar aradım tıka basa mezarlıklarda Yükseğe çıkınca alçaklara kar mı yağar sanki Ülke elden gitmiş sarayda marayda yaşayarak ah vah Cezası neyse ödeyelim dedik bırakın yakamızı, canımızı El verdiler, gül diktirmediler, bi güldürmediler Lanet olsun bu bozuk paralara Mehtap Ar hayatını kaybetti Müjde Ar’ın kendisi gibi oyuncu kardeşi Mehtap Ar, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. 64 yaşındaki Ar, akciğer kanseri tedavisi görüyordu. Aynı zamanda Aysel Gürel’in de kızı olan Mehtap Ar’ın 6 Nisan’da doğum günüydü. Usta oyuncu Müjde Ar, sosyal medya hesabından 3 aydır yoğun bakımda tedavi gören kardeşinin doğum gününü duygusal bir mesajla kutlamıştı: “Canım, biriciğim, kardeşim, kalbimin yarısı, her şeyim. Bir an önce iyileş.” Mehtap Ar, 2000 yılında kendi adını taşıyan bir çocuk tiyatrosu kurmuş ve bu tiyatroyla Anadolu’yu dolaşmıştı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear