22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 11 NİSAN 2021 PAZAR PAZAR YAZILARI Mutluluğun formülü nedir?.. Birleşmiş Milletler, dünyanın en mutlu ülkelerini açıkladı. 2021 de dahil olmak üzebakmak yerine, bildikleri ne varsa öğretmeye davet etti. Köy köy gezip, kütüphaneler kurdu. re, son dört yıldır zirvenin sahibi Ve bir avuç aydının azimli çabaFinlandiya. İsviçre üçüncü. Türkiye ise aynı dönemde 35 basamak gerilemiş: 149 ülke arasınsı Suomi’nin kurtuluşu oldu. SeASLIHAN faletten mutluluğa evrilen zirveDAĞISTANLI AYSEV nin sırrı ise “eğitimdi.” Seferberda 104’üncü. lik başlamıştı. Bu üç ülkede de yaşamış biri olarak düşün Asker ocaklarından memurlara, anne bacelere daldım haliyle. 90’lar. Finlandiya’nın balara, öğretmenlere, halkın her kesimi eğiLappeeranta şehrinde staja gidiyorum. İnter tildi... Kalkınmanın yolu eğitim, temeli ise günetin olmadığı, seyahatlerin kısıtlı olduğu yıl vendir diyerek ülkeye ilmek ilmek “güven” işlar. Yani pek bir şeyden haberimiz yok, önyar lendi. “Eğer halka güvenmeyip de kontrol megımız çok. Türkiye’nin sıcak kıyıları, plajları kanizmalarını sürekli devreye sokarsanız, ondururken yazımı, kuzeyin bu soğuk ülkesinde ları da kontrol etmeniz gerekir. Biz kontrollegeçireceğim için herkes deli olduğumu düşü re değil, halkımıza inanırız”. nüyor. Kimseye kulak asmamakla ne kadar iyi Suomi’ye tamamen yeni, sağlam bir etik etmişim ve Grigory Petrov’un 1923’te kaleme anlayış benimsettiler. Sözlerin tutulduğu, hak aldığı Beyaz Zambaklar Ülkesi’ne gitmişim. yemenin hoş görülmediği, emeği sayan, bilimEğitim seferberliği sel bir düzen. Hatta hijyen eğitimi bile koronadan asır önce, gündemlerine girdi. Bugün Diğer adı Suomi, “bataklık arazisi” olan Fin Finlandiya’da arabadan çok sauna var. Hallandiya, 1880’lerde mutlulukta değil ama se kı gibi çevre de temiz. 10 plastik şişeden 9’u falet, geri kalmışlık ve imkânsızlıkta dünya li geri dönüşüyor. Bataklık arazisi denmesine derlerindendi. İsveç ve Rusya arasında deği bakmayın, dünyanın en temiz suyu burada içişen esaret dönemi. “Toplumun düşüncesi uy liyor. Eğitim desen, zaten tescilli dünya lideri. kuda, cehaletse zirvedeydi.” Finlandiyalı filoBeyaz Zambaklar Ülkesi’nde yaşananlar zazof Johan Wilhelm Snelman’ın hayali ise batak mansız bir rehber. Atatürk’ün bu kitabın müflıkta yetişen beyaz zambaklardı. Ona göre va redata girmesini istemesi de bu yüzdendir. tandaşlarını eğitimsiz bırakan bir devlet “intihar etmekteydi”. “Milyonlarca halk bedenen, Etik değerler... ruhen, fikren ve ahlaken çürürken, kimse bu Ben de Finlandiya’ya gider gitmez hayran kalkokuşmuşluğu göremiyor... Herkesin karakte mıştım... Parlak masmavi gökkubesi, bitmez türi bozulmuş veya herkes bu yozlaşmışlığa alış kenmez kollarla birbirine bağlı 188 bin gölü, her mış. Bunu doğal bir durum sanıyorlar. Ama bu tondan yeşilin sarmaş dolaş olduğu ormanların böyle mi olmalı?.” Kesinlikle hayır. arasında gezinen nehirleri ve rengârenk böğürtSnelman, ülkedeki aydınları halka üstten lenleri ile tam bir masal diyarı. Yaz geceleri güneşli. Saatine bakıyorsun 23.00. Kalın perdeleri çekiyorsun, yoksa uyuman zor. Finlandiyalılar da tıpkı yaz geceleri gibi aydınlık. Donuk değiller. Sadece boş laf etmemek için çok konuşmuyorlar. Arkadaş canlısı, disiplinli insanlar. Son dakika, üşenip randevu iptal eden yok. Vicdanlı, dürüst, çalışkanlar. Hele o etik sıfatı var ya, bu kadar mı yakışır? Bir gün üniversitede asistan olan Petri’yi öğle tatilinde koştururken görünce “Bu ne acele?” dedim. Eve koşuyormuş. Kız arkadaşına telefon etmek için. 3 km. yol. Cep telefonu henüz icat edilmemiş. Ofisindekini neden kullanmıyordu acaba? “O telefon bana ait değil. Devletin. Bu özel bir arama.” Ne kadar acayip değil mi!.. Kimsenin sorgulamayacağı bir aramayı dahi bu derece önemsiyordu. Petri bilse ki bizde devletin malı deniz... Asıl o zaman donup kalacak. İsviçre’de de benzer özellikleri görünce anladım. Başka bir yol var: Markette aldığın sebzeyi kasiyerin değil de senin tartıp ölçtüğün. Otobüse binerken bilet kontrolünden geçmediğin. Hatalıysan özür dilediğin, telafi etmeyi de teşekkür etmeyi de bilen insanların adilce yaşadığı masal diyarları gerçekten var. Arka kollamaktan bitap düştüğümüz; emeğimizi, fikrimizi gözümüzün içine baka baka çalanlardan illallah dediğimiz, hele kadınsak, her gün öldürüldüğümüz bir yerden gelince, Petri’lerle tanışmak tarifsiz bir mutluluk. Baksanıza 30 yıl geçmiş, cümlesi hâlâ aklımda. Dünyanın en mutlu ülkelerinde formül ta 19. yüzyıldan beri aynı: cehaleti söküp atacaksın, yerine ahlak, etik ve güven dokuyacaksın. Tersini yaptın mı bir de bakmışsın, cennet topraklarda ya kuraklık olmuş ya bataklık. asliaysev1@gmail.com ABORJINLER IÇIN ADALET Avustralya’da geçen ay gözaltına alınan beş Aborjinin gözaltı merkezlerinde hayatını kaybetmesine yönelik protesto gösterileri sürüyor. Başta başkent Canberra olmak üzere Sydney, Brisbane, Melbourne kentlerinde yüzlerce kişi dün meydanlardaydı. Eylemciler, “Siyah yaşamlar değerlidir” dövizleri taşıdı. Yerel basına yansıyan haberlere göre 30 yılda 441 Aborjin gözaltında yaşamını yitirdi. Avustralya Yeşiller Partisi lideri Lidia Thorpe “Hala soykırım yapıyoruz. Ölümlerden yetkilileri sorumlu tutmak için adımlar atılması gerekiyor. Halkımızın ölümünden sorumlu olan polislerin hesap vermesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. Avustralya’da Aborjin’ler, yetişkin nüfusun yüzde 2’sini ancak cezaevindeki mahkumların yüzde 27’sini oluşturuyor. Peregrine şahinleri ve atlar Özgürlükler kenti olarak bilinen Brüksel’de 2015’in başlarınurnai kenti yakınlarında Marquain köyü civarında dolaşırken da Paris’te Charlie Hebdo saldırıpolisin, bir çiftçinin yardımıyla sından bu yana 6 yıldır asker devyakalamayı başardığı 2 deve ve leti havası yaratan devriyelerin sotek hörgüçlü hecin deve hafta nuncusu da Brüksel sokaklarını ve tren garlarını terk etti ve kentin ERDİNÇ UTKU başında haber oldu. Hayvanların Fransa’dan güvenliğini polislere bıraktı. Belçika’ya kaçtığı tahmin ediBrüksel’de Peregrine şahinlerinin kente dö liyor. Önceki hafta ise Bois de la Cambre nüşü güzel havaların geldiğini müjdeliyor. Bel Parkı’ndan kentin geniş bulvarlarında dört naçika Kraliyet Doğa Bilimleri Enstitüsü tarafın la koşarak Etterbeek’teki ahırlarına dönen iki dan geliştirilen “Herkes için Şahin” projesi polis atı sempati uyandırmıştı. kapsamında Brüksel Serbest Üniversitesi’nin Sürrealizmin başkentinde Brüksel’in bu un(ULB) Solbosch kampusundaki bir çift pereg vanı hak ettiğini gösteren ilginç gelişmeler rine şahini mayıs ayı sonuna kadar Streaming oluyor. Kendi başlarına ahırlarına dönen poile yani internet üzerinden canlı yayınla izle lis atlarını anlatmadan önce biraz hafızamınebilecek. Peregrine Şahini (Bilimsel adı: Fal zı tazeleyelim. “1 Nisan şakası” olarak sosyal co peregrinus) çifti, 2019 baharında A Binası medya üzerinden duyurulan “La Boum Dans kulesinin tepesine yerleşti. Geçen baharda ol Festivali” ciddiye alınınca Bois de la Cambduğu gibi bu yıl da orada yuva yaptılar. Şahin re Parkı’nda 2 bine yakın genç toplandı. Uyaler, yuvalarından bir tarafta üniversite kampusuna diğer tarafta ise Bois de la Cambre Parkı’na bakıyor. rılara rağmen dağılmamakta direnen gençlerle polis arasında çatışma çıktı. Tazyikli su ve gaz kullanarak müdahale eden polislere, atlı 8 Mart’tan beri çiftleşiyorlar. İlk yavruların 12 Nisan civarında yumurtadan çıkması ve dünyamıza merhaba demesi bekleniyor. Kulepolisler de destek verdi. Atlı polislerin kalabalığın arasına dalması sonucu yaralananlar oldu. Polisin atları kullanmaya son vermesi için nin tepesine monte edilen kamera sayesinde Peregrine şahini ailesi artık bir web sitesi üzerinden günün 24 saati hayranlarınca izlebaşlatılan kampanyaya on binlerce imza toplandı. Genelde, at sırtındaki polisler festivalnebiliyor. Mayıs ayı sonunda genç kuşlar yuvayı terk edecek. Kamera, yırtıcı kuşların yuvalarını naklen takip etmeyi, doğal miras konusunda farkındalık yaratmayı ve doğa koruma önlemlerinin sonuçlarını göstermeyi kolaylaştıracak. Avrupa’dan neredeyse tamamen kaybolan bu kuş türü, 1994’ten sonra Belçika’ya ve başkente geri döndü. Brüksel, peregrine şahini kenti haline geldi. Şu anda Belçika’nın tamamında yaklaşık 200 peregrine şahini, Brüksel’de ise yaklaşık 15 çift yaşıyor. Belçika’nın Fransa sınırına yakın ToBrüksel’de 1 Nisan şakası gerçeğe dönüştü. ler, futbol maçları veya gösteriler gibi tüm halka açık etkinliklerde bir güç gösterisi ve caydırıcılık faktörü olarak görev yapıyor. 1 Nisan’da şaka yapan gençler şimdi 1 Mayıs’ta aynı yerde bu kez gerçekten “La Boum 2” adını verdikleri festivali düzenlemek istiyorlar. Gençlerin hiç şakası yok. İzin verilmezse Belçika’nın çeşitli kentlerinde korsan etkinlikler düzenleyeceklerini açıkladılar. Belçika İçişleri Bakanı ise gençlerin talebinin mümkün olmadığını söyledi. 1 Mayıs’ta ortam şenleneceğe benziyor. Brüksel’de dörtnala... 1 Nisan’daki sahte festivalin düzenlendiği Bois de la Cambre Parkı’nda ertesi gün temizlik faaliyetlerine yardım eden federal polisin iki atı, binicileri polisleri arkada bırakarak cuma gecesi Etterbeek’teki kışlaya kendi başlarına döndüler. Binicisini kaybeden atların bir süre devam ettikten sonra durması beklenirdi normalde. Amatör bir videoya göre atlar, Bois de la Cambre Parkı’nın dışında, bir elektrik direğine çarptı, sırtlarındaki polisler düştü. Atlar, Brüksel’de yollarda dörtnala koşarken görülüyor. Trafikten korkmuyorlar ve kendi başlarına üstelik “kavşakları bile doğru yöne alarak” Etterbeek’teki polis kışlasındaki ahırlarının yolunu buluyorlar. İki at, 20.00 sıralarındaki çarpmanın ardından yaklaşık 4 km’lik bir yolculuk sonunda Brüksel sokaklarında tek başlarına dolaşarak polis merkezindeki ahırlarına döndü. Atlara bisikletliler ve yayalar eşlik etti ve eve dönüş yolunda arabaları yavaşlattılar. Güvenliklerini sağladılar. Brüksel’de Peregrine şahinlerinin kente dönüşü güzel havaların geldiğini müjdeliyor. Atlar polissiz, “Peregrine şahinleri başkenti” Brüksel askersiz daha da güzel! erdincutku@binfikir.be Güvercinler kayıntı peşinde Güvercinler oradan oraya uçuşuyor. Peron pek kalabalık sayılmaz. Şu günlerde insanlar az yolculuk yapıyor. Çok önemli bir işi olmayan evini terk etmiyor. Devlet Demiryolları’yla uçak şirketleri zararda. Dortmund’dan gelip Münih’e giden hızlı tren Stuttgart istasyonuna giriyor. Yedi dakika gecikmeli! Bekleyenlerin ayakları arasında dolaşan güvercinler ürküyor, havalanıyor. Yolcular iniyor, yolcular biniyor. Üç dakika sonra kapılar yine kapanıyor ve ICE 513 yoluna devam ediyor. Peron boşalıyor. Güvercinler yine iniyor, sağda solda, bankoların altında yiyecek bir şey arıyor. Bulan buluyor, bulamayan yolcuların bekleştiği başka peronlara uçuyor. Hitler’den kaçıp 19431954 arası Türkiye’de yaşamış olan Stuttgart’lı Paul Bonatz’ın tren istasyonu gelecek yıl 100. doğum gününü kutlayacak. 16 peronunda günde 1300 trenin durup kalktığı, 260 bin yolcunun inip bindiği istasyon yerlerde yiyecek bir şeyler arayan var demektir... Bu sorun sadece Stuttgart’ta yaşanmıyor. Almanya’nın bütün büyük kentleri güvercin dolu! Her yerde karşınızdalar. Sizinle yan yanalar. Hiç kaçmıyorlar. Ev damları, duraklar, parklardaki bankolar, tarihi binalar ve heykeller hastalıklı güvercin dışkısı dolu. Birkaç yıl önce belediyenin yaptığı bir açıklamaya göre Stuttgart’ta 30 bin güvercin yaşıyor, her yıl sokak ve caddelere bıraktıkları dışkı 360 ton! Aç güvercinlere yem verirken yakalanan hayvansever çok yüksek ceza ödemek zorunda. Münih’de bin Avro, Stuttgart ve Hamburg’da 5 bin Avro. Cezalar diğer büyük kentlerde de bunun pek altında değil! yüzlerce aç güvercinin sürek Çabucak karnımı li mekânı! Buna şaşmamak gerekiyor, çünkü peronların çevdoyurayım... resinde her yirmi metrede bir Ucuzundan bir şeylerle açkıyıntı büfesi var ve insanlar lıklarını ayaküstü bastırmak önlerinde kuyrukta. isteyenlerin akın ettiği, önünde sabırla ve inatla kuyrukYem verene ceza... ta beklediği kayıntı büfeleSadece tren istasyonunri gittikçe artıyor. Kapanan bir da mı aç ve yarı aç dükkânın yerine büfe açılıyor. güvercinler dolaşıp Son 1015 yıldır duruyor? Hayır, isgittikçe daha çok tasyonun karşısıninsan karnını büdaki büyük alışvefeden aldığı sandriş caddesi, önünviçle doyuruyor. deki büyük alan, Şu günlerde bualtındaki büyük paluşmalar azaldısaj, onun altındaAHMET ARPAD ğı veya yasaklanki tramvay durakdığı için insanlar ları ve en aşağıdaki metro istasyonu da günün her saati güvercin dolu! Onlarla baş edebilmek için Stuttgart’ın değişik köşelerine dev “güvercin evleri” kurdular. Yıllardır sayısız gönüllü, bu kuşlar kenti istila etmesin diye oralara yem bırakıyor, kuluçkaya yatanların altındaki yumurtaları plastikleriyle değiştirip çoğalmalarına engel oluyor, fakat bütün bu çabaların yararı sınırlı. Yerin 40 metre altındaki istasyonda metrodan indiğinizde sizi aç güvercinlerle büfeler karşılıyor. Resmi verilere göre Stuttgart’ın merkezindeki bu metro istasyonunu her gün 130 bin yolcu kullanıyor. Uzun yürüyen merdivenlerde başınızın hemen yanından, aşağı inip çıkan güvercinler son hızla geçiyorsa, kapısı otomatik açılan büyük istasyon lokantasına müşterinin peşinden güvercinler de girip oturanların ayaklarının arasında dolaşıyorsa burada yıllardır süren ve bir türlü kafelerde, lokantalarda, bistrolarda bir araya gelemiyor. Yürüyorlar, bir ellerinde karton bardakta ılık kahve, diğer ellerinde kağıda sarılı sandviç. İçiyorlar, ısırıyorlar. Çabucak karnımı doyurayım diyen sağlığını tehlikeye attığının farkında değil. Günümüz insanı yemeğini bir randevudan diğerine giderken, bürodan trene koşarken, metroyu beklerken, metroda, tramvayda, otobüste karşınızda otururken yiyor... Yürürken yemek yemenin yarattığı baş sorun sindirime yaptığı olumsuz etki. Uzmanlara göre, insan yürürken değişik nefes aldığı için ağzındaki yemeği yeterince çiğneyemiyor, bu da iç organlarına zarar veriyor. Güvercinler gün boyu sandviçlerden yere düşenlerin peşinde. Geç saatlerde Stuttgart’ın ana caddesi boşalmış, insanlar evlerine gitmiş, çoğu tren depolarda dinleniyor, güvercinler de uykuya çekilmiş. çözüm bulunamayan bir sorun mail@ahmetarpad.de ACILARINIZI PAYLAŞIYORUZ... Vefat ve başsağlığı ilanlarınız için yaptığınız ödemenin yüzde 20’sini Cumhuriyet Vakfı Burs Fonu’na aktarıyoruz. Bu fondan, yetenekli, ihtiyaç sahibi öğrencilere burs veriyoruz. Acılarınızı paylaşıyoruz. Yakınlarınızın adı bu burslarla yaşasın. www.cumhuriyetvakfi.org.tr ANKARA: 0312 442 30 50 İZMİR: 0232 441 12 20 İSTANBUL: 0212 343 72 74
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear