25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER 5 2 EYLÜL 2020 ÇARŞAMBA Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni Adli Yıl açılış töreninde İstanbul Barosu’nu hedef aldı Avukatlara yeni gözdağı İstanbul Barosu’na ölüm orucu sonucunda yaşamını yitiren avukat Ebru Timtik’in fotoğrafının asılmasına tepki gösteren Erdoğan, bunun kabul edilemez olduğunu ve bir bedeli olacağını kaydetti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yeni Adli Yıl açılış töreninde barolara ve avukatlara gözdağı verdi. Erdoğan, “İnşallah önümüzdeki dönemde avukatlıktan teröristliğe uzanan bu kanlı yolun önünü kesmek için gerekeni yapacağız” dedi. 20202021 Adli Yılı Açılış Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan barolarla ilgili bir rahatsızlığını ifade etmek istediğini belirterek, “Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz’ı katleden terör örgütü mensuplarına destek için açlık grevine giden avukatları bu kararlarından vazgeçirmek için, devlet üzerine düşeni yapmıştır” dedi. Buna rağmen ısrarla açlık grevini sürdüren bir avukatın ölümü üzerine, İstanbul Barosu binasına asılan pankartın, şehidin kemiklerini sızlatmanın ötesinde anlamları olduğunu düşündüklerini söyleyen Erdoğan, şu tepkiyi gösterdi: “Avukatların, teröristlerin bu kadar pervasızca yanlarında durabilmeleri, cüppeleriyle cenazesine katılabilmeleri, onları öven bildiriler yayımlayabilmeleri, kabul edilebilir davranışlar değildir. Bu yapılan işlemlerin, müvekkilavukat ilişkisiyle uzaktan yakından alakasının olmadığı açıkça ortadadır. Diğer kurumlarda terör örgütleriyle böylesine içlidışlı olan kişiler nasıl mesleklerinden men edilebiliyorsa, avukatlar için de böyle bir yöntemin gerekip gerekmediği tartışılmalıdır. Uyuşturucu baronunu savunan avukat uyuşturucu tüccarlığına, katili savunan avukat cana kastetmeye, hırsızı savunan avukat hırsızlığa kalkışmıyorsa, teröristin avukatlığını yapanın da teröristliğe soyunması mümkün değildir. Hakimin, savcının, polisin, askerin yapamadığını, kamusal bir vazife icra eden avukat da yapamamalıdır. Şayet yaparsa, bunun bir müeyyidesi, sonucu, bedeli muhakkak olmalıdır. Dünyanın hiçbir ülkesinde, böyle çarpık bir duruma izin verilemez.” Çoklu baro vurgusu Erdoğan, avukatlara yönelik operasyon sinyali verdi: “Yargının tek ideolojisi adalet olmak zorundadır. Bir adalet kurumu olması gereken kimi baroların, terör örgütlerinin arka bahçesi, propaganda aracı, yasa dışı faaliyetlerinin kılıfı haline dönüşmesi çok acıdır. Çoklu baro sistemini getirmekteki amaçlarımızdan biri de, barolarımızı bu sorunlu yapıdan kurtarma umuduydu. Merhum Mehmet Selim Kiraz savcımızın katilleriyle ilgili gelişme, bu endişelerimizin ne kadar haklı olduğunu göstermiştir. İnşallah önümüzdeki dönemde avukatlıktan teröristliğe uzanan bu kanlı yolun önünü kesmek için gerekeni yapacağız.” Doğu Akdeniz mesajı: Gölge oyunundan bıktık Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmelere değinerek, şunları kaydetti: “Türkiye’yi, 780 bin kilometrelik karelik devasa büyüklüğüne bakmadan, 10 kilometrekarelik bir ada üzerinden kıyılarına hapsetme girişimi, haksızlığın ve adaletsizliğin en açık ifadesidir. Çevresindeki her ülkenin hakkı olan Akdeniz’in zenginliklerinin üzerine adeta çökme çabası, tam bir modern sömürgecilik örneğidir. Tarih boyunca, hep başkalarının arkasına saklanarak varlığını sürdürmüş bir devleti önümüze atarak, kendi gizli emellerini gerçekleştirmeye çalışanların yaptıkları da en büyük adaletsizliktir. Biz artık bu gölge oyunundan bıktık. Kendine bile hayrı olmayan bir devleti, Türkiye gibi bölgesel ve küresel bir gücün önüne atıp yem etmeye çalışmak, artık komik kaçmaya başladı. Asırlardır Afrika’dan Güney Amerika’ya kadar sömürmedik yer, katletmedik toplum, zulmetmedik insan bırakmayanların devri sona eriyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, bu adalet uyanışını durduramayacaklardır. Ülkemizin bu konudaki öncülüğü, kendi adına değil, tüm mazlumlar adınadır.” l ANKARA/Cumhuriyet Yargıtay Başkanlığı tarafından organize edilen 20202021 Adli Yılı Açılış Töreni, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldı. Törene, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra, yüksek yargı başkanları ve üyeleri, bakanlar ile TBB Başkanı Metin Feyzioğlu katıldı. YARGITAY BAŞKANI AKARCA, HÂKİMLERİN BAĞIMSIZLIĞINI ETKİLEYEBİLECEĞİNİ İDDİA ETTİ Sosyal medyadan şikâyetçi Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, yaptığı konuşmada, yazılı ve görsel medyanın yanı sıra sosyal medyadan gelen baskıların, kamuoyu tepkisinin, resmi veya gayriresmi sivil toplum örgütlenmelerinin hâkimlerin bağımsızlığını etkileme potansiyeli taşıdığını söyledi. Davalar veya soruşturmalar hakkındaki yanlı ve yanlış haberlerin halkın yargıya güvenini sarstığını iddia eden Akarca, bunun yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı ve dürüstlüğü konusunda da kuşkuya neden olduğuna dikkati çekti. Akarca, “Avrupacı etki gruplarına tavsiyemiz, Türkiye’de yargı bağımsızlığına gölge düşürecek söylemlerden, patronize edici üsluptan sakınmalarıdır. Hukuk sistemimizi toplumsal dinamiklere göre şekillendirmekte özgür ve bağımsız bir ülkeyiz. Hukuk ba ğımsızlığımıza saygı duymayanlardan yargı bağımsızlığı dersi almamız mümkün değildir” dedi. Akarca, yabancı hukuk metinleri iktibas edilerek başarılı hukuk sistemi geliştirilemeyeceğini, hukuk anlayışının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini savundu. “Bize yakışan kolaycı bir anlayışla ithal edip tüketmek değil, her alanda olduğu gibi geniş bir açık görüşlülükle hukuk alanında da üretmek, örnek olmak ve ihraç etmektir” diyen Akarca, “Ülkemizin güzide hukukçularına çağrım şudur, bize, yargımıza, hukukumuz artık Batıcı, antiBatıcı, önyargılarla yaklaşmayınız. Özgün, bütün milletlere ilham olacak şekilde ve insana değer veren bir hukuk anlayışı geliştirmeye çalışınız. Bu konuda hep birlikte çalışalım” dedi. Akarca, Yargıtay’ın başlıca kuruluş amaçlarından birinin, hukuki denetim yaparak içtihat birliğini ve hukukun ülkede eşit şekilde uygulanmasını sağlamak olduğunu belirtti. Sistematik bozuldu Akarca, “2014’te Yargıtay Tetkik Hâkimliğiyle Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı’na yapılan atamalarda Yargıtay Başkanlığının ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının görüş bildirme yetkisi kaldırılmıştır. Bu, yüksek mahkeme olmanın doğasına aykırıdır, düzeltilmesi bir zaruret haline gelmiştir. Yargıtay Kanunu, 26 kanun ve kanun hükmünde kararnameyle değişikliğe uğratılmıştır. Kanunun sistematiği bozulmuştur. Adaletin etkin ve verimli şekilde yönetilmesini güvence altına almak için gereksinimleri karşılayacak yeni bir Yargıtay Kanunu’na ihtiyaç bulunmaktadır.” Özel, davetiyeyi yırtıp, çiğnedi IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, adli yıl açılış töreninin Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda yapılmasına “Adli Yıl Açılışı bir partinin genel başkanının himayesinde yapıldı” sözleriyle tepki gösterdi. Özel, törene davet edilen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan koronavirüs testi istenmesini de eleştirerek davetiyeyi yırttı ve ayakkabısıyla çiğnedi. CHP’li Özel, Meclis’te yaptığı basın toplantısında “Kaçak olduğu yargı tarafından tescil edilmiş Saray’da adli yıl açılış davetiyesi geldi. Adli Yıl açılışı olmaması gereken bir yerde yine yürütmenin başının davetiyle ve bir partinin genel başkanının himayesinde yapıldı” ifadelerini kullandı. Açılış için Kılıçdaroğlu’na da davetiye geldiğini söyleyen Özel, Kılıçdaroğlu’ndan koronavirüs testi istenmesine tepki gösterdi. Özel, “Vatandaş test yaptıramazken Saray’da gün aşırı test nedir? Saray’ın kibir virüsü koronadan daha tehlikelidir” ifadelerini kullanarak davetiyeyi yırttı ve ayağıyla çiğnedi. Açıklanan hasta sayılarına yurttaşların duyduğu güvenin Özel, Sayar’ın test istediği tören davetiyesini yırttı. azaldığını söyleyen Özel, “Bakan bazı sağlık kuruluşlarında sisteme pozitif veri girilmediğini açıkladı. Sağlık çalışanlarını suçlamasın. Testlerde yolsuzluk olduğu ortaya çıktı. Bizim testlerin güvenilirliği yüzde 40’mış. ‘Yazı tura atsak daha çok hasta kurtarırdık’ diyor doktorlar. O zaman sistemi düzeltin” çağrısı yaptı. Giresun’da yaşanan sel felaketine değinen Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Tabiatın hakkına riayet etmediğinizde sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsınız” sözlerine gönderme yaparak “Tabiatın hakkına riayet edin ve Kanal İstanbul’dan vazgeçin” çağrısı yaptı. Erdoğan’ın yaptığı mitingi de eleştiren Özel “Giresun’un acısını paylaşmaya gidip vatandaşa çay atmak nedir?” dedi. l ANKARA Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABB Başkanı Yavaş’ı kabul etti... Saray’da Ankara’nın sorunları konuşuldu Yavaş, mecliste destek istedi SENA YAŞAR Erdoğan, Yavaş’ı dün saat 14.00’te Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda kabul etti. Görüşme sürerken, Erdoğan’ın sosyal medya hesabından Yavaş’ı kabulüne ilişkin fotoğraf paylaşıldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı (ABB) Mansur Yavaş’ı Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda kabul etti. Bir saatten fazla süren görüşmede, Başkan Yavaş’ın büyük ölçekli projeler için ABB Meclisi’nde çoğunlukta olan AKP grubunun desteğini talep ettiği öğrenildi. Yavaş, başkanlık koltuğuna oturduğu günden bu yana Erdoğan ile ilk kez baş başa bir araya geldi. Yavaş, belediyenin 11 büyük projesini Cumhurbaşkanı Erdoğan’a aktardı. Olumlu bir havada geçtiği belirtilen görüşme nin ardından Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’ndan yazılı açıklama yapıldı: “Toplantıda başkent Ankara’nın kent sorunları, yapılması planlanan projeler ve kimi alanlarda bürokraside yaşanan tıkanmaların aşılmasına dair başlıklar ele alınmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile başkanımız Yavaş, kentimizin asırlık çınarı MKE Ankaragücü’nün mali sıkıntıları, fuar alanı inşasında yaşanan sorunlar ve Gençlik Parkı’nın yeniden Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne devri konularında görüş alışverişinde bulunmuşlardır. Başta su altyapı ve arıtma projeleri olmak üzere önemli proje ler hakkında bilgi verilmiştir. Otobüs kredisi kullanımı, metro projeleri ve yeni yolların açılması gibi başlıklarda ilgili bakanlıklar ve bürokraside yaşanan tıkanmaların aşılması için destek talebinde bulunulmuştur” Sosyal medya hesabından açıklama yapan Yavaş, olumlu yaklaşımı nedeniyle Erdoğan’a teşekkür etti. Kılıçdaroğlu’na ziyaret Yavaş, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP Genel Merkezi’nde ziyaret etti. Yavaş, yaptığı paylaşımda, Erdoğan ile yaptığı görüşme hakkında bilgi paylaşımında bulunduğunu kaydetti. l ANKARA Barış isimli insanlar bu dünyada neden varlar? Dün, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde barıştan bahsettik. Bugün, 2 Eylül’de hepimiz yeniden savaştan bahsetmeye devam edebiliriz. Neden savaştığımıza... Savaşın neden kaçınılmaz olduğuna kendimizi ikna edebiliriz. Sınırların önemi... Vatanların değeri... Ve düşmanların kalleşliği üzerinden kendimizi haklı çıkarabilecek uzunlu kısalı cümleler kurabiliriz. Mutlak barışın imkânsızlığına bir kez daha kolayca herkesi ikna edebilir; Kendimiz de buna hemen ikna olabiliriz. Ve savaşın mutlaklığını hiçbir çağda yadırgamayan insanlığın özene bezene inşa ettiği şu uygarlığın şiddeti meşrulaştıran ahlakını nereden başlayıp sorgulayacağımızı bir türlü bilemeyebiliriz. Sınırlara toz kondurmadan... Devletleri yıkmadan... Mülkiyeti reddetmeden... Adaletten kuşkulanmadan... Tabuları umursamadan... Kültürel mirasların ahlakını, inançların baskısını, geleneklerin ve göreneklerin kısıtlayıcılığını sorgulamadan... İnatla içi boş barış hayalleri kuran... Ve bu hayalleri istikrarlı bir şekilde boşa çıkan insan... İdealize ettiği dünya ile rezil ettiği dünya arasındaki güçlü bağı hep görmezden gelir. Bu sayede bir ülkede; 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde en çok konuşulan konuların başında İçişleri Bakanı’nın Barış isimli bir milletvekilini hedef göstermesi gelebilir. Barış isimli o milletvekilinin bu yüzden sokak ortasında dayak yemesine kimse şaşırmaz. Yer yerinden oynamaz. İçişleri Bakanı istifa etmez. Hükümet devrilmez. Meclis olağanüstü toplanmaz. Sorumlular hızla bulunmaz. Sorumlular hızla cezalandırılmaz. Aynı ülkede insanlar iktidarın sadece işlerini yapan Barış isimli iki gazeteciye savaş açmasına da seyirci kalabilirler. Onların, yıllardır izini sürdükleri, hakkında haberler yaptıkları, üzerine kitaplar yazdıkları illegal örgütlenmenin devleti yıkmaya çalışmasını deşifre etmemişler gibi, devlete karşı suç işedikleri bahanesiyle suçlanıp olmayacak iddianamelerle tutuklanmalarına, yargılanmalarına isyan etmeyebilirler. Koca bir halk haber alma özgürlüklerinin ellerinden nasıl kayıp gittiğini görmezden gelebilir. Ve kendisine bahşedilen kısıtlı özgürlüklerle yetinerek ve sindikçe sinerek yaşamayı doğal görebilir. Devamlı silahlanan... Ve birbirine efelenen bu dünyada; Adına Barış dediği çocuklar doğurup sonra onları savaşın kucağına atan insan... Savaşla barış arasındaki farkı da bağı da görmezden gelebilir. O yüzden “Barış” insanlık için fiilen içi bomboş bir kelimedir. HHH Şimdi bir daha düşünelim... Barış isimli insanlar bu dünyada aslen neden varlar? CUMHURBAŞKANLIĞI ANKETİ İmamoğlu ve Yavaş, Erdoğan’ı geçti Avrasya Araştırma Şirketi Başkanı Kemal Özkiraz, ağustos ayına ilişkin Cumhurbaşkanlığı seçim anketinin sonuçlarını açıkladı. Anket sonucuna göre mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş geçti. Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığına aday olması durumunda yüzde 43,7 alırken Erdoğan yüzde 40,8 oy aldı. Kararsızlar ise yüzde 15,5 olarak belirtildi. Mansur Yavaş, aday olması durumunda yüzde 41,1 alırken Cumhurbaşkanı Erdoğan yüzde 40,4 oy aldı. Kararsızlar ise yüzde 18,5 olarak açıklandı. l İç Politika ‘DAHA PAHALISI YOK’ Saadet Partisi’nden ÖTV paylaşımı Saadet Partisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzalı kararname ile artırılan “Özel Tüketim Vergisi’” oranları ile ilgili resmi Twitter hesabından bir video yayımladı. Reklam konseptiyle hazırlanan video, “Düşük vergili araç isteyen aramasın! Bu ilana göz at. http://devletinden.com Daha pahalısı yok” ifadeleriyle paylaşıldı. l İç Politika
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear