25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 20 AĞUSTOS 2020 PERŞEMBE HABER Atatürk devrimlerinin ödünsüz savunucusu için tören CHP’Lİ ÖZELDEN ÇAĞRI: NADIR NADI’YI özlemle anıyoruz Gazetemiz başyazarı, Atatürk devrimlerinin ödünsüz savunucusu Nadir Nadi’yi aramızdan ayrılışının 29. yılında özlemle anıyoruz. Edirnekapı Şehitliği’ndeki mezarı başında, bugün saat 14.00’te düzenlenecek törene Cumhuriyet Vakfı Başkanı ve gazetemiz imtiyaz sahibi Alev Coşkun da katılacak. Nadir Nadi, 23 Haziran 1908’de dünyaya geldi. Gazeteciliğe Cumhuriyet’e yurtdışından gönderdiği yazı, haber ve röportajlarla 1932 yılında başlayan Nadir Nadi, 1936 yılında İstanbul’a döndükten sonra Cumhuriyet gazetesinin çeşitli birimlerinde çalıştı ve köşe yazarlığı yaptı. 19381941 yılları arasında Galatasaray Lisesi’nde sosyoloji öğretmenliği yapan Nadir Nadi, 1945 yılında babası Yunus Nadi’nin ölümü üzerine Cumhuriyet’in yönetimini ve başyazarlığını üstlendi. Nadir Nadi, 19501954 yılları arasında Demokrat Parti listesinden Muğla bağımsız milletvekili, 19541957 yılları arasında da İstanbul bağımsız milletvekili olarak TBMM’de yer aldı. Basın alanında birçok ödül alan Nadir Nadi, TÜYAP Kitap Fuarı tarafından da 1988 yılında “Onur Yazarı” seçildi. l Haber Merkezi ‘Travmaların Gölgesinde’ kitabının editörlüğünü yapan Prof. Arıboğan, Ayasofya’yı değerlendirdi: Ayasofya’nın etkileri olacak Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın kılıçla hutbe vermesinin “sakıncalı bir mesaj içerdiğini” belirten Prof. Arıboğan, Ayasofya’nın camiye çevrilmesinin uluslararası etkileri olabileceğine dikkat çekti. IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN İLAYDA KAYA Ayasofya’nın ibadete açılmasıyla başlayan tartışmalar Türkiye’nin yoğun gündeminde gerilemiş olsa da uluslararası et kisi henüz tam ortaya çıkmış de ğil. Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Ayasofya’nın cami olarak açılma sının bir ibadethane ihtiyacından kaynaklanmadığına dikkat çekerek “Ege ve Akdeniz’de Yunanistan ile gerilmekte olan ilişkileri de toplu ca ele alırsak önümüzdeki dönemde oradaki milliyetçiliğin yükselmesi ve AB Türkiye ilişkilerine yansıma sı mümkün” dedi. deki dönemde oradaki milliyetçiliğin Prof. Deniz Ülke Arıboğan’ın edi yükselmesi ve ABTürkiye ilişkileri törlüğünde siyasal ve sosyal bilim ne yansıması mümkün” dedi. ler alanında akademik çalışmaları nı sürdüren bilim insanları ve mi ‘Kayıplar eşitlenmişti’ safir öğretim üyelerinin katkılarıyla Ayasofya’nın, dönemin koşulların hazırlanan 12 farklı makalenin bu da müzeye çevirilmesinin bir dış po lunduğu “Travmaların Gölgesinde” litika olarak algılanabileceğini anla isimli kitap İnkılap Kitabevi’nden tan Deniz Ülke Arıboğan, “Ayasof çıktı. ya, sadece bir kilise ya da bir Ayasofya’nın da ele alın cami değil, aynı zamanda dığı kitapta, Prof. Arıboğan, yüzyıllarca ‘Hilal’ ile ‘Haç’ Ayasofya’nın ibadete açıla arasından cereyan eden rak camiye çevrilmesinin belki en büyük savaşın, olası etkilerini değerlen büyük bir zaferin ve bü dirdi. yük bir kaybedişin sem Arıboğan, Ayasofya’nın bolüdür. 1937’de Sada cami olarak açılması bat Paktı’nın imzalan nın bir ibadethane ih ması, Türkiye’nin sa tiyacından da doğ vaşa doğru giden yıl madığını belirterek larda yakın çevresin “Türkiye’nin gele den gelebilecek teh cekten daha çok likelere karşı ne ka geçmişle ilgilen dar duyarlı oldu mesinin bir karşı ğunu göstermekte lık getirebileceğini dir. Ayasofya’nın düşünüyorum. Zira müzeleştirilme atılan adımla, karşı si bu anlamda bir tarafın geçmişinde dış politika kara ki kayıpları ve trav rıdır. Batı temel malarının öne çık li modernleşme masını tetikleyebilir. nin ve laik cumhu Ege ve Akdeniz’de Yu riyetin sembolik bir nanistan ile gerilmekte unsuru olduğu ka olan ilişkileri de topluca ele alırsak önümüz Deniz Ülke Arıboğan dar dış politika konumlandırmasının pragmatik bir seçimidir. Müzeleştirme yoluyla Batı dünyasının seçilmiş travmasına karşı Müslüman dünyasının seçilmiş zaferinin yok edilmesi tercih edilmiştir. Bir taraf İstanbul’u kaybederken diğer taraf ise fetih hikayesini yitirmiştir. Yani kayıplar eşitlenmiştir” dedi. Türkiye’nin gelecekten çok geçmişle ilgilenmesi ve kurucu zaferini geçmişte aramasının karşılık getirmesinin “sürpriz olmayacağını” anlatan Arıboğan, “Zira atılan adım, karşı taraf bakımından geçmişteki kayıpların ve travmaların da öne çıkmasını tetikleyecek bir adımdır. Avrupa’daki eski Christentum ruhunu canlandırmak için Yunan diplomasisi, muhtemelen Ayasofya meselesini bir koz olarak kullanmaya çalışacaktır” diye konuştu. ‘Laik kalkan koruyor’ Batı ve Hıristiyan dünyasının Ayasofya’nın yeniden ibadethane olarak açılışına bakışını da değerlendiren Prof. Arıboğan, “Bir süredir mesele Hıristiyanların birbirlerine olan bağlılığı değil, öteki olarak tanımladıkları İslamdan ne kadar rahatsız oldukları. Soğuk Savaş’ın bitiminden beri Batı dünyasının ortak düşman ihtiyacını Müslümanlar karşılıyor. El Kaide ve küresel terör tehdidi söylemiyle başlayan, Arap Baharı’nın çöküşü ile devam eden süreç, IŞİD öcüsüyle devam ediyor. Şeytanlaştırma ve öcüleştirme arayışlarının zaman zaman Türkiye’ye uzandığı da oluyor. Kanımca bizi koruyan en önemli savunma kalkanı, laik ve çağdaş bir cumhuriyet tasavvurunun en güçlü akım olarak hâlâ sürüyor olması. Ayasofya’nın açılması konusunun bugün veya yarın politik olarak da beslenmesi halinde, antiİslam hissiyatın ve İstanbul’u tekrar kazanma arzusunun tekrar tetiklenmesi kuşkusuz mümkündür. Aslına bakarsanız Ayasofya olsa da olmasa da bu idealin asla yok olmayacağı da bilinmelidir” değerlendirmesini yaptı. ‘Sakıncalı mesaj’ Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın elinde kılıçla hutbe vermesini değerlendiren Arıboğan şunları kaydetti: “Ülkenin dini otoritesinin bir elinde kılıçla ilk hutbeyi okuması zaten meselenin dinle değil, fetihle ilgili olduğunu gösteren önemli bir detaydır. Savaşçı bir ruhun sergilenmesidir. Bilerek ve isteyerek tasarlanmış bir görüntü gibi. Lakin doğru bir mesaj mı derseniz, ben anlamsız ve sakıncalı buldum. Zaten bütünüyle IŞİD’leştirilmeye çalışılan Müslümanlığın, en güçlü ülkesinin, en üst dini otoritesinin, elinde kılıçla hutbe okumasının karşı tarafça nasıl okunduğuna da bakmak lazım.” Veriler gizlenirse tablo iyileşmez CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, koronavirüs salgınıyla mücadelede bir türlü istenilen seviyeye gelinemediğine işaret ederek “Sağlık Bakanı, mayıs ayında verdiğim ve anayasal olarak 15 gün içinde yanıtlanması gereken soru önergesine, 3 aydır yanıt vermemiştir. Bazı verileri gizleyerek, şeffaflıktan uzak davranarak, bu vahim tablonun iyileşmesi beklenemez” dedi. CHP’li Özel, verilerin kamuoyu tarafından bilinmesi gerektiğine işaret ederek “Bu verilerin, vatandaşlarımızın alacağı tedbirleri de artıracağını düşünmekteyiz. Ancak Bakanlık il, yaş grubu, meslek dağılımı gibi kritik verileri gizlemektedir. Oysa, virüsle bilimsel mücadele için vaka sayıların, il bazlı hatta hastane bazlı açıklanması gerekiyor. Yurtdışı uçuşların başlamasının vaka sayılarının artmasına etkisi konusunda bir açıklama yapılmamaktadır” görüşünü dile getirdi. Özel, bir Bilim Kurulu üyesinin, virüsün kontrolsüz şekilde yayılmaya başladığı ve bazı verilerin kendisinde olmadığına dair açıklamaları ile Türk Toraks Derneği üyelerince bir tıp dergisine yazılan makalede, “Sağlık Bakanlığı’nın verileri paylaşma konusunda şeffaf olmaması ve bilimsel araştırmaların gerekçesiz reddedilmesi” eleştirilerinin yapıldığının altını çizdi. Özel, sağlık çalışanlarının riskini en aza indirecek önlemlerin bakanlık tarafından alınması gerektiğini söyledi. l ANKARA/Cumhuriyet HUKUK ‘YOK SAYILDI’ İBB pankartlarına ‘korsan baskın’ İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından Kanal İstanbul projesine karşı İstanbul’un bazı bölgelerine asılan ve üzerinde “Ya Kanal Ya İstanbul” yazılı bilgilendirme pankartları sivil polislerce söküldü. İBB önündeki Haşim İşcan Geçidi’nin her iki tarafında da asılı pankartlar söküldükten sonra İBB yetkilileri konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada, “İBB’nin mülkiyet, hüküm ve tasarrufu altındaki reklam alanlarında bulunan ‘Ya Kanal Ya İstanbul’ yazılı bilgilendirme afişleri, İstanbul Valiliği tarafından emniyet birimleri eliyle söküldü. Sadece yargı kararı ile gerçekleştirilmesi gereken işlem, hukuki bir süreç başlatmaya gerek duyulmadan yapıldı” denildi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da, “Yasa gereği bölücü ve yıkıcı olmayan afişler ancak mahkeme kararıyla kaldırılabilir. Maalesef bir avuç insan, artık yargı kararına bile gerek duymadan canının istediğini yapıyor. Yazık, çok üzücü” dedi. l Haber Merkezi SÖZLEŞMESI FESHEDILDI Ankapark hacizle karşı karşıya Görevden el çektirilen eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in “kişisel zevkim” sözleri ile Atatürk Orman Çiftliği arazisi üzerinde yaptırdığı, Ankapark’ın elektrik alım sözleşmesi feshedildi. Başkent Elektrik, Ankapark’ın elektriğini, borç nedeniyle daha önce iki kez kesmişti. Ankapark’ın elektrik alım satım sözleşmesi, uyarılara ve verilen süreye karşın borçların ödenmediği gerekçesiyle feshedildi. Başkent Elektrik’in, 3 milyona ulaştığı belirtilen borca ilişkin haciz işlemi başlatacağı kaydedildi. ABB Başkanı Yavaş, Ankapark’ın 750 milyon dolara mal olduğunu açıklamış, Gökçek iddiaları reddetmişti. l ANKARA/Cumhuriyet RTÜK, Sözcü gazetesinin kanalı ‘Sivas SRT’nin logosunun ‘SRT Sivas’ olarak kullanılmasına ceza kesti Sözcü’ye ‘logo’ bahaneli ceza Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), bu kez de Sözcü gazetesinin kanalı “Sivas SRT”nin logosunun “SRT Sivas” olarak kullanılması nedeniyle ceza kesti. Daha önce pek çok kez şikâyet olmasına karşın Akit TV’yi “es geçen” RTÜK, bu sefer Akit TV’ye de “ulusal kanallarda yayımlanan dizilere ilişkin yaptıkları yorumlar nedeniyle” idari para cezası verdi. RTÜK, üst kurul toplantısında, Sözcü gazetesinin sahibi olduğu “Sivas SRT” dosyasının da aralarında bulunduğu pek çok konu ele alındı. Sözcü TV’nin yayınında “Sivas SRT” logosu yerine, “SRT Sivas” logosunu kullandığı için yayıncı kuruluşa idari para cezası yaptırımı uygulamasına karar veren RTÜK, TELE1’de yayınlanan “Mr. Brooks” isimli filme ilişkin hazırladığı raporda da filmde “öldürme eyleminin zevk aracı olarak sunulduğu”, “filmin gerçekle kurguyu ayırt etme yetisine tam olarak sahip olmayan çocukların yoğun şiddet sahnelerine maruz kalabileceği bir saatte yayımlandığı” gerekçesiyle ceza kesti. Akit TV’ye de ceza Akit TV’de yayımlanan “Gün Başlıyor” isimli programda sunucunun, ulusal kanallarda yayımlanan birtakım diziler hakkında yorumlarını aktarırken “RTÜK neden bunlara kısıtlama vermiyor, tabii ki reklam gelirlerinden pay alıyor. RTÜK de buradan çok ciddi bir kazanç elde etmiş oluyor. Acaba bunlar mı engel? Yani yine ortada para pul hikâyesi döndüğü için mi?” şeklindeki ifadelerinin RTÜK’ün kurumsal itibarını zedeleyecek şekilde tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerine uyma dan sözler sarf ettiği belirlendi. Üst kurul, Akit TV’ye idari para cezası verilmesine karar verdi. ‘Survivor’ ceza getirdi TV8’in Survivor 2020 programına ilişkin raporunu da değerlendiren RTÜK, çocukların ekran karşısında olabileceği bir saatte yarışmacıların birbirlerine karşı hakaret içeren sözlerini ve kavgaya varan sürtüşmelerini yayın ilkesi ihlali olarak değerlendirdi. İhlal nedeniyle TV8’e, para cezası uygulandı. l ANKARA/Cumhuriyet İSTANBUL’DAN 188 MİLYAR TL Vergi gelirleri arttı İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İstanbul İstatistik Ofisi, İstanbul’da vergi gelirlerinin önceki yıla göre yüzde 28.5 arttığını ortaya koydu. İBB, İstanbul’a ilişkin mali istatistiklerin değerlendirildiği Ağustos 2020 Mali İstatistikler İstanbul Ekonomi Raporu’nu yayımladı. Temmuz ayında gerçekleşen işlemlere ve rakamlara yer verilen rapora göre, Türkiye’deki toplam vergi gelirlerinin yüzde 46’sının toplandığı İstanbul’da, vergi gelirleri bir önceki yıla göre yüzde 28.5 arttı. İstanbul’da temmuz sonu itibariyla toplam 188 milyar TL vergi tahsil edildi. Aynı dönemde Merkezi Yönetim Bütçesindeki toplam vergi tahsilatı 412 milyar TL olurken, tahsilatın yüzde 46’sını İstanbul oluşturdu. l İç Politika
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear