03 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 11 AĞUSTOS 2020 SALI HABER AtinaAnkara hattında gerilimi emekli askerler değerlendirdi: İstanbul Sözleşmesi’ne dokunma! Her şey 14 yaşındaki bir vegan aktivistin harekete geçmesiyle başladı. Türkiye’deki kadın cinayetlerini protesto etmek için eylem düzenleyeceğini bildiren bir mesaj gönderdi. Bu müthiş aktivistin adı Erin Ersoy. İçinde yaşadığı gezegenin, çevresindeki insanların ve hayvanların sorunlarına duyarlı, çözüm üretmeye odaklı, çok üretken genç bir insan. Uzakta olsa da Türkiye’de yaşananları da izliyor ve hemcinslerine yönelik baskıya karşı ses çıkarıyor. Kadınların her gün erkek şiddeti yüzünden can verdiği bir dönemde, iktidarın İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmak istemesine de tepki gösterdi. Eylem için annesi, babası, hatta anneannesi ve dedesi yaşındaki insanları harekete geçirdi. Protestonun gerçekleştirileceği bölgenin yetkilileri ile yazıştı, yeri ve saati belirledi, basınla temas kurdu, eylem için Türkçe ve İngilizce pankartlar hazırladı. Pazar günü Columbus Meydanı’ndaki Trump Oteli’nin hemen karşısındaki eylem alanında buluştuğumuzda düşündüğümden daha az kişiydik. COVID19 yüzünden insanlar toplu etkinliklere katılmaya çekiniyor belki ama yine de New York’ta yaşayan Türklerin daha fazla destek vereceğini ummuştum. Oysa sosyal medyada siyah beyaz fotoğrafını etiket koyarak paylaşan ne kadar da çoktu… Her zaman olduğu gibi çoğu kişi sosyal medyada tepkisini gösterip rahatlıyor ve protestolara katılan az oluyor. Yine de New York’ta sadece ikisi erkek, gerisi kadınlardan oluşan ufak topluluktaki herkes, şiddet ve gericilik karşısında sessiz kalmamaktan dolayı mutluydu. Dikkat çekmek için birlikte sloganlar attık, neden eylem yaptığımızı soranlara bilgi verdik, kadınların yaşama hakları olduğunu haykırdık. Türkiye’de siyasal İslamın azmasıyla katlanarak artan eril şiddete dünyanın uzak bir köşesinden karşı durmak, baskının her yerde tepki gördüğünü göstermek açısından önemli. Ülke içinde günümüzün en etkin muhalif gücünü oluşturan, sertleşen mücadelede geri adım atmayan kadın direnişine yurtdışında yaşayan hemcinslerimiz de destek olmalı. Sadece kadınlar değil, toplumdaki yobazlığı reddeden herkes bu mücadelede yer almalı. Kadına şiddet, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sonucu New York’taki eylemde önce Erin Ersoy basın açıklamasını İngilizce okurken, Türkçe açıklamayı, Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) adına, Kadın Partisi’nin de kurucu eşbaşkanı olan Fatma Aytaç okudu. İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik saldırılara karşı mücadele eden 300’ü aşkın örgütten oluşan EŞİK imzalı bildiriden bir bölümü paylaşmak istiyorum: “Bugün sözleşmenin onaylanmasından yaklaşık 10 yıl sonra, ataerkil ve kadın düşmanı gündemleriyle bazı aşırı gruplar, Türkiye’nin sözleşmeden çekilmesi için çağrı yapmakta, sözleşmenin eşcinselliği desteklediği ve aileleri yok ettiği şeklinde yanlış algılar yaygınlaştırmaya çalışmaktadır. Ailelere tehdit oluşturmak bir yana, sözleşme, kadınlara karşı her türlü mücadeleyi ve böylece aileleri, toplumları şiddetten arındırarak güçlendirmeyi hedeflemektedir. Sözleşme, kadınlara karşı şiddetin sadece ‘insan haklarının ihlali ve kadınlara karşı bir tür ayrımcılık’ olmadığı, aynı zamanda tüm toplumlarda yaygın olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ve ayrımcılığının bir sonucu olduğu üzerine kuruludur. Bu nedenle, kadına yönelik şiddetle etkin mücadele etmek için, yaşamın her alanında cinsiyet eşitsizliğini sona erdirmek üzere tedbir alınması çağrısında bulunmaktadır. Sözleşme çok yönlü bir yaklaşımla, devletleri; şiddeti önlemek, mağdurları korumak, suçluları kovuşturmak ve her boyutta cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik politikalar uygulamakla yükümlü kılmaktadır. Haysiyet eşitliğini savunan, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği dahil her türlü ayrımcılığa karşı çıkan insan hakları ilkelerini temel almaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası da, devleti ayrım gözetmeksizin tüm vatandaşları korumakla yükümlü kılmaktadır.” Hayati bir çağrı! Biz de protestoda, Türkiye’de kadına yönelik şiddeti reddederken, öncelikle Türkiye Cumhuriyeti’ni yöneten iktidara yükümlülüklerini hatırlattık. Aynı zamanda hükümetler arası örgütlere, ulus ötesi gruplara ve insan haklarına saygı duyan herkese, Türkiye’deki kadınların şiddete karşı mücadelesini desteklemeleri çağrısında bulunduk. Yüksek sesle “İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NE DOKUNMA, UYGULA!” demeleri için çağrı yaptık! Çünkü: Bu çağrının canlı tutulması hayatidir. Bu çağrının sürekli yinelenmesi, erkek şiddeti yüzünden canından olan Özgecan’lara borcumuzdur. Bu çağrının dünyanın her yerinden haykırılması insanlık görevimizdir! Önce ‘diplomasi’ Türkiye, Yunanistan ve Mısır’ın imzaladığı deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasının imzalanmasının ardından, Akdeniz’deki sismik araştırma faaliyetine başlama kararı aldı. Emekli İpek Özbey askerler, Akdeniz’deki çatışma riskini ve yeni Navtex kararını Cumhuriyet’e değerlendirdi. Semih Çetin Tümamiral (e.) MISIR MEİS’E BULAŞMAK İSTEMİYOR Mısır ve Yunanistan arasındaki anlaşmanın detayları ya yımlanmadı. Haritadan Mısır’ın Meis’e pek bulaşmak istemediği ni anlıyorum. O çi zilen hat, Meis’in Yunanistan’ın kıta sahanlığı olduğu te zini kanıtlayacak bir şey değil. Bu, şu nu gösteriyor: Mı sırYunanistan anlaşması Yunanis Semih Çetin tan açısından ka dük olur, hiçbir işe yaramaz ve Yu nanistan iktidarı burada çok büyük tepki çeker. Hal böyleyken yapıl ması gereken, İhvan işlerini bir ke nara bırakıp, Mısır hükümetiyle gö rüşmeye başlamak. Nasıl, Libya’da BM’nin tanıdığı yasal hükümet ta rafımızdan anlaşma yapılarak ka bul gören bir hükümet haline geti rildi, Mısır da aynı şekilde olmalı. Atatürk’ün politikası bu zaten. Sa dece Türk Silahlı Kuvvetleri’ni kul lanarak bu çapta krizi başarıyla at latmak mümkün değil. Mutlaka politikamızı gözden ge çirmeliyiz. Hatta, bu da yetmez, sonra İsrail’e gitmeliyiz. Dış poli tikayı öyle bir dizayn edeceksiniz ki silahlı kuvvetlerinizin desteğiy le dış politika sonuç alacak. Maha ret burada. AB ülkeleri de bu işin dışında tutulmalıdır, Merkel’in te lefon etti falan yok... Avrupa Birli ği, Yunanistan’ın da içinde bulun duğu bir kuruluş. Yunanistan ile ih tilafta Türkiye’nin tarafını tutması mümkün değil. ABD kesinlikle işin dışında tutulmalı. Yapılması gere keni yapın. Esad ile de görüşecek siniz. İsrail ile anlaşmayı da zorla yacaksınız. Mısır ile anlaşmanızı da gözden geçireceksiniz. YunanistanMısır Deniz Yetki Anlaşması Yunanistan Türkiye İLE çatışmaya girmez Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, Navtex mesajının usulüne uygun yayımlandığını ve araştırma yapılan bölgenin Türk kıta sahanlığı içinde yer aldığını belirtirken, Yunanistan ile sıcak bir çatışma olasılığının düşük olduğunu söyledi. Gürdeniz, “Tarihte sismik araşHÜSEYİN tırma yapıyor diye bir geHAYATSEVER miye saldırıyla başlatılan savaş yoktur. Yunanistan bu sorumluluğu almak istemez. Eğer böyle bir şey yaparsa büyük bir sorumluluğun altına girerek geri dönüşü olmayan bir süreci başlatmış olur” dedi. Türkiye’nin 21 Temmuz’da açıkladığı araştırma faaliyetini erteleyerek iyi niyet gösterdiğini kaydeden Gürdeniz, “Bu iyi niyeti Yunanistan bir emrivakiyle suiistimal etti. Türkiye’ye ‘Adalet Divanı’na gidelim, istikşafi görüşmeleri başlatalım’ dediği günün akşamı Mısır’la yaptığı anlaşmayı duyurdu. Yunanistan Dışişleri Bakanı, ‘TürkiyeLibya anlaşması çöpe atılmıştır’ diyerek hiçbir şekilde bir devlet adamına yakışmayan bir üslup kullandı. Bunlar Türkiye’nin Yunanistan’a karşı göster Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de başlattı diği iyi niyetin hatalı olduğunu da gös ğı hamleler zincirinin en önemli aya terdi” dedi. ğını oluşturduğunu dile getiren Gürde niz, “Bu Navtex, tarihi bir güne denk ‘Mısır’la masaya oturulmalı’ geldi, 10 Ağustos Sevr Anlaşması’nın Mısır ve Yunanistan’ın yaptığı de 100. yıldönümü. Türkiye, Sevr’den 100 niz yetki alanlarının sınırlandırılma yıl sonra Sevilla Haritası’yla denizde sı anlaşmasının, deniz hukukuna ve ki Sevr ile Anadolu’ya sıkıştırılarak uluslararası içtihatlara uygun olma Akdeniz’den soyutlanmaya çalışılıyor. dığını söyleyen Gürdeniz, anlaşma Türkiye, bugün bu çabalara karşı ma ya Meis adasının dahil edilmemesinin nifestosunu veriyor, bugüne denk gel Mısır’ın Türkiye’ye jesti olduğuna dik mesi o açıdan çok önemli” dedi. Bu du kat çekti, “Türkiye’nin Mısır’la rumun sadece Türkiye’nin deniz dostluk yollarını yeniden aç yetki alanlarıyla ilgili olmadığını masının zamanı gelmiştir” di söyleyen Gürdeniz, “Türkiye’nin ye konuştu. Gürdeniz, Türki Akdeniz medeniyetinin bir deva ye ve Yunanistan arasında sı mı olarak kabul edilmesinin mü cak çatışma olasılığı hakkın cadelesi yaşanıyor. Atatürk’ün 1 da ise “Yunanistan’ın gemi Eylül 1922 günü ordularına hay mize karşı silahlı bir müdahalede bulunacağını düşün Cem Gürdeniz kırdığı ‘İlk hedefiniz Akdeniz’ emri ve 1933 yılında İsmet İnönü müyorum. Böyle bir müdaha tarafından dile getirilen ‘Türkiye le durumunda Yunanistan, barışı bo bu emri başarıyla yerine getirmiş, Ak zan taraf olma sorumluluğunu alacak deniz medeniyetindeki yerini almıştır’ tır. Böyle bir saldırıya maruz kalma açıklaması ile bugün yaşananlar birbi sı durumunda Türkiye’nin kendini ko rinden bağımsız değil. Türkiye deniz ruma hakkı vardır” ifadelerini kullan deki Sevr’i yıkmak zorundadır” ifadele dı. Dün yayımlanan Navtex mesajının, rini kullandı. TÜRKER ERTÜRK Tuğamiral (E.) TÜRKİYE’Yİ FELAKETE SÜRÜKLÜYOR Mısır ile Yunanistan arasındaki anlaşma göstere göstere geldi. Bu anlaşmanın realize edilmesinin müsebbibi Türkiye’deki siyasi iktidardır. Mısır, Türkiye ile anlaşmak istedi. Hatta, Yunanistan ile birlikte oturduğu masada müzakereyi uzattı ki, Türkiye durumun farkına varsın ve elini uzatsın. Ama ne yazık ki, iktidar bunu yapmadı ve Mısır, Yunanistan ile anlaşmak zorunda kaldı. Anlaşmanın ayrıntılarına bakıyorum; Türkiye’ye aslında iki mesaj verdi, hem öncesinde hem imzalarken. Deniz Yetki Alanları Sınırlandırma Anlaşması’nda 28 Doğu boylamıy Türker Ertürk la sınırladı. “Ben Türkiye’nin Meis Adası’yla ilgili iddialarını da destekliyorum” demek istedi. Hatta bir anlamda “Yunanistan’ın Meis Adası’na ait deniz yetki alanları vardır iddiasına oturduğum masada anlaşırken bile karşı durdum” dedi. Peki, niçin iktidar Mısır ile anlaşmadı? Çünkü iktidar İhvancı, iktidar çağdışı siyasal İslamcı dünya görüşüne sahip, yeni Osmanlı hayali var. Buradan Türkiye’yi felakete sürüklüyor. Hatta “Türkiye, Doğu Akdeniz’de kuşatıldı” diyorlar ya kuşattıran siyasal iktidar. Siyasi iktidarın “Ben Mısır ile anlaşamıyorum, çünkü Mısır’da diktatör var” söylemi de doğru değil. Velev ki doğru, peki son 50 yılın en aşağılık diktatörü El Beşir’le nasıl anlaştınız? Yakarım, yıkarım ile olmaz Türkiye, 2002’den 2019’a kadar deniz yetki alanlarımız için parmağını oynatmadı. “Avrupa Birliği’ni karşımıza almayalım” diyorlardı. 2019’da Libya’da anlaşma yaptı. Libya defacto bölünmüş durumda, batısında Trablus merkezli hükümet egemen, gidip onunla anlaşıyor. Bu yönetimin tüm Libya’ya egemen olmasına ihtimal yok. Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin Mavi Vatan çıkarlarına iç savaş içindeki Libya’nın bir bölümüyle anlaşmış olarak ulaşamazsınız. Türkiye, Doğu Akdeniz’de kuşatılmıştır. Bunun sorumlusu siyasi iktidardır. Uzlaşmayla, devlet aklıyla elde edilebilecek sonuçlar varken, ikide bir güç kullanmayı, Navtex ilan edip gemi göndermeyi seçerseniz savaş çıkar. Felakete sürükleniriz. “Yakarım, yenerim, imha ederim”le çıkarlarımızı koruyamayız. Özetle iktidar, Mavi Vatan konusunda hiçbir şey yapmamıştır ama Mavi Vatan söylemleri ile bazı çevreler iktidarın çağdışı rotaya seyreden yelkenlerine rüzgâr dolduruyor. Bu çok yanlış! Nusret Güner Oramiral (e.) HÜKÜMET ASKERE SARILDI Doğu Akdeniz’de birçok ülke var. Bizim yapmamız gereken çok basit. “Biz Türkiye olarak MEB’imizi ilan ediyoruz” diyeceğiz. Şaşırtıcı olan, yıllardır bunu üstelememize rağmen geçen yıl hükümet kıta sahanlığımızı bildirdi. Bence MEB’i bildirmek gerekiyordu. Mısır ve Yunanistan arasındaki anlaşmayla bi zim MEB’imiz olması gereken alanı kendilerine almışlar. Ama buna rağmen yapılması gereken bellidir. Bence gerilime hiç gerek yok. MEB’imizi ilan edeceğiz, BM’ye bildireceğiz. Eğer başka ülkelerle çakışırsa oturup, diğer ülkeleri davet edeceğiz. Bu hükümet herkesle ipleri koparınca askerlere sarıl dı. Halbuki sorunlar önce diplomatik olarak çözülme Nusret Güner ye çalışılır, o işlemezse asker devreye girer. Eğer anlaşmaya yanaşmıyorlarsa, bizim de gemimizi götürüp, orada araştırma yapmamız gerekiyor. Bora Serdar Deniz Kurmay Albay (E.) SEVR’İN TARİHİNE DENK GELMESİ MANİDAR Türkiye’nin Navtex ilan etmesini yerinde bir karar olarak değerlendiriyorum. Bizim Yunanistan’la Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarımız boyutunda müzakere edeceğimiz bir konu yoktur. Çünkü Yunanistan’ın, adalarının da “Kıta Sahanlığı/MEB” vardır iddiasıyla egemenliğimize el atmaya çalışması aslında geçmişteki haydutluk siyasetinin bir yansımasından ibarettir. En kısa sürede Türkiye MEB ilanını tek taraflı olsa da yapmalı ve kıyıdaş ülkelerle diploması atağına kalk Bora Serdar malı ve bu konudaki istişarelerini uluslararası boyuta taşıyarak haklılığını savunmalıdır. TBMM’nin acilen toplanarak, Kardak krizinde olduğu gibi ortak irade beyanında bulunması gerekir. Seville haritası kabul edilemez Diplomatik girişimlerin sonuç vermemesi durumunda BM’ye deklare ettiğimiz bölgedeki haklarımıza yönelik her türlü tecavüzün, eylemin ve girişimlerin savaş nedeni kabul edileceği ilanı ile birlikte kararlılığımız ortaya konulmalıdır. Türkiye’yi Akdeniz’de Antalya Körfezi’ne kapatacak Seville haritasının kabul edilemeyeceği, Mavi Vatandan bir karış deniz dahi verilemeyeceği dünyaya duyurulmalıdır. Egemenlik mücadelesinde yeni Navtex ilanının 10 Ağustos 2020 tarihine, yani 100 yıl önce Osmanlı İmparatorluğu hükümetince imzalanan Sevr Antlaşması’nın imza tarihine denk gelmiş olması da oldukça manidardır. 100 yıl önce bizi parçalamak isteyenlerin bu mesajı alacağından eminim. Dr. Naim Babüroğlu (E.) TümgeneralİstANBUL AyDIN ÜNİVERSİTESİ ÖĞR. ÜYE. GERİ ADIM ATMAMALIYIZ Geç kalınmadan Türkiye’nin MEB’yi ilan etmesi; KKTC’de deniz üssünün kurulması, hava üs sünün aktif duruma getirilmesi büyük önem kazanı yor. Türkiye, 21 Temmuz’da Navtex ilan etmiş ancak Almanya’nın devreye girmesiyle, sismik arama erte lenmiştir. Bu erteleme kararı, Yuna nistan karşısında Türkiye’nin karar lılığına gölge düşürür, Yunanistan’ın ¨Tartışmalı Bölge¨ yaklaşımını kuv vetlendirir. Nitekim, Yunanistan er telemenin ardından Mısır’la deniz yetki alanı anlaşması imzaladı. Tür kiye, 1023 Ağustos’, tekrar Navtex ilan etti Naim Babüroğlu Rusya’yla işbirliği Yunanistan bu aşamada, NATO’yu, AB’yi, ABD’yi devreye sokarak sismik aramanın iptalini isteyecektir. Türkiye, bu konuda geri adım atmamalı ve kararlılığını sürdürmelidir. Dün Osmanlı Devleti’ne son veren Sevr Antlaşması’nın 100’üncü yıldönümüydü. Sevr Türk’ün idam fermanıydı... Mustafa Kemal Paşa, 1683’te Viyana’da başlayan toprak kaybını ve çekilmeyi 1921’de Sakarya Meydan Muharebesi’nde durdurur; 30 Ağustos 1922’de işgalcilerin hayallerini yerle bir eder ve Sevr’le verilen Türk’ün idam fermanını Lozan Barış Antlaşması’yla çöpe atar. Ortadoğu’da, Suriye’de, Libya’da ve Doğu Akdeniz’de ABD’nin izlediği politikanın Türkiye’nin ulusal çıkarlarına aykırı olduğu gerçeği ortada. Türkiye’nin, Suriye ve Libya’da Rusya’yla işbirliği yapması çıkarları açısından en uygun seçenek olarak ortaya çıkıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear