23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 11 AĞUSTOS 2020 SALI HABER Yapısı değiştirilen kurulda boş bırakılan alanlara başdanışman formülü uygulandı Kralları da sürerler İspanya’nın bir yıl önce tahtından oğlu lehine feragat eden kralı Juan Carlos, ayyuka çıkan ve İsviçre savcılarından sonra, İspanya Yüksek Mahkemesi’nin de soruşturmaya başladığı yolsuzluk iddiaları üzerine, gecen hafta oğlu Felipe’ye bıraktığı bir mektup ile ülkeden ayrılacağını belirtip kayıplara karışmıştır. Olay, ülkemizde fazla ilgi uyandırmadı, küçük bir haberle geçiştirildi. Oysa Juan Carlos, Türkiye’yi de yakından ilgilendiren, dersler çıkarılabilecek bir olayın, İspanya’nın 35 yıllık Franco diktasından sonra demokrasiye geçişinin göbeğinde yer alıp çok olumlu katkılarda bulunmuş önemli tarihi bir figürdü. 1938’de İspanya İç Savaşı sırasında doğan Juan Carlos, iç savaş sonrasında, İspanya’nın tek egemeni General Franco tarafından babası XIII. Alphonso’nun yerine tahtın varisi ilan edilmişti. Franco dönemi sırasında pek etliye sütlüye karışmayan genç Juan Carlos, Caudillo’nun 1975 yılında ölümünden sonra tahta geçtiğinde, babasının da geçmişte düşündüğü “parlamenter monarşi”yi yaşama geçirmek için kolları sıvamıştır. HHH Genç Kral ilk iş olarak, Franco hareketinden gelmekle birlikte, son derecede pragmatik ve esnek bir adam olan Adolpho Suarez’i başbakanlığa atamıştır. Suarez, bir yandan siyasi af çıkarmak, komünistleri, Bask ve Katalan hareketin temsilcisi partileri serbest bırakmayı içeren girişimlerde bulunurken, bütün bu gelişmeleri kademe kademe demokratik sisteme doğru yönelten bir siyasi programı da oluşturmaya koyulmuştur. Juan Carlos’un desteğini alan Suarez, kâh Francocularla, kâh ordunun ılımlı kesimiyle, kâh sosyalistlerle, kâh komünistlerle temasları geliştirerek adım adım ilerlemiş ve nihayet 1977 sonunda İspanyol Sosyalist Partisi’nin de desteğinin yanı sıra Kral’ın da yüreklendirmesiyle programını parlamentoda yüzde 94’le kabul ettirmişti. Bu hareketi 1978 yılında yeni anayasanın kabulü izlemiştir. Bu arada Suarez, İspanya’nın en örgütlü, en güçlü siyasi kuruluşu İspanyol Komünist Partisi’nin (PCE) efsanevi lideri Santiago Carillo ile anlaşarak, komünistlerin yasallaşmasının önündeki engelleri kaldırmıştır. Ama Franco hareketinin radikal kanadı ile ordunun şahinleri, bir yandan komünistlerin yasallaştırılması, öte yandan Bask ve Katalan ayrılıkçıların eylemlerinden son derecede rahatsızdılar. Bunlardan biri olan Yarbay Antonio Tejero’nun 1981’de Cortes’i silahla basma girişiminin engellenmesinde yine Kral’ın desteğinin de büyük katkısı olmuştur. Bütün bunlar olurken İspanya’da özellikle ETA’nın başını çektiği etnik terör doruğa çıkmış, ETA’nın eylemleri, bir önceki döneme oranla on kat artmıştı. Buna rağmen demokratikleşme süreci devam etmiştir. 1982 yılında yapılan seçimleri ise Demokratik Merkez Birliği kaybetmiş ve Franco hareketinin muhalifi İspanyol Sosyalist Partisi tek başına iktidar olmuştu. HHH Böylelikle 4 yıl gibi kısa bir süre içinde 35 yıllık faşist Franco İspanyası’nın demokrasiye geçiş süreci tamamlanmıştır. O sırada, Türkiye ise 30 yıllık çok partili yaşamdan 12 Eylül faşist cuntasına doğru doludizgin gitmekteydi. Bu gelişme üzerine Türk aydınları şu soruyu ne kadar ciddiyetle sordular bilemem: Nasıl olmuştu da Türkiye 30 yıl çok partili rejimden fasılalarla şimdilik 40 yıl süren bir diktaya yönelirken, İspanya, 35 yıllık Franco diktasından bu kadar kısa zamanda, çağdaş demokrasiye geçebilmişti? Sanırım sorunun yanıtı, İspanya’da sağda olsun, solda olsun, siyasi yelpaze içinde yer alan bütün partilerin, Kral’dan işçiişveren sendikalarına kadar bütün güçlerin içtenlikle demokrasiyi istemeleri ve bu konuda işbirliği yapmalarının yanı sıra AB üyeliği perspektifinin bu olumlu konjonktürü destekleyici etkisi olacaktır. İşte geçen hafta, İspanya’dan göç etmek zorunda kalan Kral Juan Carlos bu gelişmenin en önemli mimarlarından biriydi. Cem Kara’nın Çatalca Ulu Camii’ndeki cenaze törenine Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu katıldı. CHP’li Kara uğurlandı CHP’li eski Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara dün son yolculuğuna uğurlandı. Kara’nın cenazesine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, çok sayıda CHP milletvekili, belediye başkanı ve sevenleri katıldı. Kara ile uzun yıllar beraber çalıştığını ifade eden İmamoğlu, “Çatalca ilçesine 10 yıl hizmet etmiş bir insan için umut ediyorum, ismini burada ömür boyu yaşatırız” dedi. Çatalca Ulu Camii’ndeki namazının ardından Kara, Ferhatpaşa Mezarlığı’nda toprağa verildi. Kara, 2009 ve 2014 seçimlerini kazanarak Çatalca Belediye Başkanlığı yapmıştı. l İç Politika Yeni MYK belli oldu CHP Merkez Yönetim Kurulu’nun (MYK) yapısında yapılan değişiklikle kurulun 18 üye, bir genel sekreterden oluşan 19 üyeli yapısı; 15 üye, bir genel sekreter olmak üzere 16 üyeye indirildi. MYK’de yer alan “kadın”, “dış politika”, “tarım” ve “basın” alanları boş bırakılırken; “enerji” ile “altyapı projeleri” adıyla yeni bir alan MAHMUT oluşturuldu. Kurultayda LICALI parti meclisine (PM) giremeyen dört ismin yanı sıra MYK listesinde mevcut üyelerden Orhan Sarıbal ile Yunus Emre de yer almadı. Eski muhalif isimlerden Selin Sayek Böke genel sekreter olurken Ahmet Akın ve Ali Öztunç da ilk kez MYK’ye girdi. KHK mağduru olan Yüksel Taşkın da kurulda görev aldı. “Kadın politikaları” alanının Kadın Kolları Genel Başkanlığı üzerinden; “dış politika” ile “basın” alanlarının ise atanacak başdanışmanlar aracılığıyla yürütüleceği ifade edildi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin 37. olağan kurultayının ardından MYK’nin yapısında değişikliğe gitti. Aynı zamanda CHP Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapan kurulun üye sayısı azaltılırken, bazı önemli alanların boş bırakılması dikkat çekti. MYK’de yaşanan değişiklikler şöyle: n Üye sayısı 16’ya indi: MYK’nin yapısında yapılan değişiklikle daha önce 18 üye, bir genel sekreter olmak üzere toplam 19 isimden oluşan üye sayısı azaltıldı. MYK’nin yeni yapısı 15 üye, bir genel sekreter olmak üzere 16 üyeden oluştu. n Dört alan boş bırakıldı: Üye sayısının düşürülmesinde bazı alanların boş bırakılması etkili oldu. “Tarım politikaları”, “dış politika”, “basın” ve “kurumsal iletişim” ile “ka İŞTE YENI MYK VE GÖREV ALANLARI Kılıçdaroğlu’nun 16 üyeye indirdiği yeni MYK yapısı şu şekilde oluştu: Faik Öztrak (Ekonomi Politikaları ve İşveren Örgütleri Parti Sözcüsü), Fethi Açıkel (Bilim, Yönetim ve Kültür Platformu), Onursal Adıgüzel (Bilgi ve İletişim Teknolojileri), Veli Ağbaba (İşçi Sendikaları, Esnaf Sanatkâr ve Sivil Toplum Kuruluşları), Ahmet Akın (Enerji, Altyapı Projeleri), Muharrem Erkek (Hukuk ve Seçim İş leri), Gökçe Gökçen (Gençlik Politikaları), Gamze Akkuş İlgezdi (Tanıtım ve Halkla İlişkiler), Lale Karabıyık (Eğitim Politikaları), Gülizar Biçer Karaca (İnsan Hakları), Bülent Kuşoğlu (İdari ve Mali İşler), Ali Öztunç (Doğa Hakları Çevre), Oğuz Kaan Salıcı (Parti Örgütü, Örgüt Yönetimleri ve Yurtdışı Örgütlenme), Yüksel Taşkın (Sosyal Politikalar), Seyit Torun (Yerel Yönetimler), Selin Sayek Böke (Genel Sekreter) dın politikaları” alanları boş bırakıldı. MYK’nin yeni yapısında boş bırakılan alanlarla ilgili parti çalışmalarının başdanışmanlar aracılığıyla yürütüleceği ifade edildi. Bu kapsamda Ünal Çeviköz’ün “dış politika” alanında, Tuncay Özkan’ın da “basın” alanında başdanışman olarak görev yapacağı belirtildi. n Kadın kolları aktif olacak: İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açıldığı ve kadına şiddet olaylarının arttığı bir dönemde MYK’de boş bırakılan “kadın politikaları” alanının ise Kadın Kolları Genel Başkanlığı üzerinden yürüteceği ifade edildi. Bu kapsamda kadın kolları genel başkanlığına seçilen Aylin Nazlıaka’nın MYK toplantılarına katılarak bu alanda aktif bir çalışma yürüteceği kaydedildi. n İşveren alanı ekonomiye bağlandı: PM’ye giremeyen Aykut Erdoğdu’dan boşalan “işveren sendikaları” ve “sosyal politikalar” alanı yeni MYK yapısında ikiye bölündü. Buna göre “işveren sendikaları” alanı “ekonomi” ile birleştirilerek aynı zamanda parti sözcüsü olan Faik Öztrak’a bağlanırken; “sosyal politikalar” alanında da Yüksel Taşkın görevlendirildi. n Enerji ve altyapı projeleri alanı kuruldu: MYK’de “enerji” ve “altyapı projeleri” adıyla oluştu rulan yeni alana bu konuda CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı da olan Ahmet Akın getirildi. Ahmet Akın, daha önce Balıkesir Büyükşehir Belediyesi başkan adaylığından ittifak kapsamında geri çekilmişti. n Kurula 4 yeni isim: MYK’de dört yeni isme görev verildi. Daha önce parti sözcüsü olarak da görev yapan ve bir dönem Kılıçdaroğlu’na karşı muhalif olan Selin Sayak Böke, genel sekreter oldu. PM’ye delegenin en çok oyunu alarak seçilen isimlerden Ali Öztunç “doğa hakları ve çevre” alanından sorumlu, Ahmet Akın “Enerji ve AltYapı Projeleri” alanında görevli olurken, MYK’de tek milletvekili olmayan isim Yüksel Taşkın “sosyal politikalar” alanında görevlendirildi. n 3 üyenin görevi değişti: MYK’de mevcut üç üyenin de görev alanları değişti. Buna göre “kadın politikaları”ndan sorumlu olan Lale Karabıyık “eğitim politikaları”na; “insan hakları”ndan sorumlu olan Gökçe Gökçen “gençlik politikaları”na; ‘Doğa Hakları Çevre’den sorumlu olan Gülizar Biçer Karaca ise “insan hakları” alanına kaydırıldı. n 2 üye MYK dışında kaldı: Kurultayda PM’ye giremeyen mevcut 4 MYK üyesinin yanı sıra 2 isim daha MYK dışında kaldı. Buna göre “gençlik politikaları”ndan sorumlu Yunus Emre ile “tarım politikaları”ndan sorumlu Orhan Sarıbal, MYK’de yer bulmadı. Parti içinde Yunus Emre’nin ‘Parti Okulu’nun başına getirileceği ifade edildi. n 9 isim görevini korudu: MYK’de görev yapan 9 isim hem üyeliğini hem de görev alanını korudu. Buna göre Fethi Açıkel, Onursal Adıgüzel, Veli Ağababa, Muharrem Erkek, Gamze Akkuş İlgezdi, Bülent Kuşoğlu, Faik Öztrak, Oğuz Kaan Salıcı ve Seyit Torun mevcut görev alanlarında çalışmaya devam edecek. n Kadın temsiliyeti yükseldi: MYK’deki kadın temsiliyet oranı da arttı. Önceki MYK yapısında yüzde 21 olan (19 üyenin 4’ü kadın) kadın temsiliyet oranı yeni MYK’de partinin cinsiyet kotası olan yüzde 33 oranına yaklaştı. Yeni MYK yapısında üye sayısının düşürülmesi ve kadın üyelerin artmasıyla bu oran yüzde 31.25’e (16 üyenin 5’i kadın) yükseldi. n İstanbul ağırlığı sürdü: Kurultayda, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun listesini delen hiçbir isim MYK’de yer bulamazken; kurulun yapısındaki İstanbul ağırlığının devam ettiği gözlendi. Toplam altı isim İstanbul, bir isim İzmir, bir isim de Ankara’dan kurula girdi. n MYK’nin yaş ortalaması 46.6: MYK’de en genç üye 29 yaşındaki Gökçe Gökçen olurken; üyelerin ağırlıklı olarak orta yaş grubunda yer alması dikkat çekti. 16 üyeli MYK’nin yaş ortalaması 46.6 olarak hesaplandı. n Toplantı bugün: MYK’nin yapısının belirlenmesinin ardından ilk toplantısının bugün yapılması bekleniyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlık edeceği yeni MYK’nin ilk toplantısında, yeni dönemde yürütülecek parti politikaları ile güncel gelişmelerin ele alınacağı ifade ediliyor. ESKI SHP GENEL BAŞKANI, MUHARREM İNCE’NIN ‘YOLA ÇIKIYORUM’ AÇIKLAMASINI YORUMLADI: KARAYALÇIN: BU BIR ŞANTAJ PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ Rektör görevden uzaklaştırıldı Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK), Pamukkale Üniversitesi Rektörü Hüseyin Bağ’ı, görevinden uzaklaştırdı. Bağ’ın, üniversitenin personel daire başkanlığına açtırdığı ilanda yer alan kriterleri, yalnızca eşi Derya Bağ’ın karşıladığı ortaya çıkmıştı. YÖK tarafından yapılan açıklamada, “Yükseköğretim Genel Kurulu’nun 10.08.2020 tarihli toplantısında, Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağ hakkında Yüksek Denetleme Kurulu’nun raporu görüşülmüş ve Prof. Dr. Bağ görevinden uzaklaştırılmıştır” denildi. Daha önce eşini üniversitede yer alan enstitüde sekreter yapmasıyla gündeme gelen Hüseyin Bağ’ın, bu sefer de personel daire başkanlığı kadrosunda “adrese teslim” ilan açtığı ortaya çıkmıştı. Kriterleri karşılayan ve başvuran tek kişi rektörün eşi Derya Bağ olmuştu. Bu durumun ortaya çıkmasının ardından YÖK’ten bir açıklama yapılmış ve Pamukkale Üniversitesi Rektörlüğü’nce 7 Temmuz 2020’de öğretim görevlisi kadrosu için ilana çıkıldığı anımsatılmıştı. Açıklamada, “İlanda özel şartların kişiye özel olarak belirlenerek rektörün eşini tarif eder şekilde olması nedeniyle, yükseköğretimin teamül ve etik ilkeleri ile bağdaşmayacak nitelikte davranışları ile güvenirliği zedelenen rektör hakkında Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nın 7 Ağustos tarihli talimatı ile Yükseköğretim Denetleme Kurulu’nca soruşturma yapılması uygun bulunmuştur” bilgisi verilmişti. l ANKARA/Cumhuriyet IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN Halkın parasına ‘ticari sır’ yanıtı HAZAL OCAK Gaziantep’te 100. Yıl Parkı yakınındaki “Hürrem Sultan” olarak bilinen restoranın yıkılıp yerine belediye iştiraki Gazibel AŞ tarafından yeni bir restoran açılmasına ilişkin süreç hakkındaki bilgi “ticari sır” sayıldı. Gaziantep Şahinbey Belediyesi’nin CHP’li Meclis üyesi Hasan Şencan, “Burayı belediye kütüphane yapacaktı. Restoran açıp uygun fiyata kiraya verdi. Restoranda şimdi bir bardak çay 7.5 lira” dedi. Gaziantep Şahinbey Belediyesi’nin CHP’li Meclis üyesi Hasan Şencan, geçen günlerde Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) başvurarak 100. Yıl Parkı yakınındaki “Hürrem Sultan” olarak bilinen restoranın yıkılıp yerine belediye iştiraki Gazibel AŞ tarafından restoran açılmasına ilişkin süreç hakkında bilgi almak istedi. Şencan, bu restoranın hangi ihale yöntemine göre yapıldığı, belediye ve iştiraklerinin ne kadar para harcadığı, bu restoranın kim tarafından işletildiği ve aylık kira bedelinin ne kadar olduğu gibi sorular yöneltti. ‘Tam olarak açıklanamadı’ Şencan’a 6 Ağustos’ta CİMER’den gelen cevapta, soruların Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığınca yanıtlandığı belirtildi. Cevapta “Şirketimiz her ne kadar şehrin gastronomi turizmine katkı sağlayacak bu tesisi işletmeye açmış olsa da bu işlemler yapılırken yasal tüm mevzuat ve uygulamalara tam riayet edilmiştir” denildi. Devlet İhale Kanunu’na göre ihale yapıldığı belirtilen cevapta özetle “Sorulan sorulara cevap verilirken ilgili kişiler, şirketimiz ve gerekse kiracı açısından ticari sır mahiyetinde olacak bilgi ve belgeler yasal sorumluluk doğurmaması amacıyla tam olarak açıklanamamıştır” ifadeleri kullanıldı. Şencan, araziye ilişkin “Burası daha önce bir kafeydi. Büyükşehir belediyesi burayı yıktı. İmar değişikliğiyle kütüphane alanına çevirdi. Daha sonra da, Hayad adında çok büyük bir restoran açıldı. Uygun bir kiraya verildiğini öğrendik. Şimdi çay burada 7.5 TL” dedi. Eski SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin, “Ben bir parti kurmuyorum, yüzde 31’le bıraktığımı yüzde 51’e çıkarmak için yola çıkıyorum” sözlerine, “Bu, ‘Ben CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olurum, olmazsam imzayla kampanya başlatırım’ şeklindeki bir açıklama. Bir şantaj bu” tepkisini gösterdi. Karayalçın, eski CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin ile birlikte CHP Genel Merkezi’nde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmüştü. Karayalçın, katıldığı bir televizyon programında ise görüşmenin detayları ve Muharrem İnce’nin yeni parti kuracağı iddialarına ilişkin açıklamalarda bulundu. İnce’nin, “Ben bir parti kurmuyorum. Yüzde 31’le bıraktım. Şimdi onu yüzde 51’e çıkarmak için yola çıkıyorum” cümlelerini anımsatan Karayalçın, “Bir parti kurmuyorsa CHP’den de ayrılmıyor. Bu hareket muhtemelen ileride yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde adaylığı düşündüğü için. Ortada bir sorun olmadığı anlaşılıyor. Onun için bir girişimde bulunmanın da anlamı yok. Ben Sayın Genel Başkanı kutlamak için ziyaret ettim” dedi. Görüşmede, İnce’nin yeni parti kuracağı iddialarının da konuşulduğunu aktaran Karayalçın, “Hikmet Çetin’le birlikte düşüncelerimizi anlattık. Hikmet Çetin, birliğin, bütünlüğün önemini ifade etti. CHP içinde gerçekten birliğe, beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Bunu yalnızca Muharrem Bey için söylemiyorum tüm partililer için geçerli” ifadelerini kullandı. Karayalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu, ‘Ben CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olurum, olmazsam imza ile kampanya başlatırım’ şeklindeki bir açıklama, bir partilinin kullanacağı açıklama değil. Hele Sayın İnce gibi CHP’nin geleneklerini önemseyen bir siyasetçinin söyleyeceği sözler değil, bir şantaj bu. ‘Adaylığımı koyacağım’ denmesi bana göre doğru değil. Partinin bütünlüğünden ayrılmamasını tavsiye ediyorum. Sayın Hikmet Çetin’le olanak olursa kendisini ziyaret edeceğiz. Partiden ayrılmasın, kendisini seven bir dostu olarak bunu telkin ediyorum.” ‘Oyları böler’ Karayalçın, İnce’nin adaylığının oyları bölüp bölmeyeceğine ilişkin de “Öyle olacak. Cumhurbaşkanlığı seçiminin iki turlu yapılması, ikinci turda en çok oy alan iki adayın etrafında birleşilmesini getiriyor ama ilk turdaki oylara bile etkisi olabilir. CHP’nin saptayacağı aday, Türkiye’nin yeni Cumhurbaşkanı olacaktır, bunu görüyorum” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear