Catalog

DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr 7 11 AĞUSTOS 2020 SALI AtinaKahire deniz anlaşmasının ardından Ankara, Oruç Reis için yeni Navtex duyurdu Akdeniz’de sert rüzgâr Türkiye, Yunanistan’ın tepkisine neden olan ve Almanya’nın araya girmesiyle geçen ay ertelediği Akdeniz’deki sismik araştırma faaliyetine başlama kararı aldı. Bu adım, geçen hafta Yunanistan ve Mısır’ın, deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasının imzalandığını duyurmasının ardından geldi. Oruç Reis sismik araştırma gemisi, Akdeniz’de Yunanistan’a ait Rodos ve Meis adaları ile Antalya Körfezi’nin yaklaşık 300 kilometre güney açıklarında araştırma faaliyetine başladı. Geminin 23 Ağustos’a kadar Akdeniz’de araştırma faaliyeti yürüteceği duyuruldu. Enerji Bakanı Fatih Dönmez, dün sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “MTA Oruç Reis sismik araştırma gemimiz, Akdeniz’deki yeni görevi için Antalya’dan demir alarak çalışma yapacağı alana ulaştı. Türkiye’nin enerji bağımsızlığı için Akdeniz’de ve Karadeniz’deki çalışmalarımız aralıksız devam edecek. 83 milyon arkanda Oruç Reis, rastgele” ifadelerini kullandı. Oruç Reis’in araştırma yapacağı alan, 21 Temmuz’daki Navtex (seyrüsefer bildirimi) mesajında da duyurulan Türk kıta sahanlığının güney ucunda Rodos ve Meis adaları ile Antalya Körfezi’nin 300 kilometre kadar güneyindeki bölgede bulunuyor. Oruç Reis’in araştırma yapacağı alan, 21 Temmuz’daki Navtex mesajında da duyurulan Türk kıta sahanlığının güney ucunda Rodos ve Meis adaları ile Antalya Körfezi’nin 300 km. kadar güneyindeki bölgede bulunuyor. Oruç Reis’in çalışma yapacağı alana ulaştığı belirtildi. Oruç Reis, gemi trafiğinin takip edilebildiği açık kaynaklarda son olarak pazar günü, saat 16.24’te, Antalya Körfezi’nden sinyal verdi. Geminin önceki gün araştırma yapacağı sahaya hareket ettiği, alana ulaştıktan sonra araştırmanın duyurulduğu belirtildi. Savaş gemileri eşlik ediyor Milli Savunma Bakanlığı, Oruç Reis gemisine Türk Deniz Kuvvetleri’ne ait gemiler tarafından koruma sağlandığını açıkladı. Bakanlık, Oruç Reis’e eşlik eden savaş gemilerinin görüntülerini paylaştı. Türkiye, Libya’da BM’nin tanıdığı Ulusal Uzlaşı Hükümeti ile deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasına varmıştı. Buna Yunanistan, Fransa, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri’nden tepkiler de gündeme yansımıştı. Ankara’nın son Navtex alanının AtinaKahire’nin ilan ettiği deniz sınır bölgesini içerdiği iddiası da kimi Yunan basınına yansıdı. Atina’dan misilleme Öte yandan Türkiye’nin yeni Navtex ilanına karşı Yunanistan’dan karşı Navtex adımı geldi. Kathimerini gazetesinin haberine göre Türkiye’nin Oruç Reis gemisini Meis Adası’nın güneyine göndermesiyle ilgili yayımladığı yeni Navtex’ine karşı Yunanistan da yeni bir Navtex yayımladı. Bölgedeki gemilere “Ankara’nın mesajına itibar etmemelerini” söyledi. Yunan Navtex’inde “ruhsatı olmayan bir istasyonun izinsiz ve yasadışı eylemlerle ilgili bir mesaj yayımladığı” belirtildi. Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’ndan ise “Şantaj kabul etmeyeceğiz. Egemenlik haklarını savunacak olan Yunanistan, Türkiye’ye bölgede huzur ve güvenliğe zarar veren yasadışı eylemlere son vermesi uyarısında bulunuyor” çıkışı yükseldi. Başbakan Kyria kos Miçotakis’in de dün ordunun üst düzey isimleri ile bir araya geldiği belirtildi. AFP’nin Yunan basınına dayandırdığı haberine göre Devlet Bakanı George Gerapetritis, “Filonun büyük kısmının gerektiği zaman harekete geçmeye hazır olduğunu” söyledi. Miçotakis’in Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel ile görüştüğü de gündeme yansıyan haberler arasında. Türkiye’nin Navtex ilan ederek sismik araştırma gemisi Oruç Reis’i tekrar bölgeye göndermesinin ardından Yunanistan’dan yapılan açıklamalara Dışişleri Bakanlığı’ndan yanıt geldi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Akdeniz’de gerginliği artıran taraf Yunanistan’dır. Akdenizin ‘tek sahibi benim’ anlayışıyla hareket edenler hüsrana uğrayacaktır. Sivil bir gemimize askeri müdahalede bulunulmasına izin verilmeyecektir” denildi. Berlin: Tansiyon düşmeli Öte yandan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Dışişleri Bakanı Nikos Christodoulides’ın, Ankara’nın yeni sismik araştırma duyurusunu Yunan ve Mısırlı mevkidaşları ile görüştüğü belirtildi. Berlin yönetiminden ise tansiyonun düşürülmesi için adımlar atılması mesajı geldi. l ANKARA/ Cumhuriyet, Dış Haberler ‘TÜRK ŞİRKET HEDEFTE’ İDDİASI ‘AB yaptırım Beyrut’ta önceki gün parlamento binası yakınlarında protestolar düzenlendi. kartını çıkarıyor’ Başbakan Diyab Akdeniz’e uzanan stratejik önemdeki Libya sahasında mücadele kızışırken Almanya, Fransa ve İtalya, bölgeye yönelik silah ambargosunu delen firma ve kişilere karşı yaptırım için düğmeye bastı. Alman ajansı dpa’nın haberine göre, yaptırım uygulanacak şirket ve kişilerin listesi üzerinde uzlaşma sağlandı. Listede yer alan şirket ve kişilerin silah sevkıyatı için gemi, uçak veya diğer lojistik kaynak sağlayarak 2011 yılından beri yürürlükte olan Birleşmiş Milletler ambarbosunu ihlal ettikleri belirtildi. Ajansın Avrupa Birliği (AB) kaynaklarına dayandırdığı haberde göre listede Türkiye, Ürdün ve Kazakistan’dan üç firma ile Libya’dan iki isim yer alıyor. DSÖ, aşı için fon uyarısında Yeni tip koronavirüs (Covid19) sal gınında yaşanan can kaybı dün itibarıyla 734 bin 779’a yükseldi. Küresel çapta vaka sayısı 20 milyon 70 bini aştı. Dünyayı sarsan salgının pandemi ilan edilmesi üzerinden geçen altı ayın ardından gözler, aşı ve tedavi çalışmalarında. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, aşının geliştirilmesi ve üretilmesi için gereken 100 milyar dolarlık fonlamanın sadece yüzde 10’unun yolda olduğu uyarısında bulundu. “100 milyar dolar çok yüksek bir meblağ olarak görülebilir, ancak bu G20 ülkeleri tarafından salgının ekonomik etkileriyle mücadele etmek için açıklanan 10 trilyon dolarlık teşvik paketlerinin yanında yine de küçük bir meblağ” diye konuştu. HÜKÜMET İSTİFA ETTİ Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta geçen hafta en az 163 kişinin ölümüne, 6 bin kişinin yaralanmasına yol açan patlamanın ardından Hassan Diyab hükümeti dün istifa ettiğini duyurdu. Açıklama ihmal, kötü yönetim, yolsuzluk, ekonomik kriz suçlamalarıyla birlikte hükümete yönelik meydanlara taşan protestoların ardından geldi. Liman bölgesinde tonlarca amonyum nitratın bulunduğu alanda yaşanan patlamada ihmal eleştirileriyle birlikte önceki gün enformasyon ve çevre bakanları’nın istifa haberleri gündeme yansımıştı. Dün de ilk olarak Adalet Bakanı, patlamayı ve sonrasında alevlenen hükümet karşıtı protestoları gerekçe göstererek Baş bakan Diyab’a istifasını sundu. Maliye Bakanı’ndan da benzer karar geldi. Ayrıca 128 sandalyeli meclisten dün itibarıyla 6 vekilin koltuğu bıraktığı da belirtildi. Erken seçime doğru Bu gelişmelerle birlikte geçen ocak ayında göreve gelen Diyab da hükümetin istifasını açıkladı. Diyab, geçen cumartesi halihazırda ekonomik, siyasi krizle de boğuşan ülkede son felaketle birlikte erken seçime gidebilecekleri sinyali vermişti. Öte yandan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron öncülüğünde önceki gün düzenlenen uluslararası bağış kampanyası kapsamında 253 milyon Avro toplandığı duyuruldu. Reuters’ın haberine göre Paris’ten yapılan açıklamada, “Bu paranın siyasi ya da kurumsal reformlara bağlı olmayacağının ancak yardım parasının kullanımı konusunda şeffaflık talep edildiği” belirtildi. Macron ise konuşmasında Türkiye ve Rusya’nın video konferansa katılamadığını ancak yardım göndereceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile hafta sonunda yaptıkları Lübnan ziyaretinde Türkiye’nin desteğini yinelemiş, Beyrut Limanı tekrar ayağa kaldırılıncaya kadar Mersin ve İskenderun limanlarının Lübnan’ın hizmetinde olması önerisinde bulunmuştu. Protestoların destekçisine gözaltı Hong Kong’da Çin’e yönelik eleştirileriyle tanınan medya patronu Jimmy Lai, tartışmalı ulusal güvenlik yasası kapsamında gözaltına alındı. Next Digital ve Apple Daily adlı medya kuruluşlarının sahibi olan ve demokrasi yanlısı harekete verdiği destekle bilinen Lai, yabancı güçlerle işbirliği yapmakla suçlanıyor. Polisin, medya genel merkezinin yanı sıra evine de baskın düzenlendiği ve oğlunun da gözaltına alındığı belirtildi. Birleşmiş Milletler’den “endişeliyiz” mesajı geldi. Lai, geçen yıl ABD’ye bir ziyaret gerçekleştirmiş, ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile de görüşmüştü. T.C. VAKFIKEBİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN T.C. RİZE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2020/356 Esas DAVALI: ZEHRA GÜNEY TC: 341*****574 Süleyman ve Fatma kızı, 22.08.1937 doğumlu,Tebligat Yapılamayan Adresler: 19 Mayıs Mah. O.Gazi Cad. No:26/4Büyükçekmece/ İSTANBUL, Adnan Kahveci Mahallesi, Reşit Paşa Caddesi. No:26/1 Beylikdüzü/İSTANBUL Davacı Botaş tarafından aleyhinize açılan Kamulaştırma (Bedel Tespiti Ve Tescil) davasının yapılan yargılamasında; Mahkemenizce dava dilekçesinde belirtilen adresinize duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılmış olup, adresinizden ayrıldığınız gerekçesiyle tebligat yapılamamıştır. Adres araştırmasından da bir netice alınamadığından dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. Duruşma Günü: 12/11/2020 günü saat: 10:00’da duruşmada bizzat hazır bulunmanız, veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz, Aksi taktirde H.U.M.K.’nun 3156 sayılı yasa ile değişik 213/2 maddesi uyarınca yargılamaya yokluğunuzda devam olunacağı hususu, Dava Dilekçesi ve duruşma günü yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 05.08.2020 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1205070) ESAS NO: 2020/133134 Esas (İLAN METNİ) Davacı RİZE İL ÖZEL İDARESİ tarafından Mahkememizde açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında verilen ara kararı gereğince; Mahkememize açılan iş bu dava ile aşağıdaki isimleri yazılı malikler adına kayıtlı bulunan taşınmazların davacı idare lehine kamulaştırılmasına karar verildiği, 4650 Sayılı Yasa ile değişik 8. maddesine göre oluşturulan kıymet takdir komisyonu tarafından taşınmazların tahmini bedellerinin tespit edilmiş olduğu, aynı madde uyarınca davalılar ile hiçbir şekilde taşınmazların idare adına devri konusunda anlaşmaya varılamadığından bahisle kamulaştırmayı yapan idarece 2942 sayılı yasanın 10. maddesi gereğince taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile tesciline dair mahkememizde dava açılmıştır. 1İşbu ilanın gazetede yayınlandığı tarihten itibaren 30 gün içinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal ve maddi hatalara karşı da adli yargıda düzeltme davası açılabileceği, 2Açılacak davalarda husumetin davacı idareye yöneltileceği, 3Kamulaştırma kanunun 14. maddesinde ön görülen süre içerisinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların, dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde, kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malın kamulaştırma yapan idare adına tescil edileceği, 4Mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinin hak sahipleri adına Rize Vakıflar Bankası Şubesine yatırılacağı, 5Mahkememizce karar gereğince duruşma gününün 12/11/2020 gününe bırakıldığı, Mahkememize yapılacak itirazların ve sunulacak belge ve bilgilerin duruşma tarihe esas alınarak mahkememize sunulması, 2942 Sayılı Yasanın 4650 S.Y. ile değişik 10. Maddesi 4. fıkrası gereğince ilan olunur. 30/07/2020 DOSYA NO İLİLÇEKÖY ADA PARSEL NO TARAFLAR 2020/133 RİZE, MERKEZ, UZUNKÖY KÖYÜ 193 ADA ŞÜKRAN TEZEL 43 PARSEL 2020/134 RİZE, MERKEZ, UZUNKÖY KÖYÜ 191 ADA HAVVA 4 PARSEL SEVİNÇDE DİĞ. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1205063) Çıkan olaylarda 50 sivil, 39 polisin yaralandığı belirtildi. 3 bin kişi gözaltına alındı. Belarus’ta SEÇİMDE USULSÜZLÜK İDDİASI muhalefet ayakta Ülkeyi 26 yıldır yöneten Devlet Başkanı Alexandır Lukaşenko’nun, muhaliflere baskı ve usulsüzlük iddiaları nedeniyle tartışmalı geçen seçimlerin ardından zaferini ilan etmesi, Belarus’ta yoğun katılımlı protestoları beraberinde getirdi. Seçimlerin ilk sonuçlarına göre, Lukaşenko’nun altıncı dönemi garantilediğinin açıklanmasının ardından önceki gün binlerce kişi, başkent Minsk başta olmak üzere ülkenin birçok kentinde meydanlara çıktı. Minsk’in çeşitli mahallelerinde toplanan gruplar Lukaşenko’ya seslenerek “artık git” ve “zafer bizim” sloganlarıyla kent merkezine doğru ilerlerken seçim öncesinde kilit güzergâhlara konuşlandırılmış olan güvenlik güçlerinin sert müdahalesiyle karşılaştı. Polis, protestocuları tazyikli su, plastik mermi ve sis bombasıyla dağıtmaya çalışırken göstericilerden güvenlik güçlerine “kalkanları indir” sloganları yükseldi. Lukaşenko: Koyunlar... İçişleri Bakanlığı, eylemlerde yaklaşık 3 bin kişinin gözaltına alındığını duyururken başkentte çıkan olaylarda 50 sivil ve 39 polisin yaralandığını kaydetti. İnsan hakları örgütü Viasna, bir polisin aracıyla protesto alanına dalması sonucu bir göstericinin yaşamını yitirdiğini duyurdu. İçişleri Bakanlığı ise iddiayı yalanladı. Lukaşenko’nun göstericiler için “yabancı ülkelerin koyunu” ifadesi gündeme yansıdı. Muhalif aday Svetlana Tikhanovskaya ise seçim sonuçlarına güvenmediği ve resmi açıklamayı tanımadığı çıkışını yaptı. Ancak “provokasyona yol açmamak için” protestolara katılmayacağını açıkladı. Yüksek Seçim Komisyonu’nun ilk sonuçlarına göre, Lukaşenko geçerli oyların yüzde 80.23’ünü aldı. Tikhanovskaya’nın oy oranı yüzde 6.8’de kaldı. Muhalefet, bazı bölgelerde Tikhanovskaya’nın oranlarının yüzde 80’lere vardığını, iktidara yakın seçim memurlarının tutanakları çarpıttığını savunuyor. AB’den tepki Öte yandan Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Seçimlerde oyların doğru şekilde sayılması ve doğru olarak açıklanmasının sağlanması için çağrıda bulunuyorum” açıklaması yaptı. Berlin hükümeti de Belarus’ta sandık güvenliği konusunda çok ciddi şüphelerin bulunduğu açıklaması yaptı. Polonya da AB ülkelerine, Belarus’ta protestolara yönelik polis şiddetini tartışmak için zirve çağrısında bulundu. Çalkantılı dönem... DENİZ BERKTAY Belarus, 1991’de bağımsız olduğunda uygulamaya konan liberal politikalar, zenginyoksul uçurumunun derinleşmesine neden olmuş, dolayısıyla halk arasında Sovyet dönemine özlem artmıştı. Lukaşenko da 1994’te ilk devlet başkanlığı seçimlerini, Sovyet özlemi duyanların oylarını alarak kazanmıştı. Lukaşenko’nun 26 yıllık iktidarına, iki açıdan bakmak gerekir: Bir taraftan, iktidara geldikten sonra ülkede otoriter bir yönetim oluşturdu. Fakat diğer taraftan, Belarus’u ekonomik krizden çıkardı ve sosyal adaleti sağladı. Ayrıca, yolsuzlukların üzerine gitti ve “halkın babası” imajına kavuştu. Bu nedenle, muhalif kesimler de Lukaşenko’nun geniş bir kamuoyu desteğinin olduğunu inkâr etmiyordu. Ancak, son yıllarda Belarus ekonomisinin krize girip küçülmesi ona yönelik desteği azalttı. Ayrıca, 26 yılda yeni bir neslin ortaya çıkması, değişim isteyenleri artırdı. Lukaşenko’ya karşı seçimlerde aday olmaya çalışanlardan bazıları ya çeşitli suçlamalarla cezaevine gönderildi ya da ülkeden ayrılmak zorunda bırakıldı. Ama bu sırada, beklenmedik bir durum gerçekleşti ve tutuklanan adaylardan Sergey Tsihanovski’nin eşi Svetlana Tsehanovskaya, aday olduğunu açıkladı. Tasfiye edilen diğer liderler de, onu destekledi ve Tsehanovskaya, muhalefetin en güçlü adayı oldu. 37 yaşındaki Tshanovskaya, bir yabancı sivil toplum kuruluşunda İngilizce ve Almanca tercümanlık yapmak dışında, hayatının büyük kısmını iki Tsehanovskaya çocuğuna bakmak üzere ev kadını olarak geçirmiş. Seçim öncesi konuşmalarında iktidara gelir gelmez siyasi baskıların kaldırılmasını sağlayacağını ve bunun ardından iktidardan çekilerek cumhurbaşkanlığını tecrübeli birine devredeceğini sıkça dile getirdi. Bunun dışında, hiçbir siyasi ve ekonomik konuya girmedi. Bu, hem sıradan vatandaşın onu kendisiyle özdeşleştirmesini kolaylaştırdı, hem de özgürlük dışındaki konulara girmediği için, Lukaşenko’ya muhalif hemen herkesin onun etrafında birleşmesinin önünü açtı. Putin’den tebrik Seçimlerin hemen ardından Rusya Devlet Başkanı Putin, Lukaşenko’yu tebrik etti ve iki ülke arasında geçen haftalardaki krizin aşıldığını gösterdi. Batılı ülkelerin yayın organlarıysa haftalardır muhalif Tsihanovskaya’dan yana tutumda. ABD ve AB’nin 2004 ve 2014’te Ukrayna’da yaptıkları şekilde muhaliflere açık destek verip vermeyeceklerini ve olayların nereye doğru seyredeceğini, önümüzdeki günlerde göreceğiz. lKIEV