28 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DIŞ HABERLER EDİTÖR: BETÜL BERİŞE [email protected] 7 10 MAYIS 2020 PAZAR ‘Virüs demokrasiye bulaştı’ tepkisi Bisikletli protesto Slovenya’daki eylemde hükümet salgınla mücadele önlemlerini kullanarak güvenlik güçlerinin yetkilerini artırmak, göçmenlere karşı nefreti körüklemek, basına baskıyla suçlandı. Yeni tip koronavirüs (Covid19) salgını gölgesinde “Avrupa günü” kutlamaları yapılırken kimi sağcı, popülist hükümetler önlem bahanesi ile özgürlükleri kısıtlama suçlamalarının hedefinde. Salgında küresel çapta vaka sayısı 4 milyonu aşarken can kaybı 276 bin 396 kişiye yükseldi. Slovenya’nın başkenti Lübliyana ise önceki gün parlamento binası önünde binlerce eylemcinin bisikletli protestosuna sahne oldu. Yolsuzluk iddiası Hükümeti yolsuzlukla itham eden göstericiler, karantina önlemlerinin arkasına saklanılarak özgürlüklerin kısıtlanmaya çalışıldığı suçlamasını dile getirdi. 1450 vakanın görüldüğü 100 kişinin yaşamını yitirdiği Slovenya, iki hafta önce Hindistan’da havaalanında Dubai’den gelen vatandaşlar koruma giysili sağlık görevlilerince karşılandı. kısıtlamaları bir parça esnetmişti. Eylemciler “Hırsızlar”, “Hükümet gitmeli” sloganları attı. Protestoyu organize eden kimi muhalif partilerin desteklediği Protestival adlı grup, “Kamuoyu salgına dayanışma ile yanıt verirken virüse karşı mücadele adı altında hükümet olağandışı önlemlerle özgürlüklerimizi kısıtlıyor” açıklaması yaptı. Görevi geçen şubatta devralan sağcı, milliyetçi cepheden Başbakan Janez Jans, güvenlik güçlerinin yetkilerini artırmak, göçmenlere karşı nefreti körüklemek, gazetecilere kişisel saldırılarda bulunmakla suçlandı. Eyleme destek olanlar arasında çevre örgütleri de vardı. Aktivistler, “hükümetin önlemler kapsamında sivil toplum örgütlerinin inşaat projelerine danışmanlık yapmasını engellediğini” kaydetti. Dört parti koalisyonundan oluşan Jans hükümeti, maske ve koruyucu ekipman alımında yolsuzluk suçlamalarının da hedefinde. Güvenlik güçleri, eyleme 5 bin 500 kişinin katıldığını açıkladı. Ancak kimi kaynaklar katılımın daha yüksek olduğu iddiasını aktardı. Başbakan Jansa liderliğindeki koalisyon hükümeti, karantina ilan etmiş, sınırları kapatarak, seyahat yasağı getirmişti. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı dahil çeşitli kurumlar, hükümetin salgını muhalif basını susturmak için kullanabileceği yönündeki endişeleri gündeme taşımıştı. Orban da tepkilerin merkezinde Macaristan’da parlamento, geçen martta koronavirüs salgını ile mücadele kapsamında ilan edilen olağanüstü hal koşullarının süresiz olarak uzatılmasını içeren ve aşırı sağcı Başbakan Viktor Orban’a ülkeyi belirsiz bir süre için kanun hükmünde kararnamelerle yönetme yetkisi veren yasa teklifini kabul etmişti. Bu adım insan hakları, özgürlükler eleştirilerinin hedefine oturmuştu. Avrupa’nın dışında da birçok ülkede iktidarların salgın çerçevesinde alınan kararlarla hak ve özgürlükleri kısıtlama hamlesine giriştiği tartışmaları sürüyor. İsrail’de Netanyahu yönetimine yönelik önlemleri dev izleme için kullandığı tepkileri gündeme yansımıştı. İNGİLTERE’DE 14 GÜN KARANTİNA ADIMI İngiltere’de havayolu şirketleri, hükümetin kendilerine, İrlanda Cumhuriyeti dışında tüm ülkelerden gelenlere 14 günlük karantina kuralı uygulanacağını söylediğini duyurdu. Kuralın bu ay sonundan itibaren yürürlüğe girmesi bekleniyor. Havayolu şirketlerini temsil eden kuruluş Airlines UK, bu politikanın güvenilir bir çıkış planına ihtiyaç duyduğunu ve haftada bir gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti. Uygulamayla birlikte İngiltere’ye dönen vatandaşların konutlarında kendilerini karantinaya alması gerekecek. Hükümet ve havacılık kaynakları, karantinanın İngiltere’ye giriş yapanların, gümrük kapılarında bir adres bildirmesi anlamına geleceğini belirtti. Yeni seyahat kısıtlamasının ne kadar süre uygulanacağı ve İngiltere’de oturmayanların, kiralık konutlarda kalmasına izin verilip verilmeyeceği gibi detaylar ise net değil. Beyaz Saray’da yayılıyor ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in ofisinden bir kişiye daha yeni tip koronavirüs (Covid19) tanısı konuldu. Pence’in Basın Sözcüsü Katie Miller’ın enfekte olduğu, Miller’la teması olan altı görevlinin Başkan Yardımcısı ile birlikte Iowa’ya gidecekleri uçaktan indirildikleri kaydedildi. CNN’in haberine göre ise yaklaşık 2 aydır, Başkan Donald Trump’ın hem kızı hem danışmanı Ivanka Trump ile uzaktan çalışan asistanı Covid19’a yakalandı. Ivanka Trump ile eşi Jared Kushner’ın test yaptırdığı, sonuçların negatif çıktığı da kaydedildi. Havaalanını vurdular Libya’da Birleşmiş Milletler ve Ankara destekli Ulusal Uzlaşı Hükümeti’ne (UUH) karşı ülkenin doğusunda etkin olan Halife Hafter liderliğindeki güçlerin ateşi sürüyor. Hafter cephesinin geçen cuma sabaha karşı Trablus’ta Türkiye ve İtalya büyükelçiliklerinin de bulunduğu bölgeye füzeli saldırısının ardından önceki gece de Mitiga Havalimanı ve çevresini hedef aldığı belirtildi. AA’nın haberine göre, 80’den fazla roketin atıldığı saldırıda 2 sivil yaşamını yitirdi, yaralıların olduğu duyuruldu. UUH’nin saldırılara misillemede bulunduğu, Hafter’e bağlı milislerin konuşlu olduğu başkent Trablus’un güneyindeki Vatiyye Askeri Hava Üssü ve çevresine 6 hava harekâtı düzenlediği kaydedildi. Libya ordusu sözcüsü “önceki günkü operasyonlarda 70 milisin etkisiz hale getirildiğini” duyurdu. Öte yandan BM Libya Destek Misyonu, başkent Trablus’taki sivil yerleşim bölgelerini ayrım gözetmeksizin hedef alan ve çok sayıda sivil kayıplara yol açan saldırıları kınadığını açıkladı. Hafter milislerinin cuma sabaha karşı Trablus’u hedef alan saldırısında füzelerin elçilikler yakınındaki Yüksek Mahkeme binasına isabet ettiği, hasar meydana geldiği açıklanmıştı. Başka binaları hedef alan saldırıda ise 4 kişinin öldüğü belirtilmişti. Gıda yardımı kana bulandı Afganistan’ın Gor bölgesinde düzenlenen protesto sırasında güvenlik güçleri ateş açtı, en az iki kişinin yaşamını yitirdiği belirtildi. Olay koronovirüs salgınına yönelik önlemler çerçevesinde bölgede gıda yardımı yapıldığı sırada meydana geldi. Kalabalık, yetkililerin adil dağıtım yapmadığını, siyasi açıdan kendilerine yakın gördüklerine destek verdiklerini belirterek protesto düzenledi. Yerel yetkililer ise ayrımcılık yapıldığı suçlamasını reddederken yaklaşık 300 kişilik grubun Gor valilik binasına girmeye çalıştığını, taş attıklarını söyledi. Bölge yerel meclisinden bir üye, polisin eylemcilere sert müdahalede bulunduğunu, açılan ateşte en az 7 kişinin öldüğünü, 14 kişinin yaralandığını duyurdu. Gor Valisi ise can kaybını en az iki olarak açıkladı. Bazı kaynaklar yaşamını yitirenler arasında bir gazetecinin de olduğunu aktardı. BM Güvenlik Konseyi’nde WashingtonPekin arasındaki mücadele kızışıyor Ateşkes kararına veto Dünya genelinde on binlerce ölüme neden olan yeni tip koronavirüs (Covid19) salgınıyla mücadele için 90 gün boyunca küresel ateşkes talep eden tasarı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) ABDÇin arasındaki gerilime takıldı. ABD’nin BM temsilcisi tasarıyı veto ederken gazetecilere açıklama yapan diplomatlar, “Trump yönetiminin Çin ile anlaşmazlıklarının bu ka rarda bir faktör olduğunu” dile getirdi. ‘Çok taraflılığa darbe’ AFP’ye konuşan bir ABD’li diplomat, “Çin’in BMGK’nın ilerlemesi için verdikleri tavizleri bloke ettiğini” savundu. Üye ülkelerden bir yetkili ise “ABD’nin vetosunun BM, BMGK ve çok taraflılık için kötü bir durum olduğunu” söyledi. Washington yönetimi, Çin’in tasarıya Dünya Sağ lık Örgütü’ne (DSÖ) referans isteğini kabul etmezken daha fazla şeffaflık talep etti. BMGK’nin 6 haftadan uzun süredir müzakere ettiği, Fransa ve Tunus tarafından hazırlanan tasarı salgın ile daha iyi mücadele için 90 gün küresel ateşkes talebini içeriyor. Pekin’i salgına ilişkin şeffaf olmamakla suçlayan Washington, DSÖ’yü de Çin yanlısı olmakla suçluyor. Pekin yönetimi iddiayı reddediyor. ‘Hepimiz aynı gemideyiz’ Ankara’dan 9 Mayıs Avrupa Günü nedeniyle Avrupa Birliği’ne (AB) çıkışların yapıldığı kutlama mesajları geldi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, gelecek dönemde uluslararası toplumun güçlü ve kapsayıcı nitelikteki bir AB’ye daha çok ihtiyaç duyacağını söyledi. “Bu zor günlerde, Türkiye, üye olsaydı Birlik daha güçlü olur, sadece yeni tip koronavirüsle değil, her türlü zorlukla daha iyi mücadele ederdi” ifadesini kullandı. Salgının, yoğunlaşan jeopolitik rekabet, çok taraflılığa yönelik tehditler ve bölgesel çatışmaların tüm dünyayı sınamadan geçirdiğini belirtti. “AB’ye aday ülke konumundaki Türkiye, üyeliğiyle birliğin kuruluş ilkelerine bağlı, tutarlı, sorumlu, ilkeli bir küresel aktör olması için gerekli her türlü katkıyı sunmaya hazırdır” dedi. ‘Stratejik hedef’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da “Şimdiye kadar ülkemize pek çok konuda ayrımcı ve dışlayıcı tutum takınan AB’nin, artık hepimizin aynı gemide olduğunu anladığını umuyorum” mesajını yayımladı. İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Erdoğan, bu zor günlerin TürkiyeAB ilişkilerini yeniden canlandırmak konusunda sunacağı fırsatların değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Salgın döneminde pek çok AB ülkesinin Türkiye’den yardım talebinde bulunduğunu belirtti. “Ülkemizin sağlık sistemi, aldığı önlemler ile pek çok AB üye ve aday ülkesine örnek olabilecek düzeyde bulunduğu görülmüştür. Türkiye’nin, birliğin salgın süresince ve sonrası dönemde alacağı tüm önlemlere ve çalışmalara katılması AB’yi ancak daha güçlü kılacaktır” dedi. Erdoğan, “Türkiye olarak, müzakere sürecinde karşılaştığımız tüm zorluklara rağmen stratejik hedef gördüğümüz AB tam üyeliğe ulaşmakta kararlıyız” ifadesini kullandı. lANKARA / Cumhuriyet Belarus salgın dinlemedi İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler Almanyasının teslim olmasıyla birlikte Sovyetler Birliği tarafından Zafer Günü ilan edilen 9 Mayıs dün Rusya ve Belarus’ta kutlandı. 198 bin 676 kişinin enfekte olduğu, 1827 kişinin yaşamını yitirdiği Rusya’da Rusya Devlet Başkanı Putin, Moskova’da Meçhul Asker Anıtı’na çiçek bıraktı. kutlamalar salgın nedeniyle kısıtlandı. 22 bin 52 vakanın olduğu, 126 kişinin öldüğü Belarus’ta ise binlerce askerin katılımıyla geçit töreni düzenlendi. Salgın endişelerini ciddiye almayan Devlet Başkanı Aleksandır Lukaşenko, 4 bin asker, uçak ve helikopterden oluşan geçit törenini askeri üniforması ile izledi. Nazi Almanyası’nın İkinci Dünya Savaşı’nda Sovyet güçleri karşısındaki yenilgisinin 75. yıldönümü nedeniyle Moskova’da Devlet Başkanı Vladimir Putin’in mesajlarının ardından Rusya HavaUzay Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen hava gösterisi izlendi. Gösteride 75 uçak ve helikopter yer aldı. İkinci Dünya Savaşı kahramanlarının anıldığı Ölümsüz Alay yürüyüşü yeni tip koronavirüs nedeniyle online olarak düzenledi. Şalom aleykem Karantina dönemi dizileri arasında yaptığım en büyük keşif “Shtisel” oldu. Tamamıyla raslantı. Kadınların kısa etekle adım atamadığı Kudüs’ün Mea Shearim Mahallesi’ndeki anılarım hâlâ canlı olduğu için, Ortodoks Yahudilerin dünyasını anlatan bu dizi hemen ilgimi çekti. “Şalom aleykem” (Selamünaleyküm!) deyişleri bile kafamda sürekli şu soruyu tetikledi: “Bu dizinin İslamcı versiyonu olsa nasıl olurdu?” Aşırı muhafazakâr Shtisel ailesinin aşklarını, zaaflarını, ihanetlerini, korkularını, tutkularını ve parayla ilişkilerini kısaca insanlık hallerini anlatan diziyi hep bu sorunun çengelinde izledim. Ve iki sezon, 24 bölümü hatmettim. Bizim geleneksel çevrelerdeki gibi onlar da “görücü usulü” ile evleniyorlar... Kadınlar tesettüre giriyor. Ama sadece evli olanlar. Yahudilerin Haredi cemaatini oluşturan bu kesimler içinde “kadın saçını” tabulaştırmak öyle noktalara ulaşmış ki, kızların saçları evlenirken tıraş ediliyor. Kafataslarının üzerine sonra türban ya da peruk takılıyor. Evli kadınlar, aile içinde dahi... türbansız dolaşmıyor! Hatta kocalarının yanında gece yatağa girerken bile 18. yüzyıldaki gibi türbanla yatıyorlar. İlginç bir başka özellik: karıkoca aynı yatakta yatmıyor. Yataklar tek kişilik ve hep ayrı tutuluyor. Bunun nedeni âdet döneminde kadının kirli sayılması ve âdetten bir hafta geçene dek erkeğin yatağına girmemesiymiş... Akıllı telefon yasak İran İslam Cumhuriyeti’ndeki gibi kadının toplum içinde şarkı söylemesi, müzik aleti çalması, “yoldan çıkma alametleri” sayıldığından yasak. Resim ve TV yasak, internet, bilgisayar, akıllı telefon hep yasak. Modernlik sembolü her şey sonuçta şeytan icadı veya aracı addediliyor. Bu yasaklar ağında kadın ile erkeğin toplumdaki rolleri kast sistemi denli kesin ve katı belirlenmiş. Kadının yeri malum ev ve mutfak. Kadın sadece çocuk doğurmak, çocuk bakmak ve yemek yapmakla mükellef. Erkekler dini birtakım yerlere girip çıkıyor ve bol dua ediyorlar. Toplumdaki rolünü herkes küçük yaşta belliyor ve bu roller dışına taşmak hiç öngörülmüyor. Ama işte hayatın akışı başka olduğu için “drama” da buradan çıkıyor. Shtisel ailesinin bireyleri de sonuçta 2000’lerin insanı. İzleyiciye ilginç gelen de son kertede bu: Yaşanan zamanla, gelenek arasındaki gelgit ve gerilim. 2013’te İsrail TV’si tarafından yapılan ve İsrail’de reyting rekorları kıran dizinin meramı da tam bu; dincilerin de etten kemikten olduklarını göstermekmiş. Shtisel bu yüzden (evlerinde TV bulundurmayan!) dinci kesim için değil, laiklere “Bakın biz hepimiz aynı toplumun parçasıyız!” demek için yapılmış. Bu nedenle yobazlığın doğrudan eleştirisi yok dizide. Ama ince bir ironi ve en önemlisi gelenekle, modernliğin sürekli çekişmesi var. İsyanın çocukları Shtisel ailesinin 20’li yaşlardaki küçük oğlu Akiva örneğin ressam oluyor. Kudüs’ün koyu dinci çevrelerinden, sanat galerilerinde resimleri sergilenen bir ressamın çıkması, başlı başına skandal haber sayılıyor. Kafası karışık, yere bakan, yürek yakan bir tip olan Akiva’nın aslında devirmediği çam, kırmadığı ceviz kalmıyor. Bir din okulunda müdür olan babası Shulam Shtisel baş belası oğlunu ne yapıp edip evermek istiyorsa da bunu başaramıyor. Kendisinden büyük ve 1 çocuklu bir dula âşık olan Akiva, üç kez nişanlanmasına rağmen ruh ikizini bulamıyor ve resim tutkusunun peşinden gidiyor. Dizinin sürükleyici kadın karakterleri de var ama hikâyenin çatısı ikisi de muhteşem oyunculuklar çıkaran Shulam Shtisel (Dov Glickman) ile Akiva Shtisel (Michael Alon) üzerine kurulmuş. Shtisel’i izledikten sonra radarıma aynı temanın BatılıNetflix yapımı versiyonu “Unorthodox” takıldı. Dört bölümlük bu küçük dizi de Netflix’in şu sıra en ilgi çeken ve konuşulan dizilerinden biri. ABD ve Almanya’da geçen “Unorthodox”ta keza gene Haredi cemaati üzerine. Bu defa da gene görücü usulü istemediği biriyle evlendirilen bir genç kadının (Esty) isyanına tanık oluyoruz. Haredi dünyasına bayrak açan Esty başkaldırısını evden kaçmaya ve ülke değiştirmeye dek götürüyor. Ailesi ve cemaatinin bulunduğu New York’tan kaçıp Almanya’ya sığınan genç kadın, vaktiyle holokostun yaşandığı ülkede “özgürlüğü” buluyor! İki dizi de Yahudi Almancası “Yiddish” dilinde çevrilmiş. Altyazısından yüksünmeyen herkese hararetle önerilir. Ama kişisel tercihimi sorarsanız bana çok daha cana yakın, esprili ve özgün gelen Shtisel derim. Saakaşvili gerilimi Eski Gürcistan Devlet Başkanı ve eski Odessa Valisi Mihail Saakaşvili’ye Ukrayna’da resmi bir görev verilmesinin ardından Gürcistan Kiev’deki büyükelçisini geri çağırdı. Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in Saakaşvili’yi Ukrayna Reformları İcra Komitesi Başkanı olarak ataması, Tiflis yönetiminin tepkisini çekti. Gürcistan Dışişleri Bakanı David Zalkaliani, Kiev büyükelçisini konuyla ilgili istişarelerde bulunmak üzere Tiflis’e çağırdıklarını belirtti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear