25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 6 MART 2020 CUMA EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK KÜLTÜR Şehir Tiyatroları’nda kadınlar ilk kez çoğunlukta 20202021sezonunun repertuvarı düzenlenen basın toplantısıyla tanıtıldı. Darülbedayi tarihinde bir ilk yaşandı. Emre Koyuncuoğlu Yelda Baskın Bilgesu Erenus Özgür Kaymak Şirin Gürbüz Mine Söğüt Lerzan Pamir Deniz Altun Mehmet Ergen Aslı İçözü Aslı Öngören İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları (İBB ŞT), Mehmet Ergen yönetimindeki ilk re güzellik ve cesur işler vardır” dedi. Tiyatro yönetmeni ve oyuncu Aslı Öngören de “Ben inanıyorum ki ka pertuvar açıklamasını alışılmı dınlar onlara sunulan alanlarla ye şın aksine sezonun ortasında yap ORHUN tinmezler, yetinmeyecekler ve yetintı. İBB Şehir Tiyatroları Genel Sanat ATMIŞ memekteler. Dolayısıyla her zaman Yönetmeni, ayrıca Dünya Kadınlar olduğu gibi kendi alanlarını açıyor Emekçi Günü haftasında duyurmak iste lar” diye konuştu. diklerini de dile getirdi. Bunun nedeni de Mehmet Ergen, toplantı sonrası gazete ŞT tarihinde ilk kez kadın yazar ve yönet mize açıklamalarda bulundu. Ergen, “106 menlerin çoğunluğu oluşturması. yıllık bir kurumda yüzde 10’u geçmeyen Tiyatro yönetmeni ve oyuncu Özgür bir kadın kontenjanı var. Artık 21. yüzyıl Kaymak da Şehir Tiyatroları’nda 19 sezon da bu komik bir durum. Dünya tiyatrola dur yönetmen olarak görev yaptığını söy rında da belki ilk kez böyle bir durum olu leyerek “İlk kez bu başlık altında bir se yor” dedi. Kadın yazarlar tarafından yazı zon açılışı yapıyoruz. O yüzden çok mutlu lan oyunlarda kadın karakterlerin daha et yum. Bu kadar değerli kadın yazar ve yö kin olduğunu dile getiren Ergen, “Birile netmenle bir arada olduğum için de çok rinin karısı, kız kardeşi görünmekten öte mutluyum. Kadının olduğu yerde yenilik, kendi söyleyecekleri hikâyeleri oluyor” diye konuştu. 2020 içinde sahnelenecek oyunlar hakkında da “5’i Türkiye prömiyeri 6 kadın yazarın oyunu var. Bu oyunların tümü kadın yönetmenler tarafından sahneleniyor” ifadelerini kullandı. ‘Yarı karanlık yarı neşeli’ Repertuvara eklenen isimler arasında gazetemiz yazarı Mine Söğüt de var. Söğüt’ün yazdığı “Beşamelli Tavuk” isimli oyun, yeni sezonda sahnede olacak. Gazetemize konuşan yazar, “Şehir Tiyatroları’nın yeni dönemde yeni bir düzene geçmesiyle birlikte dışarıya bakışı ve heyecanı da değişti. Mehmet Ergen benim çok eski arkadaşım. Gençliğimizde, hatta çocukluğumuzda diyeceğim, birlikte tiyatro yaptığımız zamanlar oldu. Ben yazmaya başladığımdan beri beni oyun yazmam için cesaretlendirir, nihayet bugüneymiş kısmet” diyerek Şehir Tiyatroları’yla buluşmasından bahsetti. Profesyonel anlamda ilk tiyatro oyunu sayılabileceğini söyleyen Söğüt, “Beşamelli Tavuk”u şu sözlerle anlattı: “Oyun, aslında içinde mizah da olan, ama tıpkı diğer yazdıklarım gibi karanlık bir dünyayı anlatan, çok bugüne, bu coğrafyaya, bu politik iklime bakan, yarı karanlık yarı neşeli tuhaf bir oyun. Biraz bireysel hesaplaşmalar üzerinden yaratılmış karakterler var. Hem aile içi hem de biraz ülke ve çağ ile ilgili politik hesaplaşmalar var. Kutupları, kutuplaşmayı sorgulayan ve bunu yıkmaya çalışan bir arayışı var oyunun. Bir aile içinde ve bir masanın etrafında geçiyor. Aslında hepimize çok tanıdık gelen soruların sorulduğu ve cevapların tabii ki bulunamadığı bir oyun.” Erenus’tan Söğüt’e... Şehir Tiyatroları’nın planlanan yeni sezon repertuvarında Bilgesu Erenus’un “Yaftalı Tabut”, Leyla Nazlı’nın “Kısraklı Kadın”, Şirin Gürbüz’ün “Kimse Kimseyle Öyle Şeyleri Konuşmuyor Artık”, Deniz Altun’un “Gül’e Ağıt” ve Mine Söğüt’ün “Beşamelli Tavuk” oyunu var. Bu oyunların yönetmenliklerini ise Yelda Baskın, Lerzan Pamir, Emre Koyuncuoğlu ve Özgür Kaymak yapacak. ‘SONSUZLUK ÜZERINE’ VE ‘SEBERG’ HAFTANIN FILMLERI Yaşama dair “Sanger Fran Andera Vaningenİkinci Kattan Şarkılar” (2000) ve özellikle gerçeğin, fantezinin absürt yanlarını vurgulayan “En Duva Satt Pa En Grenİnsanları Seyreden Güvercin” (2014) adlı filmlerine hayran kalıp yıllardır yerinde sayan Ingmar Bergman sonrası İsveç sinemasının en önemli yaratıcı yönetmeni olarak alkışladığım, 1943 doğumlu Roy (Arne Lennart) Andersson’un son Venedik Festivali’nde en iyi yönetmen ödülüne layık görüldüğü yeni filmi “Om Det OandligaAbout EndlessnessSonsuzluk Üzerine” gösterimde. Muhtemelen tipik bir sanatfestival filmi izlenimi yaratacağı sıradan seyirciye “Ne bu yaa” dedirtecek cinsten oysa bende genel insanlık hallerine dair, tüm humoristik trajik öğeleriyle evrensel ve görülesi bir yapıt etkisi uyandıran “Sonsuzluk Üzerine”, önce savaşın ezip geçtiği bir kentin semalarında yekvücut olmuş, uçmaktaki meleğimsi bir çiftin resmedildiği afişiyle dikkatimi çekmişti. Yazaryönetmen Roy Andersson’un kısa kısa nükteli, aforizmamsı, felsefi, komik ve özetleyici durumlar halinde 78 dakikaya sığdırdığı çağdaş yaşamsal gözlemler toplamını seyrettiğimiz “Sonsuzluk Üzerine”, gerçekten (tıpkı filmin reklamındaki gibi) insanlığın varoluş öyküsünde rüya gibi düşsel bir gezintiye çıkarıyor seyirciyi. Roy Andersson’un Binbir Gece Masalları’nın anlatıcısı Şehrazat’ın üslubundan, tarihten, resim sanatından, iki dünya savaşı arasındaki dışavurumcu görüntülerden esinlenerek “Bir adam gördüm, Bir kadın gördüm, Bir çift gördüm...” di yerek anlattığı, genelde tarihsel seyrini izlemeyen birtakım olayların ve ters durumların kısa kısa bölümlerinden oluşan bu varoluşçu film, sonuçta etkileyici bir toplumsal eleştiri bütünü. Filmin, insan yaşamındaki güzellikzalimlik, ihtişam bayağılık, neşeyas gibi tezatların ve ilk bakışta mantıksız gibi görünen kimi anlamlı anların yansıdığı anlatımı, yönetmenin “İkinci Kattan Şarkılar”la İnsanları... Her zamanki filmlerden değil Seyreden Güvercin”den aşinası olduğumuz, kendine özgü üslubunu sahne sahne yineliyor yine. Sanki insanoğlunun kolay incinen, ebedi, sonsuz hikâyesine ilişkin seyrettiğimiz bu film adeta bir “kaleidoscope”a (çiçek dürbününe) bakarcasına seyrediliyor 78 dakika boyunca. Bu filmin kahramanları, inancını yitirmiş, kâbuslar gördüğü için ruh doktoruna başvurmuş bir papazdan, isterikçe çarmıha gerin diye bağrışarak peşindeki güruhtan kaçmaya çalışan, sırtındaki kocaman çarmıhı güç be la taşıyan adama, 4 asker tarafından bağlandığı direkte kurşuna dizilmeyi beklerken (boş tabutu da kenarda duran) zırıl zırıl yalvararak bağışlanmasını dileyen mahkumdan bankalara güven duymadığından tüm birikimini yatağının altında saklayan adama, kafenin dışında bir masada oturan gençlere kaş göz ederek kıvırta kıvırta dans eden 3 genç kızdan bir marketin balık standında sevdiği kadına tokatlar savuran adama, dolu minibüste çeveresindekileri ne istediğimi bilmiyorum ki diye rahatsız eden yolcudan hastasını ağrısıyla baş başa bırakıp barın yolunu tutan alkolik diş doktoruna, kalbini fena kırdığı eski okul arkadaşının selam bile vermediği şişman adamdan yeraltı sığınağındaki perişan yardakçılarınca hâlâ Sieg Heil diye selamlanan Hitler’e kadar uzatılacak karikatürize ama unutulmaz tipler... Hep aynı (çoğu da amatör) oyuncuları kullanan Roy Andersson’un 78 dakikada insanı ve evreni gözlerimizin önüne sunduğu “Sonsuzluk Üzerine”si özetle her zaman rastgeleceğimizi filmlerden değil. FBI’nın izlediği oyuncu Üniversitede amatör bir tiyatro grubundayken ünlü yönetmen Otto Preminger tarafından keşfedilip G.Bernard Shaw’ın oyunundan uyarlanan “Azize Joan”un (1957) baş rolüne seçilmiş, sonrasında Françoise Sagan’ın popüler romanından uyarlanmış “Günaydın Hüzün”de de rol almış ancak bu 2 film de başarılı olamayınca Fransa’ya kapağı atıp Yeni Dalga akımının sembol filmi “A Bout de SouffleSerseri Âşıklar”da Jean Paul Belmondo’nun abayı yaktığı o Paris sokaklarında gazete satan, duyarlı, çekici, özgür Amerikalı kız Patricia’yı oynamış Jean Seberg’in (Iowa 1938Paris 1979) kısa, trajik hayatını konu edinen “Seberg” de yeni haftanın seyre de ğer filmlerinden. FBI’nın ünlü röntgenci patronu Hoover’ın, hükümet karşıtı Black Panther Panter grubuna maddi destek sağladığı ve insan hakları savunucusu Kara Panter’ci Hâkim Jamal’la (Anthony Mackie) ilişki kurduğu gerekçesiyle peşine ajan taktırıp izlettirdiği, sonunda Hollwood’u terk etmeye mecbur ettiği, 40 yaşındayken Paris’te arabasında ölüsü bulunan, kısa saçlı, sarışın Jean Seberg’in kısa, tajik hayatını gerçek olaylara, kanıtlara dayanarak konu edinen “Seberg”i Benedict Andrews yönetmiş.Senaryosunuysa Joe ShrapnelAnna Waterhouse ikilisi yazmış. Seberg’in romancı kocası Romain Gary’yi Yvan Attal’ın, oyuncuya takip edildiğini aktaran iyi yürekli FBI ajanınıysa Jack Solomon’un oynadığı bu biyografik dramın öteki oyuncuları da Vince Vaughan’la Colm Meaney. Seberg rolündeki Kristen Stewart’ın performansı oldukça göz doyurucu. TELEVİZYON Hazırlayan: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK 07.15 İsmail Küçükkaya İle Çalar Saat Canlı 10.00 Çağla İle Yeni Bir Gün Canlı 12.15 Hayat Sevince Güzel 14.00 Temizlik Benim İşim 16.00 Zuhal Topal’la Sofrada 19.00 Fatih Portakal İle FOX Ana Habe 20.00 Öğretmen 22.45 Mucize Doktor 07.30 Günaydın Türkiye 10.00 Hak Hukuk Adalet 11.00 Medya Mahallesi 13.00 Haber Masası 14.00 Ekonomi Politik 16.00 Günün Raporu 17.40 Piyasalar Kapanırken 18.00 Halk Ana Haber 19.30 Mehmet Tezkan 20.00 Halk Ana Haber 21.00 Memleket Hali 23.00 Halk Şov (İrfan Değirmenci) 07.40 Kanunsuz Ada 08.25 Ahmak Bilimi 09.10 Kazanmanın Yolları 10.00 Yıldızlarla Buluşma 10.50 Otoyol Cehennemi 11.45 Bear Grylls ile Yabanda 14.25 Yıldızlarla Buluşma 15.20 Ahmak Bilimi 16.10 Otoyol Cehennemi 17.05 Kazanmanın Yolları 19.00 Ahmak Bilimi 20.00 Uzay Mekiği: Zafer ve Felaket 21.00 Zihin Oyunları 22.00 Dünyalar Savaşı 23.00 Sınır YAYIN AKIŞI 07.30 Günaydın Türkiye 10.00 Televizyon Gazetesi 12.30 Gün Ortası 15.00 Yeni Dünya 16.00 Haber 16 17.00 Nasıl Yani 18.30 Ana Haber 20:00 Haber Merkezi 22.00 Anadolu Yolu 23.00 Gece Görüşü 06.30 Bizim Topraklar 07.00 Güne Bakış 10.30 Biz Bize 12.00 Haber 12.30 Söz İstanbul’da 13.00 Haber 13.30 İllerimiz 14.00 Haber 14.30 Ellerin Türküsü 15.30 Dünyadan Haberler 16.00 Güncel 17.30 Yaşayan Tarih 18.00 Ekonomi Haberleri 18.30 Günce 20.00 Ana Haber Bülteni 21.00 Tarihe İmza Atanlar 21.30 Bekleme Odası 23.00 Cumhuriyetimizin Değerleri 23.30 Rengin Adı Karadeniz 08.30 Sinema + 09.30 Resim Sevinci: Bob Ross 10.00 Anjelika Akbar İle Sesler 10.30 Kısa Bir Ara 10.40 Geri Dönüşen Sanat 11.00 Belgesel: Gizli Şehirler: Amsterdam 14.30 Atölye 16.00 Felsefe Söyleşileri 17.00 Evliya Çelebi 17.30 Tiyatro Dünyası 18.00 Hayat Sanat 19.30 Muasır 20.30 Konsere Davet 21.00 Yabancı Sinema: Müdür 22.45 Geri Dönüşen Sanat 07.30 İşte Sürat İşte Ses 09.00 Altın Peşinde 09.45 Alaska’nın Mimarları 10.35 Alaska’yı Mesken Tuttuk 11.25 Alaska: Son Sınır 14.45 Nasıl Yapılmış? 18.15 İşte Sürat İşte Ses 19.10 Tamirat Tadilat 20.05 Hurda Avcıları 21.55 Sokak Çılgınları: Memphis 23.45 Dizel Kardeşler cumtv@cumhuriyet.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear