23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 13 6 MART 2020 CUMA DUYGU ASENA ÖDÜLÜ ‘KADIN CINAYETLERINI DURDURACAĞIZ PLATFORMU’NA Törene, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ile PEN yöneticileri ve İnci Asena katıldı. KADININ ADINDAN KADININ CANINA! PEN Türkiye Merkezi’nin, “Kadının Adı Yok” rın yanında yer alan platform adına ödül alan kitabıyla yeni kadın hakları hareketinin ön Önal, “Bu ödül mücadeleyi daha kararlı yap cülerinden, erken yaşta kaybettiğimiz gaze manın itici gücü oluyor. teci yazar Duygu Asena adına koyduğu, her “Önceki kuşakların da kadının uyanmasın yıl kadın konusunda bilinçli çalışmalarda bu da büyük rolü var” diyerek ödülü, bu müca lunan bir insana ya da kuruma verdiği “2020 deleyi vermiş, sürdüren ve gelecek kucakla PEN Duygu Asena Ödülü” bu yıl “Kadın Cina ra taşıyacak olan tüm kadınlara armağan et yetlerini Durduracağız Platformu’na İstanbul, ti. PEN’e etkinliklerinde ev sahipliği yapan Goethe Enstitüsü kütüphanesinde önceki gün enstitünün müdürü Dr. Reimar Volker de bu düzenlenen törenle verildi. değerli işbirliğinin devam edeceğini, iki ülke PEN Başkanı, gazetemiz yazarı Zeynep Oral edebiyatına kapı açan projelerinin temasının ödülü platform adına genel temsilcileri Gül da “kadın” olduğunu açıkladı. süm Kav Önal’a sevgiyle, saygıyla, güç kat Törene aralarında PEN 2018 Duygu Asena ması dileğiyle sunarken PEN Ayın Kitabı ola Ödülü sahibi avukat Nazan Moroğlu, Asena’nın rak da Gülsüm Kav Önal’ın kaleme aldığı, kız kardeşi İnci Asena, gazeteci Sevin Okyay ve platformun çalışmalarından derlenen, Doğan Yazgülü Aldoğan, platform temsilcileri, PEN Yö Kitap’tan bu ay çıkan “Yaşasın Kadınlar” kita netim Kurulu ve üyeleri, Asena’nın meslektaş bına verdiklerini açıkladı. ları katıldı. İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı On yıldır Türkiye’de kadın cinayetlerinin ar Nazan Moroğlu da “Yasaların değişmesi yetmi dındaki gerçekleri aydınlatmak için 20 ilde yor, asıl zihniyetin de değişmesi için mücade açtıkları temsilciliklerle belgeleri derleyip, ka le etmeliyiz” diyerek anayasa’nın kanun aracılı dın cinayeti verilerinin kaydını tutarak her ay ğıyla uygulanacağını bilen Atatürk’ün 11 Aralık kamuoyu ile paylaşan, davalarda mağdurla 1934’te kanunu da çıkardığını hatırlattı. Opera Kahkahası Özdemir İnce’yle iki yıl aynı çatı altında yaşadık. O, Gazi Eğitim Enstitüsü Kütüphanesi’nde memurdu. Ben edebiyat bölümünde öğrenci. Kütüphaneye her gün uğradığımdan sıkça karşılaşırdık. Bir yıl sonra o da Fransızca bölümünde öğrenci olmuştu. Ders aralarında koridorlar her bölümden öğrenciyle dolup taşardı. Bir gün tez adımlı yürüyüşüyle bana yaklaşmış, Toros Dağları’nın serinliğini estiren sesiyle “Sahi siz mi geldiniz saksılarım ışıdı” dizesini söyleyip “Bil bakalım, kimden bu” diye sormuş, hızla yanımdan ayrılmıştı. Biz edebiyat öğrencileri daha Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Muhip Dıranas, Cahit Külebi, Behçet Necatigil, Melih Cevdet Anday’lardayken İnce, şiir balının hangi çiçekte olduğunu biliyordu. Dizenin İlhan Berk’ten olduğunu yıllar sonra öğrenmiştim ben. Kansu Balbay Oral Yazarlarımız okurlarla buluşuyor Gazetemizin usta kalemleri 14. Ankara Kitap Fuarı’nda sevilen kitaplarını imzalamak için okurlarıyla buluşmaya devam ediyor. Cumhuriyet Kitapları Standı’nda bugün saat 14.00’te Niyazi Altunya, yarın 14.00’de Cumhuriyet Vakfı Genel Sekreteri, gazetemiz yazarı Işık Kansu, gazetemiz yazarı Zeynep Oral ve eski milletvekili, akademisyen Uluç Gürkan kitaplarını imzalayacak. Pazar günü ise gazetemiz yazarı, şair Ataol Behramoğlu 13.0015.00 saatleri arasında, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi, gazetemiz yazarı Mustafa Balbay ise 14.00’te Cumhuriyet Kitapları’nda sevenleriyle buluşacak. Genç iletişimciler ödüllerini aldı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Aydın Doğan Vakfı’nın (ADV) ortak girişimiyle düzenlenen 30. Genç İletişimciler Yarışması’nda ödüller, önceki gece yapılan törenle sahiplerini buldu. ADV’nin nitelikli medya çalışanı yetişmesine katkı sağlamak amacıyla 30 yıldır düzenlediği yarışma, bu yıldan itibaren medya sektöründe sürekli gelişimi teşvik etmek üzere TGC ortaklığında düzenlenecek. Hilton İstanbul Bosphorus’ta yapılan törene, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, ADV kurucusu ve Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan ve eşi Sema Doğan, ADV Yönetim Kurulu üyesi Arzuhan Doğan Yalçındağ, yarışmada jüri üyesi olan çeşitli gazete ve televizyon temsilcileriyle, ödül kazanan üniversitelerin rektörleri, öğretim üyeleri ve öğrencileri katıldı. Turgay Olcayto, cemiyet olarak Aydın Doğan Vakfı’nın 30 yıla yakın süredir düzenlediği yarışmaya katkıda bulunmaktan gurur duyduklarını söyledi. Genç gazetecilerin özellikle sorgulayan, irdeleyen bir dil edinmeleri gerektiğini aktaran Olcayto, “Gençlere çok okumalarını tavsiye ediyorum. Türkiye ne çekiyorsa cehaletten çekiyor” diye konuştu. Bu seneki yarışmaya yazılı, görsel, işitsel ve internet yayıncılığı dallarında 537 projeyle, 36 üniversiteden 486 öğrenci katıldı. Seçici kurul, 21 üniversiteden 59 öğrencinin toplamda 43 projesini ödüllendirdi. Yazılı dalda, gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya’nın da jürilik yaptığı, haber ve haber araştırma kategorisinde birinciliğe Çukurova Üniversitesi’nden Sudet Karagöz, “Alper, Venhar Hanım ve SMA Hastaları” projesiyle layık görüldü. Karagöz, ödülünü Aydın Doğan’ın elinden aldı. l Kültür Servisi Tarihi mekânlarda Opus Amadeus Oda Müziği Festivali 9. yılında Klasik müzik rüzgârı Konserler nerede? 4 Times Baroque İstanbul Uluslararası IX. Opus Amadeus Oda Müziği Festivali yarın 20.30’da İstanbul De niz Müzesi’nin tarihi de korunda, kadırgaların al tında, Almanya’dan 4 Ti mes Baroque topluluğuy la başlıyor. Festivalin sa nat direktörü Mehmet Mesçi festival programıy la ilgili bilgi verdi: n Konser programları nasıl hazırlanıyor? MM: Sanatçıların ya da toplulukların bize sundu ğu teklifleri dikkate aldığımız gibi daha önce Mehmet Mesçi İstanbul’da dinlenmemiş ya da pek az seslendirilmiş eser lerin de yer alması için uğraşıyoruz. Şimdiye kadar festivalde 14. yüzyıl ortaçağ müziklerinden günümüz müziğine kadar klasik Batı müziği tarihinin pek çok dönemi dinleyiciyle buluştu. Bir festivalde n Hangi etkinlikler hangi mekânlarda düzenleniyor? MM: 7 Mart festival açılış konserinde Almanya’dan “4 Times Baroque” İstanbul Deniz Müzesi’nde, 11 Mart’ta Hollanda’dan “Amatis Piano Trio” Kadı önemli olan konser sayısından çok köy Belediyesi Yeldeğirmeni Sanat’ta, içeriğin zenginliği ve derinliğidir. 15 Mart’ta Türk ve Polonya’lı sanatçılar n Festival hangi tarihler arasında ve hangi ülkelerden topluluklar var? dan oluşan “Trio İnspirante Karaköy Aşkenazi Sinagogu’nda, 19 Mart’ta Hollandalı soprano “Anderske Kaspersma” ve MM: Festival bu sene 7 Mart22 Nisan tarihleri arasında. Hollanda, zel mekânlarda İstanbullu sanatse Macaristan, Fransa, İngiltere, Po verlerle paylaşacak. lonya, Almanya ve ülkemizden fes n Opus Amadeus dinleyicisi tivale katılan topluluklar toplam ni festivalde hangi besteciler ve 7 konserde oda müziğinin mücev eserler bekliyor? her diyeceğimiz eserlerini tarihi MM: Beethoven yılı olması sebe ve akustik açıdan birbirinden gü biyle festivalimizin iki konserini Amatis Piano Trio Türk, Fransız sanatçılardan oluşan “Ensemble Dolci Venti” Harbiye Saint Esprit Kilisesi’nde, 29 Mart’ta piyanist Renan Koen ile Emre Elivar Kadıköy Hemdat İsrael Sinagogu’nda, 2 Nisan’da İngilizMacar Barok topluluk “Repicco” Kadıköy Surp Levon Ermeni Katolik Kilisesi’nde ve 22 Nisan kapanış konserinde Macar yaylı çalgılar topluluğu “Hungarian Quartet” yine Hemdat İsrael Sinagogu’nda sanatseverlerle buluşuyor. tamamen Alman bestecinin eserlerine ayırdığımız gibi, barok konserler dışındaki diğer etkinliklerde de Beethoven’a yer verdik. Ayrıntılı programa internetten www.opusamadeus.com adresinden ulaşılabilir. l Kültür Servisi 8 Mart’ta cinsiyet kalıplarını yıkmak için koşacaklar EİTBKÖBİ’NDZLEEİLNKLER İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Hatları AŞ, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için özel vapur seferi düzenliyor. Pazar günü yapılacak ücretsiz sefer 3 saat sürecek. 8 Mart Kadınlar Günü vapuru, ilk yolcularını saat 15.00’te Kadıköy İskelesi’nden alacak. Vapur, saat 15.30’da Karaköy, 15.50’de Beşiktaş, 16.00’da Üsküdar, 16.10’da da Beylerbeyi’ne uğradıktan sonra Boğaz’a açılacak. Boğaz turunun ardından vapur, Beylerbeyi, Üsküdar, Beşiktaş iskelelerine uğradıktan sonra seferini saat 18.00’da Karaköy’de tamamlayacak. 10 kilometrelik parkur İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) düzenlediği “İstanbul’u Koşuyorum” serisinin 2020’deki ilk yarışı, 8 Mart’ta Kadınlar Günü Etabı ile başlıyor. 1500 kadının katılması beklenen etkinliğe başvurular bugün sona eriyor. Ayrımcılığın her türlüsünü reddeden, aynı duyguda insanları bir araya getiren spor, bu kez de cinsiyet kalıplarını yıkmak isteyenleri buluşturacak. Kadınlar Günü Etabı, spor yapan kadın sayısını artırmak, kadın ları daha görünür kılmak ve kentte iz bıraktıkları noktaları vurgulamak amacıyla koşacak. Seri koşular Caddebostan Etabı, Üsküdar Etabı, Bakırköy Etabı, Tarihi Yarımada Etabı ve Kent Ormanı Etabı Gazi Koşusu ile devam edecek. Koşu, 09.00’da başlayacak ve 10 kilometrelik parkurda düzenlenecek. Etapların durakları, kadınların kentte iz bıraktıkları yerlerden seçildi. Seçilen noktalar, kadınların, vatandaş, yazar, aktivist, tiyatrocu, yönetici, sporcu ve hayırsever olarak toplumsal hayatı dönüştürdükleri yerlerden oluştu. 2013’TE İHRAÇ EDİLMİŞTİ İBB’den Üzümcü’ye oyun teklifi Tiyatro sanatçısı Levent Üzümcü, önceki yönetim tara fından ihraç edildiği İBB Şehir Tiyatrosu’nun bir oyununda yer alması için, İBB’nin kendisine teklifte bulunduğunu açıkladı. Sosyal medyadan dün pay laşım yapan Üzümcü, hukuk suz bir şekilde iş ten atılması ile il gili davanın hâlâ devam ettiğini be lirterek “İBB’de ve dolayısıyla Şehir Tiyatrosu’nda de mokrasiye inanan ların idareye gelmesiyle birlikte, Levent Üzümcü Şehir Tiyatrosu sanat yönetimi benden bir oyunda yer almamı istedi, kabul ettim. Elbet çalın mış haklarımı alıp bir gün evime döneceğim” ifadelerini kullandı. Üzümcü, önceki büyükşehir yönetimi döneminde, ihraç edil mişti. İhraç için Üzümcü’nün po litik görüşü, 2013 yılında Sosya list Enternasyonal’de yaptığı ko nuşma, basına verdiği demeç ler ve sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar gerekçe gös terilmişti. l Haber Merkezi İdlibli çocuklar Özdemir İnce’nin 28 Şubat günkü “İdlibli çocukların dramı” yazısı o günlere götürdü beni: Çocuklukta yaşanan korkuların, yenilgilerin bedelini ya da borcunu yetişkinlik döneminde kazanılan hiçbir zafer, erişilen hiçbir servet ve şöhret ödeyemez. Özellikle yaşlılık döneminde birer hortlak olarak karşınıza çıkar. Savaş döneminde, sürgünlerde, toplama kamplarında bir araya gelen üç beş çocuğun kendi aralarında hemen oyun oynamaya başladığı görülür. Düşman önünde kaçarken bile oyuncak bebeklerini, oyuncak arabalarını yanlarına alırlar. Bu dramı Ülker de yaşadı. Dimetoka’da (Yunanistan) üç yaşında evlerinin bahçesinde oynarken, babası telaş içinde eve gelmiş, “Hemen toparlanın Türkiye’ye gidiyoruz” demiş. (...) Ülker, bez bebeğini yanına aldığını söyler. Erkekler can verir, elbette bundan acısı olamaz. Oysa duygu tarihi, savaşta onurlarının ezilmesinin yanında canlarından da olan kadınların, dünyaları köreltilen çocukların çektiği acılarla yazılmıştır. Savaşın eşiğinde bulunduğumuz şu günlerde, Yunanistan sınırına yığınak yapanların arasında, kardeşini soğuktan korumak için altı yaşındaki bir çocuğun üç yaşındaki kardeşinin başına başlık giydirdiğini görünce damarlarımda kanım kurudu, ekran karşısında kasılıp kaldım. Ülker İnce Özdemir’den alıntı yapılır da onun, dünya yazarlarının seçkin yapıtlarını yalın mı yalın, dupduru Türkçesiyle çevirerek okuma dünyamızı aydınlık kılan eşi Ülker İnce’den söz edilmez mi? Ülker, enstitünün İngilizce bölümünde öğrenciydi. Okulun atkuyruğu saçlı o en güzel kızına da, göğsüne bastırdığı İngilizce dev sözlüğüyle koridor yürüyüşlerimde rastlardım. Yazı, bellek büyücüsüdür; yazıya başlarken sıkıntıdan patlarken, bazen, bir de bakarsın yazmayı tasarladığın ne varsa karşına dizilivermiş! Büyü gerçekleşmişti; Berlin’de bulunduğum şu sıralarda, Özdemir İnce’nin yazılarının özüne varılması açısından kılavuz niteliğindeki Opera Kahkahası (Ve Yayınevi) adlı kitabına rastlayacağım, onun, kitapta eşi Ülker’den de söz edeceği aklımın kıyısından geçmezdi. Pamuk Prenses İnce, sevecen bir eş, erdemli bir baba. Öyle olmasaydı düşünsel yanı ağır basan bir şiir kitabına şu anımsatmalar yansır mıydı? “Yanımda uyuyor Pamuk Prensesi Ülker, evrenin sesini dinliyor uykusunda: Birlikte yürüyor evrenin kalbi ile onun iki kez ameliyatlı yüreği.” Oğlu Tan’ı da anıyor: “Ne oldu bana bilmem, aldım onu Ankara Operası’na götürdüm. Yıl 1957 yılı. Ülker’in elini tuttuğum, lepiska ormanı saçlarına dokunduğum yere. Yanımda benim o yılki yaşımdaydı. Nabucco’yu bir nota defterinden izliyordu velet, ağzında balon cüsseli bir emziği emerek.” Opera Kahkahası’nı tanıtacaktım sözde; kendimi sevda ırmaklarında buldum... İYİ Parti’den ‘Sülün Osman’ önergesi! İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Beyaz, ilk olarak gazetemizde çıkan Galata Kulesi’nin işletmesinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden (İBB) alınacağı ile ilgili haber sonrası konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşıdı. Beyaz, “Sülün Osman’ın satamadığı Galata Kulesi’ni devlet mi satıyor” diye sordu. Milletvekili Beyaz, İBB’den alınarak bir vakfa devredileceği de iddia edilen kuleyle ilgili Kültür ve Turizm Bakanı’nın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Soru önergesinde “İstanbul ve Ankara gibi belediyelerin el değiştirdiği yerlerde başka tarihi yapılar için de aynı uygulamaya gidilmiş midir? Galata Kulesi’nin özelleştirilmesine gerek var mıdır?” ifadeleri yer aldı. l İç Politika
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear