25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL 5 4 MART 2020 ÇARŞAMBA Erdoğan, partisinin MYK toplantısında kapıların mültecilere açılmasını yorumladı: Avrupa’yı İdlib’e bağladık Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin MYK toplantısında mülte toplantısında İdlib’deki gelişmeler masaya yatırıldı. Türkiye’nin şu anda Suriye’de sahada ve cilere kapıların açılmasıyla ilgi masada güçlü olduğunu savu li olarak “Atina’yı ve Avrupa’yı emine nan Erdoğan, NATO’yu eleştirdi. doğrudan İdlib’e bağladık. Ar kaplan Erdoğan’ın, “NATO üzerine dü tık Suriye’deki durumun farkı şeni yapmıyor. Söylem var ama na vardılar. Rejim, saldırılarını sür eylemde bir şey yok. Mesele para me dürdüğü müddetçe Kapıkule’den selesi değil. NATO askeri destek sağ Avrupa’ya geçişler olacaktır” de lamadığı sürece güvenli bölge olmaz. di. NATO’nun askeri desteği olma Bu olayın büyümesinin nedeni NA dan güvenli bölgenin mümkün olma TO ve Avrupa’nın bizi Suriye’de yal dığını belirten Erdoğan, Türkiye’nin nız bırakması. Bugün yapacaklarını “bölgede 100 yıl önce eksik bırakılan bundan 3 yıl önce yapsalardı bu den noktada” durduğunu söyledi. li bir göç sorunu olmayacaktı” dedi AKP’nin önceki gün yapılan MYK ği öğrenildi. Türkiye’nin bölgede 100 yıl önce eksik bırakılan noktada durduğunu kaydeden Erdoğan, Türk milletinin her zaman kendi göbeğini kendisinin kestiğini, şimdi de öyle yapacaklarını söyledi. Kılıçdaroğlu’na tepki Toplantıda CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Şehitler Tepesi’yle ilgili açıklamalarına tepki gösteren Erdoğan, “Milletin medeniyet tasavvurundan nasibini almadığı için bilmiyor. Bu cahillik değil hainlik” dedi. Toplantıda, mültecilere sınır kapılarının açılması da değerlendirildi. Erdoğan’ın “Atina’yı ve Avrupa’yı doğrudan İdlib’e bağladık. Artık Suriye’deki durumun farkına vardılar. Suriye’de savaş devam ettiği, Esad saldırılarını sürdürdüğü müddetçe Kapıkule’den Avrupa’ya geçişler olacaktır. Türkiye sahayı bırakmayacak. Bahsettiğimiz şekilde bir güvenli bölge oluşturmak orada siyasi hedefimiz. Bunu yaptığımız zaman Suriye’de çözümü kolaylaştırmış olacağız. Oradaki ateşi düşürecek çalışmayı yaptığımız zaman, zaten o bölgede toprak bütünlüğünü sağlayarak yeni bir anayasal rejimle yola devam etmek mümkün hale gelmiş olacak” görüşünü savundu. l ANKARA MHP Genel Başkanı Bahçeli, İdlib ile ilgili kendisine yönelik tepkilere şöyle yanıt verdi: Koşarak cepheye giderim MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İdlib ile ilgili kendisine yönelik tepkilere, “Görev düşsün, ihtiyaç olsun, bayrağımı alır, silahımı kuşanır, besmelemi çeker koşa koşa cepheye gider, mevziye girerim. Hodri meydan, ayı gelirse gelsin, göreceği sadece ve sadece bozkurt ruhunun dirilişi ve kahramanlığıdır” dedi. Bahçeli, Türk askerine yapılan saldırıyla ilgili “tazminatın da gündeme gelmesi gerektiğinin” altını çizdi. Bahçeli, grup toplantısında özetle şunları söyledi: Kurt yediği ayazı unutmaz: Alçak Esad ve ahlaksız destekçileri kanımızı dökmüştür. Kurt kışı geçirir geçirmesine ama yediği ayazı unutmaz. Bu alçak saldırının içinde Suriye, İran, Rusya vardır. Türk askerinin kanı bu husumet cephesi tarafından dökülmüştür. Bize namlu çeviren, delik deşik edilmeye müstahaktır. Alınacak intikamımız vardır. Gaye vatandır, gaye sınır, toprak ve insan güvenliğidir. İdlib’den geri çekilirsek eninde sonunda Hatay’dan olmamız kaçınılmazdır. Böyle olursa Suriye’deki kaosun Anadolu’ya ithali de mukadderdir. Bu savunmayı yapamazsak, Anadolu’yu teslim ederiz. Atatürk’e kulak ver: (Sputnik’in haberi üzerine) Şimdi “Çalınan şehir Hatay” diye haberler yapılmaktadır. Bu mütecaviz bir Moskov oyunudur. Kim Hatay’a göz dikiyorsa, o gözü oyarız, kim el uzatıyorsa, o eli kökünden keseriz. Hatay’ı tartışmaya açmak, cinayettir. Sayın Kılıçdaroğlu, bize değil, aziz Atatürk’e kulak ver. Bizi duymuyorsan bari Atatürk’ü duy, bari muhterem hatırasına riayet et. Peskov, halt etmiştir: Bugün İdlib’de Rusya ikili oynamaktadır. İran arkadan dolaşıp ateş etmektedir. 5 Mart’ta Cumhurbaşkanımızla Putin’in yapacağı planlı görüşme çok mühimdir. Soçi Mutabakatı’nı ihlal eden taraflar arafta değil açıktadır. Kremlin Sözcüsü Peskov, bize göre halt etmiştir. Putin ne derse desin, kahramanlarımızın bölgede kasıtlı olarak hedef alındığı barizdir. 27 Şubat’ta rejim uçaklarının arasında bal gibi, buz gibi Rus uçakları da vardı ve ölüm saçmışlardı. Kimi kandırıyorlar? Putin’in varmak istediği yer neresidir? Esad’ın fişini Putin çekecek: 16 Temmuz 2018’de Trump ile Putin’in Helsinki’de buluşup Türkiye ve bölge ülkelerinin aleyhine hangi başlıklarda anlaşıp görüş birliğine vardıkları hâlâ sırdır, esrarını korumaktadır. ABD’nin, Rusya’nın stratejik hedeflerinden, Rusya’nın ABD’nin silindir amaçlarından habersiz olması teoride bile abesle iştigaldir. Esad’ın son kullanım tarihi dolduğunda ilk önce fişini Putin çekecektir. Emin olunuz, eğer biz gitmezsek bir gün mutlaka onlar gelecekler. Biliniz ki kan ve bal kokusu bir ayıyı çılgına çevirecek, zincirlerinden kopuşuna neden olacaktır. Hodri meydan, ayı gelirse gelsin, göreceği sadece ve sadece bozkurt ruhunun dirilişi ve kahramanlığıdır. l ANKARA / Cumhuriyet iğneli fırça zafer temoçin TBMM’DE KAPALI İDLİB OTURUMU TBMM Genel Kurulu, İdlib’de yaşanan gelişmelerle ilgili olarak dün kapalı oturum yapılması için toplandı. Kapalı oturumda, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Suriye ile ilgili gelişmeler konusunda 30’ar dakikalık konuşma yaparak bilgi verdi. Daha sonra siyasi parti gruplarına da 30’ar dakikalık süreyle konuşma hakkı verildi. Toplantıda Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli, HDP Eş Genel Başkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan hazır bulundu. Baş ve Atay terk etti Genel kurulda yalnızca yeminli stenograflarla işitme engelli kavaslar görev yaptı. TBMM Başkanı Mustafa Şentop, TBMM İçtüzüğü’nde bakanların kapalı oturuma katılmasıyla ilgili olarak boşluk olduğunu, siyasi partiler arasında bu konuda en kısa sürede düzenleme yapılması konusunda mutabakat sağlandığını söyledi. Kapalı oturuma itiraz eden TİP milletvekilleri Erkan Baş ve Barış Atay, itiraz taleplerinin reddedilmesi üzerine genel kurulu terk etti. Baş, “Neyi kimden saklıyorsunuz? Ölen yoksul emekçi çocukları ne konuşulduğunu da bilmeli” ifadelerini kullandı. Yumruklaşmalar yaşandı 6.5 saat süren oturumda zaman zaman tansiyonun yükseldiği belirtildi. Genel kurulda iki defa yumruklaşmaya varan kavga çıkması nedeniyle ara verildi. Bakan Akar, gazetecilerin, oturumun nasıl geçtiği sorusuna, “Biz sahadaki olanları anlattık, sorulara cevap verdik. Yararlı olduğunu değerlendiriyorum” yanıtını verdi. l ANKARA İstanbul’da ‘Savaşa Hayır’ demek yasak! ELİF UZUNEL İstanbul Valiliği, “Savaşa Hayır” konulu miting, yürüyüş, basın açıklaması, imza kampanyası düzenlenmesini, afiş asılmasını, çadır ve stand kurulmasını 10 Mart Salı günü saat 23.59’a kadar yasakladı. Yasaklamanın gerekçesinde “Savaşa hayır konulu eylem ve etkinlikleri gerçekleştirecek grup/şahıslar ile yurttaşlarımız arasında sözlü ve fiziksel provokasyon amaçlı olayların olabileceği” ifadesi kullanıldı. Hukukçular yasak kararını “ifade hürriyetini engellemeye yönelik olağanüstü hal rejimi uygula ması” olarak değerlendirdi. Hukukçulardan tepki Cumhuriyet’te konuşan hukukçular valiliğin yasak kararına tepki gösterdi. İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, “Valiliğin böyle bir yetkisi yoktur. Valilik özellikle toplantı ve gösteri yürüyüşleriyle ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına aykırı işlemler yapıyor. Bu tür kararları ifade hürriyetinin engellenmesine yönelik bir çaba olarak görüyorum” ifadelerini kullandı. Avukat Celal Ülgen de İstanbul Valiliği’nin kararını “olağanüstü hal rejimi uygulaması” olarak değerlendirdi. Ülgen, şöyle konuştu: “Birileri kendinizi bu kadar özgür sanmayın mı demek istiyor? Bilindiği gibi 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/C maddesi 2018 yılında çıkarılan 7515 sayılı 1. Maddesi ile valilere olağanüstü sayılabilecek yetki verilmişti. Biraz daha açık söylemek gerekirse olağanüstü hal ilanına gerek kalmadan her valinin kendi bölgesinde olağanüstü hal ilan edebileceği bir yasal altyapı oluşturulmuştu. Bu yasanın şimdi uygulamalarını görmekteyiz.” l İSTANBUL Yeni Eş Genel Başkan Sancar, grup toplantısında ilk konuşmasını yaptı HDP, ‘demokrasi ittifakı’nda ısrarlı HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Gelin demokrasi ittifakı kuralım” çağrısı yaptı. HDP Eş Genel Başkanı Sancar seçilmesinin ardından dün TBMM’de partisinin grup toplantısında ilk konuşmasını yaptı. Sancar, konuşmasında Selahattin Demirtaş’a atıf yaparak, “Bütün parti çalışanlarımız gibi yüksek özveri ile bu görevi uzun süre yürüttü. Kendisi öğrencimken benden çok şey öğrendiğini söyledi. Şimdi ben onun öğrencisi olmaya adayım. Onun siyaset tecrübesinden, kendisini bir hoca olarak görüp yararlanacağım. Şimdi o benim hocamdır” dedi. İlk konuşmasında demokrasi ittifakı kurulması çağrısı yapan Sancar, “Muhalefet partileri sorumluluklarını yerine getirmezse, çağrımız onların tabanına ve bizim tabanımızadır. Hiçbir partiye sıcak bakmayan bütün iyi insanlaradır. Gelin buluşalım, bu gidişa ta hep birlikte son verelim. Eşit ve özgür, birlikte yürüyelim. Savaş ve talan politikalarını, yalanı, kanı ancak bu şekilde durdurabiliriz” diye konuştu. İdlib’de 34 askerin şehit olduğu saldırıya değinen Sancar, “Ölen her insan bizden bir parça alıp götürüyor. O acı bizim yüreğimizde. Ölen her bir askerin ailesine sabır ve başsağlığı diliyoruz. Bugün yurttaşlar soruyor, Suriye’de ne işimiz var” ifadelerini kullandı. ‘Avrupa kapıları açmalıdır’ Savaşın ağır bedelini ödeyenler arasında başta sığınmacıların geldiğini belirten Sancar, “Mülteci sorunu insanlık sorunudur. Mültecileri pazarlık malzemesi olarak ölüm yolculuğuna sürmek vicdansızlıktır. Mültecilere Avrupa’daki bütün ülkeler kapılarını açmalıdır” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet yeni MYK üyeleri belirlendi HDP’de 23 Şubat’ta yapılan 4’üncü Büyük Olağan Kongre’nin ardından ilk toplantı Eş Genel Başkanlar Pervin Buldan ve Mithat Sancar başkanlığında yapıldı. Siyasal gelişmeler ve yeni dönemdeki çalışmaların ele alındığı toplantıda, partinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri de belirlendi. HDP MYK’de şu isimler yer aldı: “Alican Önlü, Alp Altınörs, Ayşe Acar Başaran, Celalettin Can, Cengiz Çiçek, Ebru Günay, Feleknas Uca, İlknur Birol, Garo Paylan, Hüseyin Taka, Mahfuz Güleryüz, Ferhat Encü, Musa Piroğlu, Naci Sönmez, Sultan Özcan, Ömer Önen, Özlem Gündüz, Salim Kaplan, Samet Mengüç, Serhat Aktumur, Sevim Akdağ, Sevtap Akdağ Karahalı, Veli Saçılık, Şaziye Köse, Tayip Temel, Tülay Hatimoğulları Oruç, Tuncer Bakırhan, Ümit Dede ve Emin Orhan.” l İç Politika Sığınmacıların sığamadığı bir dünya Tankların, tüfeklerin, tabancaların plastik oyuncaklarını yapan... Bu oyuncakları, gözünü açar açmaz çocuklarının eline tutuşturan.... Ve bu yaptığı şeyin ne anlama geldiği üzerine zerre kadar düşünmeyen... Bu yaptığı şeyin kaçınılmaz sonuçlarından zerre kadar endişe etmeyen... Bu yaptığı şeyden zerre kadar utanmayan bir insanlığın parçasısınız. Ve kim olduğunuzu hiç düşünmeden... Nerede hata yaptığınızı sorgulamadan... Olan bitenler arasında neden sonuç ilişkisi kurma sorumluluğu taşımadan... Ekranlarda, savaşın hırpaladığı çocukları seyrediyorsunuz. Kahroluyorsunuz. Suların içinde çırpınan... Annesinin kucağında ağlayan... Çamurlara bulanan... Korkuyla yaşayan... Ölmesine ramak kalan... Bir savaşın içine doğan ve gelecekte muhtemelen başka savaşların içine çocuklar doğuracak olan o çocukların başlarına gelenler karşısında kendinizi çaresiz hissediyorsunuz. Siz bu yazıyı okurken biliyorsunuz ki aynı anda; Küçük bir çocuk denizin ortasındaki lastik bir botta korkudan hıçkırmakta. Bir diğeri annesinin elini sıkı sıkı tutmuş, çamurlara bata çıka sınır boyunca karanlık bir dünyada yürümekte. Az önce bir başka çocuk derenin buz gibi sularına düştü. Ve bir başkası hayatta kalırsa ömür boyu unutamayacağı korkunç bir düş gördü. Şu anda siz bu yazıyı okurken... Ve ülkenizdeki sığınmacıları uluslararası ilişkilerde siyasi bir koz olarak kullanan iktidarın insanlıktan uzak siyasi ahlakına öfke püskürtürken... Ve onları kendi ülkelerine geçemesinler diye öldüresiye hırpalayan komşu ülkedeki iktidarın vahşiliğine de küfürler ederken... Bin yıllık bir çark, çocukları, kadınları, erkekleri ezerek bildiği, alıştığı ve güvendiği gibi dönüyor. O çok kıymetli olan ve hiçbir işe yaramayan vicdanınızın, ahlakınızın ve adaletinizin üzerinden silindir gibi geçiyor. Çünkü; Olan bitene üzülen ve olan bitene üzülmeyenleri kalpsiz birer faşist belleyen siz bile... Üzerinde doğduğunuz bu topraklar ezelden beri sizin ve ebediyen de sizin kalacak zannediyorsunuz. Sınırlara itirazınız yok. Silahsızlanma talebiniz yok. Tüketim kültürünü reddedesiniz yok. Savaşın haklısı ve haksızı olabileceğine inanıyorsunuz. Fetih diye anlatılan istila hikâyeleriyle süslenmiş bir tarihe derin bir kuşkuyla bakmak aklınıza gelmiyor. Kurtuluş Savaşı’nın bir kahramanlık değil, hayatta kalma mücadelesi olduğunu unutuyorsunuz. Sizin soyunuzun hayatta kalmasının ağır bedellerini sadece kendi atalarınızın değil, başkalarının atalarının, hatta torunlarının da en ağır şekilde ödediğini yeterince önemsemiyorsunuz. Çocuklar kaç nesildir okullarda dedelerinin “Yunan’ı denize döktüğünü” öğrenerek eğitiliyor; Ermenileri, Yahudileri, Çingeneleri aşağılayan tekerlemeler söylemeyi neşeli bir oyun zannederek büyüyor; Beyinlerin savaş fikrine daha küçücükken aşılanması sizi yeterince ürkütmüyor. Aklınız, silahsız bir dünyayı hayale dair makul sandığınız itirazlarla mühürlü. Küstah devletlerin kurulmadığı, değerlerin parayla belirlenmediği, güçlülerin zayıfları hırpalamadığı, kutsalların korkusuzca sorgulandığı bir düzende hayatta kalınmaz sanıyorsunuz. Sığınmacıları hiçbir yere sığdıramayan şu vahşi dünyada yaşanana da hiç gocunmadan “Hayat” diyorsunuz. Ekranlarda gördüğünüz o vahşette, farkında değilsiniz ama başkalarının değil, aslen kendi karanlığınızı izliyorsunuz. HDP’lilere engelleme HDP’li meclis üyeleri, kayyım atanan Şırnak’ın Cizre ve İdil belediyeleri ile Mardin’in Nusaybin belediyesinde her ay düzenlenen olağan meclis toplantılarına katılmak istedi. HDP’lilerin belediyelere girişleri “Belediye başkanı (kayyım) davet etmedi” gerekçesiyle engellendi. HDP’liler de bunun üzerine Yazı İşleri Müdürlüğü’ne toplantıya alınmadıklarına ilişkin tutanak tutturdu. l İç Politika AKP’de silahlı kavga Van’ın Başkale ilçesinde, deprem nedeniyle köylere giden AKP İlçe Başkanı Muğdat Saruhan ve yapılacak kongrede aday olacak Orhan Caner arasında çıkan tartışmada silahlar çekildi. Darp edilen başkan adayı Orhan Caner hastaneye kaldırıldı. l Haber Merkezi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear