25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr TASARIM: SERPİL ÜNAY 11 4 MART 2020 ÇARŞAMBA Ekim 2019’da yüzde 8.55’e kadar düşen yıllık enflasyon, geçen ay yüzde 12.37’ye yükseldi Gıdaya zam sürüyor Şubatta, aylık genel enflasyon yüzde 0.35, gıda enflasyonu ise yüzde 2.33 arttı. Gıdada yıllık fiyat artışları da yüzde 10.58’e çıktı. Enflasyon hem aylık hem yıllık olarak artmaya devam ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun “Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), Şubat 2020” raporuna göre, tüketici enflasyonu şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 0.35, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 1.71, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12.37 arttı. 12 aylık ortalamalara göre artış yüzde 13.94 oldu. Açıklanan sonuçlar aylık enflasyonun artış hızının yavaşladığını gösterse de, yıllık oranın yükselmeye devam ettiğini ortaya koydu. Geçen yılın ekim ayında yüzde 8.55’e kadar düşen yıllık enflasyon, şubatta yüzde 12.37 ile son 6 ayın en yüksek değerine ulaştı. 248 maddede artış var TÜİK’in verilerine göre, Şubat 2020’de, endekste kapsanan 418 maddeden, 146 maddenin ortalama fiyatında düşüş olurken, 24 maddenin ortalama fiyatında değişim olmadı. 248 maddenin ortalama fiyatında ise artış yaşandı. Ana harcama grupları açısından en yüksek aylık artış yüzde 2.33 ile gıda ve alkolsüz içecek te görüldü. Sağlıktaki yüzde 2.03’lük artış da dikkat çekti. Alkollü içki ve tütün ile giyimdeki gerilemeler ise aylık artışı sınırladı. Şubatta, aylık olarak en çok fiyatı artan ürün yüzde 44.1 ile kabak olurken, en çok fiyat düşüşü yüzde 12.6 ile erkek kazağında görüldü. ‘Kira’ yüzde 0.81 Yine şubat ayında çekirdek enflasyon (enerji, gıda ve alkolsüz içecekler, alkollü içkiler ile tütün ürünleri ve altın hariç) TÜFE ise aylık olarak yüzde 0.08 azalırken, yıllık olarak yüzde 9.97’ye yükseldi. Öte yandan, özel kapsamlı TÜFE göstergeleri içinde olan kirada, aylık enflasyon yüzde 0.81 artarken, yıllıkta da yüzde 10.11’e yükseldi. Uzun yıllardır süren enflasyon hedeflemesi kapsamında Yıllık TÜFE hedefi yüzde 5 olan Merkez Bankası, 2020’nin ilk çeyreğinde yılık enflasyonun yüzde 12 civarında seyrettikten sonra düşüşe geçeceği ve yılı yüzde 8.2’de bitireceğini tahmin ediyor. Birçok ekonomistin yıllık enflasyonla ilgili tahmini ise yüzde 10’un üstünde bulunuyor. l Ekonomi Servisi Üreticide aylık artış yüzde 0.5 TÜİK’in “Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi (YÜFE), Şubat 2020” çalışmasına göre üretici enflasyonu şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 0.48, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 2.33, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9.26 arttı. Bu kapsamda sanayinin dört sektörünün yıllık artışları, madencilik ve taşocakçılığında yüzde 12.26, imalatta yüzde 8.52, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 19.24 ve su temininde yüzde 5.27 oldu. ‘Merkez faizi düşürmemeli’ Altınbaş Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Emre Alkin, enflasyon verileri beklenenden düşük çıksa da henüz tek hane enflasyon beklentisi oluşmadığına dikkat çekti. Enflasyondaki gelişmelerin Merkez Bankası yönetiminin son zamanlardaki açıklamalarıyla pek uyuşmadığını ifade eden Alkin, “Bu rakama bakarak Merkez Bankası’nın faiz indirmesi pek mümkün değil. Daha açık söyleyeyim: Faiz indirimi kesinlikle yapmamalı” dedi. Patron da isyan etti ING, Türkiye’den çekilecek iddiası İtalyan Unicredit’in Yapı Kredi’deki paylarını azaltmasının, HSBC’nin ise Türkiye’den çıkmayı düşündüğü iddalarından sonra bir yeni iddia da ING Bank için geldi. Bloomberg’ün konu hakkında bilgi sahibi kaynaklara dayandırılan haberine göre, Hollandalı ING Grubu, Türkiye birimini satmaya hazırlanıyor. Kaynaklar, bankanın potansiyel alıcılar ile görüşme yaptığını söyledi. Görüşmeler kapsamında yerli bir rakiple masaya oturulduğu belirtiliyor. Ancak, satış için nihai karar henüz verilmedi. ING yetkilileri ise konu hakkında açıklamada bulunmadı. 2008’de faaliyetlerine başlayan ING Bank Türkiye, 63 ilde toplam 219 şube ile faaliyet gösteriyor. 2019 sonunda konsolide aktif toplamı 65.4 milyar TL, vergi öncesi kârı ise 1 milyar 976 milyon TL idi. Öte yandan, geçen ay Reuters’a konuşan kaynaklar, HSBC’nin Türkiye’den çıkmayı değerlendiğini iddia etmişti. Yapı Kredi’nin İtalyan ortağı Unicredit de Yapı Kredi’deki paylarını azaltmıştı. l Ekonomi Servisi Migros 120 mağaza açacak Migros, 2019’da 492 milyon lira zarar açıkladı. Yabancı para cinsi yüksek borcu bulunan şirketin bilançosu, kur hareketlerinden etkileniyor. Şirket 2018’de de 836 milyon lira zarar etmişti. Migros’un önceki akşam Kamuyu Aydınlatma Platformu’na bildirdiği finansal sonuçlarına göre, 2019’da finansman giderleri 1.26 milyar lira, hasılatı ise yüzde 24 artışla 23. 2 milyar lira oldu. Şirketin yaptığı yazılı açıklamaya göre ise, satışlar son 3 yılda yüzde 110 arttı. Buna göre, 2016’da 11 milyar TL olan satışlar, 2019’da 23.2 milyar TL oldu. 2019’da 137 yeni mağaza açarak toplam mağaza sayısını 2 bin 198’e çıkartan şirket, bu yıl ise 120 yeni mağaza açmayı planlıyor. l REUTERS MUSTAFA ÇAKIR Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası Başkanı İmran Okumuş, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu tarafından geleneksel hale gelen “sohbetlerin” konuğu oldu ve akaryakıt sektöründeki sorunları anlattı. Türkiye’de akaryakıt fiyatlarının çok yüksek olduğunu söyleyen Okumuş, bunun vergilerin yüksek olmasından kaynaklandığını hatır Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası Başkanı İmran Okumuş, akaryakıt vergilerinin yüksekliğinin kayıt dışılığa yol açtığını söyledi. lattı. Bu nedenle 10 numara yağ gibi usulsüzlüklerin cazip hale geldiğine işaret eden Okumuş, sektördeki en büyük sorunu vergi kaçakçılığı olarak tanımladı. Birkaç hafta önce Hazine ve Maliye Bakanlığı ile görüştüklerini anlatan Okumuş, “En büyük sorun KDV. Bunun ÖTV’ye da hil edilmesini istiyoruz” dedi. Bakanlara Hazine’nin “hırsızlıkla soyulduğunu” anlattıklarını söyleyen Okumuş, geçen yıl 2.7 milyon ton satılmadan faturalandırılan kaçak motorin olduğunu belirtti. “Bu, toplamın yüzde 12’si kadar. Bunun parasal karşılığı 15 mil yar lira” dedi. Okumuş, sorunların çözümü için de KDV, ÖTV’ye dahil edilerek kaldırılsın, yazar kasa, otomasyon, pompa, 3’ü birlikte çalışmalı. Dağıtım şirketleri arasındaki ticarete düzenleme getirilsin” önerilerinde bulundu. l ANKARA İmran Okumuş Dış ticaret açığı yüzde 72.86 arttı Ticaret Bakanlığı’nın resmi olmayan geçici dış ticaret verilerine göre, şubatta ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2.31 artarak 14 milyar 655 milyon dolar, ithalat yüzde 9.93 artışla 17 milyar 651 milyon dolar oldu. Genel Ticaret Sistemi (GTS) dikkate alındığında, dış ticaret açığı yüzde 72.86 artışla 2 milyar 996 milyon dolar seviyesine yükselirken, dış ticaret hacmi de bu dönemde yüzde 6.34 artışla 32 milyar 306 milyon dolar olarak belirlendi. İhracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 89.2 iken yüzde 83’e düştü. Yılın ilk 2 ayında ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4.31 artarak 29 milyar 414 milyon dolara, it halat yüzde 14,39 artarak 36 milyar 858 milyon dolara yükseldi. Şubatta en fazla ihracat, 6 milyar 671 milyon dolar ile hammadde (ara mallar) grubunda yapıldı. Bunu sırasıyla 6 milyar 168 milyon dolarla tüketim malları ve 1 milyar 765 milyon dolarla yatırım (sermaye malları) izledi. l Ekonomi Servisi Piyasalara G7 ve FED moral verdi Küresel mali piyasalar, G7 ülkeleri maliye bakanlarının güçlü sürdürülebilir büyümeyi sağlamak ve hızla yayılan koronavirüsün neden olduğu aşağı yönlü risklere karşı korunmak için tüm uygun politika araçlarını kullanacaklarını açıklamasıyla dün nefes aldı. ABD Merkez Ban kası Fed’in politika faizini 50 baz puan indirerek yüzde 11.25 arasına indirmesi de bu morali güçlendirdi. Yaşanan bu gelişmeler Türkiye’deki mali piyasaları da etkileyerek dolar/ TL’nin akşam saatlerinde 6.0350 liraya kadar çekilmesine neden oldu. Do lar/ TL dün 6.05006.22 arasında aşağı yönlü dalgalandı. Borsa İstanbul (BİST) 100 Endeksi ise, hızlı bir yükseliş yakaladı. Gün içinde 108 bin 910111 bin 207 puan arasında hareket eden BİST 100 Endeksi günü yüzde 3.63 artışla kapattı. l Ekonomi Servisi Çanta çanta altın dönemi başlatıldı Yolcu beraberinde en fazla 5 kilogram “standart işlenmemiş altın” yurda getirilebilecek. Bu kapsamda, “Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ”deki değişiklik ve “Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar” dünkü Resmi Gazete’de yayımlandı. Düzenlemeyle bu hakkı hem Türk vatandaşları hem yabancılar kullanabilecek. Kararı yorumlayan Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Kamar, “Yeni düzenleme ile güç kazandık. Düzenlemenin bir yıl sonra mücevher ihracatımıza milyar dolarlık katkı sağlayacağına, bu katkının da yıllar içinde artacağına inanıyoruz” derken, İstanbul Ticaret Odası Kuyumcular Komitesi Başkanı Erhan Hoşhanlı, şu bilgiyi verdi: “En önemli maksat, Türkiye’ye alışveriş için gelen diğer ülke vatandaşlarının, işlemlerinde daha kolay temin ettikleri altını, değişim aracı olarak kullanmalarını sağlamak ve ticareti kolaylaştırmaktır. Standart altınların yolcu beraberi getirilmesi şartı bu uygulamayı zorlaştıracak ve sınırlayacaktır.” Adrese teslim gibi Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan altın piyasası uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk de, düzenlemenin uzun zamandır sektör tarafından beklendiğini, Londra Metal Borsası sertifikalı standart işlenmemiş altın tanımının bugüne kadar yaşanan sorunları çözeceğini belirtti. Yıldırımtürk ayrıca, yatırım karşılığı vatandaşlık uygulamasını hatırlatarak bu altınların yeni bir ödeme aracı yöntemi olarak değerlendirilebileceğini söyledi. Ekonomist Uğur Civelek ise kararın nedenlerinin zamanla ortaya çıkacağını, ilk bakışta adrese teslim bir tasarım gibi göründüğünü vurguladı. Civelek, “Altın getirmek isteyen vardı da engel mi olundu” diye sordu. l Ekonomi Servisi / AA Futbolda şiddet, her yerde şiddet Kapitalizm, iki dünya savaşı ve derin bir kriz sonrasında uzun süreli bir durgunluk aşamasından geçiyor. Amerikan ekonomisinin hegemonik gücü altındaki küresel ekonomi bir yandan teknoloji yatırımlarında ve üretkenlikte kayıplarla yüzleşirken, diğer yandan da siyasi, kültürel ve sosyal dışlanma, ötekileştirme ve cinsiyet, etnik köken veya köktendinciliğe dayalı şiddeti yaşamakta. “İdeolojilerin sonu”, “medeniyetler çatışması”, “alt kimlik üst kimlik” gibi kavramlar, tam da bu dönemde iktisat dünyasının teknik terimlerinin yanında yer almaya başladı. 20. yüzyılın son küreselleşme dalgası ile birlikte sertleşen rekabet koşulları, çokuluslu şirketleri artık daha ucuza işçi çalıştırabileceği yeni üretim merkezleri aramaya itmişti. Dünyanın fabrikaları giderek dünyanın ucuz emek cennetlerine, Çin’e, Hindistan’a ve Latin Amerika ülkelerine kaymaktaydı. Bu süreçte İngiltere odaklı 19. yüzyılın kapitalizminin ayırt edici unsuru olan sanayi işçisi, yerini artık taşeronlaştırılmış, marjinalleşmiş ve çoğunlukla da çocuk, kadın ve gitgide kayıtsız göcmen işçiliğine dayalı “enformel” üretim biçimlerine bırakmış durumdaydı. Böylece Batılı sanayileşmiş ülkelerde işsizlik ve gerileyen (bastırılan) ücretler giderek derinleşen bir sorun haline dönüşürken, azgelişmiş ülkelerde asgari geçimlik düzeyinde çalıştırılan ve her an işini kaybetme korkusu yaşayan milyonlarca yeni iş merkezleri yaratılıyordu. Bu dönemeçte futbol da artık “endüstriyel” bir piyasa yatırımına dönüştü. “Forma renkleri” yerini giderek piyasaların çıkar dünyasının parasal renklerine bıraktı; formalar, şortlar, stadyumlar, futbol liglerinin adları bir çırpıda sponsor firmaların ve ulusötesi şirketlerin adları ile anılır oldu. Bir yandan da futbolun (ve her sporun) özünde olan dostça rekabetin yerini işsiz, umutsuz ve dışlanmış kitlelerin tepkilerini dışa vurabileceği kitlesel arenalar almaya başladı. Futbolda gittikçe yükselen şiddet eğilimini açıklayan unsurlar doğrudan doğruya günümüzün çarpık sanayileşme ve giderek bozulan gelir dağılımının bir yansıması olarak ortaya çıktı. HHH Ancak futbolda (ve her yerde) şiddetin bir de yerel, Türkiye, boyutu var kuşkusuz. Bütün genellemeleri ve tarihsel gerçekleri bir anda anlamsızlaştıran, Türkiye’ye özgüllüklerinden bahsediyorum. Betonlaştırılmış kent coğrafyalarında hüküm süren kasabalılık kültürünün yoz değerlerinin artık kanıksanmış bir norm haline geldiği; vasatlığın ve lümpenliğin karşılıklı hoşgörü ve yurttaş olma hakkına dayalı bilincin yerini aldığı; sinemada, televizyonda, üniversite koridorlarında, siyaset meydanlarında, kısaca sosyal yaşamın her alanında, ötekeleştirmeye dayalı “biz ve onlar” ayırımcılığının yüceltildiği işgal altındaki Türkiye... Bu Türkiye’nin kabaca son yirmi yılda adım adım örüldüğü bir gerçeği de eril (maskülen) erkek kabadayılığına dayalı yaşam tarzı olagelmekte. Geçen hafta DuvarEnglish sitesinde Nevşin Mengü’nün betimlemeleriyle toksik erilliğe dayalı lümpen kabadayı geleneği Türkiye’nin her alanını esir almış durumda; tıpkı toksik nitelikli bir virüsün adım adım tüm sağlıklı bünyeyi ele geçirmesi gibi. Gene Nevşin Mengü’nün tanımlamalarıyla, AKP ideolojisinin pompaladığı erkek egemenliğine ve kabadayılığa dayalı bu İslamcılık / Türkçülük bileşeni ve bu bileşen içerisinde sokağa ve yaşama hâkim, sert ve gerektiğinde dosdoğru kaba erkekler ve bunun yanında evinin huzurunu sağlamakla görevli sessiz, uyumlu, yaşamını ailesinin hizmetine adamış kadınlar bir arada. Bu sonrakilerin sokakta, sosyal yaşamda, eğitim dünyasında yerleri yok, onlar kabadayı topluluğunun sessiz destekçileri olmaya koşullandırılmış. Kutsal metinler, hadisler, fetvalar zaten hep bunu emretmekte. Toksik erillik “Yeni Türkiye rejiminin” ana karakterini oluşturmakta. Nitekim, futbol “arenaları” da işte bu şiddet uzantısının coğrafi mekânlarından başka bir şey değil artık. KISA... KISA... l Merkez’in Olağan Kurul’u 20 Mart’ta: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Olağan Genel Kurul toplantısı 20 Mart Cuma günü saat 15.00’te Ankara İdare Merkezi Konferans Salonu’nda düzenlenecek. l Gazprom’dan indirim: Bulgaristan’a doğalgaz temininde tekel konumundaki Rus enerji şirketi Gazprom, bu ülkeye sattığı gazın fiyatında yaklaşık yüzde 40 indirime gitti. İndirimli fiyatların geçmişe dönük, 5 Ağustos 2019’dan itibaren geçerli olacağı aktarıldı. l EPDK’de başkan değişmedi: Görev süresi dolan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Mustafa Yılmaz, başkanlığa yeniden atandı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear