26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 11 ARALIK 2020 CUMA HABER Cumhuriyet adliye koridorlarında Daha ‘R’ demeden bitti Bazı konular vardır ki üzerine ciltler dolusu yazı yazana kadar, sadece tek bir hadiseyi hatırlatmak ya da o hadiseye ait kısacık bir video klip göstermek yetebilir. Geçen hafta sonu yaşanan ve her ikisi de iktidar propagandası niteliğindeki iki törenden görüntüler, bunlara tipik birer örnektir. Biri “yerli üretim” diye millete yutturulmak istenen bir helikopter motorunun tanıtım töreniydi. Hani şu, ünlü “Benzinsiz Devrim Otomobili” rezaletine benzeyen olay. Motor çalıştırılamayınca, panik içinde “Sabote ediyorlar. Başaramayacaklar...” diye bağırış çağırışların yaşandığı töreni kastediyorum. Bir diğeri de insana durup dururken “İstanbul’dan Kalktı Tren / Maltepe’de Yaptı Fren” diye beste bile yaptıracak kadar trajikomik “Çin’e tren katarı yollayacaktık ama...” hadisesi. Hükümetin, bir aydır kamuoyuna pompalamaya çalıştığı, belli ki “Seçime kadar bununla oyalar, eriyip gitmekte olan oylarımızın hiç olmazsa bir kısmını kurtarırız” amacına yönelik sahte reform söylemlerini ve bu söylem balonunun “pıt” diye patlayıvermesinin bir metaforudur yukarıda aktardıklarım. Neymiş efendim? Ekonomide, demokraside ve hukukta reformlar yapacaklarmış. Kim söylüyor bunu? 18 yıl önce devraldıkları Türkiye’yi on yıllarca geri götüren ve dünya sıralamasında ülkeyemillete her alanda “nal toplatan” bir beceriksiz siyasi iktidar ve yandaşları. Derken, daha “R” harfinde kendi kendini imha eden bir sözde “Reform” süreci başladı. Ekonomide, yine milletten gizlenen ve “fabrikasyon TÜİK verileri ile yutturulmaya çalışılan” enflasyon, büyüme ve işsizlik üzerinden, zaten sıfırlanmış güven ve itibarı sıfırlama çabaları mı istersin? Sağlık Bakanlığı’nın ısrarla gizlediği korona ölümleri mi? Siyasette, “mafya çeteleri ile kol kola (ne reform ama?) görüntülerden” bir demet mi verelim? Hukuk ve adalet alanında, ayaküstü sorulan bir soruya “O adam terörist. Asla bıraktırmam” mealinde ayaküstü “mahkeme kararı yazım (yazdırma?) törenleri” mi? Belediye meclislerinde halkın büyük bir çoğunluğu ile seçilmiş “rakip partilerin” başkanlarına çelme takma egzersizleri mi? Her Allah’ın günü yeni bir örneği sergilenen, bir yandan pembe gözlük dağıtırken bir yandan da alenen “Biz asla değişmeyeceğiz. Ne reformu ulan?.. Devlet yönetmek kolay mı sanıyorsunuz? Bir gün siz gelirseniz iktidara, reform meform o zaman düşünürsünüz” beyanları. Gündemin üzerine asılmaya çalışılan altı harfli bir sözcükten oluşan neon ışıklı tabelanın, daha ilk harfinde, “R” harfinde elinizde patlayan ve dağılan bir yazısından söz ediyoruz. Çünkü demokrasi ile uzaktan yakından bir ilginiz yok. Çünkü bu ülkeyi sevmiyorsunuz. Çünkü bu ülkenin insanını sevmiyorsunuz. Çünkü bütün bildiğiniz şey, yandaşlarınızı pembe hayaller ile oyalayıp seçimden seçime oylarını alıp, vurgun düzeninizi sürdürmenin yeni yollarını ve yeni rant musluklarını icat ederek yola devam etmek. Ne ekonomide ne demokraside ne de hukuk alanında reform yapma kapasitesi ve hatta niyeti olan siyasi kadrolardan söz ediyoruz. Kimse umutlanmasın. Herkes ‘Anti Racist’, maşallah Salı gecesi Paris’te Başakşehir takımının bir teknik adamına karşı, hakemlerden biri tarafından yöneltilen “negro” sözcüğü, spor âlemini de dünyayı da ayağa kaldırdı. Toplu bir ırkçılık karşıtı gösteri ile dünyaya mesaj verildi. Öteki ülkeleri bilmem ama bizim memleketten de bir hayli yüksek sesle kınamalar geldi. Ama en ilginci, hayatlarını başka millet, ırk, din, mezhep, siyasetten insanların “katline” adamış azılı kafatasçı ırkçı faşistler bile bu koroya utanmadan katıldılar. Kendi etnik ya da dinsel, hatta mezhepsel aidiyetleri dışındakileri yok sayan, hatta bu uğurda kan dökmekten çekinmeyen faşistler de utanmadan tweet attılar. Daha yakın bir zamanda, ülkemizin “istenmeyen, sevilmeyen, yok edilmek istenen” halklarının futbol takımlarını bile tribünde ve sahada gırtlaklamaya kalkan, işine gelmediği her fırsatta “terörist” diye damgalayan, kendi ana dillerinde konuşmalarına bile tahammül edemeyen faşistler Pierre Webo ve Demba Ba gibi siyah oyuncularla kol kola veriyormuş rolü oynadılar. Gerçek ırkçılık, ayrımcılık, kafatasçılık ve faşizm karşıtları ise bu sahtekârlıkları yemediler tabii. Bir de ülkenin Cumhurbaşkanı’nın, anlaşılmaz biçimde Paris’te yaşanan olayı ayaküstü “Fransa’ya ve Fransızlara bağlaması” konusu var ki... Onu yorumlamaya bile kalkışmayacağım. “Tarihi bir talihsizlik...” deyip geçeyim de başıma durup dururken iş almayayım. Aytaç Ünsal tutuklandı Edirne’de önceki gün yurtdışına kaçarken yakalanan avukat Aytaç Ünsal Edirne F Tipi Cezaevi’ne gönderildi. DHKP/C terör örgütü üyesi olduğu iddiasıyla yargılanan Ünsal, 10 yıl 6 ay hapis cezası almıştı. Ünsal, başlattığı ölüm orucu sonucu 3 Eylül 2020’de yurtdışı yasağı tedbiri ile tahliye edilmişti. Dışişleri Bakanlığı’nda Suriye’ye yönelik planların tartışıldığı toplantıya ait ses kaydının “Süleyman Şah Bombası” manşetiyle haberleştirilmesiyle ilgili olarak gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya ve Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi İbrahim Yıldız’ın “gizli kalması gereken bilgileri açıklama” suçlamasıyla 2014 yılında yargılandıkları ve beraat ettikleri dava Yargıtay’ın bozma kararının ardından dün yeniden görülmeye başlandı. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya haberin yapıldığı 2014 yılında gazetemizin sorumlu yazıişleri müdürü olan Genel Yayın Yönetmenimiz Küçükkaya, eski Genel Yayın SAVCI, KÜÇÜKKAYA’NIN BERAATINI ISTEDI Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya, 1 Ekim 2019 tarihinde gazetemizde yayınlanan Ankara Tren Garı Yerleşkesinin Medipol Üniversitesi’ne devredilmesini konu olan habere ilişkin gazetemize gönderilen tekzip metninin yayınlanmadığı iddiasıyla da dün yargıç karşına çıktı. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Küçükkaya, söz konusu tekzibin 8 Ekim 2019’da yayınlandığını anlattı. Esasa ilişkin mütalaasını açıklayan duruşma savcısı ise dosyaya ibraz edilen 8 Ekim 2019 tarihli gazetede tekzip metnin yayınlandığını belirterek Küçükkaya’nın beraatini istedi. Katılan vekili ise mütalaaya katılmadıklarını belirterek mütalaaya karşın beyanda bulunmak için süre talep etti. Katılan vekilinin süre talebini kabul eden mahkeme duruşmayı 29 Aralık 2020 tarihine erteledi. Yönetmeni Yıldız, gazetemiz avukatları Turan Karakaş ve Buket Yazıcı katıldı. Koronavirüs önlemleri kapsamında izleyicinin alınmadığı duruşmada gazetemiz avukatları Karakaş ve Yazıcı, mahkemenin Yargıtay’ın bozma kararına direnmesini talep etti. Duruşma savcısı ise bozma kararına uyulmasını yönünde görüş bildirdi. Mahkeme heyeti bozma kararına uyarak yeniden yargılama kararı verdi. Savunma yapan Aykut Küçükkaya, 27 Mart 2014 günü internet ortamında yayımlanan bu ses kaydının aleniyet kazandığını belirterek, “Biz bu ses kaydı yayımlandıktan bir gün sonra Türk halkının bilgilenmesi için basın özgürlüğü kapsamında söz konusu habere Cumhuriyet’te yer verdik. Şu an 2020 yılındayız. Bu olayın üzerinden 6 yıl geçti. Ancak Türkiye’nin en önemli siyasetçileri hala bu olayı konuşmaktadırlar. Bunun siyasetini yapmaktadır” dedi. Haberin yayımlandığı tarihte gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni olan İbrahim Yıldız ise daha önceki savunmalarını tekrar ederek, söz konusu kaydın YouTube’da yayımlandığı için gizlilik derecesinin ortadan kalktığını söyledi. Yıldız, “Söz konusu kayıt zaten aleniyet kazanmıştı. Herkes duymuştu. Biz bu kaydı dinleyip ortaya çıkarmadık. Kayıt yayımlandıktan sonra haber yaptık. Suriye meselesi hassas bir meseleydi ve söz konusu kaydın haber değeri vardı. Halkın haber alma hakkına sahip çıktık” dedi. Duruşma 31 Mart’ta Gazetemiz avukatı Buket Yazıcı ise tüm deliller toplandıktan sonra savunma yapacaklarını belirtti. Mahkeme heyeti duruşmayı mart ayına erteledi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Uluslararası Af Örgütü: Koronavirüs sürecinde hak ve özgürlükler kısıtlandı Salgın bahane oldu Uluslararası Af Örgütü’nün Almanya temsilciliği, basın özgürlüğünün kısıtlanması, seçimlerin ertelenmesi, zorunlu karantina, azınlıkların ayrımcılığa uğraması ve dijital izlenme gibi başlıklarda salgının hak ve özgürlüklere etkisi incelendi. 10 Aralık İnsan Hakları Günü nedeniyle açıklanan raporda Türkiye, basın özgürlüğünün kısıtlanması başlığı altında yer aldı. Türkiye, Venezüella, Tanzanya ve Nijer’de salgın nedeniyle eleştirel haberler yapan gazetecilerin adli soruşturmalara maruz kaldığına işaret edildi. Korona önlemlerinin yarattığı insan hakları ihlallerine de Latin Amerika ülkeleri örnek gösterildi. Raporda, Paraguay’da sadece yaz aylarında 8 bin kişinin karantina için oluşturulan tesislerde zorunlu olarak tutuldukları belirtildi. El Salvador’da ise bu sayının ağustos sonuna kadar 17 bini bulduğu, Peru’da da zorunlu korona önlemleri için yeni bir polis ekibi oluşturulduğu aktarıldı. Romanlara ayrım Rapora göre Macaristan, Slovakya, Bulgaristan ve İtalya’da ise Romanlar salgın yüzünden ayrımcılığa uğradı. Romanların yaşadığı yerleşim yerlerinin tamamen karantinaya alındığını söyleyen Af Örgütü Almanya Temsilcisi Markus Beeko, hatta bir yerleşim biriminin havadan dezenfekte edildiğini açıkladı. ‘Korona krizinin zamanı geriye döndürdüğünü’ söyleyen Beeko, “İnsan hakları konusunda zaten ‘ön hastalıkları’ olan ülkelerde pandemi yıkıcı etkilere sebep oldu” diye konuştu. Beeko, otoriter hükümetlerin sayısının arttığına, bunun da sivil topluma kısıtlamaları beraberinde getirdiğini de kaydetti. Beeko, salgının Almanya’da da özgürlükleri etkilediğini ifade ederek alınan önlemler nedeniyle dolaşım ve toplanma özgürlüğü gibi hakların kısıtlandığını söyledi. l Haber Merkezi ‘İNSAN, HAKLARIYLA INSANDIR’ İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Temsilciliği, 1017 Aralık İnsan Hakları Haftası etkinlikleri çerçevesinde Sultanahmet Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Eylemde “İnsan, haklarıyla insandır” sloganı atılırken İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin “Hayatlarımızın bu kadar ipotek altına alındığı, rehin olduğu başka bir süreç yaşamadık. Kadın katili bir suç örgütü liderinin ifade özgürlüğünün sonsuz olduğu yerde, barış, demokrasi ve insan hakları isteyenlerin ifade özgürlükleri yok. Bence sözün bittiği yer burası” dedi. TİHV ve İHD adına ortak açıklamayı okuyan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, “Pandeminin yol açtığı siyasal, sosyal, ekonomik, etik vb. boyutları olan küresel kriz koşullarında haklarımıza sahip çıkıyoruz. İnsanlığın varoluşunu tehdit eden bu küresel krizden çıkışın tek yolu söz konusu değerlere sahip çıkmaktır” diye konuştu. Yoleri, “Salgınla mücadeleyi bir önleme ve koruma eylemi olarak değil de bir güvenlik sorunu olarak ele alan siyasal iktidar, böylesi durumlarda hep yaptığı üzere öncelikle insan haklarını iptal etmeye yönelmiştir. Sonuç ise başta bilgi edinme hakkı, yaşam hakkı, sağlığa erişim hakkı, çalışma hakkı, ifade özgürlüğü, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü olmak üzere tüm temel hak ve özgürlüklerin sistematik olarak ihlal edilmesi olmaktadır” dedi. l İSTANBUL/ Cumhuriyet CHP’DEN 10 ARALIK IÇIN 81 ILDE YAPILAN EŞZAMANLI AÇIKLAMA ‘Hak etmediğimiz utanç tablosu’ CHP tarafından 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle 81 ilde yapılan eşzamanlı açıklamada, “Ülkemizin hak ve özgürlükler karnesi, eşitözgür ve adil bir dünya için mücadele eden bizler ve hak savunucuları açısından, hak etmediğimiz bir utanç tablosudur” dedi. İstanbul’daki basın açıklaması Şişhane Meydanı’nda yapıldı. Açıklamayı okuyan CHP İl Başkan Vekili Gülsüm Hale Özcömert Coşkun, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul edilişinin 72. yılı olduğuna dikkat çekerek CHP’nin iktidar olması halinde “Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sisteme” geçileceğini kaydetti. Coşkun, “‘Dokunulamaz, devredilemez, ertelenemez’ olan temel hak ve hürriyetleri hiç kimsenin, hiçbir rejimin, hiçbir iktidarın geri alma hakkı yoktur” ifadelerini kullandı. l İç Politika ‘İZMIR INSAN HAKLARININ BAŞKENTI OLACAK’ İnsan hakları alanında yürüttüğü çalışmaların kapsamını genişletmeyi ve İzmir’i bu alandaki uluslararası etkinliklerin merkezi haline getirmeyi hedefleyen İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Barosu ile birlikte yürüteceği “İzmir İnsan Haklarının Başkenti Projesi” kapsamında protokol imzaladı. Alsancak’taki Tarihi Havagazı Fabrikası’nda düzenlenen törende konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, ilk kez bir belediyenin kentte yaşayan tüm dezavantajlı bireylerin, adalete erişimine kaynak ayırdığını ve hiçbir yurttaşı avukatsız bırakmamak için baroyla işbirliği yapıldığını ifade etti. Soyer, “Amacımız demokrasinin pratikte yaşam bulduğu; dili, dini, inancı, etnik yapısı, cinsiyeti, gelir düzeyi, eğitim seviyesi ne olursa olsun herkesin İzmir’de, birbirinin haklarına saygı duyduğu, ortak gelecek duygusuyla bir arada yaşadığı bir şehir iklimini yaratmak” dedi. İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel de yurttaşların adalete erişimi için çabalayacaklarını belirtti. l İZMİR / Cumhuriyet ‘Yolsuzluk’ haberlerine erişim engeli İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İBB’nin AKP dönemine ilişkin “ilk yolsuzluk dosyasını yargıya taşıdı” haberlerine erişim engeli getirildi. Mahkeme kararını, CHP eski İstanbul Milletvekili ve gazeteci Barış Yarkadaş, sosyal medya hesabından duyurdu. Yarkadaş “İstanbul 4. Sulh Ceza Hâkimliği, ‘Ekrem İmamoğlu yolsuzluk dosyasını açtı: Belediyede vurgun’ başlıklı haberlere erişim engeli getirdi. 4. Sulh Ceza, haberlerin sitelerden silinmesi kararını, internet sitesi yöneticilerine az önce tebliğ etmeye başladı. Sansüre hayır!” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi 805 aydından ortak bildiri Aralarında sanatçı, iş insanı, yazar ve gazetecilerin de bulunduğu 805 kişi, 10 Aralık İnsan Hakları Günü nedeniyle imzalı bir açıklama yayımladı. Açıklamada muhalefetin bütün paydaşları ile birlikte hareket etmesi gerekliliğinin altı çizildi. n Ayrımcı salıverme yerine siyasileri içerecek bir af çıkarılmadan, n AYM ve AİHM kararlarına rağmen tutsaklıkları sürdürülen muhalif aydınlar, siyasetçiler özgürlüklerine kavuşturulmadan, n HSK yeniden yapılandırılmadan, yargının bağımsızlığı sağlanmadan, n KHK’lerle mağdur edilenler gasp edilmiş haklarına kavuşturulmadan, n Kayyıma son verilip seçilmişler görevlerine iade edilmeden, n Kadınların haklarına yönelik saldırılar derhal durdurulmadan ve eşitlikçi yasalar uygulanmadan, n Doğal varlıkların ve çevrenin rant uğruna talan edilmesinin önüne geçilmeden hiçbir reform söyleminin inandırıcı olamayacağını ve hiçbir soruna çözüm getiremeyeceğini ifade ediyoruz.” l İSTANBUL / Cumhuriyet Erdoğan: Kimseyi ötekileştirmedik Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Hanuka Bayramı” mesajında, “ülkedeki hiçbir insanın dünya görüşünden dolayı ötekileştirilmediğini” söyledi. Erdoğan, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında ise “demokrasiyi güçlendirerek, hukukun işleyişini hızlandırarak, hak arama yollarını genişleterek ülkeyi hak ve özgürlükler alanında 18 yıl öncesine göre çok daha ileri bir noktaya taşıdıklarını” savundu. l ANKARA/Cumhuriyet İYİ Parti: Türkiye 107. sıraya geriledi İYİ Parti’den 10 Aralık nedeniyle yapılan açıklamada “Türkiye 2020 yılında hukuk devleti sıralamasında 128 ülke arasında 107. sıraya geriledi” denildi. İktidarın suç ve suçluların önlenmesi yerine cezaevlerinin çokluğu ve doluluğu ile övündüğü belirtilerek, “Mağdurların Meclis’teki sesi olacağımıza söz veriyoruz” denildi. l İç Politika Şüpheli ölümler için önerge CHP, TBMM Başkanlığı’na sunduğu araştırma önergesi ile cezaevlerinde artan şüpheli ölümlerin araştırılmasını istedi. Önergeyi veren TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesi CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, “Son günlerde artan cezaevlerindeki ölümler, akıllarda ne yazık ki soru işaretleri bırakmaktadır” dedi. l ANKARA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear