22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 ARALIK 2020 CUMA BIR DAMLA SUYUMUZU VERMEYIZ 20 çevre derneği Artvin, Şavşat’a bağlı Hanlı ve Kireçli köylerinde yapılması planlanan HES projesine karşı açıklama yaptı. Açıklamada özetle “Hukuksuzluk rekoru kıran, mahkeme kararlarını yok sayan, Şavşat ve Artvin halkını aldatmaya çalışan Akyurt Enerji AŞ ve onun kalemşorlarına HES’ci şirket yalanlarını da yanına al, Şavşat’ı terket diyoruz. Verilecek bir damla suyumuz, kesilecek bir tek dalımız yoktur” dedi. eposta: hazal.ocak@cumhuriyet.com.tr GELECEKLERİ KARARTILIYOR Yoksul mahallelerde kömür dağıtımının durdurulması istemi reddedildi Her mahalleye bir Binlerce çocuğa zekâ geriliği yaftası SEFA UYAR Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlı Rehberlik ve Araştırma Merkezleri’nin (RAM) sınır zekâya sahip çocuklara, “hafif zekâ geriliği” raporu verdiği ortaya çıktı. Eğitimİş Ankara 3 No’lu Şube’nin raporuna göre, MEB’in yönetmeliğindeki eksiklikten kaynaklanan uygulama nedeniyle, alacağı eğitim ile gelişim gösterebilecek çocuklar, yanlış bir eğitime tabi tutuluyor ve “zekâ geriliği” varmış gibi yaftalanıyor. Raporda, özel eğitim alan bu çocuklar için eğitim veren Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri’ne devlet tarafından ek ücret ödendiğine de dikkat çekiliyor. Eğitimİş Ankara 3 No’lu Şube, sınır zekâya sahip çocuklar ile hafif zekâ geriliği bulunan çocuklara ilişkin hazırladığı rapor ile sınır zekâya sahip çocuklara, “hafif zeka geriliği” raporu verildiğini ortaya çıkardı. Özel eğitim ihtiyacı olan çocukların, okul içinde ve dışında destek eğitimi aldığı, okul içindeki eğitimin öğretmenler, okul dışındaki eğitimin ise Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri tarafından verildiği belirtilen raporda, okul içi eğitim için öğretmenlere ek ders karşılığında ücret ödendiğine, Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri’ne ise öğrenci başına aylık bin liraya yakın ödeme yapıldığına işaret edildi. MEB’in yönetmeliğinde “normalin altında zekâ/sınır zeka” tanımı bulunmadığı, bu nedenle bazı RAM’larda, bu zekâya sahip çocuklara “hafif zekâ geriliği” raporu verildiğine dikkat çekilen raporda, RAM’lardaki farklı uygulamalardan ötürü yüzde 13.59’luk dilimde yer alan sınır zeka olan bireylerin, bir alt gruba dahil edildiği ve özel eğitime gereksinim duyan bireylerin oranının yüzde 15.86’ya çıkarıldığı belirtildi. ‘Bilimsel değil’ Bu uygulama nedeniyle öğrencilerin, hafif düzeyde zihinsel engele sahip olmamalarına karşın bu şekilde etiketlendikleri kaydedilen raporda, Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri’ne öğrenci başına devlet tarafından yapılan ödeme nedeniyle de bu merkezlerin haksız maddi kazanç sağladığı aktarıldı. Sınır zekâya sahip çocukların özel eğitim kapsamında yer almadığı, bu çocukların biraz daha geç öğrenmesine karşın sınıf içi uygun yöntem ve teknikler uygulandığında öğrenim kademelerinde ilerleyebildiği vurgulanan raporda, “Eğer çocuk bir kere ‘hafif zihinsel yetersizlik’ olarak tanımlanırsa, bundan sonraki okul hayatında bu etiketleme devam edecektir ve bunun olumsuz sonuçlarını ömür boyu taşıyacaktır. O nedenle sınır zekâda olan çocukların dosyasına ‘gelişimi risk oluşturan çocuklar’ ifadesi yazılmalı ve mümkün olduğunca bu çocuklar tekrar RAM’lara gönderilmemeli. Gerekli eğitim öğretim düzenlemeleri okullarda yapılmalı. MEB, sınır zekâda bulunan bu çocukların etiketlenmesine izin vermemeli. Okuldaki uygulamalarla giderilebilecek öğrenme eksikliklerinin özel eğitim merkezleri tarafından giderilmeye çalışılması hem bilimsel olmamakta hem de ülke ekonomisinin haksız kullanımına yol açmakta” denildi. l ANKARA Kybele geri geliyor Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye’den kaçak yollarla İsrail’e götürülerek satılan, uzmanlarca milattan sonra 3. yüzyıla tarihlendirilen “ana tanrıça” Kybele heykelinin, 50 yıl sonra Türkiye’ye döneceğini bildirdi. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, 1700 yıllık Kybele heykeli, 12 Aralık’ta Türkiye’ye getirilecek. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un tanıtımını 13 Aralık’ta yapacağı heykel, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenecek. Kybele, daha sonra Afyonkarahisar’a yeni yapılacak müzeye taşınacak. l ANKARA / Cumhuriyet KEPÇELERLE PARÇALADILAR Tarihi eserleri baraj için moloz yaptılar İzmir Ödemiş’e DSİ tarafından yapılan Rahmanlar Barajı için tarihsel özelliği olan iki köydeki eserlerin kepçeyle kırılıp moloz muamelesi görmesi tepki çekti. Hasan Kalyoncu Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ülkü Altınoluk, “Ödemiş’in kuzeyinde kalan Rahmanlar Çayı bölgesinde bulunan Dereuzunyer ve Derebebekler gibi köylerdeki yapılarda kullanılan antikiteye ait devşirme malzemeler ve antik dönem eserleri mevcut. 2013’te yapımına başlanan barajın suları altında kalacak olan bu köyler, yakındaki Üzümlü köyünden ayrı düşünülmemelidir. Yolların kavşak noktasındaki Üzümlü köyü Rahmanlar Çayı üzerindeki Yalnızdeğirmen Köprüsü vasıtası ile bölgenin önemli kenti Hypaipa’ya (Datbey) bağlanmaktadır. Bölgede gerçekleştirilen yapılaşma çalışmalarında ortaya çıkan tarihi kalıntıların orada burada yapı taşı olarak kullanılması ve atılmasının önüne geçilmeli. Tarihi yapılar ve eserler moloz gibi kepçelerle kırılıyor. Bu çalışma, tarihi yok etmektir. İncelenme yapılmalı kalıntılar müze müdürlüğüne teslim edilmelidir” dedi. l İZMİR BUGÜN CAMİLERDE OKUTULACAK Diyanet’ten yağış haftasında yağmur duası Diyanet İşleri Başkanlığı’nca, ülkede yaşanan kuraklık nedeniyle bugün cuma namazı sonrası bütün camilerde yağmur duası yapılacak. Yapılan açıklamaya göre, “Su: Hayat ve Şifa Kaynağımız” konulu hutbe, cuma vakti Türkiye’deki camilerde okunacak. Suyun bilinçli kullanılması ve israf edilmemesine ilişkin uyarıların yapılacağı hutbede, cuma namazının farzından sonra yağmur duası edilecek. Öte yandan, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, ülke genelinde yağışlı günlerin beklendiğini belirtti. Açıklamada, yurtta, Orta Akdeniz üzerinden gelen yağışlı ve ılık sistemlerin etkisinin hissedileceği vurgulandı. Önümüzdeki hafta ortasına dek güney, batı ve iç bölgelerde aralıklarla görülecek olan yağışların, Batı Akdeniz ve Kıyı Ege’de bazen kuvvetli olacağı kaydedildi. İstanbul ve Ankara’da havanın önümüzdeki 5 gün boyunca yağışlı olması bekleniyor. l ANKARA Kömür yardımlarının güneş santralı durdurulmasını ve yoksul semtlere güneş enerjisiyle ısınmanın sağlanmasını isteyen çevrecilerin açtığı dava reddedildi. TARIM ARAZİSİNE MICIR Çevre örgütleri karara itiraz etti. Çarşamba Ovası’nda Oltan ve Köleoğlu adlı enerji şirketi tarafından kurulan biyokütle enerji santralıyla ilgili yeni bir iddia ortaya atıldı. Ayvacık Ziraat Odası Başkanı Erdal Avcı, santralın depo alanının, Çarşamba Belediyesi tarafından doldurulduğunu öne sürdü. Avcı, “Bundan takriben bir yıl önce sivil toplum örgütleri ve milletvekilleri ile birlikte yerinde yaptığımız incelemede, buğday, silajlık mısır ekilmiş olan, yaklaşık 128 dönüm birinci sınıf tarım arazisi, Çarşamba Belediyesi tarafından kendi tesislerinde üretilen malzemelerle doldurulmuştur. Çarşamba Belediyesi’ne ait taş kurum ve kırım tesislerinde üretilen malzeme, tarım arazisi olarak kullanılan alana depolama sahası yapan biyokülte santralında kullanılmıştır. Çarşamba Belediyesi, tarımın yok edildiği bir çalışmaya destek vermiştir. Bunu kabul etmek mümkün değildir” diye konuştu. Avcı, bu konuyu yargıya taşıyacaklarının da altını çizerek bu uygulamanın yasal olmadığını da sözlerine ekledi. l CEMİL CİĞERİM / SAMSUN MADENCİLERİN GÖZÜNÜ DİKTİĞİ OKYANUSLARI KORUMA ÇAĞRISI Derin denizleri de G bulandırmayın ezegendekiyaşanabilir alanın yüzde 95’inden daha fazlasını oluşturan derin deniz tabanının sadece milyonda biri bilim insanları tarafından keşfedildi. Mars ve Ay’ın yüzeyi hakkında derin denizden daha çok bilgiye sahibiz. Maden şirketleri, derin deniz tabanındaki değerli mineralleri akıllı telefon ve bilgisayarlar için kullanmak istiyor. Greenpeace, “Derin Sorun: Derin Deniz Madenciliğinin Bulanık Dünyagetirmediğine dikkat çekerek hükümetleri 2021’de okyanusları insan kaynaklı tehditlerden koruyacak Küresel Okyanus Anlaşması’nı imzalamaya çağırdı: “Derin deniz madenciliği, okyanustaki önemli karbon yutaklarını tahrip ederek iklim adına olumsuz sonuçsı” isimli bir rapor yayımlar doğuracak. Ekosisladı. Rapora göre derin deniz madenciliği, okyanus canlılarında ciddi ve geri dönüşü olle gelişmekte olan ülkelerin gıda güvenliği riske girecek. temi tehdit eden bu durum hem insanların gıda güvenliğini ve geçim kaymayan hasara neden olacak, bi“Okyanusları Koru” kamnaklarını hem de yaban hayayolojik çeşitlilik kaybına yol aça panyasından Louisa Casson, tı tehlikeye atacak. Dünyanın cak ve önemli bir karbon yuta okyanusları koruması gereen büyük ekosistemi olan derin ğına, yani derin okyanusa zarar ken Uluslararası Deniz Yataokyanus, madencilik endüstriverecek. Artan riskler nedeniy ğı Otoritesi’nin görevini yerine sine kapalı kalmalıdır.” ÇEVRE Çok sayıda çevre derneğinin, yoksul ailelere kömür dağıtımının durdurulması ve bunun yerine ailelerin bulunduğu semtlere güneş enerji santralları yapılarak ücretsiz elektrik sağlanması istemiyle açtığı dava reddedildi. Avukat İsmail Hakkı Atal, “Hava kirliliği ölüme yol açıyor” dedi ve karara itiraz ettiklerini açıkladı. Çevre derneklerinin ve Adana Tabip Odası’nın da aralarından bulunduğu çok sayıda kuruluş, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’na karşı yoksul ailelere ücretsiz olarak dağıtılan kömürlere ilişkin dava açtı. Kuruluşlar, davada kömür yardımlarının durdurulmasını ve yoksul ailelerin bulunduğu semtlere güneş enerjisiyle ısınmanın sağlanmasını istedi. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı savunmasında özetle kömürlere ilişkin ilgili kendilerinin olmadığını, husumetin asıl ilgililere yönetilmesi gerektiğini belirtti. Hazine ve Maliye Bakanlığı da savunmasında güneş enerjisi santralları ile enerji sağlanması hususunun şehir içinde kömür dağıtımı yapılan yoksul ailelerin bulunduğu semtlerde gerçekleştirilemeyeceğini belirterek “hava kirliliğinin kaynağının yoksul ailelere dağıtılan kömürler olduğuna ilişkin somut tespit bulunmadığını” ifade etti. Ankara 4. İdare Mahkemesi davayı reddetti. ‘Son verin’ Kuruluşların avukatı İsmail Hakkı Atal, karara itiraz ederek davanın kabulünü istedi. Atal, itiraz dilekçesinde koronavirüs vaka ve ölüm sayılarını en çok artıran sebeplerin başında hava kirliliğinin geldiğini vurguladı. Atal, kömür kullanımının neden olduğu partikül madde kirliliğinin koronavirüs salgınının artmasına neden olduğunu gösteren bilimsel delilleri de dilekçesine ekledi. Atal, son olarak özetle “kömür dağıtımına son verilmediği ısınma amaçlı kömür kullanımı yerine kullanılacak başka önlemler alınmadığı takdirde halkın yaşama hakkı ortadan kalkmakta olup kamu yararı için ivedilikle hemen şimdi kömür kullanılmasına son verilmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı. İklim Değişikliği Performans Endeksi’ne göre, iklim krizine karşı yapılanlar yetersiz Bütün dünya sınıfta kaldı İklim Değişikliği Performans Endeksi 2021 önceki gün yayımlandı. Endeks en yüksek emisyona sahip 57 ülke ve Avrupa Birliği’nin iklim krizi konusundaki performanslarını değerlendiriyor. Buna göre endekste yer alan ülkelerin hiçbiri, Paris Anlaşması hedefleriyle uyumlu bir yol izlemiyor. Avrupa İklim Eylem Ağı Türkiye İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü Özlem Katısöz, “Türkiye’yi, artık Paris Anlaşması’nı onaylamaya ve emisyon azaltım hedefini revize etmeye çağırıyoruz. Karar vericiler, iklim eyleminin topluma ve ekonomiye sağlayacağı faydaları kabul edip kesin bir kömürden çıkış taahhüdü içeren etkili bir enerji dönüşümü stratejisi geliştirmeli. Türkiye, güneş ve rüzgârdan elektrik üretiminin iletimdağıtım sistemine ek yatırım yapmadan kolayca ikiye katlanabileceği, küçük bir yatırımla ise üç katına çıkarılabileceği büyük bir potansiyele sahip. Buna karşın, kömür hâlâ ulusal enerji politikasının merkezinde duruyor” dedi. TAHIL DEPOSU KURUYOR Türkiye’nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya Ovası, 6 aydır yeterli yağış alamadığı için kuraklık alarmı veriyor. Konya’ya geçen yıl temmuzaralık döneminde 80 milimetre yağış düşerken bu yıl 30 milimetre yağış düştü. Karatay Ziraat Odası Başkanı Rıfat Kavuneker, “Çok kurak bir dönem. 31 ilçemizin 28’inde yağış yoktu. Tabiri caizse ova alarm veriyor. Acilen bu bölgeye su aktarılması gerekiyor. Bir an önce tedbir alınması lazım. Mavi Tünel olmasaydı Konya’nın Çumra ve Karatay ilçelerinde tarım bitmiş olacaktı” dedi. l DHA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear