22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DIŞ HABERLER EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ dishab@cumhuriyet.com.tr 721 AĞUSTOS 2019 ÇARŞAMBA TSK konvoyuna yönelik saldırı sonrası dikkatler gözlem noktalarının güvenliğinde Türkiye’ninİdlib açmazı Ankara’nın Suriye’de ABD ile “güvenli bölge” oluşturulması pazarlıklarına odaklandığı bir dönemde İdlib’de Rusya ile gerilim artıyor. Türkiye, Fırat’ın doğusunda ABD ile “güvenli bölge” kurulması için pazarlıkları sürdürürken Rusya ile bir yıl önce varılan Soçi Mutabakatı’nın fiilen işlememesi sonucu İdlib’de açmaz yaşıyor. Suriye ordusunun Türk as keri konvoyunu “nokta atışıyla” vurmasına karşın Rusya’dan gelen Suriye ordusuna destek açıklaması, Moshüseyin kova ile İdlib konuhayatsever sunda fikir ayrılıklarının derinliğine işaret ediyor. Türkiye’nin Rusya’ya yaptığı İdlib’e saldırıların durdurulması çağrısı da yanıtsız kalırken, bölgedeki Türk askeri gözlem noktaları da önümüzdeki dönemin öncelikli gündem maddesi olacak. Türkiye’nin Suriye’de ABD ile “güvenli bölge” oluşturulması pazarlıklarına odaklandığı bir dönemde İdlib’de Ankara’yı kaygılandıran gelişmeler yoğunlaştı. İdlib’in güneyindeki ilerleyişini sürdüren Suriye ordusu, ülkenin kuzeyiyle güneyini birbirine bağlayan M5 karayolunun geçtiği Han Şeyhun kasabasına girdi. Önceki gün bu bölgenin güneyinde yer alan Türk askeri gözlem noktasına takviye kuvvet olarak ilerleyen Türk askeri konvoyunun hava saldırısına uğraması, TürkiyeRusya ilişkilerinin geleceğini doğrudan etkileyecek bir gelişme olma niteliği taşıyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in önceki gün yaptığı açıklama da Ankara’ya kritik mesajlar içeriyor. “Önceden teröristler İdlib’in yüzde 50’sini kontrol ederken şu anda yüzde 90’ını kontrol ediyor. Saldırılar bu bölgeden düzenleniyor. İdlib’deki teröristler buradan dünyanın farklı bölge Suriye ordusu Han Şeyhun çevresinde devriyede. Cihatçılar Han Şeyhun’dan çıkıyor İdlib’e Suriye ordusunun bombardımanı sürüyor. Suriye’de cihatçı güçlerin, 2014 yılından bu yana ellerinde tuttukları ve İdlib vilayeti için verilen mücadelede stratejik öneme sahip Han Şeyhun belde sinden çekilmeye başladıkları bildiril di. Şam’a bağlı güçlerin, Rusya hava kuv lerine de hareket ediyor” diyerek, Türkiye’nin geçen yıl varılan Soçi Mutabakatı’ndaki yükümlülüklerini yerine getirmediği mesajını veren Putin, “İdlib’den hava üssümüze birçok saldırı girişimi oldu. Bu nedenle Rusya, Suriye ordusunun vetlerinin desteğiyle sürdürdüğü İdlib operasyonu hakkında El Masdar’a konuşan Suriye ordusundan bir kaynak, El Nusra bağlantılı Heyet Tahrir Şam (HTŞ) militanlarının Han Şeyhun’un kuzey kesimlerinden çekildiğini ve askerin bölgeye girdiğini söyledi. Askeri kaynak, belde merkezine doğru ilerlendiğini be teröristlere karşı çabalarını destekliyor” diyerek Türkiye’nin çağrılarına olumlu yanıt vermeyeceğini orta tasının, Suriye ordusunun kontrolünde bulunan bir bölgenin ortasında kalma ya koydu. Rusya Dışişleri Bakanı Ser riski bulunuyor. Böyle bir gelişme, İd gey Lavrov da dün, İdlib’de Heyet Tah lib’deki ateşkesi gözlemlemekle sorum rir Şam (HTŞ) militanlarını vurmaya lu olan Türk askeri gözlem noktasının devam edeceklerini belirterek “Eylem varlığının sorgulanacağı bir durum ya lerimiz durmayacak, çünkü İdlib’deki ratabilecek. Rusya’nın Türkiye’ye bura antlaşma teröristlerle ateşkesi kapsa daki 9 No’lu Morik’teki gözlem nokta mıyor” ifadelerini kullandı. sını taşıma teklifi yaptığı haberleri dün Ateş hattında kalabilir basına yansırken Türkiye şu aşamada böyle bir niyetinin olmadığını açıkladı. Suriye ordusunun ilerleyişiyle birlikte Han Şeyhun’un güneyindeki Morik Esad Türkiye’yi suçladı bölgesindeki Türk askeri gözlem nok Öte yandan Suriye Devlet Başkanı lirtti. HTŞ’den ise çelişkili açıklamalar geldi. Örgütün kimi temsilcileri güneye çekildiklerini doğrularken kimi kaynak ise mevzilerin terk edilmediğini savundu. Suriye askeri kaynağı da az sayıda militanın çatışmayı sürdürdüğünü bildirdi. Muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi de Han Şeyhun ve İdlib’in güneyindeki Hama’nın kuzey bölgesinde çekilmenin sürdüğünü belirtti. TSK tarafından desteklenen ÖSO bağlantılı Ulusal Özgürleştirme Cephesi adlı oluşum da ağır bombardıman sonucunda bölgedeki mevzilerin terk edildiğini duyurdu. Beşşar Esad, İdlib’deki son çatışmaların ardından Türkiye’yi suçlayan açıklamalarda bulundu. Suriye resmi haber ajansı SANA’nın haberine göre, RusyaSuriye Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Dmitriy Sablin’in başında bulunduğu heyetle yaptığı görüşmede konuşan Esad, “İdlib’deki çatışmalar, bundan şüphe duyan herkese Türkiye’nin teröristlere açık bir şekilde ve sınırsız destek verdiğini gösterdi” ifadelerini kullandı. l ANKARA CHP’li Çeviköz ‘Soçi mutabakatı çöktü’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, İdlib’de Türk askeri konvoyuna Suriye ordusu tarafından yapılan hava saldırısının ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, “Rusya, Suriye ordusunun İdlib’deki teröristlere karşı çabalarını destekliyor” açıklaması yapmasının, “Soçi Mutabakatı’nın çöktüğü anlamına geldiğini” belirtti. Çeviköz dün düzenlediği basın toplantısında, “Türkiye’nin mutabakatı yürütme imkânı kalmadıysa çekilmesinin zamanı gelmiştir” görüşünü dile getirdi. Türkiye’nin mutabakatta, “İdlib’deki terör unsurlarını temizlemeyi taahhüt ettiğini” anımsatan Çeviköz, “Türkiye’nin başaramayacağı bazı misyonlar üstlenmesinin çok tehlikeli sonuçlar doğuracağını dile getirmiştik” diye konuştu. Rusya resmi ajansı TASS’ın “TSK, Suriye kuvvetlerinin İdlib’deki ilerlemesini engellemeye çalışıyor” şeklinde haber yaptığını kaydetti, “Bu Rusya’nın misyonu, TSK’nın değil” ifadesini kullandı. Çeviköz, “Rusya ile Türkiye arasında ciddi bir görüş farklılığı oluşmuştur. Bu da Soçi Mutabakatı’nın çöktüğü anlamına gelmektedir. Mehmetçik’in saçıÇeviköz nın teline zarar gelirse, bunun sorumlusu Suriye ordusu veya Rusya olmayacaktır. İdlib’deki gözlem noktalarındaki askerlerimizin güvenliğinin sağlanması için, gereken tedbirlerin derhal alınması şart olmuştur” ifadelerini kullandı. ‘1 Mart’ı hatırlatan durum’ ABD ile Suriye’nin kuzeydoğusunda güvenli bölge kurulması konusundaki görüşmeleri de değerlendiren Çeviköz, BM Güvenlik Konseyi kararı veya Suriye hükümetinin rızasına dayanmaksızın kurulacak bölgenin “hukuki temelden yoksun olduğunu” vurguladı. “Madem bir güvenli bölge oluşturulacak ve şu anda orada ABD’nin kuvvetleri zaten kontrolü sağlamış vaziyette, madem ileri sürüldüğüne göre TürkiyeABD güvenli bölgede ortak bir misyon gerçekleştirecek, o zaman niçin bu harekât merkezi şu anda ABD’nin kontrol ettiği Suriye topraklarında kurulmuyor? 1 Mart 2003’teki tezkereyi hatırlatan bir gelişmeyle karşı karşıyayız. Türkiye topraklarına kısa bir zaman içinde ABD’den askeri uzmanların konuşlanması hazırlanmaktadır” diye konuştu. l ANKARA / Cumhuriyet Çavuşoğlu Şam’a çattı Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İdlib’de Türk askeri konvoyunun saldırıya uğramasıyla ilgili “Rejimin ateşle oynamaması gerekiyor. Biz kendi askerimizin ve gözlem noktalarımızın güvenliği için ne gerekiyorsa onu yaparız. Ama işin o noktaya gelmesini temenni etmeyiz” dedi. ‘Siyasi süreç’ vurgusu Çavuşoğlu’nun dün El Salvador Dışişleri Bakanı Alexandra Hill ile görüşmesinin ardından düzenlediği basın toplantısında İdlib açıklamaları vardı. İdlib’de sükunetin sağlanması için Rusya’yla sürekli temas halinde olduklarını belirtti. “Burada İdlib içinde diğer atabileceğimiz adımları konuşurken bu saldırıların ancak bir felakete yol açabileceğini anlatıyoruz, anlatmaya çalışıyoruz. Tüm dünyaya da bu konuda çağrıda bulunuyoruz. Burası Suriye’nin geleceği bakımından ve siyasi çözüm bakımından önemlidir” dedi. Çavuşoğlu, El Salvador Dışişleri Bakanı Hill ile dün bir araya geldi. Önceki günkü saldırının ardından Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in Rus mevkidaşı Valeriy Gerasimov’la görüştüğünü aktaran Çavuşoğlu, “Şu anda Ruslarla her düzeyde temasımız var. Hem dünkü tacizle ilgili hem de İdlib’de genel bir sükunetin sağlanması için temaslarımızı sür dürüyoruz” diye konuştu. ‘Gözlem noktasını taşıma niyetimiz yok’ Türkiye’nin Morik’teki 9 No’lu gözlem noktasını taşımayı düşünüp düşünmediğiyle ilgili de Çavuşoğlu, “Gözlem noktaları Rusya ve İran’la yaptığımız Astana mutabakatı çerçevesinde kurulmuştur. Şu anda bunu başka bir yere taşımak gibi bir niyetimiz yoktur. Görevini sürdürecektir. Arkadaşlarımız güvenlikle ilgili gerekli askeri tedbirleri alıyorlar. Burada rejimin de esasen ateşle oynamaması gerekiyor. Biz kendi askerimizin ve gözlem noktalarımızın güvenliği için ne gerekiyorsa onu yaparız. Ama işin o noktaya gelmesini temenni etmeyiz. Bir an önce siyasi sürece odaklanmamız lazım” ifadelerini kullandı. l ANKARA / Cumhuriyet Trump ateşle oynuyor Dünyanın gözü ABD ile Rusya’nın nükleer silahsızlanma konusundaki tarihi uzlaşı Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması’ndan (INF) çıkma kararındayken silahlanma yarışı korkuları sürüyor. ABD ordusu önceki gün INF’den çıkmasının ardından ilk kez 500 kilometreden uzun menzilli füze denemesi gerçekleştirmişti. Washington’ın bu hamlesine Moskova ve Pekin’den tepki geldi. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, “ABD, askeri tansiyonu artırma konusunda bir yol çizdi. Silahlanma yarışına girmeyeceğiz, provokasyonlara gelmeyeceğiz” diyerek füze testinin Washington’ın uzun zamandır bu sistemleri geliştirdiğinin göstergesi olduğunu ifade etti. Rusya’daki kazanın ardından Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü ise “ABD’nin bu adımı askeri meydan okumaları artıracak yeni bir silahlanma yarışı tetikleyecek. Denemenin uluslararası ve bölgesel istikrar açısından ciddi bir negatif etkisi olacak” ifadelerini kullandı. Rusya’nın Arhangelsk bölgesindeki Severodvinsk kentinde bulunan bir askeri tesiste 8 Ağustos’ta roket motor denemesi sırasında yaşanan ve beş kişinin yaşamını yitirdiği kazanın ardından meteoroloji kurumu kimi bölgelerde radyasyon seviyenin 16 kat arttığını açıklamıştı. Devlete ait nükleer enerji şirketi patlamalara rağmen denemelere devam edileceğini duyurmuştu. ABD Başkanı Donald Rusya ile nükleer anlaşmadan çıkan ABD’nin füze denemesi silahlanma yarışı kaygısını derinleştirdi. Trump, olayla ilgili Twitter’dan paylaştığı mesajında kazanın “Burevestnik” kruz füzesi denemesi ile ilgili olduğunu öne sürmüştü. Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov ise Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “Rusya’nın geliştirdiği teknolojilerin diğer ülkelerin ulaştığı seviyenin çok ilerisinde olduğu” sözlerini hatırlatmıştı. INF Anlaşması, dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan ve Sovyetler Birliği lideri Mihail Gorbaçov tarafından imzalanmıştı. Anlaşma, menzili 500 ile 5 bin 500 kilometre arasında olan ve karadan havaya atılabilen orta menzilli tüm nükleer ve konvansiyonel balistik füzele rin yasaklanmasını öngörüyordu. ABD, Rusya’nın anlaşmayı ihlal ettiği gerekçesiyle çekilmiş, Moskova hükümeti de karşılıklılık ilkesi kapsamında uzlaşıdan çekildiğini açıklamıştı. HÜKÜMET DAĞILIYOR Roma’da siyasi kaos İtalya’da sağ popülist 5 Yıldız Hareketi’yle kurduğu koalisyonu bitirmek istediğini dile getiren aşırı sağcı Lig partisinin lideri ve İçişleri Bakanı Matteo Salvini, amacına ulaşıyor. İki partinin geçen yıl kabineyi kurması için üzerinde uzlaştığı hukukçu kökenli Başbakan Giuseppe Conte dün Senato’da yaptığı konuşmada, oluşan siyasi kriz nedeniyle Salvini’yi suçladı ve istifasını Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella’ya sunacağını duyurdu. ‘Salvini sorumsuz’ “Yurttaşların oy kullanmasını sağlamak demokrasinin esasıdır, ancak her yıl oy kul lanmalarını istemek sorumsuzluktur” ifade lerini kullanan Conte, Salvini’yi kişisel çıkar larını ülkenin çı karlarından üs tün tutmakla eleştirdi. “Hü kümet deneyimi burada sona eri yor” ifadeleriyle Cumhurbaşkanı’na istifasını sunacağını duyurdu. Conte ile Salvini’nin arası açıldı. Irkçılık ve yabancı düşmanlığı eleştirileri nin hedefindeki Salvini’nin lideri olduğu Lig partisi, Mart 2018’de yapılan genel seçim lerde iktidarın küçük ortağı olmuştu. An cak geçen mayısta yapılan Avrupa Parla mentosu seçimleri ve son kamuoyu anket leri Lig’in birinci parti konumuna yükselebi leceğine işaret ediyor. Salvini’nin, çeşitli an laşmazlıkları gerekçe göstererek hüküme ti sonlandırma isteği, tek başına iktidar için seçimlere gitme arzusu olarak yorumlan mıştı. Öte yandan, 5 Yıldız Partisi’nin, muha lefetteki Demokrat Parti ile de bir koalisyon kurabileceği değerlendirmeleri yapılıyor. Tanker krizi Atina’ya sıçradı İngiltere, ABD ve İran arasında el konulan petrol tankerine ilişkin süregiden gerilime Yunanistan da dahil oldu. Birleşik Krallık’ın denizaşırı toprağı Cebelitarık’ta 4 Temmuz’da alıkonduktan sonra, geçen hafta mahkeme kararıyla serbest bırakılan İran’a ait petrol tankerinin Yunanistan’ın Kalamata limanına gideceği yönündeki iddialara ABD’den tepki yükseldi. Grace 1 olan adı Adrian Darya olarak değiştirilen tankerle ilgili Reuters’a konuşan ABD’li bir diplomat, İran tankerinin, “’terör örgütü’ olarak gördükleri İran Devrim Muhafızları’nın faaliyetleri kapsamında Suriye’ye petrol taşıdığını” savundu ve “tankere yardımın cezai sonuçları olabileceği” uyarısında bulundu. Önceki gün Cebelitarık’tan ayrılan petrol tankerinin 5 gün içerisinde Kalamata’ya ulaşması öngörülüyordu. Öte yandan, Yunanistan Deniz Ticareti Bakanı Ioannis Plakiotakis, tankerin limana yanaşmasına ilişkin kendilerine resmi bir başvuruda bulunulmadığını bildirdi. Limanların durumu ve gemi hareketleri hakkında bilgi veren Marine Traffic adlı kuruluş, petrol tankerinin Yunanistan’a doğru yola çıktığını duyurmuştu. ‘Karar talihsiz’ Öte yandan, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Adrian Darya adlı tankerin serbest bırakılması kararını “çok talihsiz” olarak değerlendirdi. Pompeo’nun sözlerinin İngiltere’ye mesaj niteliği taşıdığı yorumu yapıldı. Washington’da bir mahkeme, geçen hafta tankere el konulması için karar çıkartmıştı. Washington’un bölgesel müttefiklerinden Bahreyn ise Basra Körfezi’nde “seyrüsefer güvenliği” için İran’a karşı ABD öncülüğünde kurulması planlanan uluslararası devriye gücüne dahil olacağını duyurdu. AB’den Johnson’a ret İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın, ülkesinin Avrupa Birliği’nden (AB) çıkış sü recinin (Brexit) koşullarını belirleyen an cak Avam Kamarası tarafından kabul edil meyen anlaşmaya ilişkin değişiklik talebi ne Brüksel yeşil ışık yakmadı. Johnson, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk’a yazdığı mektup ta, Brexit’in ardından Birle şik Krallık toprağı olan Ku zey İrlanda’ya, belirsiz sü reli olarak ticaret serbesti si için özel statü verilmesi ni öngören “tedbir” madde sinin değiştirilmesini istedi. Maddenin “antidemokra Johnson tik ve Birleşik Krallık’ın ege menlik haklarıyla bağdaşmaz” olduğunu savunan Johnson, AB üyesi İrlanda Cum huriyeti ile Kuzey İrlanda arasına fiziki sı nır getirmeyecek ve Brexit’teki geçiş süre si ile sınırlandırılmış yeni bir madde üze rinde çalışılması talebini iletti. Tusk ise “tedbire karşı olup gerçekçi bir alternatif önermeyenler, kabul etmese ler de sınırın yeniden oluşturulmasını sa vunuyorlar” ifadelerini kullandı. AB Konse yi Sözcüsü Natasha Bertaud da Johnson’ın mektubunu “yasal ve işleyecek bir çözüm üretmemekle” eleştirdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear