22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KÜLTÜR EDİTÖR: ORHUN ATMIŞ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 1321 AĞUSTOS 2019 ÇARŞAMBA SETLERDE ‘INSANI ŞART’ ÇAĞRISI Yönetmenler Birliği (YönBir) tarafından yeni dizi sezonu açılmak üzereyken “Dizi Çalışma İlkeleri” başlığı altında bir açıklama yayımlandı. Açıklamada setlerdeki çalışma şartlarına dair ilkelere uyulması yönünde bir açık çağrı yapıldı. İlkelerin Sinema TV Sendikası tarafından yurtdışındaki sinema ve dizi çalışma pratikle ri ve sendikal düzenlemelerin incelenmesi ve sektör çalışanlarının taleplerinin dinlenmesi sonucu oluşturulduğu belirtildi. YönBir’in açıklamasındaki ilkeler şu şekilde: “n Bir dizi setinde günlük çalışma süresi 12 saat, haftalık çalışma süresi ise 72 saattir. n Paydos ve diğer işgünü başlangıcı arasında en az 11 saat olmalıdır. n Her 6 günlük çalışma sonrasındaki gün tatil günüdür. Tatil süresi en az 36 saattir. n Her 6 saatte bir yemek arasıdır. Bu ilkeler, yapım şirketleri dahil sektörün tüm bileşenlerinin bu ilkeleri içselleştirmesi ve uygulaması için gerekli çabayı göstermesiyle gerçekleşebilir. Maalesef setlerimizin çoğunda bu ilkeler halen uygulanmamakta, bu durumsa setleri fiziksel ve zihinsel açıdan çok yorucu kılmakta, daha da önemlisi iş güvenliği açısından tehlikeli işkoluna tabi dizi setleri daha da tehlikeli hale gelmektedir...” Barış İçin Müzik’ten ENKA’da konser Barış İçin Müzik Vakfı’nın genç müzisyenleri ENKA Eşref Denizhan Açık Hava Tiyatrosu’nda 27 Ağustos’ta konser verecek. İmkânları sınırlı çocuk ve gençlere karşılıksız müzik eğitimi olanağı sağlayan Barış İçin Müzik Vakfı, ENKA Kültür Sanat tarafından düzenlenen “Açıkhava Buluşmaları” kapsamında saat 16.00’da izleyicilerle buluşacak. İzgü, Kuşadası’nda anılacak Çocuk, gençlik ve mizah edebiya tımızın usta kalemi Muzaffer İzgü, 26 Ağustos 2017 tari hinde, 84 yaşında yaşamını sürdürdü Muzaffer İzgü ğü İzmir’de hayatını kaybetmişti. Ge ride yayımlanmış 150’yi aşkın kitap bırakan, özellikle çocuklar ve genç ler için son ana dek üreten, gülme cenin üretken ustası İzgü, ölümü nün 2. yılında yaz aylarını geçirdiği Kuşadası’nda, 26 Ağustos Pazarte si günü, saat 17.30’da, kısa adı “Ku akmer” olan Kuşadası F. Özel Arabul Kültür Merkezi’nde özel bir söyleşiy le anılacak. Bu anma söyleşisine ko nuşmacı olarak; Muzaffer İzgü’nün oğlu Ahmet Şahin İzgü, mizah ve ço cuk edebiyatı yazarı, çizer Cihan De mirci ile çocuk edebiyatı yazarı Sa vaş Ünlü katılacak. Tohumlar notalarla Bodrum’da yeşerdi Buğday Derneği ve Feriköy Ekolojik Pazar’ın kurucularından grafik tasarımcı Lalehan Uysal’ın “Kurda, kuşa, aşa... Ve göze” adlı tohum fotoğrafları sergisi Bodrum Gümüşlük’te Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali kapsamında Toprak Ev’de açıldı. Uysal, “Tohumlar ve notalar birlikte yeşerdi” diye konuştu. Sergi açılışında piyanist Gülsin Onay birçok eser çaldı. Sergi 25 Ağustos’a kadar her gün 19.0021.00 saatleri arasında gezilebilecek. l Haber Merkezi Altın PortakalAntalya’daki festival 26 Ekim1 Kasım tarihlerinde yapılacak ‘özüne dönüyor’ Türkiye’nin en uzun soluklu sinema etkinliği Antalya Altın Portakal Film Festivali 26 Ekim 1 Kasım tarihleri arasında Türki ye ve dünya sinemasının en yeni ör neklerini sinemaseverlerle buluştu racak. Festivalin ilk basın buluşma sı dün Antalya’da yapıldı. Antalya Büyükşehir Be lediye Başkanı Muhittin Böcek’in ev sahipliğin EMRAH KOLUKISA de düzenlenen ve festivalin idari direktörü Cansel Çevikol Tuncer ile festi val yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu’nun da katıldığı basın buluşmasında, fes tivalin yenilikleri ve değişimi ilk kez kamuoyuyla paylaşıldı. Bu yıl Türkan Şoray’ın ikonik görüntüsünü afişine taşıyan Antalya Altın Portakal Film Festivali, 56. yaşını kutlayacak. ‘Halka ulaşacak’ Seçim sürecinde sıklıkla altını çizdiği “Altın Portakal özüne dönecek” sözünü yerine getirmek için yola çıktıklarını ve festivali asıl sahipleri olan Antalyalılarla buluşturmak için sabırsızlandıklarını belirten Muhittin Böcek, “Sinemamızı halka ulaştırmak adına elimizden geleni yapacağız. Bu yıl festival, geleneksel kortej coşkusuyla başlayacak. Yalnızca Antalya merkezinde değil, ilçelerimizde yaşayan halkımıza da TIR’larla film götüreceğiz ve açık hava film gösterimleri düzenleyeceğiz. Festivalin açılış ve kapanış törenleri Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne ait 10 bin kişilik kapalı spor salonunda tüm halkımızın katılımıyla gerçekleşecek” dedi. Böcek sözlerine şöyle devam etti: “Bu yıl temamız ‘Öze Dönmek’. Bunun için de, Altın Portakal adını festivale, iki yıl önce kaldırılan ulusal yarışmaları da yeniden sinemamıza, yani asıl sahiplerine geri veriyoruz. Festivalin endüstri bölümü Antalya Film Forum da, bu yıl Olena Yershova direktörlüğünde yeni projelere destek olmaya ve bu projeleri uluslararası düzeyde tanıtmaya devam edecek.” 100 öğrenci Antalya’da! “Gençler üretecek, Antalya gençlerle birlikte yükselecek” sözünün her zaman arkasında durduğunu belirten Muhittin Böcek, Türkiye’deki üniversitelerin radyo, televizyon, sinema, medya, iletişim ve görsel sanatlar bölümlerinde eğitim gören 100 öğrenciyi festivale davet edeceklerinin müjdesini de verdi. Cansel Çevikol Muhittin Böcek Ahmet Boyacıoğlu CINSIYET EŞITLIĞINE IMZA 2014’teki sansür skandalıyla yarışmadan çekilen belgesel filmlerin bu yıl festivalde gösterilip gösterilmeyeceği sorusuna Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek konunun hâlâ görüşüldüğünü ve bir sonraki basın buluşma sında buna daha net bir yanıt verileceğini söyledi. Cinsiyet Eşitliğini amaçlayan 5050x2020 taahhüdüne imza atılıp atılmayacağını sorusuna ise Boyacıoğlu “Atılır elbette” diyerek yanıtladı ancak buna dair bir ayrıntı vermedi. Hazırlık sürecinde, aralarında Sanatsal Etkinlikler Komisyonu (SEK), Sinema Eserleri Yapımcıları Meslek Birliği (SEYAP), Film Yönetmenleri Derneği (FilmYön), Türk Si nema Vakfı (TÜRSAV), Film Yapımcıları Meslek Birliği (FİYAB), Sinema Oyuncuları Derneği (SODER), Belgesel Sinemacılar Birliği (BSB) ve Sanatsal Etkinlikler Komisyonu’nun da ol duğu sektör temsilcileriyle bir araya geldiklerini ve festivalin özüne dönme yolculuğunda bu kurumlardan çok değerli destekler aldıklarını belirten Böcek, “Sektörün aktörlerini dinledik ve festivalin yeni yapısını onların önerileri ve görüşleri doğrultusunda inşa ediyoruz. Ben, sen değil, birlikte yapacağız demiştik. Altın Portakal’ın özüne dönüşünü de yine birlikte, ortak akılla sağlayacağız” dedi. Böcek, sözlerine “Yeşilçam’ın diğer adı Antalya’dır” diyerek son verdi. Kadın sinemacılara Cahide Sonku Ödülü Muhittin Böcek’in ardından söz alan Cansel Çevikol Tuncer ise festivalin bu yılki yeniliklerini anlattı ve dikkat çekici afişini tanıttı. Bu yıl festivalde 1 milyon 357 bin 500 TL değerinde ödül dağıtılacağını söyleyen Tuncer, “Ulusal Yarışma’da toplamda 810 bin TL, Uluslararası Yarışma’da 97 bin 500 TL ve Antalya Film Forum’da 450 bin TL değerinde ödüller verilecek. Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak sinemamıza desteğimizi artırarak sürdürmeye kararlıyız” diye konuştu. Bu yılın yeniliklerinden bir diğeri ise, sektördeki kadın emeğinin görünürlüğüne dikkat çekmek amacıyla ilki verilecek 50 bin TL değerindeki Cahide Sonku Ödülü olacak. Türkan Şoray afişte Festivalin afişini de tanıtan Tuncer, Türkan Şoray’ın ikonik görüntüsünün kullanılmasını da şu sözlerle açıkladı: “Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin öze dönüş yolculuğunu bu yılın görsel kimliğine de yansıtıyor ve sinemamızın sultanı Türkan Şoray’ı festival afişine taşıyoruz. Şoray, festivalin ilk yılı olan 1964’te, bir diğer Metin Erksan filmi ‘Acı Hayat’taki rolüyle En İyi Kadın Oyuncu seçilmişti ve ulusal yarışmanın geri döndüğü bu yıl, onun eşsiz görüntüsüyle merhaba demek bizim için çok anlamlı” dedi. Festivalin resmi sitesi: antalyaff. com/tr l ANTALYA Gökyüzünün altında yaz festivalleri Yaz festivalleri bütün dünyada keyifle izlenen açık hava etkinlikleridir. Yıllardır antik kentlerde ya da güzel manzaralı alanlarda düzenlenir. Bizde de bu festivaller mayıs ayı ile Mersin veya İzmir gibi kentlerimizin antik alanlarında başlar; Marmaris, Bodrum ve İstanbul’daki tarihi alanlarda yer alır; yaz sonunda ise Aspendos’un heybetli ortamındaki Operabale Festivali’yle son bulur. Şu sıralarda bir yandan Gülsin Onay’ın sanat yönetmenliğindeki 16. Gümüşlük Festivali devam ederken, yarın akşam 15. Bodrum Müzik Festivali başlıyor. Turgutreis’teki DMarin bu festivale yıllardır ev sahipliği yapıyor. Bir marinada yer alan ilk festival olma özelliğine sahip. Şimdi bütün Bodrum Yarımadası’na can katıyor. Sadece dört gün ve geceye yerleşen etkinliklerle bir “minyatür festival” olarak müzik tarihimize geçecek. Açılışta gencecik şef Nil Vendetti yönetimindeki Bilkent Senfoni Orkestrası’na Fazıl Say, Beethoven’in 3. Konçertosu’yla solist olacak. Sonra da Mendelssohn’un İtalyan Senfoni’si çalınacak. Konser programlarının her birisi tam açık hava festivali için seçilmiş alımlı ve enerjik yapıtlar. İkinci konser İbrahim Yazıcı yönetiminde ve genç çellist Pablo Ferrandez’in solistliğindeki Dvorak’ın güzelim konçertosuyla başlayacak; Fazıl Say’ın ilk kez gün yüzüne çıkacak olan “Umut” başlıklı 4. Senfonisi’yle son bulacak. Üçüncü gecede Olten Filarmoni Orkestrası var. İzmir’de Olten ailesinin, tıpkı 18. yüzyılda olduğu gibi özel olarak kurduğu ve desteklediği bir topluluk. Bu tango konserinde Piazzolla’ların arasına bir de Turgay Erdener’in “Afife”sinden rüzgârlar esecek. Aynı konserde Swäng adlı Finlandiya korosu da yer alıyor. 25 Ağustos’taki kapanışta ise yeni kuşak şeflerimizden Tolga Taviş yönetiminde ünlü caz şarkıcısı Karsu’nun dinletisi var. Geleneksel günbatımı ve gece yarısı konserleriyle dört gece boyunca etkinlikler izleyicileri hiç boş bırakmayacak. Festivalin ana sponsoru yıllardır Doğuş Grubu. Sanat direktörü ise iki yıldır Tuğçe Tez. Aspendos Opera ve Bale Festivali Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından 1994 yılından beri ara vermeden düzenlenen “Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali”nde bu yıl üç opera, bir bale temsili ve iki konser yer alıyor. Zengin sanatçı kadrosuyla açık hava festivaline yaraşan yapıtlar seçilmiş. Zaten Aspendos öyle görkemli bir mekân ki, hiçbir ek dekora gerek kalmıyor. 1 Eylül’deki açılışta İstanbul operası solistlerinin ve Antalya Opera Orkestrası’nın birleştiği, İtalyan rejisör Travaglini tarafından sahnelenen “Carmen” operası oynanacak. Antalya Operası’nın prodüksüyonu olan “Aida”yı Carminati yönetiyor. Bujor Hoinic’in “Troya” adlı epik operası Ankara Operası’nın prodüksiyonu. Bu yapıt Recep Ayyılmaz’ın sahnelemesiyle EXPO’da yer alacak. Viyana Devlet Opera ve Balesi Birliği tarafından sahnelenen “Kuğu Gölü” balesi ve Ulusal Akademik Ukrayna Dansları “Pavel VIRSKY’’ Dans Topluluğu’nun modern koreografileriyle birleşen folkloru ilgi çekici. Kapanıştaki konserde festivalin genel müdürü ve genel sanat yönetmeni olan tenor Murat Karahan’ın “Gala Konseri” yer alıyor. Avrupa’da da tanınan bu tenorumuz özellikle İtalya’da başarı göstermekte. Onun dünya sahnelerini yakından tanıması ve opera dünyasını izlemesi de festivalin bu yılki programına zenginlik kazandırmış. Büyük Ev Ablukada Kokteyl festivali üçüncü yılında Türkiye’nin ilk kokteyl festivali olan Cocktail Festival, 31 Ağustos’ta KüçükÇiftlik Park’ta üçüncü kez kapılarını açıyor. Profun Creative Events sunumuyla düzenlenecek olan festivale bu sene de çeşitli sanatçılar konuk olacak. Türk alternatif müziğin önemli temsilcilerinden Büyük Ev Ablukada’nın yanı sıra Son Feci Bisiklet, Nova Norda, Nilipek., Can Ozan ve Jamie S. festival sahnesinde yer alacak isimlerden. İstanbul Cocktail Festival’inde çeşitli mekânların imza lezzetlerini sunacak standlar, ödüllü miksolojistlerce verilecek kokteyl atölye ve şovlar yer alacak. Ereğli’de 2 bin yıllık etçil izleri Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde yapılan kazılardan sonra Ereğli’nin tarihini 2 bin yıl geriye taşıyan ve “Karadeniz tarihinin yeniden yazıldığı” Ereğli’deki İnönü Mağarası’na araştırmacılar yoğun ilgi gösteriyor. Elde edilen bulguları incelemek üzere Harvard Üniversitesi’nden Ereğli’ye gelen ve alanındaki 5 profesörden biri olan Zooarkeolog Benjamin Arburckle, Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’la düzenlediği basın toplantısında “İnönü Mağarası’nda birçok etçilin kalıntılarına ulaştık. Bunlar arasında ayı, leopar, vaşaklar, vahşi kediler, sansarlar ve tilkiler de var” dedi. İnönü Mağarası’nda bulunan hayvan kemiklerine ilişkin yaptıkları ilk araştırmaların sonuçlarını açıklayan Arburckle, “Burada yerel domuzlar var, hem etleri hem de yağları için kullanılmış. Meşe ağaçlarının oluşturduğu ormanlık alanlarda sürü olarak dolaştırılmış, bunlar şaşırtıcı bulgular. Bizi şaşırtan konu burada çok fazla vahşi hay Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Posbıyık (solda) Arburckle’a hediye takdim etti. van çeşitliliğinin de olması. Karaca, kızıl geyik kalıntıları bulduk. Geyikler etleri ve boynuzlarıyla eşya yapımı için kullanılmış. Burada büyük bir sürpriz de çok sayıda yabandomuzu ve yabansığırı kalıntıları bulunması. Bunlar mağaradaki insanlar tarafından avlanmışlar. Sığırın ortalama bin kilo, yabando muzunun ise 300 kilo olduğu tahmin ediliyor” dedi. ‘Leoparlar, vaşaklar’ Yapılan kazılarda çok sayıda vahşi hayvan kalıntısına ulaştıklarını anlatan Arburckle, şunları söyledi: “Birçok etçilin kalıntılarına ulaştık. Bunlar arasında ayı, leopar, vaşak, vahşi kedi, sansar ve tilkiler de var. Bu hayvanların da kürkleri için avlandıklarını düşünüyoruz. Sonuç olarak bizi şaşırtan diğer konu, bu alanda kuş, kara kaplumbağası ve balık kalıntıları da bulduk. Bu bulgularla laboratuvarlarımızda araştırmaya başlayacağız. Kemiklerin DNA’larından tanımlamaya çalışacağız, türlerini anlayacağız. Buradaki hayvanların Avrupa ve Asya’daki hayvanlarla bir bağının olup olmadığını anlamaya çalışacağız. İnönü Mağarası, Karadeniz bölgesinde ilk kez bu derece bulgulara rastlanan ilk yer. Karadeniz’in tarihi burada ilk kez bu yönüyle yazılacak” diye konuştu. l İHA ‘Tüm Zamanlara, Tüm Üzgün Taşlara’ Pera Müzesi, Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu’ndan esinlenen sanatçı Nicola Lorini’nin “Tüm Zamanlara, Tüm Üzgün Taşlara” başlıklı video yerleştirmesini sunmaya hazırlanıyor. Kilogramın değişen tanımı, internetin ağırlığı gibi güncel konulara farklı bir bakış sunan eser, 5 Eylül 24 Kasım tarihleri arasında ziyaret edilebilecek. Video yerleştirmesi adını, felsefeci Marquis de Condorcet’nin metrik sisteme ithafen kullandığı “tüm insanlara, tüm zamanlara” ifadesinden alıyor. Arkeolojik ve kültürel simgelerden beslenen çalışmaları ile tanınan Nicola Lorini’nin yeni eseri, internetin teorik kütlesinin hesaplanması ve kilogramın tanımının değişmesi gibi yakın zamanda bilim ve teknoloji dünyasında yaşanan önemli gelişmelere sanatsal bir yorum getiriyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear