23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 5 TEMMUZ 2019 CUMA HABER/YORUM Ergenekon eylemi Hafta başında “Kumpas Davaları”nın ilklerinden olan “Ergenekon Davası” sonuçlandı. (1.7.2019) Yargılanan sanık sayısı, “235” olarak bildirildi, oysa daha fazlaydı. Dolaysiyle, “Ergenekon Davası”nı adım adım izleyen, “Simgesel Eylem Grubu”nun kurucu üyesi olarak bu davaya şöyle bir değineyim dedim değerli dostlar. Ergenekon’un ilk sorgulanmasının yapıldığı “12.6.2007” tarihinin ardından başlayan ilk duşurma sırasında, savcılık bir “ek dosya” çıkardı. Bu dosya için toplanan deliller arasında, Atatürk’ün ünlü “Bursa Nutku” da yer alıyordu. Bilindiği gibi, “Ergenekon Davası”nın iki “Başsavcı”sı vardı. Biri, “Üst Başsavcı” ki, TC Devleti’nin Başbakanı olan R.T. Erdoğan, ötekiyse, “Alt Başsavcı” Zekeriya Öz. Bu Zekeriya Öz, suç delilleri arasında bulunan “Bursa Nutku”nu okuyunca, metni doğru “İstanbul Emniyet Müdürlüğü”ne gönderir, kimin yazdığı, kime ait olduğu saptansın diye. Oldukça uzun süren bu araştırma sürecinde, Emniyet, “Bursa Nutku”nu bir “suç delili” olarak kabul ettiği için, bu nutkun sahibi Atatürk de ister istemez “suçlu” gibi kabul görecektir. Neyse ki, yapılan inceleme sonucunda, “Bursa Nutku” bir suç delili olarak görülmez... Böylece, Atatürk de suçlu olmaktan kıl payı kurtulur; bu olay dolaysiyle Ergenekon Davası’nın suçlu sayısı kısa bir süreyle de olsa “236”ya çıkmıştı... 1933’te bu yaşananlardan uzun bir süre sonra aynı bağlamda kimi olaylar yine sahneye taşınacaktı. 2009 yılının “3 Mart” günü, Cumhuriyet’in “Devrim Yasaları”nın kabulünün “85. yılı” dolaysiyle yazarımız. M. Balbay, çok coşkulu üç konuşmayla büyük kalabalıklara seslenir. Ertesi gün, 4 Mart’ta tutuklanır. Bu tutuklamanın ardından, intikam nöbetine girmiş malum basın, Balbay’a saldırmaya başlar, çok geçmeden Prof. Dr. E. Manisalı da hedef durumuna getirilmeye başlanır, bu saldırılar karşısında okuyucular harekete geçerek, oluşturdukları “Simgesel Eylem Topluluğu”nun düzenlediği nöbeti, Cumhuriyet’in bahçesinde, her gün, saat 11.00 ile 13.30’da toplanıp sürdürürler. Topluluğun, Silivri’de kurulan Çadır Mahkemesi’nin oturumlarına da katılmaya başlar; bu oturumlarda kimi yargıçların, savcının, öğleden sonrakilerde dayanamayıp sık sık yaptıkları “şekerlemeler” karşısında zaman zaman onlar adına utanç duyduğu da bilinir. Doğu Perinçek’in yaptığı savunmayı, ayakta uzun uzun alkışlayanların, “CUMOK’LAR” (Cumhuriyet Okuyucuları) olduğuna da tanıktırlar, bu Ergenekon Eylemi’nin üyeleri... Ve değerli dostlar, sizlere, Ergenekon Davası’nın “7 Haziran 2013” günkü, “301.” duruşmasından izninizle söz etmek istiyorum: Bu duruşmada ilkin, E. Tuğgeneral Levent Ersöz, mütalaa hakkındaki görüşlerini hastane odasından “tele konferans” görüntüleriyle yaptı, ağzı maskeli olarak... Ayrıca, “Tıbbi ölçüm cihazları”na bağlı olarak... Zaman zaman soluğu daralarak... E. Org. Hurşit Tolon da, bu yargılama sürecinin bir “Hukuk Suikastı” olduğunu çok “sarsıcı” vurgulamalarla ortaya koydu; dinlerken, “insanın içi daralıyor”... dedi. “Türk Ordusu”nun, “26. Genelkurmay Başkanı Org. M. İlker Başbuğ” da, savunma yapmayacağını, yalnızca “tarihe bir iki not düşmeyi görev olarak saydığını” bildirdi: “Yargı”da yaşanan inanılmaz boyuttaki olumsuz uygulamaları, halk artık, ‘ciddiye almıyorsa’ ” dedikten sonra: “Bu durum ülkenin bir uçuruma yaklaştığının göstergesidir. Görünüz ve anlayınız; köprüden önceki (son) çıkıştasınız!” uyarısını bastırarak yaptı... Konuşmasını bitirdiğinde bütün salon ayakta alkışlıyordu. Mahkeme Başkanı, mikrofonu patlatacak bir sesle, salondaki 20, 30 jandarmadan, izleyiciler bülümünün en ön sırasında oturanları işaret ederek dışarıya çıkmalarının engellenmesini istedi... Tam bu anda, en arka sıralardan “ak” saçlı biri, güçlükle merdivenlerden inmeye çalışıyordu ki, birden, “4” jandarma önüne dikiliverdi: “Siz işte bu komutanın askerlerisiniz!” diyordu.  “13. Ağır Ceza Mahkemesi” yine “halk”la, “askeri” karşı karşıya getirmişti... Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum!.. Yalnızca ben değil... Dolaysiyle aylarca aylarca süren bu “Ergenekon Eylemi”nden söz edilmezse “Ergenekon Davası” yorumları, mütalaaları yarım kalır. Önce bu maddelere göz atalım… Haşhaş (Afyon – Morfin Eroin – Kodein) (2): Bülent Ecevit, 1 Temmuz 1974’te haşhaş ekimini yeniden başlattı. O günden bu yana, köy lü haşhaş yetiştiriyor, kozayı çizmi Uyuşturucular,yor, afyon üretimi ise Toprak Mah sulleri Ofisi’nin denetiminde yapı Uyarıcılar… (6)lıyor. 1981’de, Afyonkarahisar’ın Bolvadin ilçesinde “Alkaloidleri Fab rikası” da çalışmaya başladı. Fab rika, yıllık 25 bin ton haşhaş işle te “maddi destek” sağladığını sanır yip afyonundan 100 ton morfin üreti dım… Yanılmışım… mi yapıyor. Raporda şöyle deniliyor: Türkiye, gereken denetimi sağ “2000 yılının yaz aylarına gelin ladı… Peki, ABD’nin işgalindeki diğinde Taliban, kuzeydeki birkaç Afganistan’dan kaynaklanan “eroin kaçakçılığını” kim teşvik ediyor? bölge hariç ülkenin yüzde 95’inde kontrol sağladı. Taliban lideri Mol *** Birleşmiş Milletler’in (BM) uyuş la Ömer, ‘uyuşturucunun İslama göre haram ve insanlığa karşı suç oldu turucu trafiğini izleyen “Uluslararası Narkotik Kontrol Kurulu”, 2018 yılı ğunu’ belirten bir fetvayla, Afganistan tarihinde ilk kez ülke genelinde afyon raporunda şöyle deniliyor: “Sınırlı tarım arazilerinin savaş so nucu verimsizleşmesi, Afgan halkını afyona yöneltti. Açlıktan ölümle üretimini yasakladı. Afyon tarlaları ve laboratuvarlar im ha edildi. Uyuşturucu trafiği kesilerek uyuşturucu baronları en sert şe rin yaşandığı 80’li yıllardan itibaren Afganistan’da afyon üretimi hızla yaygınlaştı…” HHH İslami terörü yaratan Taliban’ın “afyon eroin” kaçakçılığı ile örgü kilde cezalandırıldı. Taliban’ın afyona savaş açması sonucu, aynı yıl afyon üretimi ülke genelinde yüzde 97 oranında azalarak neredeyse sıfırlandı. Dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan, uyuşturucuyla etkin mücade lesi nedeniyle Taliban’a teşekkür etti!” HHH Dünyanın en kaliteli af yonu, Türkiye’deki haş haştan üretilir. Yaklaşık 10 kilo afyon sakızından 1 kilo morfin, dolayısıy la eroin elde edilebilir. Bu oran, öteki ülkelerde 5 ki lodan 1 kiloya kadar dü şer… Türkiye’de, kaçak eroin laboratuvarı yoktu. Afyon Afgan afyon üretimi sakızı, göç etmiş “Erme ni bağlantıları” ile Beyrut’a gider, Türkiye’de, eroin laboratuvarları orada morfine; sonra Marsilya’da yoktu! ABD, bu kadar eroin laboratu eroine dönüştürülürdü. Bu yolu, o varlarını da neden görmüyor? yörelerde de izlemiştim… HHH HHH BM Uyuşturucu Kontrol Kuru BM raporunda, “ABD öncülü lu üyesi ve önceki başkanı olan Prof. ğünde Taliban rejiminin yıkılma Dr. Sevil Atasoy, “Afgan eroininin sından bu yana Afganistan’ın gi yüzde 40 kadarını İran ve Türkiye ya derek artan biçimde bir uyuştu kalıyor. Ancak sınırlarımızda aldığı rucu devletine dönüştüğü” belir mız önlemler nedeni ile 350 ton ka tiliyor.  dar eroin, Batı Avrupa’ya, Ermenis Afganistan’da üretilen eroin, tan ve Balkan yolu üzerinden ulaşı yüzde 17’lik artışla 4 bin 200 to yor” dedi. na yükseldi. (Bunun için 80 bin HHH ton kadar afyon sakızı gerekli… Sorun, Afganistan’ın komşu ülke Kaçak ekim alanının büyüklüğünü düşü Afganistan’da afyon üretimi lerini de etkiledi. Afganistan, Pakis nebilirsiniz!) tan, İran’a “Altın Üç Afganistan, günü gen” ya da “Altın Hi müz itibarıyla dün lal” deniliyor. Af ya afyon üretimi gan eroininin yüz nin yaklaşık yüzde de 70’i İran ve Pa 90’ına sahip. Bu ra kistan üzerinden ve kam, Taliban rejimi sonra Türkiye’den nin devrilmesinden geçerek pazarlanı bu yana kaydedilen yor. 4 yıl önce Pakis en yüksek miktar ve tan, afyondan tama bu nedenle “eroinin men arınmış bir ül anavatanı” olarak kabul ediliyor…       ke olarak bilinirken, şimdi Afgan sını HHH rına yakın yerlerde de haşhaş tarlala 2011’de yayımlanan bir başka ra rı görülüyor. porda, ABD askerlerinin afyonun “en  Pakistan’ın uyuşturucu ile mü önemli müşterilerinden biri olduğu” cadele biriminin başkanı Nedim gösterildi. Raporda, 11 bin 200 ABD Ahmed’e göre Afganistan’dan gi askerinin “uyuşturucu kullandığı, ger ren yüklü miktardaki “afyon ve ero çek rakamın ise çok daha yüksek ol in” nedeniyle “ülke tam bir krizle kar duğu” belirtildi. şı karşıya!” Afganistan’dan yabancı güçlerin Yetkililer, Pakistan’da kullanılan or büyük oranda çekilmesinin ardından tak şırıngalar aracılığıyla (HIV AIDS) Kâbil hükümeti, ABD’yi sözünü tut virüsünün yayılışından da kaygılı… mamakla eleştiriyor. Cumhurbaşkanı HHH Eşref Gani, yeniden yükselen afyon Alman istihbaratından (BND) sızan üretiminin, ABD’nin söz verdiği mali bir belgede, Afganistan’daki Alman yardımı geciktirmesinin sonucu oldu kuvvetlerinin de uyuşturucu trafiği ğunu söylüyor. ne karıştığı ortaya çıktı. Kuzey Afga ABD’nin Afganistan’ı işgali, haş nistan Emniyet Müdürü Muhammed haş ekimini, dolayısıyla eroini rekor Davut, 2011’de üst düzey 6 Alman düzeye çıkardı. İşgal başladığında, askeriyle birlikte bir canlı bomba sal 7 bin 606 hektar olan haşhaş ekimi, dırısında öldürüldü. 2017’de 328 bin hektara çıkmıştı! Not: Sürecek… Tuğamiral Çakmak anıldı LEYLA KILIÇ Balyoz kumpası mağduru Emekli Tuğamiral Cem Aziz Çakmak ölümünün dördüncü yılında ailesi ve dostları tarafından kabri başında anıldı. Balyoz kumpası sonucu cezaevine giren ve 3 yıl tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen, donanmanın “Kutup Yıldızı” olarak bilinen Tuğamiral Cem Aziz Çakmak, yakalandığı hastalık sonucu yaşamını yitirdi. Davanın FETÖ’cü savcı ve hâkimleri ise 15 Temmuz darbe girişiminin ardından gözaltına alınarak tutuklandı. FETÖ’cü hakim ve savcıların mağdurlarından Cem Aziz Çakmak dün Karacaahmet’teki mezarı başında ailesi ve silah arkadaşları tarafından anıldı. Cem Aziz Çakmak’ın silah arkadaşı Tümamiral Fikret Güneş “Cem, mahkeme sırasında cesareti ve dirayeti ile o hâkimlere parmağını sallayarak ‘Bir gün bizim oturduğumuz sanık sandalyelerinde sizler oturacaksınız’ demişti. Cem Amiralim, Ömer Diken hakkındaki 13 buçuk yıl mahkumiyet hükmü verilmiştir. Kendisi ayrıca Balyoz davasında açılan yeni davada da yargılanarak hak ettiği cezayı alacaktır. Rahat uyu” diye konuştu. Cumhuriyet’e konuşan Çakmak’ın eşi Sevgi Çakmak da FETÖ’cü hâkim ve savcılara verilen cezaya ilişkin “Hâlâ acım soğumadı. Geçen dört yılda bizim geleceğimiz gitti. Benim eşi ‘Mezar taşına söyledim’ Cem Aziz Çakmak’ın küçük kızı Dilara Çakmak Hancıoğlu da babasının düğününü göremediğini söyleyerek şunları anlattı: “FETÖ’cü savcı ve hâkimler belki ceza alıyorlar ama içimiz soğumuyor. Çünkü onların çocukları babalarını bir gün de olsa görecek. Ama ben hamile olduğumu bile mezar min torunlarıyla oynayacağı, vakit geçireceği en güzel zamanları elimizden alındı. Buna neden olanların aldığı ceza sonrası içim soğudu mu? Hayır soğumadı. Çünkü bedelini ödeyemeyecek ve eşimi geri getiremeyecekler” dedi. Cem Aziz Çakmak’ın kızı Tuğçe Çakmak Kara ise babası ve silah arkadaşlarının kendisi için cezaevinde yaptığı düğünü anımsatarak, “Hasdal Cezaevi’nde yaptığımız düğün 1 saat sürmüş ve ben dışarı çıkarken ‘Herkesin özgürlüğü için’ diyerek gelin çiçeğimi atmıştım. Sonra o çiçeği bana geri vererek, ‘Onun için doğru yer burası değil, evinde sak taşına söyledim. En çok kanıma dokunan bu. Benim bir yanım hep eksik kalacak. Çocuğum, babamı hiç tanıyamayacak. Bunu ne telafi edebilir ki? Ona babamı nasıl anlatacağımı hiç düşünmedim. Ama dedesini tanıması için doğar doğmaz mezarına getireceğim ve kahramanlığını anlatacağım.” la’ demişlerdi. Ben de o çiçekleri sakladım. Ve o çiçek bana cezaevindeki onurlu subayların bir hediyesi olarak hep yanımda olacak. Bize bunları yaşatanlar ise her gün acı çekerek yaşayacaklar. Başından sonuna bomboş bir davaydı ve suçsuz oldukları ortaya çıktı. Yaşadık, çektik ve sonunda da can verdik. Ama bu yaşananların geri dönüşü hiç yok” ifadelerini kullandı. Oğlunun babasına çok benzediğini kaydeden Kara, “Ona bakınca babamı görüyorum. Babam Cem Poyraz için ‘Ömrüm yeterse bak ben ona neler yapacağım’ derdi. Ama olmadı” diye konuştu. l İSTANBUL KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Tanrıkulu, Demirtaş’ı cezaevinde ziyaret etti CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, dün Edirne F Tipi Cezaevi’nde kalan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile görüştü. Görüşme sonrası açıklama yapan Tanrıkulu, “16 ve 17 Temmuz’da Ankara’da duruşması var. 18 Eylül’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde, Büyük Daire önünde duruşması olacak. Onlardan konuştuk. Tanrıkulu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile Demirtaş’ı yargılayan heyetin aynı olduğunu vurgulayarak “Demirtaş’a verdikten sonra olduğu gibi o heyeti aldılar, 37. Ağır Ceza Mahkemesi yaptılar. Bu mahkeme Barış Akademisyenleri’ne, Çağdaş Avukatlar Derneği avukatları Demirtaş’ın çizdiği na çok ağır cezalar verdi. Sözcü Tanrıkulu portresi. davası bu mahkemeye düştü, düşürüldü. Ve Kaftancıoğlu mahkemesi bu heyete düştü, düşürüldü” diye konuştu. Tanrıkulu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda ise, “Sevgili dostum Demirtaş bugün bana büyük bir sürpriz yaptı. Karakaleminden portremi çizmiş. Onur duydum. Bu dönemin büyük hatırası olacak benim için” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 5 TEMMUZ 2019 SAYI: 34239 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 03:32 03:24 03:57 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05:31 13:14 17:13 05:18 12:58 16:55 05:46 13:21 17:15 Akşam 20:47 20:28 20:46 Yatsı 22:36 22:13 22:26 ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Denizcilikte, tirinket yelke 1 2 DOL AMA OK OPA L S EMA nini açıp gergin tutmakta kullanılan halat. 2/ Herhangi bir nedenle armağan 3 4 5 6 L AME L İ F B ALE ADETA M LALE AL AS İ DE ATA kabul edenin, 7 E F E A B A vermek zorunda 8 O M T A T A R İ olduğu karşılık... Lityum elemen 9 KABALA İL tinin simgesi. 3/ Kabartma bir figür oluşturacak biçimde yontulmuş değerli taş... Kendi alanında en önde gelen kimse ya da nesne. 4/ “Yehova’ya hamd olsun” anlamına gelen ve ayinlerde kullanılan İbranice söz. 5/ Doğu Karadeniz’de yetişen ve derideki tahrişleri iyileştir mekte kullanılan bir ot. 6/ Bir zaman birimi... Akım şiddeti birimi kiloamperin kısa yazılışı... Yiğit, kah raman. 7/ Ortadoğu‘da, “Ölüdeniz” de denilen göl... Bir şeyin kalitesini garanti eden işaret. 8/ Atışta hedef tahtasını bile vuramama. 9/ Evlere, çeşmeden su taşımayı iş edinmiş olan kimse... Telli çalgılarda telleri yüksekçe tutan tahta köprücük. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Gürültülü içki âlemi. 2/ Yumurta biçiminde olan... Süs bitkisi olarak yetiştirilen, odunsu gövdeli ve uzun yapraklı bir ağaççık. 3/ Kirpik boyası... Şenliklerde caddelere kurulan süslü kemer. 4/ Sa hiplik, mülkiyet... Eski Mısır’da güneş tanrısı. 5/ Bir soru sözü... Düdenden daha geniş olan çukurluklara verilen ad. 6/ Hediye, armağan... “Selam” anlamında Latince sözcük. 7/ “Dağçayı” da denilen ve halk hekimliğinde kullanılan otsu bir bitki. 8/ Telefon sözü... Herkesin gözü önünde yapılan. 9/ Bir İngiliz uzunluk ölçüsü birimi... Sesleri kaydetmeye yara yan daire biçimindeki levha.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear