23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 17 HAZİRAN 2019 PAZARTESİ gorus@cumhuriyet.com.tr TASARIM: EMİNE BİLGET olaylar ve görüşler Veresiye defterini açma zamanı Erbil Tuşalp Dünya gördü. Onların “topal ördeğinin” karşısında bizim “şaşkın ördeğimiz” olduğu bir kez daha kanıtlandı. Onların topal ördeği yürüyor, bizim şaşkın ördeğimiz yine tersten dalıyor. Kendi halkına olan borcu boyunu aşan iktidarın kutsal bir emanet gibi sakladığı “veresiye defterleri” açıldıkça, kimin kime “borçlu” kimin kimden “alacaklı” olduğu gerçeği bir kez daha gün ışığına çıkıyor. Utanç üstüne utanç eklenen siyasal tarihimizin ayıplı sayfalarını bir kez daha karıştırmanın şimdi tam zamanı. Yakın geçmişi unutarak daha güzel günlere gitmenin olanağı yok çünkü. Borçları silmeye kalkarak, yadsıyarak, unutturarak geçen çeyrek yüzyılın kirinin pasının üstünü gökten bulutlar inse de, denizler taşsa da kimse örtemez. İstanbul’un 25 yılı da Türkiye’nin 17 yılı da çok yeni, çok net çünkü. 31 Mart23 Haziran sürecinin ortak paydasında Türkiye İslam Cumhuriyeti (TİC) yanlılarının faşist sürülere karıştığı yıllardan kalma ödenmemiş borçların unutulduğu sanılmasın. Asla unutulmuyor, milyonlarca insan artık dünü bugünden ayırmadan hırsıza hırsız, arsıza arsız, rüşvetçiye rüşvetçi, soyguncuya soyguncu diyebiliyor. Direnme hakkı İktidarın devraldığı veresiye defterleri de elbette öncelikle açılacak. Onlar da hesap verecek. “Milliyetçi Cephe”lerin insan avcılarının, “eylül” zulmünün zalimlerinin, Özal azabının fırsatçılarının veresiye defterlerine de sıra gelecek. Führer siparişi televizyon tuzaklarına umut bağlayan “Hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şey oldu” iktidarının çaresizliği; 12 Mart karanlığında TRT’nin bir açık oturumda “direnme hakkına” ilişkin sözleri üzerine gözaltına alınarak tutuklanan” çok sevgili Prof. Bahri Savcı Hoca’nın 12 Eylül karanlığını betimleyen yaklaşımını anımsattı: “Türkiye’nin üniter, ulusal, laik devlet birikimi emperyalizmin buyruğu doğrultusunda eski halife sultanların mutlak iktidarını düşleyen cumhuriyetin oy diktacılarını anımsatan gerici bir siyasi kadroca bozuk para gibi harcandı” (*) Günümüz halife sultanlarının Türkiye Cumhuriyeti’nden İslam Cumhuriyetine yolculuğunun özeti gibi. Veresiye defterlerinde hem tanklı toplu, cipli coplu faşizmin, hem de takkeli sarıklı, seccadeli tespihli faşizminin imzalı kanıtları var... Örneğin biri “Avrupa Birliği Hıristiyan birliğidir” derken öteki “Elhamdülillah şeriatçıyız” diyor. Ya da biri “Cumhuriyet bitmiştir, laik sistemin değiştirilmesi gerekir” derken öteki “Biz referansı İslam olan bir düşünceyi temsil ediyoruz” diyor. Veya biri “Düzen Türkiye’de İslamı camiin içine hapsetti” derken öteki “Ne yazık ki Türkiye’nin yetmiş yıllık tarihi boşa harcanmış bir zamandır” diyor. Dibace ürkütüyor Veresiye defterlerinin “dibacesi” gibi duran yaklaşım demokratik, laik hukuk devletine inanan insanları ürkütüyor: “Bir buçuk milyarlık İslam âlemi Müslüman Türk milletinin ayağa kalkmasını bekliyor. Kalkacağız. Şu anda içte onun ışıkları göründü. Allah’ın izniyle. Bu kıyam başlayacak.” Ve bana borcunuz var diyenler için özledikleri bu kıyamın yıllar önce başladığının yüz karası kanıtları var: “İstanbul sokaklarında dolaşan iki başı açık genç ve yetişkin kadından biri resmen hayat kadınıdır” diyen profesör desteğiyle (20 Aralık 2007); “Bayanlarınızı külotsuz dolaştırsanız, sizin zampara çocuklarınız hariç bir başkası dönüp bakmaz” diyen milletvekili katkısıyla (4 Aralık 2007); “Kadına türbanını çıkar demek sokaktaki bir kadına donunu çıkar demekten farksızdır” diyen başdanışman özendirmesiyle (6 Mart 2008) başladı. Defteri kim açtı? Veresiye defterini kimlerin, neden, nasıl açtığı, borçları kimin nasıl ödeyeceği gibi soruların artık yanıtı var. Anadolu Yarımadası’nı karanlığa gömen AKP’nin her şeyden önce uzun erimli bir “emperyalizm projesi” olduğu biliniyor. “Radikal İslam terörü” ile korkutup, “Ilımlı İslam yalanı” ile boyun eğdirmeyi amaçlayan bu projenin” gençliğinde cami şerefesinde parende atan, yaşlılığında CIA güvencesiyle ABD’ye sığınan meczup vaizin desteğiyle süreç içinde “ülke pazarlama” politikasına dönüştürüldüğü yadsınamıyor. Dahası kurulmamış bir partinin, milletvekili bile olmayan genç liderinin 1721 Nisan 1995, 1722 Kasım 1996, 2023 Aralık 1996, 26 Mart 1998, 16 Temmuz 2000, 4 Temmuz 2001 tarihli Beyaz Saray görüşmelerden sonra 116 günde oluşturulan bir iktidarın veresiye defteri olduğu biliniyor. Ara rejimlerin tanklı toplu, cipli coplu, takkeli sarıklı karanlığında “kıyamdan demokrasi çıkarma” yöntemine başvuran biçimsel demokrasicilerin önce “veresiye ala ala” sonra “veresiye vere vere vere”, şıp diye tükettikleri gelecek “Haziran 2019” penceresinden daha net görünüyor. (*) Bin İnsan.. Erbil Tuşalp.. Önsöz.. 5 Ekim 1985 İşte AKP’nin İstanbul gerçekleri: İşsizlik, yoksulluk, mutsuzluk... Dr. ERGÜN DEMİR/ Dr. GÜRAY KILIÇ Son 1 yılda İstanbul’da kayıtlı 500 bin kişi işini kaybetti. Ne dediysek yaptık diyorlar: İtiraf ediyorlar. Vatandaşların en önemli sorunu işsizlik, istihdamın daralması ve geçim derdi iken: AKP İstanbul’da yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır diyor. Peki, ne yaptınız? İstanbul’da son 1 yılda 500 bin kişiye işini kaybettirdiniz, ekmeğiyle oynadınız, 1.1 milyon kişinin ocağında aş yerine yoksulluk kaynattınız. 2.5 milyon kişiyi asgari ücretle yoksulluk şartlarında yaşama tahakküm ettiniz. Gençleri eğitimden ve istihdamdan uzaklaştırdınız. Yine biz yaparız diyorlar. İstanbul’da yaşayan vatandaşların akıllarıyla dalga geçip oy istiyorlar! İşte gerçekler! Devletin resmi verilerine göre işte yaptıklarınız! İşsizliği artırdınız. 15 Mayıs 2019 tarihinde yayımlanan TUİK ‘’İşgücü İstatistikleri, Şubat 2019’’ verilerine göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2019 Şubat döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 376 bin kişi artmıştır. Son 1 yılda İstanbul’da kayıtlı 500 bin kişi işini kaybetmiştir. Bir işyerinde çalışırken çalışma istek, yetenek, sağlık ve yeterliliğinde olmasına rağmen herhangi bir kasıt ve kusuru olmaksızın işini kaybeden sigortalılar işsiz kalmaları nedeniyle uğradıkları gelir kaybını belli süre ve ölçüde karşılanması için İŞKUR’A müracaat ederler. İŞKUR aylık istatistik bültenlerindeki verilere göre, Nisan 2018 Mart 2019 tarihleri arasında son 1 yılda 484 bini İstanbul’da olmak üzere Türkiye’de toplam 1 milyon 853 bin kişinin işini kaybettiği için işsizlik ödeneğine başvuru yaptığı görülmektedir. 2019 Ocak Nisan dönemlerinde ise ilk 4 ayda 192 bin 461’i İstanbul olmak üzere Türkiye’de toplam 716 bin 535 kişi işini kaybettiği için işsizlik ödeneğine başvuru yapmıştır. Şu anda İstanbul’da kayıtsız “Daha önce biz yaptık yine biz yaparız” diyerek İstanbul’da yeniden oy isteyen AKP’nin karnesi hiç de güven vermiyor. Çünkü saklanan gerçeklere göre AKP, son bir yılda İstanbul’da 500 bin kişinin işini kaybetmesine, 1.1 milyon kişinin ocağında aş yerine yoksulluk kaynatmasına neden oldu. AKP ile birlikte geçen kış hayatımıza giren “varlık kuyrukları”nda yurttaşlar soğan, patates almak için saatlerce bekledi. lar hariç her ay kayıtlı 40 bin çalışan işini kaybetmektedir. Gençler eğitimden uzaklaştı TÜİK “İşgücü İstatistikleri, Şubat 2019 verilerine göre işsizlik oranının 4.1 puanlık artış ile yüzde 14.7 seviyesinde gerçekleşirken, genç nüfusta (1524 yaş arası) işsizlik oranının 7.1 puanlık artışla yüzde 26.1 olduğu görülmektedir. Genç nüfusta (1524 yaş) ne eğitimde ne de istihdamda olanların oranı giderek artmaktadır. Bu oran 2018 yılı Şubat döneminde yüzde 22.8 iken 2019 Şubat döneminde yüzde 24.8’e yükselmiştir. İnsanları asgari ücretle asgari yaşam sürdürmeye mahkum ettiniz. İstanbul’da çalışanların yaklaşık 2.5 milyonu asgari ücret ve asgari ücretin altında ücretle çalışarak yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. 2018 Aralık SGK istatistiklerine göre İstanbul’da; 4 milyon 378 bin 98 4/a işçi, 566 bin 733 4/b kendi nam ve hesabına çalışan BağKur’lu, 347 bin 7 4/c memur olmak üzere toplam kayıtlı 5 milyon 291 bin 838 çalışan mevcuttur. İstanbul’da çalışanların sosyal güvenlik kapsamında bakmakla yükümlü oldukları (eş, çocuk, anne ve baba) kişi sayı sı 6 milyon 200 bin 804’tür. İstanbul’da 2 milyon 439 sir 123 emekli yaşamaktadır. İnsanları açlığa ve yoksulluğa mahkum ettiniz. İstanbul’da 1.1 milyon kişinin ocağında aş yerine dert kaynamaktadır. 2018 yılında İstanbul’da herhangi bir kapsamda sosyal güvencesi olmayan, çalışmayan, SGK’den gelir ve aylık almayan, 18 yaşını doldurmuş ve öğrenci olmayan 1 milyon 101 bin 573 kişi mevcuttur. İstanbul’da yoksulluk içinde olup ocağında aş kaynamayan, temel ihtiyaçlarını karşılayamayan, hayatını sürdürmekte güçlük çeken ve aylık geliri asgari ücretin 1/3’ünden az olan 18 yaş üstü 565.263 kişi mevcuttur. Geliri asgari ücretin 1/3’ünden fazla olan kişi sayısı ise 536.310’dur. İstanbul seçimi öncesi işsizlik, yoksulluk ve istihdamla ilgili önemli gelişme ve tartışmaların olduğu bugünlerde SGK, 2019 yılı kayıtlara dayalı aylık sigortalı, sağlık ve mali istatistikleri açıklamaktan kaçınmaktadır. SGK 2019 yılına ait aylık sigortalı, sağlık ve mali istatistik bilgilerini açıklarsa bu sayıların çok daha yüksek olacağı görülecektir. Sonuç olarak: Resmi istatistik verilerinden de görüldüğü gibi İstanbul nüfusunun önemli bir kısmı, yaşamını asgari düzeyde sıkıntı lar içinde geçiren (asgari ücretli çalışan, emekli, işsiz ve bakmakla yükümlü oldukları) kişilerden oluşmaktadır İstanbul’da yaşayan vatandaşların yaşamlarını işsizlik, yoksulluk ve sıkıntılar içerisinde geçirmesine neden olan iktidar sahipleri, yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır vaadi ile oy istiyor! İşsizliğin arttığı, istihdamın azaldığı, gençlerin geleceğe karamsar baktığı bu süreçte seçimde insanların yaşamlarını kolaylaştıracak ve harcamalarını azaltacak projelerin önemli ve kıymetli olduğu tespitiyle İstanbul’da yeni bir umuda ihtiyaç olduğunu düşünmekteyiz. Kaynak; http://tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=30690 İşgücü İstatistikleri, Şubat 2019 (Erişim 15.06.2019) https://www.iskur.gov.tr/kurumsalbilgi/istatistikler/ Aylık istatistik bültenleri 20182019 (Erişim 15.06.2019 ) http://www.sgk.gov.tr/wps/ portal/sgk/tr/kurumsal/istatistik/aylikistatistikbilgileri (Erişim 15.06.2019 ) Tablo22 Sosyal Güvenlik Kapsamında (Aktif Çalışan, Aylık Alan, Bakmakla Yükümlü Olunan, Genel Sağlık Sigortası Kapsamında Tescil Edilenler). Kamu şirketleri iktidarın çiftliği ya da arka bahçesi mi? Bir süredir ana muhalefet partisi CHP, Meclis’te önemli bir konuyu gün kuruluşları ile kayyım atanarak TMSF yönetimine geçen 900’ü aşkın özel şirketin demde tutmaya çalışıyor. ve kredi borçları nedeniyle Her ne kadar Türkiye 23 Ha iktidarın kontrolüne geçen ziran’daki İstanbul seçimine şirketlerin reklam bütçelerinin odaklansa da konu artık seçi hangi kriterlere göre ve hangi mi de yakından ilgilendiriyor. medya kuruluşlarına akıtıldı Dün, Cumhuriyet’in ikinci ğının incelenmesi ve kamu manşetiydi: oyuna açıklanması amacıyla “Yandaşa para yağdı..” TBMM Başkanlığı’na araştır Sıkı durun... Kamu banka ma önergesi vermişti. ları 7 Mayıs 2019 14 Haziran Tabii ki sonuç belliydi. 2019 tarihleri arasında 39 İktidar bu konuyu Meclis’in günde yandaş basına 260 ilan araştırmasını kabul etmedi... vermiş. Kimler yok ki: Erdoğan Toprak, söz ko Ziraat Bankası AŞ, Ziraat nusu araştırma önergesinde Finans Grubu’na bağlı Ziraat çok önemli bir ayrıntıyı Mec Sigorta AŞ, Ziraat Hayat ve lis gündemine getirdi. Toprak Emeklilik AŞ, Ziraat Yatırım şöyle diyordu: Menkul Değerler AŞ, Ziraat “THY’nin uçaklarına Söz Portföy Yönetimi AŞ, Ziraat cü, Cumhuriyet, BirGün, Teknoloji AŞ, Ziraat GYO AŞ, Evrensel, Milli Gazete, Yeni Ziraat GSYO AŞ’nin, Türki Asya, Korkusuz gazeteleri ye Vakıflar Bankası TAO ve alınmıyor. Kamu bankala bağlı ortaklık ve iştirakleri, rı, TOKİ, Emlak Konut gibi Türkiye Halk Bankası AŞ ve iktidara bağlı kamu kuruluş bağlı ortaklık ve iştirakleri, larının reklam bütçelerinin sermayesinin tamamı Vakıf neredeyse tamamı yandaş lar Genel Müdürlüğü ile bazı yayın organlarına aktarılı vakıflara ait olan Vakıf Katılım yor. Toplu alımlarla şişirilen Bankası AŞ iştirakleri... sanal tiraj üzerinden de bu Ve hisselerinin bir kısmı medya kuruluşlarına Basın Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı İlan Kurumu’ndan resmi ilan Cumhurbaşkanı Tayyip akıtılıyor.” Erdoğan’ın, Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği’ni Hazine ve Maliye Bakanı Berat Gerekçeyi bilmiyoruz... Albayrak’ın yürüttüğü Türkiye Varlık Fonu Yönetimi AŞ’ye ait olan şirketler... Bir milletvekili daha ne desin? İşte bu bilgilerin gün yüzüne çıkması istenmediği için Seçimle ilgisi var mı? Bu tabloyu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması için bir önerge veren CHP Muğla Milletvekili Mürsel Alban şu sorulara yanıt istiyordu: * Yüz binlerce TL tutan bu kadar reklamın bu gazetelere verilmesinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimiyle bir ilgisi var mıdır? * İktidara yakın gazeteler reklam ile mi ödüllendirilmektedir? THY’nin kriteri ne? Meclis’te AKP ve MHP’lilerin elleri “hayır” için kalktı... Türkiye’nin önemli markalarından THY, 6 Eylül 2018 günü Cumhuriyet gazetesi alımını durdurdu. Bu tarihle ilgili soru işaretlerimiz bir başka yazının konusu olabilir. Biz gerekçeyi bilmiyoruz... Eğer gerekçe “iktidarı eleştirmek” ise, bu açıklanmalıdır. Bilinmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti var oldukça, adını Atatürk’ün koyduğu Cumhuriyet gazetesi dimdik ayakta duracaktır. Ve okuru için, büyük bir sorumluluk CHP İstanbul Milletvekili taşıdığı Türk halkı için, ülkeyi Erdoğan Toprak geçen ay yöneten iktidarları eleştirmeyi kamu bankaları ve kamu sürdürecektir...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear