02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ECE KURTULUŞ 931 MAYIS 2019 CUMA GEZİ DİRENİŞİ 6 YAŞINDA KP iktidarının ötekileştirici ve baskıcı politikalarının sonucu A D Dolarak, her kesimden yüzbinler ireniş sırasında onu aşkın kişi hayatını, 36 yurttaş ise gözünü kaybederken binlerce yurt avaların büyük çoğunluğu “güvenlik” gerekçesiyle başka illerde görüldü. Fa Y ıllar sonra Gezi Direnişi yeni bir yargılanmanın konusu oldu. Gezi’ye katılan 16 önem SEYHAN ce yurttaş Gezi Parkı Direnişi’nde bir taş yaralandı. Gezi’de hayatını kaybe illerin bazıları beraat ederken, ba li isim, “Türkiye Cumhuriyeti hükümeAVŞAR araya geldi. Hükümetin protesto edil den isimler için adalet bir türlü gelme zılarına ise ödül gibi cezalar veril tini ortadan kaldırmaya veya görevini diği eylemler Türkiye’nin dört bir yanı di. Uzun bir süre iddianameler dahi di. 22 yaşındaki Ahmet Atakan’ın engellemeye teşebbüs” ve “Gezi olay na yayıldı. Gezi Direnişi Türkiye tarihi hazırlanmazken, direniş sırasında ha dosyası ise hiç açılmadı. Gezi larını finanse etmek” suçlamasıyla 24 nin en büyük direnişi olarak tarihe geç yatını kaybeden gençlerin davalarında Direnişi’ne katıldıkları için yüzler Haziran’da yargıç karşısına çıkacak. ZEHRA ÖZDİLEK ti. Direnişin üzerinden 6 yıl geçti. failler tutuksuz yargılandı. ce insan yargılandı ve beraat etti. Gezi 6. yılında yeniden yargılanacak. TÜRKİYE’Yİ SARDI 27 Mayıs gecesi saat 22.00 sıralarında iş makineleri Topçu Kışlası için Gezi Parkı’na girdi. Bir duvar yıkıldı. 5 ağaç yerinden söküldü. Ağaçların yerinden söküldüğünü duyan Taksim Platformu üyeleri ve ak da toplanmaya başladı. 50 kişi parkta çadır kurarak sabaha kadar nöbet tuttu. Nöbetler sırasında polisin ara ara müdahalesi oldu. 30 Mayıs günü ise Gezi Parkı’nda 3 gündür nöbet tutan gençlere saat tivist gençler parkı korumak için Gezi Parkı etrafın 05.00 sıralarında polis müdahale etti. İstanbul Bü ‘Unutturmayacağız’ Ahmet Atakan’ın annesi Emsal Atakan: Canımdan ayırdılar, ahımız var “6 yıl içerisinde hep adalet aradık. Oğlum için daha bir dava açılmadı. Biz katilleri tanıyoruz, emri kimin verdiğini de biliyoruz. Oğlumun dosyasında birkaç savcı değişti. Bizden DNA testi için kan talep edildi. Gittik kan verdik. Seneler geçti hâlâ adliyede bekletiliyor. Bizim günlerimiz hasretle geçiyor. Hayatımız altüst oldu. 6 yıl boyunca acım hiç azalmadı. Sürekli ağlamaklı haldeyiz. Gencecik oğlumdan, canımdan ayırdılar beni. Adalet yok. Hatta bize destek olan insanlar hakkında dava açılıyor, yargılanıyorlar. Söylenecek çok söz var. Boğazım düğümleniyor. İyi değiliz. Ahımız var. Gittiğimiz her yerde adalet istiyoruz. Başka çocuklar öldürülmesin, analar ağlamasın diyoruz. Biliyoruzki bizim çocuklarımız bir daha geri gelmeyecek. Gezi sevgiydi, kardeşlikti. Doğayı savunmaktı. Bizim çocuklarımızı öldürdüler. Gezi Türkiye’nin en onurlu direnişiydi. Biz anneler ağlamasın diye sembolik olarak bir günlük açlık grevi yaptık soruşturma açıldı. Benim acım hiç dinmiyor. Gün geçtikçe yaramız büyüyor.” Abdullah Cömert’in annesi Hatice Cömert: Yaşama sevincimi kaybettim “Hayatımız çok kötü. Her şey altüst oldu. Çöktüm. Sırtımda kayma oluştu 3 tane platin konulacak. Bir hafta önce kalp krizi geçirdim. Abdullahım hayattayken sapasağlamdım. Hayata pozitif bakardım. Yaşama sevincimi kaybettim. Bu his ben ölene kadar kalbimde kalacak. Hep adalet istedim ama bulamadım. 12 duruşmaya gittik geldik adaletsiz kararlar verildi. Abdullah adalet istedi, özgürlük istedi. Herkes iyi şartlarda yaşasın istedi. Abdullah’ı unutturmayacağım. Hiçbir anaya Allah o acıyı göstermesin. Bugün mezarını ziyaret edeceğim.” Gezi Direnişi’nin üzerinden 6 yıl geçti ama çocuklarını kaybeden ailelerin acısı hiç dinmedi. Çocuklarını kaybetmekle kalmayan anneler hukuk mücadelesi verirken bir kez daha yıkıldılar. Yaşama sevincini kaybeden ama çocukları için hukuki mücadelelerini son nefeslerine kadar sürdüreceklerini söyleyen annelerle konuştuk. Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan: Peşlerini ne olursa olsun bırakmayız “Adalet adına 6 yıldır yol alamadık. Ahmet Atakan’ın halen soruşturması yok. Bizim davamız hâlâ sürüyor. Biz adalet beklerken onlar kendilerini mağdur gösterdiler. Böyle bir soruşturma açılmış bizim davalarımız bir yere varmazken 24/25 tane Gezi’ye açılmış dava var. Hayat denilen bir şey kalmadı. Daha doğrusu o gitti bizde yokuz. Bir tarafımız her zaman eksik, hayatmızın bir tarafını kopardılar bizden aldılar. Bir yerde kitlendik kaldık. Fakat kesinlikle durmak yok daha sıkıca sarılacağız. Daha da üstlerine gideceğiz. Hukuki yollardan ne kadar hakkımız varsa kullanacağız. Bunun peşini ne olursa olsun bırakmayacağız. Acımızı içimize gömüp adalet peşinde koşacağız.” Mehmet Ayvalıtaş’ın babası Ali Ayvalıtaş: Adaletin işlemediği bir düzendeyiz “6 yıl geçmesine rağmen bizim hayatımızda hiçbir şey değişmedi biz kaldığımız yerdeyiz. Ne ileri ne geriye gidiyoruz. Gün geçtikçe Mehmet’in davası daha da kötüye gidiyor. Adaletin hiç işlemediği bir düzendeyiz. Gazetecilerde ölüyor, dayak yiyor. Yargı çıt çıkarmıyor. 2 Haziran Mehmet’in yıldönümü köprüde anma yapıcağızz. 6 yıl içinde hayatımız gittikçe kötüleşti, hâlâ bir boşlukta yürüyorum. Bir karıncayı bile incitmeyen çocuklarımız öldürüldü. Bir ekmeği birbiriyle bölüşen çocuklardı.” Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz: Şarkılar hayatımdan çıktı “Alişimin kokusunu her şeyini özledim. Onun ölümüyle eksiğiz. 6 yıldır Ali İsmail için adalet arıyoruz. Suçlular cezalandırıldı ama ödül niteliğinde ceza verildi malaasef. Ali’yle birlikte biz de yaşayan bir ölüyüz. Geride kalan evlatlarımız, torunlarımız için ayakta kalmak zorundayız. Alişimi yaşatmak adına vakıf kurduk. O vakıf bizim için bir görev. Vakıfta birçok çocuğumuza burs veriyoruz. Ali eğitimini tamamlayamadı. Başka çocukların eğitim hayatlarına katkıda bulunuyoruz. 6 yıl önce neşe dolu, hayat, dolu insanlardık. Çevremdeki insanlar benim şarkılarımla evde olduğumu hissederdi. Sürekli iş yaparken şarkı söylerdim. Her yerde Ali İsmail var. Ali’nin ölümüyle beraber şarkı benim hayatımdan çıktı. Ali 14 yaşında açık kalp ameliyatı oldu. 3 gün yoğun bakımda kaldı ve sonunda ayağa kalktı, bunun da altından kalkar diye düşündüm. Hâlâ gelecek diye bekliyorum. İmkânsız olduğunu biliyorum, genede bekliyorum.” yükşehir Belediyesi zabıtaları gençlerin çadırlarını yaktı. Eylemcilerin dağıtılmasıyla iş makineleri yeniden parka girdi. Çadırların yakılmasıyla İstanbul’un her tarafından on binlerce yurttaş Gezi Parkı’na aktı. Direniş böylelikle tüm Türkiye’yi sardı. ADALET MÜCADELESİ BELGESEL OLDU ‘Gezi kayayı delen incirdi’ Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz’ın, oğlunun ölümünün ardından verdiği adalet mücadelesi, gazeteciyönetmen Kazım Kızıl tarafından belgeselleştirildi. “Emel Anne” belgeseli, Ali İsmail Korkmaz’ın öldürüldüğü gün olan 2 Haziran tarihinde gösterime girecek. Kızıl anne Korkmaz ile yaptığı röportajlardan en zorlandığı anın Ali İsmail Korkmaz’ın odasına girdiği an olduğunu söylüyor. Kızıl, “Daha önceleri hem özel hayatımda hem de belgesel çekimlerim dolayısıyla yakınını kaybeden birçok insan tanımıştım; Somalı madenci aileleri, Suriyeli mülteciler, Vanlı depremzedeler, Cizreli anneler... Dolayısıyla bir çok farklı yas tutma şekline de tanık olmuştum. Bununla birlikte Emel Anne’nin yas tutma şekli çok farklıydı; saçlarında, yüzünde, ellerinde ve özellikle gözlerinde yaşını görürken bir yanıyla da üretmeye, ısrarla hayatın içinde olmaya, başka binlerce hayata dokunmaya devam ediyordu” diyor. Başlangıçta Avrasya Maratonu’na katılan Emel Korkmaz’la 10 dakikalık hikâye videosu çekmeyi önerdiğini belirten Kızıl, “Ancak Hatay’a gidip de tanışıp beraber vakit geçirince “Ben Emel Anne’nin belgeselini çekmek istiyorum” dedim. Çünkü başka insanlar gibi benim için de Emel Anne’ye dönüştü. Bu belgeseli çekmeye ka rar vererek aslında nasıl da büyük bir yükün altına girdiğimi fark ettim çünkü Emel Korkmaz birçok farklı sıfatı ve kavramı içinde barındıran bir kişilik. Bir yanıyla o bir Emel Korkmaz, bir yanıyla Emel Anne, bir taraftan vakfın yönetim kurulu başkanı, sevgi ve umut dolu, müthiş bir farkındalığa sahip olan bir kadın, bir yanıyla çok komik diğer yanıyla bulunduğu her ortamın bazen açıktan bazen görünmez otoritesi” ifadelerini kullandı. 6 yıl geçmesine karşın Gezi’nin hâlâ iktidarın dilinde olduğunu be lirten Kızıl, “Gezi Direnişi varsa; demek ki bu başlayıp biten bir süreç değil. Hâlâ devam ediyor ve biz ister fark edelim ister fark etmeyelim onun etkileriyle yaşamaya devam ediyoruz. Gezi nostaljik ve romantik bir anı olmanın çok ötesinde. Turgut Uyar’ın çok sevdiğim kitabının ismidir “Kayayı Delen İncir”. Eğer biz hâlâ başımızda kaya gibi, beton gibi duran baskıcı, hakhukuk tanımayan iktidara karşı bir şeyler yapabilmenin umudunu taşıyorsak bunun en büyük motivasyon kaynağı, bize kayada açtığımız deliklerden nefes aldıran şey Gezi Direnişi’dir. Evet kaya delindi ve biz de o açılan deliği gitgide büyütüyoruz; yeni dallarımız uç veriyor, serpilip büyüyoruz. Ta ki kayayı gölgemizde güneşsiz, karanlıkta bırakana kadar da sürecek bu” diyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear