23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 12 MAYIS 2019 PAZAR TASARIM: İLKNUR FİLİZ PAZAR YAZILARI manzSaarahstıenıonksyüarnguüsnleri... Yol boyunca okyanus gökyüzüyle birleşmişcesine hissediyorsunuz, alabildiğine mavi. Kilometrelerce bir ta siyah nüfusu Simon’s Town’dan ülkenin içlerine doğru zorla sürüyor. Şu anda Güney Afrika’daki Simon’s Town. raf dağlar ağaçlar, bir taraf Atlantik Ok en önemli gettolardan biri olan, yanusu. Güneşin en güzel battığı nok ironik olarak adına da Ocean Vi taymış, Güney Afrika’nın başkentlerin ew (okyanus manzarası) dedik den CapeTown’a yarım saat mesafede leri yere sürülüyor. Adına okya ki Simon’s Town. Güney Afrika’nın en es nus manzarası dendiğine bakma ki üç yerleşiminden biri olan Simon’s yın çünkü Atlantik Okyanusu’na Town’a geldiğinizde ilk dikkatinizi çeken kilometrelerce uzaklıkta... O en şık, az katlı yapılar oluyor. güzelinden batışına şahit ol Simon’s Town, anacadde dukları güneşin bir daha de sıralanan restoran, kafe ve doğmayacağı hissini ya pubları ile bir balıkçı kasaba şatan bir yer. sı izlenimi veriyor. Bugün 30 bine sı AIDS’e yakalanmış durumda. Bölgenin asıl dikkat çeken özelliği günümüzde Gü yakın siyah sahte okyanus manzarasının olduğu bu böl Umutları yok ney Afrika’da pek az rastla ŞEHRİBAN KIRAÇ gede yaşıyor. Ülkenin en ge Siyahları hedef alan ayrımcılığın en nan beyaz nüfus yoğunlu ri kalmış noktalarından biri. önemli acı sembollerinden biri olarak ğu. Güney Afrika nüfusunun Bölgenin ciddi işsizlik prob karşımıza çıkıyor Ocean View. 1994’te yaklaşık yüzde 80’i siyahilerden oluşuyor. lemi var. Trafik ışıkları boyunca geçtiğiniz ırk ayrımcılığıyla savaşan siyahlar bu Ancak Simon’s Town’da siyah nüfus faz her noktada yol üstünde kendilerine iş gün yine aynı sorunla karşı karşıya. Bir la değil. Balkonlarda güneşin en güzel ba verecek bir kişinin geçmesini bekliyorlar. de yoksulluk, işsizlik ve ekonomik eşit tışını şaraplarını yudumlayarak izleyenler “Uyuşturucu ve seks ticaretinin” hat saf sizlikle mücadele etmek zorundalar. Ül sadece beyazlar. Simon’s Town aslında haya çıktığı bölge haline gelmiş Ocean Vi kedeki beyaz nüfusun geliri siyah nüfu siyahlerin vatanı, beyazlar gelip onları va ew... Uyuşturucu çetelerinin hüküm sür sunkini 67’ye katlıyor. tanlarından sürene kadar... 1960’ların so düğü bölgede HİV virüsü de çok yaygın. Yine rehberimizin anlattığına göre, Oce nunda 1970’lerde buraya gelen beyazlar Bölgedeki nüfusun yüzde 10’undan fazla an View’de yaşayanlar geleceğe dair tüm umutlarını da yitirmiş durumdalar. Yaşamlarının eğitim ya da iş bulmayla düzeleceğine dair umutları tükenmiş. Bölgede okul, kütüphane, sağlık merkezleri istenilen sayıda değil. Buna karşılık 200’e yakın kilise, dini yapı var. Bölgedekiler yaşadıkları dışlanmışlığa, ayrımcılığa karşı seslerini yükseltse de onları maalesef duyan yok. Irk ayrımcılığına karşı mücadelesiyle bütün dünyada simge olan Güney Afrika’nın ilk siyah Devlet Başkanı Nelson Mandela’nın özlü sözüyle bitirelim: “Tüm insanların uyum içinde birlikte yaşadıkları ve eşit haklara sahip oldukları demokratik ve özgür bir toplum hayali hiç aklımdan çıkmıyor. Bu ideal uğrunda yaşıyorum ama gerekirse bunun için ölmeye de hazırım.” Umarız dünyanın hiçbir noktasında kimse renginden, inancından zengin ya da fakir oluşundan dolayı yerinden yurdundan sürülmez, ayrımcılığa maruz kalmaz. sehriban.kirac@gmail.com Komedyen ve yüz binlerce kahkaha! Mario Barth, Almanya’nın en popüler komedyeni. 80 bin kişilik stadyumları peş peşe üç akşam dolduruyor, salonlarda on bin insan ayakta onu izliyor, televizyon programlarında milyonlar ekran karşısın da oturuyor, Mart 2020’ye kadar tüm şov larının biletleri çoktan satış ta! Mario Barth bir fenomen! Elektronik teknisyeni ola rak meslek yaşamına atıl mış, fakat bir rast lantı sonucu ken dini sahnede bul muş ve bir daha da sahneden inmemiş. Program AHMET ARPAD ları ağırlıklı er kekkadın esprileriyle dolu. Herkesin için de kendini veya kız, erkek arkadaşını, eşi ni bulabileceği, kolay anlaşılan basit esp riler. Son turne programının adı: “Erkekler tembel diyor kadınlar”. Kimi insan sorma dan edemiyor, ucuz esprilerle dolu, iki saat lik bir etkinliğe (biletler 70100 Avro arası) çoğu genç, on binler niçin akın akın geliyor? “Belki kendilerini bana benzetiyorlar,” diyor Barth. “Ben onlardan biriyim.” Komedyenden cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanlığı seçimine aday olsa kesin milyonlarca oy alır! Geçenler de Ukrayna’da komedyen Zelenskiy yüzde 73’le devlet başkanı olma dı mı? “Ben demokratik seçilmiş bir komedyenim!” di yor Barth. “Başarıma şim diye kadar hep yığın karar verdi!” Sahnede erkekkadın ilişkileri üzerine o anda aklına ne gelirse söyleyen Mario Barth biri izlenimi veriyor. Sanki hiç hazırlanmadan prog rama çıkmış, gevezelik yapıp duruyor. Ki mi an oluyor ki izleyiciden önce o söylediği ne bir kahkaha patlatıyor! Sahnedeki Mario Barth’ın hiçbir şey umurunda değil, ne ağzından çıkanlar, ne davranışları, ne de üs tü başı. “Pejmürde” diyorlar böyle giyime. Üzerinde basit bir tişörtle eski mi eski ucuz bir blucin, ayağında spor ayakkabılar. Yaptığı basit esprilere birebir uyan basit bir giysi. Ve bütün bunlar tabii ki hep bilinçli! İçi boş sözlere gülenler Neredeyse 20 yıldır ucuz esprilerle milyonları peşine takmasını başarmasının nedeni acaba hayranlarının da birer “Mario Barth” olması mı? İzleyiciler iki saat boyunca kahkahalar atıp günlük sorunlarını biraz olsun unutuyorlar. Bir gazete röportajında şu söyledikleri de ilginç: “Kimi gün, ben acaba niçin başarılıyım, diye düşünüyorum ve yanıt bulamayınca da ürküyorum...” Yaklaşık on yıldır düzinelerle komedyen, neredeyse Almanya’nın bütün TV kanallarına çıkıp gece yarılarına kadar ucuz esprilerle izleyiciyi güldürmeye çalışıyor. İçlerinde kadın komedyen hemen hemen yok gibi, yabancılarda ağırlık Türklerle Almanları ti’ye alan “bizimkiler”de. İçlerinde son yıllarda ünlenmiş Almanya doğumlu Türk komedyenler de artık büyük salonları dolduruyor, televizyonlarda uzun programlar yapıyor. Nedir kaynağı? Bunun okulu filan yok ki! Niçin her TV kanalı onlarla dolu? Acaba günlük yaşamında gülümsemesini unutmuş Alman hiç olmazsa dört duvar arasında televizyon karşısında otururken mi gülmek istiyor? Komedyen furyasının olumsuz bir yanı da var. Almanya’da klasik kabare sanatı ölüm döşeğinde! a.arpad@web.de HONG KONG MECLİSİNDE YUMRUKLAR KONUŞTU Hong Kong parlamentosunda dün şüphelilerin yargılanmak üzere Pekin merkezi yönetimine gönderilmesine izin verecek biçimde yasal değişiklik yapılması görüşmeleri sırasında kavga çıktı. Değişikliğe karşı çıkan milletvekilleriyle değişiklik yanlıları arasındaki kavgada birçok milletvekili yaralandı, biri hastaneye kaldırıldı. Siyasetçilerin kürsüdeki mikrofonu ele geçirmek için tutuştuğu kavgada küfür edenler ve sıraların üzerinden atlayanlar görüldü. Muhalifler, iade yasasında yapılacak bu değişikliğin, Hong Kong’un özgürlüklerini ortadan kaldırılacağını savunuyor. Brüksel’in çiçekleri... Brüksel’de her yıl mayıs başında, Brüksel Başkent lip, keyifli bir şekilde 1 Mayıs kutlayabiliyorsunuz alan Bölgesi’nin yaş günü “Sarı da. Fransa’da başlayıp artık Zambak (Iris) Festivali” ile kut 1 Mayıs ile özdeşleşen müge lanır. Festival programında üc çiçeği satılıyordu, bir küçük retsiz konserler, halka açık buket aldım. birçok etkinlik yer alır. Kent Müge geleneği Fransa’da tarihi ve kültürünün simgesi aslında Rönesans’a daya olan Sarı Zambak, parlamento nıyor. Bilinen verilere göre, tarafından 16 Mayıs 1991’de ilk kez Kral 9. Charles 1 Ma Brüksel Bölgesi’nin sembolü yıs 1561’de yakın çevresine olarak seçildi. 2015’te ise yi mutluluk dileğiyle müge da ne Sarı Zambak konseptli modern bir grafik tasarım kabul edildi sembol olarak. Fla Tramvay kullanılmaya başlanmasının 150. yıldönümünde Brüksel sokaklarında sergiler açıldı, eski tramvaylar geçit töreni yaptı. ğıtmış. Müge ile 1 Mayıs ilişkisi ise yürek yakıyor. 1891 yılı 1 Mayıs sabahı küçük sanayi kenti Fourmies’de 8 saat manlar “Flaman As ginç etkinliklerle her zamankin çalışma talebiyle yapılan grevde asker lanı” seçerek kükrer, Valonlar “Valon ERDİNÇ UTKU den daha görkemli bir şekilde kutlandı. Konserler, elektro par ateş açtı ve 9 kişi öldü, 33 kişi yaralandı. Ölen işçilerden Maria Blondeau ad Horozu” ile horoz ti, belgesel gösterimi, sergi, av lı genç kızın ellerinin arasında, nişanlı lanırken Brüksel Bölgesi sarı zambak rupa en iyi tramvay şoförü şampiyona sının, aşklarının simgesi olarak verdiği, ile neşeyi, keyfi, saflığı ve güzelliği ön sı, İşeyen Çocuk heykeline tramvay şo kanlı bir müge dalı bulunuyordu. Müge plana çıkarmaya çalışıyor. förü elbisesi giydirilmesi, havai fişek nin 1 Mayıs Emekçi Bayramı’nın sim Sarı zambak, bataklık alanlarda ye gösterisi vb. birçok etkinlik 15 Mayıs gesi haline dönüşmesiyse ilk kez 1936 tişen soğan köklü bir çiçek. Batak tarihleri arasında Brüksel’i şenlendirdi. Halk Cephesi döneminde olmuş. Sol lıkların arasından kıvrılarak süzülen 4 Mayıs’ta ise Avrupa Birliği kurumları parti ve sendikaların militanları bu çi bir nehir olan Senne Vadisi’nde bulu kapılarını halka açtı. çeği sokakta satarak hem propaganda nan Şarlman (Charlemagne) hanedan 1 Mayıs’ta bir taraftan emekçiler yapar hem de hareketlerine üç beş ku lığına bağlı Bruocsella köyünden do Brüksel sokaklarında yürüyüşleriyle ruş destek olurlarmış. Fransa’da doğan ğan Brüksel’de Sarı Zambak’ın tarihi seslerini yükseltirken diğer tarafta ta bu gelenek Brüksel’de de kendini ka Brüksel’den de daha eskilere, ta 979 rihi tramvaylar geçit töreni yapıyor bul ettirmiş durumda. Brüksel’de 1 Ma yılı öncesine gidiyor. Hatta sarı zam du. 1 Mayıs 1869’da Brüksel’de ilk at yıs müge ile özdeşleşmiş. Solcular ve bağın efsanesi bile var. Brabant Düklü lı tramvay hattı açılışından tam 150 emekçiler Maria Blondeau’yu anarak, ğü (1112. yüzyıllar) döneminde Brük yıl sonra, tramvaylar Brüksel sokakla diğerleri ise Kral 9. Charles mantığıy sel, altın sarısı zambaklarla dolu batak rına eski Brüksel’i taşıdılar. Rusya, Al la mutluluk ve şans getirmesi dileğiyle lıklarla çevrelenmişti. Efsaneye göre, manya dahil pek çok ülkeden tram çevresine müge hediye ediyor. bu mütevazı su bitkisi dükün adamlarına stratejik bir zafer kazandırmış. Zam vay meraklıları da Brüksel’e geldi... Brüksel Bölgesi Ulaştırma Bakanı Pas Çiçekten halı... bakların birkaç santimetre sığ suda yetişebildiğini bilen dükün askerleri atlarıyla suların derin olmadığı, zambakla cal Smet’e göre “çikolata, Art Nouveau ve Magritte ile birlikte tramvay da Brüksel’in sembolü.” Begonya çiçeklerinin en büyük üreticisi olan Belçika’nın başkenti Brüksel’de 1971 yılından bu yana iki rın büyüdüğü yerleri takip ederek bataklıkların içinden rahatlıkla geçerken, Blondeau’nun mügeleri... yılda bir düzenlenen ve yoğun ilgi gösterilen Çiçek Halı etkinliğini unutma rakip askerler bataklıklara saplanıp Gent’te bulunan Demokratik Halk yalım. Kent merkezinde, Grand Place kalmışlar. Yani bir tür tuzakişlevi gör Kültür Derneği’nin 30 Nisan akşa meydanında, Gent şehri ve çevresinde müş sarı zambaklar bilmeyenler için. mı düzenlediği 1 Mayıs kutlamasında yetişen yaklaşık 800 bin begonya çi Brüksel bataklıktan modern bir dün Belçika’da ve Türkiye’de solun şu an çeği ile yapılan 2 bin metrekarelik çi ya kentine dönüştü. Sarı zambaklar ki konumunu “Aynı ülkede iki demokra çekten halı iki yılda bir de olsa ağustos şimdi Ukkel semtinde Vuylbeek vadi si: Belçika! Bir ülkede yarım demokra ayı ortalarında 3 gün boyunca Brüksel’i si başta olmak üzere Brüksel’de hâlâ si: Türkiye!” başlıklı mizahi bir sunumla taçlandırıyor. yetişiyor. Bu yılki Sarı Zambak Festi anlattım. 1 Mayıs günü Brüksel’de kut 1 Mayıs meydanından aldığım müge vali, Başkent Brüksel Bölgesi’nin kuru lamaların yapıldığı Place Rouppe mey yi eşime armağan ettim. Aslında benim luşunun 30. yılı ile Brüksel’de tramvay danında buldum kendimi. Çocuklar da gibi bir Brüksellinin sarı zambak, müge kullanılmaya başlanmasının 150. yılı unutulmamış. Çeşitli yiyecek içecek ve begonya karışımı bir buket yaptır na denk geldi ve100 binden fazla Brük tezgâhları yanında çocukların oynaya ması gerekirdi... sellinin ziyaret ettiği ya da katıldığı il cağı alanlar hazırlanmış. Ailecek ge erdincutku@binfikir.be Södermalm. Stockholm’ün koruyucu melekleri Stockholm, turistler için hazırlanan kataloglarda, bilgilendirme broşürlerin de, dünyanın en cazibeli kentlerinden biri ne benzetilerek “Kuzey’in Venedik’i” diye anlatılır. İklimini saymazsak, “teşbihte ha ta olmaz” deyimine de sığınırsak, yerinde bir benzetme diyebiliriz. Üzerine konum landığı 13 ada, bu adaların arasındaki ka nallar, adaları birbirine bağlayan köprüler, su ile iç içe yaşayan Stockholm’ü gerçek ten göz alıcı bir kent haline getiriyor. Hat ta, kentin içine bolca serpiştirilmiş ağaç lık alanları ve Stockholm takım adalarını da sayarsak, birçok avrupa kentin den daha üstün özellikleri oldu OSMAN İKİZ ğu da söylene bilir. Araştırma lara göre Japonların, Amerikalıların akın akın Stockholm’e gelmelerinin en önem li nedeni de doğa ile iç içe nefes alan bir kent olması; ayrıca İsveçlilerin başkent lerinin kıymetini bilip, saygılı olduklarının, belirgin bir şekilde gözle görülüyor olma sı. İsveçli politikacılar da “gün gelir talan cılar türer, kentimizi tarumar ederler” di ye düşünmüş olmalılar ki, geleceği ga rantiye almak, kentin güzelliğini korumak için 100 yıl önce kurumsallaşma yolunu açmışlar. Güzellik Danışma Kurulu Mimari ile ilgilenen turistler öncelikle Stockholm’ün ilk yerleşim alanı olan Güney Mahallesi’ni (Södermalm) görmek isterler. Burada hem eski binaları hem de bataklık kurutularak oluşturulan yeni yerleşim alanını gezerler. Koruma altındaki tek katlı eski tahta evlerin bulunduğu sokaklar en ilgi çeken alanlardır. Dahası içinde küçük bir kulübe olan 2030 metre karelik bahçeler de turistlerin hayranlığını uyandıran Stockholm özelliğidir. Bu bahçelerden edinebilmek için insanlar 3040 yıl sırada beklemekte. Zaman, zaman bu bahçelerin artık gereksiz olduğunu, kaldırılması gerektiğini savunanlar çıksa da Güzellik Danışma Kurulu (Skönhetsrådet) engelini bugüne kadar aşmayı başaramamışlardır. Estetik Kurulu olarak da adlandırılabilecek belediye çatısı altındaki bu kurulun doğuşu zaten bu tartışmalar üzerine olmuş. 1910’lu yıllarda yukarıda sözünü ettiğim tek katlı tahta evlerle, kulübeli bahçelerin korunmasının gereksiz olduğunu savunanlar çıkınca belediye meclisi ikileme düşmüş. Görüş ayrılıkları çıkınca tartışmalar yıllarca sürmüş. Nihayet konu 1919’da kurulan Güzellik Danışma Kurulu’na havale edilmiş. Kurul üyeleri olarak uzmanlar seçilmiş ve Stockholm’ün geleceği onlara emanet edilmiş. Kurul bir karar organı değil ama görüşlerine saygı gösteriliyor. Kuruluş yıllarında da, kurulun görüşlerine uyularak tahta evlerle, bahçeler korunmasına karar verilmiş. Son yıllardaki en ateşli tartışma ise Nobel Vakfı’nın kentin merkezine dikmek istediği Nobel Müzesi ile Apple’ın projesi üzerine yaşandı. Nobel, İsveç’in bütün dünyada tanınan önemli bir kurumu olmasına ve hükümetin desteğini almasına rağmen, Güzellik Danışma Kurulu karşı çıktığından proje gerçekleşmedi. Aynı şekilde kent merkezindeki Kraliyet Parkı’nın kenarına büyük bir showroom dikmek isteyen Apple da vetodan kurtulamadı. Kurul, Kraliyet Parkı “Stockholmlülerin eğlenme, dinlenme yeridir” diyerek Apple’ın projesine karşı çıktı. Stockholm’ü koruyup kollayan Güzellik Danışma Kurulu “Stockholm’ün koruyucu melekleri” diye anılmayı hak etmiyor mu? Demokrasi bilinci Demokrasi sistem olarak ilk doğduğu topraklar olan eski Yunan’dan günümüze kadar düşünürlerin tartıştığı bir kavram. Bu tartışmaların özeti de, demokrasi bilinci olmayan kitlelerle ideal bir demokrasinin kurulamayacağı. Demokrasinin sandıktan ibaret olmadığını kuzey ülkelerinde daha iyi gözlemlemek mümkün. İnsanlar toplumda uyumlu bir yaşamın, kurallara uymaktan ve birbirlerinin hakkına saygılı olmaktan geçtiğinin bilincinde. Apartmanların dış cephelerinin rengi de komşu apartmanlarla uyumlu olmak zorunda. O küçük bahçelerin içindeki kulübeleri de herkes keyfine göre boyayamıyor. Yaya kaldırımlarından söz etmeye gerek yok. Sokak boyunca dümdüz devam eder. Kimse düşme korkusu içinde değildir. Demokrasi bilinci yerleştiği için Stockholm’ün güzelliği bugüne kadar korunabildi. Politikacıların maharetinden değil. Ama, talancı liberalizm İsveç’i de kuşatma altına aldığından tehlike kapıda. Umarız, popülist politikacılar Stockholm’ü talancılara teslim etmezler. Güvencemiz hâlâ Stockholm’ün koruyucu melekleri. osman.ikiz@gmail.com
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear