23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 12 MAYIS 2019 PAZAR EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN HABER İlk Meclis’ten bugüne gerici karşıdevrim Bu ülkede dürüst bir seçim yapılabileceğine uzun zamandır inanmıyorum. Ama yine de oy vermek için her defasında sandığa gidiyorum; hatta gönüllü sandık görevlisi de oluyorum. Çünkü demokrasi mücadelesinin sadece eleştirmekle ve bireysel protestoyla bir yere varmayacağını biliyorum. YSK’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptali, tam bir hukuk skandalı. Hukuk Fakültelerinde öğrencileri eğiten profesörler, günlerdir sosyal medyada öğrencilerine şöyle sesleniyor: “İstanbul’daki seçim tartışmaları size sınavda soru olarak gelseydi ve siz de YSK’nin kararını savunsaydınız kesin olarak sınıfta kalırdınız!” Bağımsız olması beklenen bir kurulda görev yapan yüksek yargıçların bu hale düşmesi, sistemin ne kadar laçkalaştığının son kanıtı. Bir zamanlar gazeteciliği gazetecilerin öldürdüğü gibi, hukuku da hukukçular katletti! Zorlu 42 gün Bir arkadaşım sordu: “Ne cesaretle seçimi yeniden yapıyorlar anlamak mümkün değil. Ekonomi bu haldeyken nasıl oy alacaklar?” “Almasalar da almış gibi yapmıyorlar mı?” diye karşılık verdim. Peki böyle bir ülkede yeniden seçim yapıldığı için umutlanmalı mı? Umudun olmadığı yerde mücadele de olmaz. Ülkeyi siyasal İslamın faşizan baskısından kurtarmak için seçim sandıklarına sonuna kadar sahip çıkacağız. 23 Haziran’a 42 gün var. Bu süreyi en iyi şekilde değerlendirip Ekrem İmamoğlu’nun yanında yer almak hayatidir. İmamoğlu’nun karşısında aday olarak yine Binali Yıldırım görünse de, bu seçim doğrudan tek adam yönetimine yönelik bir oylamadır. İmamoğlu, gerçekten de sadece 16 milyon İstanbullu’nun değil, demokrasi özlemi çeken tüm vatandaşların temsilcisidir. Türkiye’nin kuruluşundan beri var olan ayrışma İlk Meclis’teki Birinci Grup İkinci Grup olayından günümüze kadar gelen ayrışma artık daha net. Birinci grup; demokrasi ve laik Cumhuriyet’ten yana, herkes için adalet isteyen, hukukun siyasallaşmasına ve siyasal İslamın dayattığı baskıcı sisteme karşı bir kesim. İkinci grup ise, siyasal İslamın biat kültürünü egemen kılmak isteyen ve bunu gerçekleştirmek için ülkenin tüm kaynaklarını sömürüp hukuku siyasallaştıran gerici kesim. Ancak bir hususu vurgulamak gerek. Siyasal İslam, Müslümanlık demek değildir. Dini siyaset için istismar eden siyasal İslamı onaylamayan inançlı vatandaşlar var. Birilerinin çarpıttığının tersine, laikliğin dinsizlik anlamına gelmediğinin bilincindeler. Laiklik olmadan din ve vicdan hürriyetinin de olamayacağının, demokrasi için laikliğin önkoşul olduğunun farkındalar. Onlar da elbette birinci grupta. Siyasal İslam kuşatması 2012‘de Lübnan’da yayımlanan El Akhbar gazetesindeki makalesi nedeniyle Ece Temelkuran’ı eleştirmiştim. Çünkü “Ben hâlâ gerçek sorunun, toplumun İslamileştirilmesi ya da yükselen muhafazakârlaşma değil, ülke doğasının ‘Dubaileştirilmesi’, dolayısıyla alışveriş merkezleri olduğunu düşünüyorum,” diyordu... 7 yıl önce buna yanıt verdiğim yazıda şu satırları yazmıştım: Ülkenin siyasal İslam tarafından kuşatılması, hukuku geri plana iten, otoriter bir yönetim doğurdu. Dubaileştirme, rant peşinde gözü dönen kapitalist açgözlülüğün sonucu. İkisi de Türkiye’nin temel sorunu. AKP’nin İstanbul’daki devasa rantı bırakmak istemediği açık. Bunun nedeni, AKP içindeki birileri için belli ki maddi çıkarlar, ama kanımca en tepedekiler için asıl neden “2023” ile simgeleştirilen hedef. Ben bugün gelinen noktada AKP ve iktidar çevresinde kimsenin Saray’dan bağımsız hareket ettiğini de düşünmüyorum. 23 Haziran’daki seçim, İstanbul Belediye Başkanlığı seçimi değil, siyasal İslamın Türkiye’deki ajandasının oylanmasıdır. Gelecek 42 gün hiç de kolay değil. Gerçekçi olalım ama yılmayalım. Soylu’dan İstanbul’da seçim güvenliği toplantısı Yüksek Seçim Kurulu tarafından tartışmalı bir şekilde iptal edilen İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı seçimi için, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu başkanlığında dün ‘güvenlik’ toplantısı yapıldı. İstanbul’da yapılan toplantıya İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, İstanbul İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Nuh Köroğlu, vali yardımcıları ve kaymakamlar katıldı. l İç Politika Emniyet’e koşmuşlarEski ÖSYM Başkanı Demir’i, sorgusu sırasında AKP’lilerin ziyaret etmek istediği öğrenildi Demir’in ifadesinde o dönem yaptığı bazı uygulamalarla ilgili dö Ev hapsi kaldırılmıştı nemin siyasilerine işaret ettiği, ancak bu bölümlerin sorgu tutanağından çıkarıldığı bildirildi. Ali Demir, Emniyet’teki işlemlerinin tamamlanmasının ardından 17 Nisan’da adliyeye sevk edilmişti. Demir’e, sorgusunda, FETÖ’nün üst düzey yöneticileri Şerif Ali Tekaalan ve Cemil Koca ile olan telefon irtibatı da sorulmuş, kendi FETÖ’den gözaltına alınan ve serbest bırakılan eski ÖSYM Başkanı Ali Demir’i bir grup AKP’li milletvekilinin Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde ziya si bunun, “öğretim üyeliği döneminde olduğunu” öne sürmüştü. İfade işlemi sonrasında soruşturma savcısının “silahlı terör örgütüne üyelik” suçundan tutuklanmasını istediği Demir, nöbetçi sulh ceza hâkimliğince serbest bırakılmış ancak kendisine “elektronik kelepçe takmak suretiyle konutu terk etmeme” adli kontrol şartı getirilmişti. Demir’in avukatlarının itirazı üzerine de sulh ceza hâkimliği, ko nutu terk etmeme şeklindeki adli kontrol şartını kaldırdı. ret etmek istediği ortaya çıktı. Emniyet’in izin ver tına alındı. Bu gözaltı, iktidar vekillere, Emniyet’ten ‘ret’ yanı memesi nedeniyle millet cephesinde rahatsızlık yarattı. tı verildi. Bunun üzerine AKP’liler Alican uludağ vekillerinin buradan ayrıldığı belirtildi. Diğer yandan Demir’in ifadesinde, o Emniyet kaynaklarından alınan bilgiye göre, 34 AKP’li vekil, gözaltı sırasında Demir’i Emniyet’ten ayrıldı. Siyasiler ayıklandı dönem yaptığı bazı uygulamalarla ilgi ziyaret etmek üzere Demir’in Emniyet’teki sorgu li dönemin siyasilerine işaret ettiği, an Ankara Emniyeti Ma suyla ilgili de çarpıcı bir detay cak bu bölümlerin sorgu tutanağından li Suçlarla Mücadele ortaya çıktı. Buna göre Demir’e, çıkarıldığı bildirildi. Şube Müdürlüğü’ne kopya çekilen 2010 KPSS sına Demir, FETÖ’nün ÖSYM Başkanlı gitti. Burada Demir’le vına ilişkin delil olarak sak ğı’ndaki yapılanmasına ilişkin soruştur görüşmek istedikle lanan soru kitapçıklarını ne ma kapsamında 8 Nisan 2019’da gözal rini söyleyen AKP’li den imha ettiği ve kurumda Ali Demir ki FETÖ’cü personelle neden çalışmayı sürdürdüğü soruldu. İddiaya göre Demir bu soruya o dönemin siyasetçilerini işaret ederek yanıt verdi. Ancak sorgu sırasında bu bölümler tutanaktan çıkarıldı. Demir, soruların sızdırıldığı tespit edildiği halde 2012 KPSS sınavının neden iptal edilmediği sorusuna karşılık da önemli bir ismi işaret ederek, “Sordum, iptal edilmesin yanıtı alınca iptal etmedik” dedi. Ancak bu bölümler ifade tutanağına yazılmadı. Demir’in sorgu zaptında bu bölüme ilişkin ifadesi sadece şöyle yer aldı: “2012 KPSS sınav sorularının USB’ye kopyalanarak Diyarbakır’a gönderildiğini tespit ettik. Bu sınava yaklaşık 1 milyon 400 bin aday katılmıştı. Ancak sızmanın lokal olduğunu, (Diyarbakır ile) sınırlı kaldığını tespit ettiğimiz için sınav iptal edilmedi. Soru kitapçıklarının, matbaadan soru kitapçığı oluşumundan hemen sonra bir USB’ye kaydedildiği ve Diyarbakır’a giden kutuların altına iliştirildiği kanaatindeyim.” l ANKARA MHP lideri Bahçeli, gündemle ilgili açıklamalarda bulundu Erdoğan’a ‘gönül gönüle gelmeli’ mesajı SELDA GÜNEYSU MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na ‘dokunulmazlık’ çağrısında bulunmasının ardından CHP’den gelen “Hodri meydan” çıkışına “Neyin hodri meydanını yapacağız?” dedi. Bahçeli, önceki gün akşam kendisini izleyen gazetecilerle iftar yemeğinde bir araya geldi. Bahçeli, sorulara özetle şu yanıtları verdi: Fezleke talebinde bulunabilirler: (CHP ile dokunulmazlık tartışması) Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Bey, çok hırçın bir üslupla, gergin bir bakışla tartışma zemini açmış ve YSK’nin 7 üyesi üzerinde isimlendirme yaparak, onları ‘çete’ olarak suçlamıştır. Bu kadar aşırı, kırıcı, karıştırıcı konuşmayı yapan kişi dokunulmazlık zırhına bürünmemelidir. Fezleke ile bir genel başkan, TBMM’ye taşımak yerine, kendisinin iradesiyle TBMM’ye gelmesini demokratik açıdan daha ahlâki bulduğumu ifade etmek için o teklifte bulundum. Ama CHP’nin bazı sözcüleri “Hodri meydan” diyor. Neyin hodri meydanını yapacağız? Getireceksen bu dokunulmazlığı sen getirecektin. Getirmeyeceksen fezleke yoluyla geldiği taktirde, yine TBMM’de kullanacağımız oyu belirleriz. Gönül gönüle gelmemiz lazım: (Cumhurbaşkanı ile ortak miting) Kapı çalmak suretiyle gönül çalmayı birbiriyle kaynaştırarak, bir yol bulmalıyız. Onun için mitingde göz göze geliyorsunuz da gönül gönüle gelemiyorsunuz. Bizim gönül gönüle gelmemiz lazım. Hırsızın üstünü örtmenin manası yok: (CHP’nin İstanbul’daki diğer seçimlerin de iptali itirazı) “Efendim filan tarihten itibaren seçimler iptal edilmelidir” diyor. Bütün bunların hepsinin altı başka anlam taşır. Seçimler iptal edildikten sonra ne olacak? 24 Haziran’ı iptal ettiniz, 2015’i iptal ettiniz. Geriye doğru giderseniz 1946’ya kadar var. Sonra bunun altından Türkiye nasıl kalkacak? Milleti aldatmasınlar. Oyların nereden çalındığının üzerinde mutabakat kuracakları yerde hırsızın üstünü örtmenin bir manası yok. Emre Uslu’nun sloganı: (Her şey çok güzel olacak sloganı) Emre Uslu denen bir kişinin sloganı bu. Bir de bütünleşenler var sloganla. Güroymak’a giderken orada Norşin olarak isim değişik ‘Cem Yılmaz’ı bundan sonra sevmem’ (Sanatçılardan gelen tepkiler) “Herkes Cem Yılmaz Bey’i sever ve çok güler. Ben ise onu görünce ‘Önce bir elbiseni değiştir’ derim. Kravat tak, hatta takma, başka bir şeyler yap. Belediye seçiminde oy vereceksen git ver ama sana yönelmiş sevgiyi siyaseten istismar edip, hepimizin alerjisini toplamaya vesile olma. Yüzde 49’u sevebilirsin ama yüzde 51’e de saygı duy. Ben, Cem Yılmaz’ı bundan sonra sevemem.” liğini ifade ederken “Her şey çok güzel olacak” diyen bir eski cumhurbaşkanı var. Slogan çok yanlış. Bana ille de bir slogan diyorsanız, “İstanbul’da bu kadar gürleyen havada, yağmur bereket varken Yıldırım’lar (Binali Yıldırım) çaksın” derim. öcalan avukatıyla görüşsün: (İmralı ile görüşme) Bu bir talep meselesidir. Avukatıyla uzun yıllar görüşememesinin ısrarlı bir şeklidir. Bir hanımefendi milletvekilinin cezaevinde 160 günden beri ölüm orucu tutmuş olmasındandır. Cumhurbaşkanı’nın ifade ettiği şekliyle; çözüm sürecini kapsamayan ama avukatının talebine verilen bir cevaptır. Bana sorarsanız avukatıyla görüşsün. Yani görüşmese dahi bunlar Kandil’den haberleşiyorlar zaten. Ağızlarına almaları gereken görüşme ‘yat’taki görüşmeler olmalıdır. Valla benim ‘yat’la alakam yok, mitili (yorganı) soruyorsan onun için de yata gerek yok. Yönetim aforoz etsin: (Galatasaray Bahçeli, önceki akşam gazetecilerle iftar yemeğinde bir araya geldi. Cem Yılmaz yanıt verdi İstanbul seçimlerinin iptal edilmesine tepki gösterdiği için eleştirilen isimlerden biri olan Cem Yılmaz sosyal medya üzerinden “Ben bir halk kahramanı değilim, bir komedyenim, haddim hududum belli.. Benim memleketimle ilgili hayalim herkes herkesi sevsin, sevmeyen gayret etsin, şeklindedir.. Nevşehir Belediyesi’ndeki dostumuz da ne zaman Nevşehire bir faydam dokunacaksa çağırsın gelirim :)” açıklaması yaptı. lı Hayri Kozak’ın sözleri) Galatasaray yönetimi o şahsı aforoz etsin. TÜSİAD’a tepki gösterdi: TÜSİAD’ın söylemini doğru bulmuyorum. Şimdi bir başkan çıkmış bir cümle sarf ediyor. Ona o cümleyi tersinden okuturlar. TÜSİAD’ın ciddiye alınır tarafı da kalmamıştır. Hele hele seçim kararının alındığı gün ekonomiyi öne çıkartıp, döviz kuru üzerinde bir takım oynamalar yapmak yakışık bir şey değildir. Adana’da 1 buçuk lira soğan. İsteyene ben iki kamyon gönderebilirim. Ne yapıyorsa yapsın. Öte yandan Bahçeli İstanbul’da dün katıldığı iftar programında “İstanbul şaibesiz, şüphesiz iradeyle yükselmeli. İstanbul tertemiz vicdanlara emanet edilmelidir. İstanbul’un kaderi, terör örgütlerinin, yani haçlı yedeklerinin tasallutuna nasıl havale edilecektir? Neymiş, çok güzel şeyler olacakmış. Yerin dibine batsın sizin güzeliniz” ifadelerini kullandı. l ANKARA ‘Kapadokya sadece Nevşehir’den ibaret değil’ AKP’den Nevşehir Belediye Başkanı seçilen Rasim Arı’nın, Ekrem İmamoğlu’na destek veren sanatçıları, kentteki hiçbir etkinlikte sahneye çıkarmayacağını açıklaması üzerine sosyal medyada ‘boykot’ kampanyası başladı. Arı’nın sözleri üzerine sosyal medyada “#Kapadokyaboykot” etiketiyle yurttaşlar tepki gösterdi. Kapadokya için rezervasyon yaptıran birçok kişi planlarını iptal ettiklerini duyurdu. Bunun üzerine Nevşehir’in Avanos ilçesi Be lediye Başkanı CHP’li Celal Alper İbaş, Kapadokya’nın sadece Nevşehir’den ibaret olmadığını söyleyerek, “Tüm sanatçılarımıza Avanos’un meydanları ve sahneleri açık. Kapadokya hiçbir zaman sanatçı düşmanı olan bir yer değildir” dedi. Hacıbektaş Belediye Başkanı Arif Yoldaş Altıok da “Hiçbir milleti ve insanı ayıplamayınız felsefesi ile sokaklarımız meydanlarımız ve sahnelerimiz tüm sanatçı dostlarımıza sonuna kadar açıktır” açıklamasını yaptı. l İç Politika ‘Her şey çok güzel olacak’ dediler ödülleri geri çekildi! YSK’nin iptal kararı sonrası, Ekrem İmamoğlu’na ten 10 kişiye ödül verilecekti. Süre kısıtlamasının nede destek veren sanatçılardan ni belli” dedi. Moğollar’ın so Cahit Berkay ve Parla Şenol, listi Berkay da Twitter’dan, Kültür ve Turizm Bakanlığı hi Berkay ödül için davet edildiğini an mayesindeki Türkiye Sinema cak “Her şey çok güzel ola Eserleri Sahipleri Meslek Bir cak” paylaşımının ardından liği (SESAM) tarafından ön ödülünün ertelendiğini açık ce ödül için davet edildikleri ladı. Ödülün “Konuşma sü ni ardından ise vazgeçildiğini Şenol releri yetmez” bahanesi ile söyledi. Parla Şenol, Twitter’dan iki ay sonraya ertelendiğini be yaptığı açıklamada, “10 gün önce lirten Berkay, “Asıl sebebinin bu bana yarın için ödül vereceklerini paylaşım olduğunu bilmek hem bildirmişti. Şimdi ‘süre kısıtlama üzücü hem de düşündürücü” de sı’ nedeniyle ödülü geri çekti. Za di. l Haber Merkezi BATI’YI HEDEF ALDI Erdoğan: YSK sağ olsun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İstanbul’da düzenlenen 39. Geleneksel Birlik Vakfı İftarı’nda “Görüş farklılıklarımızın dava arkadaşlığımızın önüne geçmesine müsaade etmemeliyiz” dedi. Birlik Vakfı Genel Merkezi’ndeki programda konuşan Erdoğan, YSK kararını eleştiren Batılı ülkeleri ikiyüzlülükle suçlayarak, “İstanbul seçimlerinde YSK haklı kararımızı teyit etti. YSK kararı üzerinden ülkemizi hedef alanların amacı Türkiye demokrasinin altını oymaktır. Sandıktaki yolsuzlukları görmezden gelmelerinin sebebi budur. Hakkımızı arama mücadelemizi verdik; YSK, onlar da sağ olsun hakkımızı aramamızı tescil ettiler. Türkiye demokrasisi 23 Haziran imtihanından da alnının akıyla çıkacaktır. Bizim de eksiklerimiz, kusurlarımız olmuştur ancak adına Türkiye dediğimiz davamıza ihanetimiz vaki değildir. İç muhasebemizi yapacak, daha kuşatıcı bir anlayışla mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi. Venezüella’daki tutumlarını da hatırlatan Erdoğan, “Karşılarında artık hazırolda bekleyen bir Türkiye olmadığını bir türlü kabul edemiyorlar. Kabul etseler de etmeseler de Türkiye bağımsız ve hukukun üstünlüğünü kabul eden bir ülkedir. Seçimle işbaşına geleni devirmeye çalışanlar bize demokrasiden bahsedemez. Topraklarında darbecileri barındıranlar bize ders veremez. Fitneyi aramıza sokmadık, kardeşliğimize leke sürdürmedik. Karşımızdaki zihniyet FETÖ’nün ağzıyla konuşuyor” diye konuştu. l Haber Merkezi İFTARDA KONUŞTU Davutoğlu sahaya indi Yeni parti kurma çalışmalarına başladığı iddia edilen eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul’da Konyalı Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (KONSİAD) organize ettiği iftar programına katıldı. Davutoğlu, “Allah yolumuzu açık eylesin” dedi. Uzun süredir parti kurma çalışmaları yaptığı iddia edilen Davutoğlu, “Gün gelir hesap günü defterler açıldığında kimin o mirasa sahip çıktığı görülür, kimin ihanet ettiği görülür. Kimin o miras için neleri terk ettiği, kimin de o mirası neredeyse ötekileştirecek şekilde şahsi menfaatler peşinde koştuğu görülür” dedi. l Haber Merkezi JOHANNES HAHN YSK’nin kararı ‘güldürü’ Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn, Yüksek Seçim Kurulu’nun İstanbul seçiminin iptaline ilişkin değerlendirmeler yaptı ve YSK’nin kararı için “güldürü gibi” ifadesini kullandı. Welt am Sonntag gazetesine konuşan Hahn, “Ülkenin güneydoğusunda olduğu gibi seçilmiş belediye başkanlarının seçime katılmalarına sonradan izin verilmemesi hiçbir şekilde kabul edilemez. Türkiye’de vatandaşların seçime yüksek katılımla demokratik olgunluklarını kanıtlamaları göz önünde tutulduğunda bu daha da vahim” dedi. Almanya Cumhurbaşkanı FrankWalterSteinmeier de “Türkiye’nin geleceğine ve demokratik değerlere” büyük değer veren biri olarak YSK’nın İstanbul seçimini tekrar etme kararından ciddi endişe duyduğunu söylemişti. l Haber Merkezi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear