25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 4 MART 2019 PAZARTESİ figenatalay@yahoo.com EDİTÖR: figen atalay TASARIM: emine bilget eğitim Halı saha... Güzel Yurdum’u ne güzel özetliyordu değil mi, hafta içi Diyarbakır Çermik’te yaşanan hadise? Hani şu, malum terbiyesiz Cumhuriyet Savcısı’nın, top oynamak üzere geldiği halı sahadaki öğretmenleri, “Çıkın lan buradan. Ben oynayacağım. Çünkü ben Devlet’im. Polisler benim emrimde. Alayınızı çektiririm lan karakola...” diye “gücünü” kullandığı hadiseden söz ediyorum. Hani şu, normalde aynı gücü pekâlâ kullanmaktan çekinmeyen, Devlet’in öteki güçlü insanlarının bile “Çüş be birader!..” deyip el koymak zorunda kaldıkları hadiseyi diyorum. Meselenin en acı verici yanı da ne biliyor musunuz? İlk duyduğumuzda, belki sövüpsöylenip geçmemize rağmen, bu tür bir davranışı hiç de yadırgamadığımız gerçeği. Yani, bu ülke toprakları için o kadar olağan ve sıradan bir şey ki bu tür çiğlikler. Örneğin, İstanbul trafiğinde zaten adım adım yol alabildiğiniz bir yolda giderken bir anda duyduğunuz düzinelerle siren sesi arasında, herkesin durduğu ve geçecek bir “Devletlu’yu beklemek zorunda bırakıldığı bir an”, aynı şeyleri hissetmiyor muyuz? “Ben Devlet’im lan. Siz duracaksınız ben geçeceğim... Kesin lan yolu... Beklesinler...” diyen kişi, o savcının “bir veya birkaç tık” üstü değil mi? Senin benim onun çatır çatır ödediği vergileri alıp, eşin dostun, oğlanınkızın vakıflarına “bağış” adı altında peşkeş çeken üst akıl da, o savcının “Über ölçekte” bir modeli değil mi? “Ben Devlet’im lan... O parayı nasıl kullanacağıma ben karar veririm. Sen kimsin bunu sorgulayacak? Atayım mı içeri?.. Ha?.. Atayım mı? Alın şunu!” şeysi, yani... Ta 1920 senesinde “Saltanat”ı bilfiil ilga eden TBMM’yi, aradan 97 yıl geçtikten sonra ilga eden ve 16 Nisan 2017’de (hileligayrimeşru referandum ile) rejimi değiştiren irade de aynen, mahut savcı gibi davranmadı mı? “Yemişim lan anayasanızı parlamentonuzu. Çekilin kenara. Bundan böyle benim dediğim olacak. Ne kanunu lan? Bundan böyle KHK ve CK var. Alırım lan içeri!.. Polisim var benim, askerim var. Höööyt!..” demiyor mu? CHP PM üyesi Eren Erdem’i ve nicelerini, satın alınmış veya kiralanmış onursuz gizli tanıkların yalanları ile içeriye atan ve içeride tutan, tutmaya devam eden irade de, aslında aynı “Halı Saha Savcısı”nın ruhunu taşımıyor mu? “Ne hukuku lan? Bana verilen emir böyle. Otur yerine. Atın şunu dışarı (pardon.. içeri)!” diyen duruşma salonu sesi değil mi?  Uğur Dündar’ı, Fatih Portakal’ı filan ekrandan alma emri veren, mikrofon susturan, kalem kıran, dünya rekoru düzeyinde gazeteciyi zindanda süründüren, binlercesini sırf “biat etmiyor, sinmiyor, diz çökmüyor, susmuyor, gerçeği yazıyorçiziyorgösteriyoraraştırıyor” diye tehdit eden ve hayatlarını zorlaştıran irade de, “Halı Saha Savcısı”nın makamından şarkılar çalmıyor mu? “Susun lan!.. Ben Devlet’im. Ya alkışlayacaksınız ve öveceksiniz. Ya da keserim dilinizi. Atarım Silivri’ye!” diye höykürmüyor mu? KHK mağdurlarını, EYT mağdurlarını, hukuk ve iş cinayetleri kurbanlarını, emeği acımasızca sömürülen, işlerinden atılan on binlerin haklarını görmezden gelen, Cumartesi Anneleri’nin acısını dindirmenin yollarını arayacağına, yaralarına benzin döküp ateşe veren kafa da aynı savcının kafası değil mi? “Ne hakkı lan?!.. Çektireyim mi şimdi karakola?..” diye sırıtmıyor mu yüzlerine? Vatan sathı, kocaman bir halı sahadır aslında. Hep “O’nun ve Onlar’ın kazandığı”... Hep 60 geride başladığımız bir maçta, aslında bırakın oynamayı, yeşilliğe adım atmamızın bile yasak olduğu... Bir muhteşem “geri dönüş” gerek bize.  Çare örgütlenmede. Çare örgütlü mücadelede. Farkına var artık. O halı saha aslında senin. Senin dedelerinin kanları ile sulandı çünkü.  Onlarınki işgalci ile pişpirik oynarken, hamamda “halvet” olurken... Deniz yosunlu tasarımlar İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü öğrencilerinin deniz yosunlarını kullanarak ürettikleri üç boyutlu objeler, 22’inci Milano Trienali’nde sergileniyor. Küratörlüğünü New York MoMA’dan Paolo Antonelli’nin üstlendiği Milano Trienali, 1 Eylül’e kadar ziyarete açık olacak. Bazen işgalci türler oldukları düşünülse de iklim değişikliğiyle başa çıkmak konusunda temel bir unsur haline gelen deniz yosunları, Milano’daki “Broken Nature Sergisi”nde sanatseverleri düşünmeye davet edecek. Kızlar daha özgürÇYDD önceliği kız öğrencilere vererek çok sayıda proje yürütüyor ÇYDD’nin öncüleri dört kadın öğretim üyesi Prof. Dr. Necla Arat, Prof. Dr. Aysel Çelikel, Prof. Dr. Türkan Saylan ve Prof. Dr. Aysel Ekşi’ydi. Bundan 30 yıl önce kurulan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) bir yandan çocuklara ve gençlere, eğitim haklarını kullanabilmeleri için eğitim desteği verirken, bir yandan da gereksinimlere göre üretilen onlarca proje ile çocukların, gençlerin, kadınların gelişimlerine katkıda bulunuyor. Derneğin Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel ile ÇYDD’nin kuruluş sürecini, yıllar içinde gelişen faaliyet alanlarını, ulaştığı noktayı, kurumsallaşmasını konuştuk. n ÇYDD hangi nedenlerle kuruldu? Anayasamızın temel ilkeleriyle, Atatürk devrimlerinin tehlikede olduğu, si yasal iktidarın Cumhuriyet değerlerini ve devrimleri korumakta yetersiz kaldığı, özellikle laik eğitimin, kadın haklarının ve Medeni Kanun’un her geçen gün yıpratılması nedenleriyle toplumun devrimler konusunda aydınlatılması ve bu geriye gidişin durdurulması amacıyla bir hareket başlatıldı. Bu hareketin ilk toplantısı 30 sene önce karlı bir kış gününde Türkan Saylan’ın Arnavutköy’deki evinde yapılmıştı. Davet Aysel Ekşi’den gelmişti. Aynı düşünce ve endişeyi paylaşan 3035 kişi bir araya gelmiştik. İlk iş olarak derneğe sağlam bir altyapı kurmak için konferanslar, paneller, sempozyumlar düzenledik. Devrimler, demokrasi ve Cumhuriyet, laiklik, insan hakları ve kadın hakları, eşitlik, birey olmak, siyasal islam, din ve devler ilişkileri... bütün bunları çok büyük gruplar içinde tartıştık. Kızlara öncelik n Sonra neler yaptınız? Bu andığım konuların toplumca içselleştirilmesinin yavaş gelişeceğini biliyorduk. Ama katkımızın bir yerden başlaması gerekiyordu. Tüzüğümüzde çağdaş insan ve çağdaş topluma ulaşma hedefi yazıyordu ve bunun ancak eğitimle olabileceğini biliyorduk. Okullaşma oranının yükseltilmesi, laik bilimsel ve demokrasi eğitiminin güçlendirilmesi ilk amaç olarak görülüyordu. Önceliği kız çocuklarına vermiştik çünkü toplumun yarısını oluşturan kadınların eğitimsiz kalması toplumun gelişmesinin en büyük engeliydi. Kardelenler, Baba Beni Okula Gönder, Anadolu’da Bir Kızım Var Öğretmen Olacak, Her Kızımız Bir Yıldız gibi projelerle kız çocuklarının okullaşmasını artırdık, sürdürülebilir bir eğitimi sağladık. Bu şekilde onbinlerce kız öğrenci çocuk yaşta evlendirilmekten ve taşıyamayacağı ağır yükler altında ezilmekten kurtularak, eğitimli, meslek sahibi, ekonomik gücü olan bireyler olarak topluma kazandırıldı. Aynı şekilde binlerce üniversiteli gencimiz özgür düşünceli, demokrat Atatürkçü bireyler olarak toplumda yerini aldı. Bu anlattığım gelişmeler, o dönemde derneğin efsane genel başkanı Tür Prof. Dr. Aysel Çelikel Halkevleri modeli Genel Başkan Yardımcısı Nihal Kızıl, derneğin fili ve eğitimevi altyapısına göre etkinlik düzenleniyor’’ de projelerinden Eğitimevle di. Yararlanmak için başvur ri ile Üretimden Yeniden manın yeterli olduğu eği Eğitime Projesi (ÜYEP) timevlerinin daha da ge hakkında bilgi verdi. 26 lişmesi için ARGE araştır eğitimevinin her birinde ması yapıldığını, dünyada her yıl yaklaşık 500 kişi ki benzer örnekler incelen nin ihtiyaçları olan eğitimi aldıklarını söyleyen Kızıl, Nihal Kızıl dikten sonra en uygununun Halkevleri Modeli olduğunun ‘’Eğitimevlerinden sosyo kül ortaya çıktığını söyleyen Kızıl, türel olarak gereksinimi olan aileler sayının artması için hem ekonomik öncelikli olarak yararlanıyor. Hedef hem gönüllü desteğine ihtiyaç bu kitlenin gereksinimleri, gönüllü pro lunduğunu vurguladı. kan Saylan’ın çalışmalarıyla başladı. Ciddi yönetim anlayışı n Derneğe duyulan saygı ve güveni neye yoruyorsunuz? Her aile çocuğunun başarılı olması için iyi eğitim almasını, iyi meslek sahibi olmasını hayal eder ve çaba gösterir. Hedef kitlemiz kız çocukları, gençler ve onların eğitimi olunca böyle bir derneğin kurulması çok büyük heyecan yaratmıştı. İkinci olarak derneğin kısa sürede saygın işler yapması, kurallara uygun ciddi bir yönetim kurulu ve yönetim oluşturması saygı duyulmasının diğer bir sebebiydi. Üçüncü olarak Atatürk devrimlerinin belirli çevrelerce yıpratılmaya çalışılması, toplumun aydınlık düşünceli kesimini derin bir endişeye sevk etmişti, devrimlerin korunması heyecan yaratmıştı. Güçlü kurum n Kurumsallaşmaya neden özel bir önem verdiniz? 2009’da sevgili Türkan Saylan’ın ve derneğimizin başına gelenlerin ardından, bir ay içinde Saylan’ın kaybı çalışmalarımıza ivme kazandırdı, yeni bir bakış açısı edindik. İlk işimiz ÇYDD’nin güçlü bir kurum olarak yer almasıydı, bu şekilde saldırılara karşı kendimizi daha iyi koruyabilirdik, bu çalışmalarımız hâlâ devam ediyor. Dernek yöneticilerinin tercihlerine bağlı olmadan, demokratik kurallara göre kamu hizmeti veren, gerektiğinde siyasete ağırlığını koyan misyonu ve vizyonu belli örnek bir kurum olmak hedefimiz oldu. Bugün 110 şubemizle genel merkezin birimleri arasında kurallar çerçevesinde sistemli birçalışma yürütülmektedir. İç eğitim, iç denetim ve şeffaflık bunun önemli bir parçasıdır. n Başarıya ulaştığınızı düşünüyor musunuz? Yaptığımız bu çalışmalar ÇYDD’nin dokunduğu bütün insanların sosyal kültürel, sanatsal değişimi üzerinde etkili oldu, demokrasi bilincini güçlendirdi ancak uzun vadede hayalimiz olan toplumdaki değişim olgusunu gerçekleştirdi diyemem. Çünkü siyasal iktidarın ana politikasıyla bir STK çalışmaları çatıştığında, devletin hâkimiyetinin üstün bir güç olduğu bilinmektedir. Bu nedenle de çalışmalarınız gençlerimizin, çocuklarımız ve kadınlarımızın bilinçlenmesi ve kültürel gelişimesinde çok etkili oldu. Çocuk işçiler okula... ÇYDD, Üretimden Yeniden Eğitime Projesi’ni (ÜYEP) dört uluslararası tekstil firmasıyla sürdürüyor. Projeye göre ana firma kendisine iş yapan taşeron firmalara denetçi göndererek çocuk işçi olup olmadığını ortaya çıkarıyor. Çocuk işçilerin bilgileri derneğe ulaştırılarak üçlü bir protokol yapılıyor. Taşeron firma, tespit edilen çocuk işçinin 15 yaşa gelene kadar hem eğitim masraflarını hem de aile ekonomisine yaptığı katkıyı karşılamak zorunda. Yapmadığı takdirde ana firma ticari ilişkiyi keseceğini bildiriyor. Projede tekstil atölyelerinde çalışmaktan kurtarılan 1115 yaş arasında 100’ün üzerinde çocuk bulunuyor. Bu çocuklardan 80’i eğitimine devam ediyor, bazıları ailesel nedenlerle okula gitmiyor. Çocuk işçiliğinin çok arttığına dikkat çeken Nihal Kızıl, projenin özellikle ağır sanayide, otomotiv ve kimya sanayisinde de sürdürülmesi gerektiğini vurguladı. ANADOLU’DA BİR KIZIM VAR ÇYDD 30 yıl içinde 110 bin öğrenciye eğitim desteği verdi. Çeşitli biçimlerle ulaşılan öğrenci sayısı bunun yaklaşık 6 katı. Dernek halen ortaöğretimden üniversiteye çeşitli kademelerdeki 8 bin öğrenciye burs veriyor. Derneğin süren projelerinden bazıları: 4 Bir ışık da siz yakın 4 Anadolu’da bir kızım var, öğretmen olacak 4 Kadınlarla elele 4 Çocuk Kulübü 4 Kodlamaca 4 Gençlik Birimi 4 Mentorluk Projesi 4 Orada bir okul var, uzakta 4 Bin çiçek açsın, bin fikir yeşersin 4 Çevre Birimi NASIL DESTEK OLURSUNUZ? n Burs verebilir, kayıt ve barınma giderleri için katkıda bulunabilirsiniz. n Projelere bağış yaparak destek olabilirsiniz. n Eğitimevlerinde bilim, sanat, sağlık, hukuk, iletişim, psikoloji, çocuk gelişimi ve tüm sosyal çalışmalar için gönüllü eğitmen olabilirsiniz. n Eğitimevlerinin yapı ve donanımları için destek olabilirsiniz. n ÇYYD ürünlerini alarak, kermeslere katılarak, özel günlerde bağışta bulunarak katkıda bulunabilirsiniz. n Cenaze törenlerinde çelenk servisi aracılığıyla bağış yapılmasını sağlayabilirsiniz. n Tüm şubelerde ve projelerde gönüllü çalışabilirsiniz. ‘Hep hedefime koştum’Okan, tekstil atölyesinden üniversiteye uzanan zorlu yolu başarıyla tamamladı İskenderun Teknik Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu İnşaat Teknolojisi 1. sınıf öğrencisi 20 yaşındaki Okan Yıldız, uzun yıllar çocuk işçi olarak İstanbul’da bir tekstil atölyesinde çalışmış. Ailesinin ekonomik sıkıntıları nedeniyle 6. sınıfta işe başlayan Okan, 15 yaşındayken ÜYEP projesine dahil olarak işi bırakmış, öğrenimini rahatça sürdürebilme şansına sahip olmuş. Bu dönem dışında 11 yaşından itibaren hem çalışıp hem okuyan Okan, hayallerinden de asla vazgeçmemiş. İşe başladığı 6. sınıfta 6 dersten 1’i olduğunu söyleyen Okan, hayatını şöyle anlattı: “Kendime bu notların benim çalışmamla değil istemekle ilgili olduğunu söyledim ve çok çalışmaya başladım. Giderek 1’ler azaldı. Hatta takdir, teşekkürle geçmeye başladım. Lise sona geldiğimde dersaneye gidecek param yoktu. Ailemden hiç destek almadım ama annemin manevi desteği hep arkamdaydı. Sınava kendim hazırlandım, mahalledeki dersanelere gidip kitap istedim. Azim, hedef gerekiyor. Çok zorluklarla okudum ama hep hedefime koştum. Ne engel olursa olsun asla kimse bırakmasın okulunu.’’ Asıl hedefi mimarlık olan Okan , halen öğrenim gördüğü okulu bitirdikten sonra hayalindeki mesleğe kavuşmak için Dikey Geçiş Sınavı’na girecek. Hayaller renklerle buluşuyor Uluslararası Pınar Çocuk Resim Yarışması bu yıl “Hayalini Çiz” temasıyla başlıyor. Yarışma, Türkiye, KKTC ve Almanya’dan 614 yaş arası tüm ilk ve ortaöğretim öğrencilerini bekliyor. Ödül ve sertifikalarını İzmir’de gerçekleşecek ödül töreninde alacak olan minik ressamlar arasından 3 öğ renci, bir yıllık eğitim bursunun da sahibi olacak. Yarışmaya sosyal medya kanalları üzerinden başvurmak isteyen minik ressamların #pinarcocukresimyarismasi hashtagi ile paylaşım yapmaları yeterli. Resimlerin PTT Kargo aracılığıyla da gönderilebileceği yarışma için son katılım tarihi 1 Nisan 2019. Çocuktan al haberi! Altınbaş Üniversitesi Çocuk Üniversitesi kapsamında, ilköğretim çağı çocuklarına iletişimin temellerini anlatmak ve medyayı tanıtmak amacıyla İletişim Atölyesi gerçekleştirildi. Atölye sonunda çocuklar, 8 sayfalık ‘’Defter’’ adını verdikleri bir gazete da hazırladı. Rüya Yüksel, “Çocuklar beş farklı temadaki sayfaları hazırlamak üzere gruplara ayrılıyorlar. Her bir grup ilgili sayfanın editörlüğünü yapıyor’’ dedi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear