02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 8 ŞUBAT 2019 CUMA EDİTÖR: HAZAL OCAK eposta: [email protected] ÇEVRE İlgai* Cumhuriyet Gazetemizin dünkü birinci sayfa manşeti, aslında geçen 40 yıldır sürdürülen bir “Kutlu Dava”nın, icra edilen bir “Kutlu Yürüyüş”ün 17 yılda bu ülkede yaşananların, yaşatılanların, dayatılanların ve 16 Nisan referandumu ile bunların bir “Kutlu Sancak” gibi Ankara’nın en yüksek rakımlı tepelerine ve güzel yurdumun bütün kalelerine, bütün burçlarına, bütün tersanelerine dikilmesinin bir hülasası, bir özeti niteliğindeydi. Elleri dert görmesin, muhabirimiz Emine Kaplan’ın imzasını taşıyan bu haber, gelecek nesillere kalacak binlerce sayfalık belge külliyatının önemli bir parçası olmaya adaydır. Hani, rejimi değiştiren anayasa değişikliği maddelerinin oylanması sırasında hep söylenen bir şey vardı ya: “Gövdemizi siper etmeliyiz (o günlerde gerçekten siper edenlerin emeğine saygım bakidir) bu değişikliklerin geçmemesi için” diye... Hani, rejimin değişmesini millete zorla (ve utanmazca ağır hilelerle) onaylatan 16 Nisan 2017 referandumu öncesinde yapılan uyarı vardı ya: “Antidemokrasi köprüsünden önceki son çıkıştır bu” diye... Hani, 24 Haziran 2018 seçiminden önce yapılan uyarı vardı ya: “Bunların parlamento çoğunluğunu bu kez elde etmeleri, bu parlamentonun ilgası ve imhası anlamına gelir” diye... Her biri... Yani, hepsi. Saray’da, yani parlamentoya alternatif biçimde rejiimin ve devlet yönetiminin odağı haline gelen güç merkezinde son rötuşları yapılmakta olan planlar, TBMM’nin, yani bas bas “Milli irade” diye bağırarak sahtekârca savunuyor göründükleri yasama organının ilgası sürecini sonuca ulaştıracak bir operasyondur. Kısaca (argo tabirle) “Yemişim yasasını, yemişim mebuslarını filan. Bir imza ile, bir kararname ile işlem tamamdır” rejimidir bunun adı. Hani sporda yaygın bir popüler söylem vardır ya: “Taktik maktik yok. Bam!.. Bam!.. Bam!.. Bundan böyle, rejimin adı da: “Yasa Masa Yok. Bundan sonra, Buyruk!.. Buyruk!.. Buyruk!..” (Ferman da diyebilirsiniz.) Anayasada bunun hilafına, bunun aleyhine hususlar varmış filan. Hepsi hikâye. Nereden geri dönecek bu? “Kendilerini bizzat tayin eden Yüce İrade aleyhine oy kullanacak Anayasa Mahkemesi üyelerinden” mi? “Devletin işleyişini hızlandırma” gerekçesi ile Tek Adam rejimini bağırta bağırta kanırta kanırta “Atı (Ç)alıp Üsküdar’ın ötesine dört nala geçirme” harekâtı ile tesis ettiler. Bunlar da, son rötuşlar. Mahkemelerin de, devletin en ufak birimine kadar her kademesinin de bir tek kişinin ve çevresindeki kliğin, daha da vahimi, yeni ve alternatif tarikat ve cemaatlerin (bkz. Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın METASTAZ kitabı) iradesi ile doğrudan tayin edildiği bir sistem, hangi mahkemeden hangi yasal başvuru ile geri döndürülebilir? Geçmiş olsun 99 yıllık Cumhuriyet rejimi, parlamenter rejim yıkılmıştır. Geçmiş olsun. Kendinizi kandırmayınız. Boşuna mı kendimi yırtıyorum? İşte tam da bu nedenle, Türkiye’de geçen iki oylamanın (hileli ve sahte) sonuçlarına direnemediğiniz için bundan sonra ağlaşmanın bir faydası yoktur diyorum. Tam da bu nedenle, o iki (16 Nisan ve 24 Haziran) oylamanın sonuçlarını kabullenmeyecektiniz. Tam da bu nedenle, tamamen (kısmi değil, külliyyen) bu seferki oylamanın da meşru olmayacağını bugünden ilan etmek varken, hâlâ gaflet içinde 1 Nisan 2019 sabahı saat 06.00’yı, hatta belki de 6 saat öncesini, yani gece 24.00’ü beklemeyin diyorum. “Kutlu Sancak” yerinde dalgalanmaktadır.   Hem de Kurucu Babalarımızın 23 Nisan 1920’de diktikleri Cumhuriyet ve Halk İdaresine Dayalı Demokrasi Sancağı’nın düne kadar dalgalandığı burçlarda.   (* İlga: Bir şeyin varlığını ortadan kaldırma) ‘HEPSİ İptal edilmeli’ Danıştay 6. Dairesi, Çevre ve Şehircilik Ba kanlığı tarafından Tekirdağ Malkara ve Marmara Ereğlisi’ne kurulmak istenen kömürlü termik santralların önünü açan plan değişikliğini iptal etti. Kararı Kırklareli’nde yaptıkları basın toplantısıyla duyuran Trakya Platformu temsilcileri “Trakya bölgesindeki tüm termik santral projeleri iptal edilmeli” dedi. Sinop’a ölüm planıÇevre Bakanlığı’ndan, doğa harikası Sinop’u nükleer çöplüğe çevirecek adım Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın doğa harikası Sinop’u nükleer çöplüğe dönüştürülmesinin önünü açacak bir adım attığı ortaya çıktı. Bakanlık Sinop, Kastamonu ve Çankırı’yı kap sayan, şehirlerin anayasada kabul edilen 100 bin ölçekli çevre düzeni planından “dumansız, kokusuz, atık ve artık bırakmayan” ifadesini çıkardı. Bu düzenlemeye karşı dava açacaklarını belirten Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Orhan Sarıaltun, “Bu plan notuna göre bölgede tehlikeli nükleer atık depolanabilir” dedi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 15 Ocak’ta “SinopKastamonuÇankırı Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği”ni askıya çıkardı. Yeni çevre düzeni planında birçok değişikliğe gidildiği görüldü. Planda “Konut dışı kentsel çalışma alanları” bölümünden “dumansız, kokusuz, atık ve artık bırakmayan” ifadelerinin çıkarılması dikkat çekti. Yeni çevre düzeni planını gazetemize değerlendiren Orhan Sarıaltun, “Yeni planda değiştirilen notlar çeşitli esneklikler sağlıyor. Bu esnekliklerin içerisinde özellikle atık konusunda ciddi şeyler yapılacağını bize işaret ediyor. Mesela konut dışı kentsel çalışma alanlarındaki plan notundan ilginç bir şe ‘Şehrimizi riske atmayın’ Kayhan Konukçu Sinop Nükleer Karşıtı Platform Dönem Sözcüsü Kayhan Konukçu ise yeni çevre düzeni planına ilişkin şöyle konuştu: “Bizim zaten başlangıçta şüphelerimizden biri buydu. Nükleer santralden daha çok nükleer atık olarak kullanacaklarını düşünüyorduk çünkü çok geniş bir alan ayırdılar. Normalde dünyada bir nükleer santral 1 kilometrekareye yapılıyor. Sinop’ta 10 kilometkare alan ayrıldı. Yani 10 katı. Bu plan notu değişiklikleri şüphelerimizi haklı çıkardı. Hazırlık yapıyoruz. Dava açacağız. Tabii ki istemiyoruz. Mücadelemize devam edeceğiz. Bizim için nükleer santral ve atığın hiçbir farkı yok. Hatta daha da tehlikeli çünkü atıklar belki de kara ve deniz yoluyla gelecek. Şehrimizi riske atacak. Daha da dirençli olacağız.” kilde ‘dumansız, kokusuz, atık ve artık bırakmayan’ bölümü kaldırılıyor. Bu değişiklik burada bir atık depolaması yapılacağını ve bunun da dumanlı ve kokulu olacağını işaret ediyor. Radyoaktif atıktan bahsediyoruz. Son derece rahatsız edici bir değişiklik. Belli ki burada hep bir şüpheyle yaklaştığımız ve dile getirdiğimiz ama sonuç belgesini görmediğimiz ‘buraya atık alanına çevirecekler’ endişesi teyit ediliyor. Bu plan notuna göre bölgede tehlikeli nükleer atık depolanabilir. Bu çevre düzeni plan değişikliğinde onaylanan plan notları imar yasasına aykırı ifadeler içerdiği gibi planlama bilimi açısından da doğru değil” dedi. Sit statüleri değişebilir “Nükleer santralın yeri imar planlarda belli değil. Daha önce de planlarda böyle yaptılar ancak normalde sınırlandırılması, yönlendirilmesi lazım. Santral tesisinin yerinin belirtilmesinin gerektiği gibi diğer kullanımların da yerinin belli olması gerekiyor. Hâlâ net olarak açıklanmış bir şey yok” diyen Sarıaltun, “Değişikliklerde sadece bu bölümde değil başka rahatsız edici değişiklikler de var. Mesela sit alanlarına ilişkin bir madde var. ‘Sit statüleri değişebilir. Sit statüsü değişirse bu planı değiştirmeden bunları işleyebilirim’ diyor. Bunların hepsi şüphe uyandırıcı, buraya ilişkin gizli bir yapılacaklar listesi olduğunu işaret ediyor” ifadelerini kullandı. Sarıaltun çevre düzeni planında yapılan değişikliklere karşı dava açacaklarını kaydetti. Yeni çevre düzeni planına 13 Şubat’a kadar itiraz edilebilecek. Bölge sakinleri Üsküdar Belediyesi önünde her perşembe günü oturma eylemi yapıyor. Kirazlıtepe’de asbest çıktı TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, İstanbul’da Çamlıca Tepesi’nin eteklerinde Üsküdar Belediyesi tarafından başlatılan kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında yıkılan binalardan asbest tespit etti. Kirazlıtepe Kentsel Dönüşüm İmar ve Güzelleştirme Derneği’nin talebi üzerine Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, 3 Çevre Mühendisi, 3 Harita ve Kadastro Mühendisi, 1 Mimar, 1 İnşaat Mühendisi, 1 Şehir Plancısı, 1 Makina Mühendisi, 1 Elektrik Mühendisi ve 1 Ziraat Mühendisi’nden oluşan teknik heyet 19 Ocak’ta Kirazlıtepe Mahallesi’nde incelemelerde bulunarak bir değerlendirme raporu hazırladı. Raporda “Yapılan analiz sonuçlarına göre, yıkımı gerçekleştirilen binalarda yıkım faaliyetlerininin, asbest maruziyeti yaratmaması adına yönetmeliklere uygun bir şekilde yapılmadığı anlaşılmıştır” denildi. Raporda özetle “Asbest liflerinin rüzgâr ile havaya karışarak geniş alanlara taşınma ihtimali yüksek olduğundan tüm mahalle için de bir risk söz konusu” ifadeleri kullanıldı. Kirazlıtepe Mahalle sakinleri de dün Üsküdar Belediyesi önünde oturma eylemi yaptı. Mahalle sakinleri “Derdimize ilgili makamlar çözüm bulsun, çöğ dağları kaldırılana kadar buradayız” dedi. Minik öğrencilerden doğa projesi Malatya Şehit Elif Livan Anaokulu öğrencileri ilginç bir doğa projesine imza attı. Öğrenciler çevreye katkıda bulunmak amacıyla içine tohum koydukları balonları doğaya saldı. Proje kapsamında öğrenciler içine killi toprakla ha zırlanan tohum toplarını koydukları 250 uçan balonu hep birlikte doğaya bıraktı. Öğrenciler uçan balonların bir süre sonra toprağa düşerek içindeki tohumların toprakla buluşacağını ve yeşereceğini söyledi. l İHA Kadınların zaferi Çerkezköy’de özellikle kadınların başı çektiği mücadele sonucunda Pınarca Köyü’nün yakınında meşe ormanına yapılmak istenen kömürlü termik santral projesi Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumsuz Kararı verilmesiyle iptal oldu. Resmi Gazete’de 2017 yılının Şubat ayında yayımlanan acele kamulaştırma kararı ile birlikte Tekirdağ’da tarım arazilerini de kapsayan 5 bin 450 dönümlük bir alan hakkında kömürlü termik santral kurulması için “acil kamulaştırma” kararı çıkarıldı. 250 bin meşe ağacı Tekirdağ ve Silivri halkı ise santralın tarım arazilerine, doğalarına ve sağlıklarına bir tehdit olduğuna dikkat çekerek hukuk mücadelesi başlattı. Danıştay, 2017 yılının Eylül ayında Çerkezköy Belediyesi’nin “acele kamulaştırmanın durdurulması” istemiyle açtığı davada, yürütmenin durdurulmasına kararı verdi. Kararın ardından proje, 250 bin meşe ağacının bulunduğu alana kaydırıldı. Kömürlü termik santral projesi için 1 Şubat 2018’de Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Halkın Katılımı Toplantısı’na Trakyalılar, salonda yer olmadığı gerekçesiyle alınmadı. Halk dışarıda toplantıya katılmak için mücadele ederken toplantı, “halkın bilgi almak istemediği” gerekçesiyle iptal edildi. Yeşil Barış Hukuk Derneği’nin, Si Trakya’da meşe ormanlarına yapılması planlanan termik santral projesi iptal edildi. Bakanlık, proje hakkında ‘ÇED olumsuz’ kararı verdi. livri Çevre Derneği ile Çerkezköy Termik Santral Projesi için ormanlık alanın enerji üretim alanına dönüştürülmesi hakkında Çevre Düzeni Plan değişikliğine karşı açtığı dava Danıştay’da devam ediyor. Mücadele sonuç verdi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı proje hakkında “ÇED Olumsuz Kararı” verdi. Plan aşamasındaki 40’tan fazla santralın de iptal edilmesini talep eden Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Proje Sorumlusu Onur Akgül “Başta kadınlar olmak üzere Tekirdağlıların, ormanlarını ve yaşam alanlarını korumak için 2 yıldır sürdürdüğü kararlı mücadele sonuç verdi. Bu zafer, tıpkı Gerze ve Pınarca Köyü kadınları. Yırca’da olduğu gibi kömürlü termik santrala karşı yaşamı savunan Tekirdağ halkınındır. Bu proje hakkında verilen ÇED Olumsuz Kararı, bölgenin Çevre Düzeni Planı’nda orman alanını ‘Enerji Üretim Alanı’ olarak tanımlayan değişikliğin de iptal edilmesi gerektiğini ortaya koydu. Trakya’da Vize ve Kırklareli’nde iki kömürlü termik santral projesi daha var. Greenpeace Akdeniz, ‘Olmaz Be Ya’ projesi kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan, Trakya’nın havasını, suyunu, tarım alanlarını olumsuz etkileyecek diğer iki kömürlü termik santral projesinin de iptal edilmesini talep ediyor” dedi. Zonguldak Çatalağzı’ndaki termik santrallar havayı kirletmeye devam ediyor. ‘2 yıl daha kirletecekler’ TBMM Meclis Genel Kurulu’nda gelecek hafta görüşülecek torba yasa tasarısının 45. maddesi baca gazı filtresi olmadan çalışan kömürlü termik santralların iki yıl daha havayı kirletmesine izin verecek. Yasa teklifi, Çanakkale, Kahramanmaraş, Karabük, Kütahya, Manisa, Sivas, Şırnak ve Zonguldak’ta bulunan 10 santralı kapsıyor. Meclis’te torba yasa tasarısına ilişkin görüşmeler başladı ancak 45. maddenin görüşülmesi haftaya kaldı. HEALSağlık ve Çevre Birliği Türkiye Danışmanı Funda Gacal “Türkiye 2019’dan itibaren hava kirliliği sınır değerlerini AB ülkeleri sınır değerlerine indirdi, bu olumlu bir gelişme fakat termik santrallar gibi büyük kirletici sektörlerin de buna uyumlu olması gerekiyor. Örneğin AB ülkeleri 2021’de termik santrallar başta olmak üzere sanayideki hava kirlililiği sınır değerlerini azaltmayı planlıyorlar, bu yasa tasarısı geçerse Türkiye akıntıya karşı kürek çekmiş, insan sağlığını korumak için kaynağında gerekli tedbirleri almamış olacak” dedi. Temiz Hava Hakkı Platformu, yeni torba yasa tasarısındaki madde 45’in getirdiği muafiyet ve sebep olacağı kirliliğe dikkat çeken ortak bir bildiri yayımladı. Bildiride “Milletvekillerimizden, bu santrallere iki yıl daha bizi hasta etme izni verecek madde 45’i Meclis’teki oylamada kabul etmemelerini talep ediyoruz” denildi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear