02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
haber EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: FUNDA YAŞAR ER 38 ŞUBAT 2019 CUMA İş Bankası’na çökmek rejimi çökertmektir Bu başlığı okuyup da “Rejim mi kaldı ki; her şey tek adama bağlı” demeyin: Erdoğan/AKP iktidarının bizzat kendisinin yarattığı, “Ucube Anayasaya” dayalı olan “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” dedikleri Tek Adam Rejimi’nden söz ediyorum. Kendi kurdukları rejim o denli yanlış ve amorf, o kadar tutarsız ve çelişkilerle dolu ve o denli tek bir kişinin iradesine, yeteneklerine ve becerisine bağlı ki, yönetilmesi olanaksız: Rejimi (toplumu, ekonomiyi, siyaseti) yönetemedikçe, Tek Adam’ın yetkilerini arttırıyorlar; yönetilemezliğin en önemli nedenlerinden biri de zaten bu Tek Adamlık olduğu için, rejim daha da yönetilemez hale geliyor. HHH İş Bankası Türkiye’nin en büyük özel bankasıdır. Halk arasında, çok güvenilir ve çok sağlam bir banka olduğu konusunda yerleşmiş bir imajı var. Banka çalışanları bankanın yönetiminde tam söz sahibi; bu yönetim biçimi dünya bankacılık literatüründe örnek olay olarak derslerde okutuluyor. Ülkenin bankacılık sisteminin temel direği. Üstelik Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş ve konulan sermayenin getirisi, Atatürk’ün Türkiye’nin tarihini ve dilini geliştirmek için oluşturduğu Türk Dil ve Türk Tarih Kurumlarına bağışlanmış. Siyasal iktidarlara güvenmediği için Atatürk, vasiyetinin infazını kendi kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi’ne vermiş. İş Bankası yönetimindeki CHP temsilcileri, Atatürk’ün vasiyeti üzerine bu vasiyetnamedeki emirleri yürütmekle (vasiyetnameyi infaz etmekle) sorumlu olan tenfiz görevlileri. HHH Atatürk’ün vasiyetine ilk ihanet 12 Eylül 1980 Askeri Darbecileri tarafından yapılmış, özerk Türk Dil ve Türk Tarih Kurumları iktidarın emrine verilmiştir. Yine Kenan Evren’in emriyle CHP hisselerine el konulması çabası ise Yargıtay’dan ve Anayasa Mahkemesi’nden dönmüştür. Bugünkü iktidarın, Atatürk’ün hisselerinin temsilini CHP’lilerden alıp onun vasiyetine aykırı olarak Damat Albayrak yönetimindeki Hazine’ye devretme çabası, sadece özel mülkiyet hakkının ve özel hukuk kurallarının ihlali anlamına gelmiyor; aynı zamanda Atatürk’ün hatırasına yapılan büyük bir saygısızlığı da içeriyor. HHH İster hayat pahalılığını ve geçim sıkıntısını gündemden düşürmek için yeniden dile getirilmiş olsun... İster artık Cumhuriyet dönemi kazanımlarının satışlarının sonuna gelinmiş, satılacak kaynak kalmamış olduğu için gerçekten el konulmaya çalışılsın... İster Erdoğan’ın anonim şirketi haline getirilen Varlık Fonu’na katma amacı güdülsün... İster Ortadoğulu dostlara peşkeş çekileceği dedikoduları gerçek olsun... İş Bankası’na çökme operasyonu, kendi kurdukları ucube sistemin mülkiyet ve miras haklarını yok ederek tüm hukuk düzenini çökertecek, tüm bankacılık sisteminde ve dolayısıyla ekonomik yapıda deprem etkisi yaparak mevcut krizi arttıracak, yerli ve yabancı sermayeyi korkutarak, ülkeyi tümüyle çöle çevirecektir. Beceriksizlikten, çaresizlikten ve korkudan kendi ayağına kurşun sıkan, kendi yarattığı rejimi “yönetemeyen” bir iktidarla karşı karşıyayız. Parçalı Bulutlu Açık Sağanak Bulutlu Karlı Yağmur Karla K. Yağmur Sisli İstanbul 10/5 Ankara 7/2 İzmir 13/8 Antalya 13/10 Mersin 15/8 Trabzon 12/9 Diyarbakır 9/0 Kars 1/10 Bursa 90/3 0 Adana 150/7 0 Artvin 140/6 0 Çanakkale 70/3 0 Balıkesir 80/3 0 Sivas 30/0 0 Erzurum 10/ 5 0 Eskişehir 50/2 0 Aydın 110/2 0 Gaziantep 60/2 0 Konya 60/2 0 Atina 120/8 0 Berlin 70/5 0 Girne 180/1 3 0 Londra 110/6 0 Moskova 30/60 Paris 90/60 Madrid 170/20 Amsterdam 90/60 Roma 140/70 New York 120/50 Tokyo 90/30 Vahşet netleşiyorŞule Çet için hazırlanan uzman raporu ağır cinsel saldırıyı ortaya koydu ALİCAN ULUDAĞ Ankara’da bir plazanın 20. katında önce tecavüz edilen, ardından aşağı atılarak öldürülen üniversite öğrencisi Şule Çet davasında müşteki avukatlarının Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nda görevli Adli Tıp Uzmanları Prof. Dr. Hakan Kar ve Prof. Dr. Halis Dokgöz’den aldıkları “bilimsel uzman mütalaası”nı mahkemeye sunuldu. Bilimsel mütaalada, Şule Çet’in boynundaki kırığın düşmeden daha çok boynuna “bası” yapılarak oluşmuş olabileceği, otopsi sırasında elde edilen bulguların Çet’in ağır cinsel istismara uğradığını gösterdiği belirtildi. Mütaalada, olay yerinde polisin eksik delil topladığı tespiti de yapıldı. Mahkeme, haklarında kasten öldürme suçundan müebbet hapis istenen sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand’tan TCK’nin 82/1 maddesinde ağırlaştırılmış müebbet hapis öngören “kasten öldürme suçunun beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi” suçundan ek savunma alması dik buliusntkiuAısrpğmdbıaırloraydrnaunu kat çek ti. Bu da mahkemenin, sanıkla ra ağırlaştırılmış müebbet ver me seçeneğinin masada olduğu nu gösterdi. Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi’nde önceki gün gö rülen Şule Çet davası mutalası Deliller toplanmadına ilişkin dikkat çeken tespit ler yapıldı. Olay saatinde hesap Rlanan alkol düzeylerine göre Ça ğatay Aksu’nun alkol zehirlenmesi tablosu içinde olduğu, Berk Akand’ın ise alkol zehirlenmesine maruz kalmak üzere olduğu ve bu alkol düzeylerinde kişilerin muhakeme, koordinasyon kaybı ve dürtü kontrol mekanizmalarında kayıp içerisinde olabilecekleri tespit edildi. Ayrıca Şule Çet’in sadece sağ el 3. ve 4. tırnak altı örneklerinin Berk Akand’ın YSTR DNA’sı ile aynı olduğu belirlendi. Tokalaşan kişilerden tırnak altı bölgesine doku geçmesinin beklenen bir durum olmadığı mütaala edildi. iydrlkdBltttidsdsükejpküiaiııiieırmeelkaen.norÖçkadtÖkryüAhntaöinalrlkabiiaketaünm.plankrpimiepkairiAşklÇantcrasçegıeaıokçe,ğckseleuyşkararöçkiooreuoıtdaağ’nrşktrndtarıailktnlnı,nieeğalaeeenumdaeuslgddrtsytıa;,nn,ısisazaaaüpk,agıavobegm,aşuoyzş“knnkiaöiluımniötŞneçarıkaleokbAririnlıoaurykşltuklünüdriıovaüklçlkliilakiklaiçeyidarelnsydndiş.iarınyoneer’uçnoteiŞcyüurkışbıykürned,ndeşrtui.rueviieaal“iunküvaylellenoerylŞeernetşdiupoçğarsailumieAmnaziremğıÇhltkkişkloişeydkceeNneieiaeatsusijsıemevkisinniıKldtçpavkğşiiyldpekd’eAiaedkoiyeiyaınsnlvii,ılmentdadraRrparğkaideskkltmnlülkeşieAdiııegaeeağelielkazmilbrın,aynaçksienğeniylkirmdıaaimmmanrkıtbmraıgahnedioaaçdsypoeeennAöaıanınapığaayıd.dvykllsrkovlınısmlıMecadnllteianınaaab”dıanışurkünn.neaarrgl.ddaaıtıaGdmdldstAynbüünçsdealloaıı’öddezıiöıvlğk”nı.ırnykaln.leakıneaşsmıda.odn1reru8nRreıal,iaaşonnaı,k Buzdolabı depremi! Gar Muğla’nın Bodrum ilçesi Gümbet Mahallesi Melingeç Sitesi’nde iki katlı evin çatı katındaki buzdolabından kaynaklandığı tahmin edilen patlamada, maddi hasar oluştu. Patlama sonrası evin çatısı ve yan cephesinde, büyük bir gürültüyle çökme oldu. Patlamanın şiddetiyle yola savrulan beton parçaları, park halindeki bir aracın üzerine düştü. Olayda ölen ya da yaralanan olmazken ev ve otomobilde hasar oluştu. Site sakinleri patlama sırasında evlerinin duvarlarının sarsıldığını belirtti. l AA Müdürü’nden itiraf gibi ifade 9 kişinin yaşamını yitirdiği hızlı tren kazasında Müdür Talip Ünal, kazadan sonra hazırlanan tutanağı görevde olmadığı halde imzalamış ursa’da ayrı yaşadığı eşi Aynur Hem BCanıtez’i (46), tabancayla vurarak öldüren Ali Canıtez (51), tutuklan öldürdü dı. Hakkında uzaklaştırma kararı da buhem lunan Canıtez, adliyeye sevk edilirken güldü gazetecilere, “Cinayet bürosundan kaçılmıyormuş” diyerek güldü. l DHA ursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde Eşine BMeryem B, bir yıl önce evlendiği ve bir süredir ayrı yaşadığı eşi Cemil B’nin barış ‘barış ma istedeğini geri çevirmedi. Meryem B’yi tuzağı’ aracına alan Cemil B, eşini öldürerek cesekurdu di ormanlık alana attı. Yakalanan Cemil B, tutuklanarak cezaevine gönderildi. l DHA Şaşmaz’a ‘eve yaklaşmama’ kararı Nagehan Şaşmaz, kendisine “Sana Polat Alemdar gibi davranacağım” dediğini iddia ettiği dizi oyuncusu eşi Necati Şaşmaz hakkında uzaklaştırma kararı aldırdı. Mahkeme kararına göre, Necati Şaşmaz 6 ay süreyle eşine, eşinin işyerine ve konutuna yaklaşamayacak ve silahlarını da polise teslim edecek. İstanbul Anadolu Aile Mahkemesi, şiddet mağduru Nagehan Şaşmaz’ın koruma altına alınmasına karar verdi. Mahkeme, Necati Şaşmaz’a şu tedbirleri koydu: “Konuta, işyerine ve okula yaklaşmaması, gerekli görülmesi halinde korunan kişinin şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına yönelik haller dışında çocuklarına yaklaşmaması, korunan kişinin şahsi eşyalarına zarar vermemesi, iletişim araçları ile rahatsız etmemesi, bulundurulması ve taşınması kanunen izin verilen silahları polise teslim etmesi.” l Haber Merkezi AALİCAN ULUDAĞ nkara Cumhuriyet Başsavcılığı, başkentte 9 kişinin hayatını kaybettiği yüksek hızlı tren kazasına ilişkin soruşturmada TCDD YHT Gar Müdürü Talip Ünal’ın şüpheli sıfatıyla ifadesini aldı. Ünal, Tren Teşkil Memuru (Makasçı) Osman Yıldırım’a, makas eğitimlerinin verildiği iddiasıyla kazadan sonra hazırlanan tutanağa, görevde olmadığı halde imza attığını söyledi. Ankara Başsavcılığı, 13 Aralık 2018’de gerçekleşen ve 9 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasına ilişkin soruşturmayı genişletti. Soruşturma kapsamında tutuklanan makasçı Osman Yıldırım, kontrolör Emir Ercan Erbey ve hareket memuru Sinan Yavuz’un yanı sıra 3 birim amirinin de ifadesinin alan başsavcılığın, bu kez de Ankara Gar Müdürü Talip Ünal’ı şüpheli sıfatıyla ifadeye çağırdığı ortaya çıktı. Makasçı Osman Yıldırım’ın “gerekli eğitimleri almadım” dediği ifadesinden iki gün sonra, “İşbaşı eğitimi verilmiş, imzalatılması sehven unutulmuştur” şeklinde hazırlanan tutanakta imzası da olan Ünal’a, savcılık sorgusunda bu husus da soruldu. Ünal ifadesinde özetle şunları söyledi: “Ben Osman Yıldırım’ın Ankara Gar’da göreve başladığında istiharatli olduğum için görevde değildim. Ayrıca tren teşkil memurlarına eğitim yaptırılması benim bizzat yapacağım görevler arasında değildir.” l ANKARA İslamcılar hâlâ mazlum ve mağdur İslamcılar “masa ve kasa”yı çoktan ele geçirdiler; TBMM’ni işlevsiz hale getirdiler; devlet dairelerini ganimet olarak zaptettiler; adliyeyi, mülkiyeyi ve zaptiyeyi kefere memleketi gibi fethettiler; okulları sübyan mekteplerine, rüştiye ve idadiye, medreseye çevirdiler ve sömürgeleştirdiler; tarikatları sivil toplum örgütü olarak tescil ettiler; anayasayı kubura attılar, yasaları geçersiz saydılar; TSK’yi parti emrine aldılar ama kendilerini hâlâ mazlum sayıyorlar, mağdur hissediyorlar. Çünkü çağının çağdaşı cumhuriyetçilere imreniyorlar, karşılarında aşağılık duygusundan kurtulamıyorlar. Avanta, parapul, malmülk, masa ve kasa, koltuk ve makam yetmiyor; çünkü cumhuriyetçilerle hiçbir konuda (sınavda) yarışamıyorlar, onları yenip rezil edemiyorlar, burunlarını sürtemiyorlar. Çekinmeseler, korkmasalar, her iki cins de kendilerine cumhuriyetçi eşler seçerler. HHH İslamcılar; tek parti döneminde, zulüm gördüklerini iddia ederler. Bu iddianın haklı olduğunu yıllardır yazıyorum. Çünkü: Tekke ve zaviyeler, medreseler kapatılmış; Ulema sınıfının insanlara zulmetme özgürlüğü ile avanta, haraç, rüşvet kaynakları kurutulmuş ve imtiyazları elinden alınmıştı. Özetle: cumhuriyet devrimleri, ulema sınıfını attan indirmiş, eşeğe bindirmeden yaya bırakmıştı. Milliyetçilik, laiklik ve devletçilik egemen duruma geçmişti, cumhuriyetçiler mutluydu. Buna karşın, cumhuriyet ve devrim karşıtları bu dönemi devlet ve toplumun yıkılışı saymaktaydı. HHH “Cumhuriyetin ilk yıllarındaki hükümet politikaları İslami kurumların rollerinin ve işlevlerinin sınırlandırılmasını, ulemanın sosyal ve siyasi sermayesinin değerinin düşürülmesini ve siyasi nüfuzunun yok edilmesini zorunlu kılıyordu. Tehlikede olan yalnızca devlet ve topluma dair vizyonları değildi, geçimleri de risk altındaydı. Şeriye ve Evkaf Vekâleti Mart 1924’te kaldırıldı ve yerine rütbesi düşürülmüş bir Diyanet İşleri Reisliği ikame edildi. Bu yeni devlet birimi doğrudan Başbakan’ın idari yetkisine tabi kılındı ve rol ve işlevleri çok büyük oranda azaltıldı. Aynı dönemde, şeriye mahkemeleri de kaldırıldı ve medreseler kapatıldı. Kısa bir süre sonra İslam şeriatının yargı sistemi içindeki tatbiki tümden sona erdi.”(1) (s.152) HHH Bunlar doğru! Bundan dolayı iktidarsızlaşanların kendilerini “mağdur” hissetmeleri çok doğal. Ama dinsel baskı, namazın, haccın yasaklanması; camilerin kapatılması, ahır, meyhane ve kerhane yapılması kuyruklu yalan. Gerici, mürteci bir sınıf, cumhuriyet düzeni gelince toplumsal yerini, maddî ve manevî imtiyazlarını yitirdi. Tarihin diyalektiğidir bu! Bizde hâlâ “burjuva” yoktur, “zengin” vardır. Demokrat Parti zenginlerine Hacı Ağa denirdi. Günümüzün AKP zenginlerine de ancak Kapıkulu müteahhitleri denilebilir: Devlet kapısına kapılanmış müteahhitler, devlet ihalelerini tapulamış müteahhitler. Ne kadar vergi veriyorlar belli değil, iç talandan kazandıkları paraları inşaattan başka nereye yatırdıkları belli değil. Kapıkulu oldukları için “Saray”a yamanmışlardir. Biat ve itaat sayesinde zenginleştikleri ve burjuvalaşamadıkları için özgürlük ve demokrasiden nefret ederler. HHH 12 Mart ve özellikle 12 Eylül’den önce Müslümanların mağduriyeti diye bir sorun yoktu. Laik orta öğretim ile yüksek okullar ve üniversitede parasızyatılı sistemiyle herkese eşit olanak sunmuştu. Ama onlar yarışmayı değil Osmanlı döneminde olduğu gibi avanta ve kayırılma istiyorlardı. Bu nedenle AKP iktidarında “kopya” yöntemini ihya ettiler. (1) Amit Bein,Osmanlı Uleması ve Türkiye Cumhuriyeti, Kitap Yayınevi, 2012 n ELEKTRİK TRAFOSU yandı 15’i çocuk 21 kişi dumandan zehirlendi Bağcılar’da Fatih Mahallesi Orhangazi Caddesi’nde bulunan 5 katlı bir binanın girişindeki elektrik panosunda dün akşam saatlerinde yangın çıktı ve kısa sürede tüm binayı duman sardı. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri bina sakinleri tahliye etti. Dumandan zehirlenen 15’i çocuk 22 kişi çevrede bulunan hastanelere kaldırıldı. Olayla ilgili inceleme sürüyor. l İHA n yardıma koşmuştu Balıkesir Adliyesi’ndeki gaz sızıntısı can aldı Balıkesir’de, adliye binasında 59 kişinin etkilendiği gaz sızıntısının ardından tedavi altına alınan infaz koruma memuru Savaş Fikret (39), yapılan tüm müdahalelere karşın kurtarılamayarak yaşamını yitirdi. Savaş’ın, gaz sızıntısına maruz kalan kişilere yardım etmek isterken kendisinin de gazdan etkilendiği öğrenildi. Öte yandan hastanede tedavi gören 3 kişi taburcu edildi. l DHA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear