23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 519 Ocak 2019 CUMARTESİ Foça’da ‘uzman’ harekâtı!İlçeye 3 aylığına gönderilen kursiyer askerlerin seçmen yazılmasına CHP tepkili HAKAN DİRİK Yerel seçimler öncesi İzmir Foça’ya “seçmen harekâtı” düzenlendi. İlçedeki seçmen sayısının yaklaşık 5’te 1’i oranında yeni seçmen listelere eklendi. İlçeye gönderilen 4 bin 2 uzman kursiyer, seçmen listelerinde askıya çıktı. Üstelik daha önce kurs görüp gidenler de listeden düşürülmedi. Böylece ilçede 22 bin civarındaki seçmen sayısı 26 bin 31’e yükseldi. Geçen haziran ayındaki Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri öncesinde 1800 uzman kursiyer, Foça’ya gönderilmişti. Bu kişilerden 633’ü, Foça’dan ayrılmalarına karşın askıya çıkarılan seçmen listelerindeki yerlerini korurken, 3 bin 369 İlçeye gönderilen uzman kursiyerleri ile 22 bin olan seçmen sayısı 26 bini aştı. CHP, kışlaya 3 aylığına gelen kursi yerlerin oy kullanmaması için seçim kuruluna başvurdu asker daha geçici görevle kurs için Foça’ya gönderilerek seçmen listelerine eklendi. CHP Foça İlçe Başkanlığı, “seçmen harekâtına” karşı ilk olarak Foça İlçe Seçim Kurulu’na başvurdu. Dilekçede, ilçeden ayrılan 633 kişinin listelerden düşürülmesi istendi. Kurs görmek için yalnızca 3 aylığına ilçeye gelen askerlerin, 5 yıl boyunca kenti yönetecek kişileri seçmek için oy kullanmasının kabul edilemez olduğu vurgulandı. Seçmen sayısı göz önüne alındığında listeye eklenen askerlerin seçimin kaderini be lirleyecek nitelikte olduğu, bunun da adil olmadığı kaydedildi. İlçe seçim kurulu da konuyla ilgili görüş almak için Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) başvurdu. YSK’ye gönderilen yazıda “Nakillerini aldırmayan ve yeni kayıt olmak için müracaat eden askerlerle ilgili ne gibi bir işlem yapılacağının başkanlığımıza bildirilmesi arz olunur” denildi. İktidarın sandığı CHP İlçe Başkanı Baran Gezmiş Yıldırım, “Eğer bu askerler Foça’da oy kullanacaksa biz de başkan adayımızla, meclis üyesi adaylarımızla kışlaya girip oy isteyelim. Ama doğrusu kışlaya siyaset girmemesidir. Ya kendi ikametlerinde, ya da göreve başladıkları yeni yerde oy kullanmaları gerekir” dedi. Yıldırım, listelere eklenen asker kursiyerlerin oy kullanacağı sandıkların iktidarın denetimi altında olacağını ileri sürerek, “Listelere eklenen bu kişiler, aldıkları eğitimden sonra başarılı olurlarsa göreve başlayacak, atanacak kişiler. Dolayısıyla oy kullandıkları sandıklar kontrol altında olacaktır. Yani istenen oyu kullanıp kullanmadığı, atanıp atanmayacaklarını da belirleyecek. İlçedeki seçimin kaderiyle oynamalarına izin vermeyeceğiz” dedi. l İZMİR Şimdiden şaibeliTBMM Genel Kurulu’nda, sahte seçmen kaydı ve nakil iddiaları tartışma yarattı TBMM Genel Kurulu’nda söz alan İYİ Parti ve HDP’li vekiller, yüz binlerce sahte seçmen kaydının ortaya çıktığını belirterek ‘Bu demokrasinin kaybıdır’ dediler TBMM Genel Kurulu’nun iki haftalık tatile girmeden önceki son toplantısında sahte seçmen kayıtları ve nakil iddiaları tartışıldı. İYİ Partili Hayrettin Nuhoğlu, 126 bin 294 seçmenin sahte yazıldığını, FETÖ’nün kapatılmış yurtlarında yüzlerce adres göründüğünü söyledi. HDP Grup Başkanvekili ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, bazı adreslerde yüzlerce seçmenin kayıtlı olduğunu, ancak “bunlar garnizon” denilerek konunun geçiştirildiğini söyledi. Beytüşşebap’a sadece son aylarda Mersin, Adana, Antep ve Hatay gibi illerden tek bir adrese 500 seçmen taşındığını, bunun kim tarafından taşındığı, kimin akrabası olduğu ve hangi aday tarafından organize edildiğinin çok açık olduğunu anlatan Bilgen, bu atmosferde gidilecek bir seçimin şimdiden tartışmalı hale geleceğini söyledi. Bilgen, “İnsanların sandığa olan, seçime olan güvenini, umudunu, karamsarlığa dönüştürmeye, inançsızlığa dönüştürmeye hiç kimsenin hakkı yok. Bu sadece bir muhtarın, bir belediye başkanının kaybetmesi meselesi değil. Bir bütün olarak ülkenin, siyaset kurumunun, demokrasinin kaybı olacak” dedi. Kapatılan FETÖ yurtları... İYİ Partili Hayrettin Nuhoğlu, askı sürecinin uzatılmasını talep ettiklerini, ancak YSK’nin reddettiğini, bu tavrın asla kabul edilemeyeceğini söyledi. Tespitlerine göre 126 bin 294 seçmenin sahte yazıldığını, metruk binalar, boş araziler ve FETÖ’nün kapatılmış yurtlarında yüzlerce adres görüldüğüne dikkat çeken Nuhoğlu, “80 metrekarelik bir apartman dairesinde 40 farklı soyadı taşıyan 82 kişi kayıtlıdır. Gene bunun benzeri, o kadar çok mükerrer demeyeceğim, sahte kayıt vardır ki bu seçimler şaibe altında kalabilir. YSK, vakit çok geçmeden acil tedbirler almak zorundadır” diye konuştu. HDP’li Mehmet Rüştü Tiryaki de, 38 odası olan Iğdır Merkez Polisevi’nin yatak kapasitesinin 70 olduğunu, ancak 374 seçmen kaydedildiğini söyledi. Bunun üzerine MHP’li Yaşar Karadağ, “Evet 6 bini Doğubeyazıt’tan, Hakkâri’den taşıdığınız seçmen” dedi. Sözlerine devam eden Tiryaki, “Bakın polisevlerinde, misafirhanelerde seçmenlerin adres kaydının yapılıp yapılamayacağı bir yana başka bir şeyden söz ediyoruz 38 odalı bir misafirhaneye 374 seçmen kaydedilmiş. Bir başka örnek: Şırnak Yeşilyurt Mahallesi Uludere Caddesi, 23. Jandarma Komutanlığı. Askeri personelin bir kısmının oy kullanma hakkı yok mu? Elbette ki oy kullanma hakkı var. Fakat çarpıcı olan şu: 23. Jandarma Komutanlığı’nda 24 Haziran’daki seçmen sayısı 233, altı ayda, sekiz ayda ne kadar artabilir? Yüzde 100, 200, 300?.. 2 bin 48 olmuş. Yani bin 815 yeni seçmen” dedi. ‘Yeni tabur gitti’ AKP’nin YSK temsilcisi Isparta Milletvekili Recep Özel, “Yeni tabur gitti oraya” diye laf atarken, HDP’li Tiryaki, 24 Haziran’da seçmen sayısı 463 olan Şırnak Merkez Çakırsöğüt Jandarma Komutanlığı’na 400 yeni seçmen geldiğini söyledi. Başka örnekler de veren Tiryaki, ilçe seçim kurullarına başvuru yapan arkadaşlarının savcılığa çağrıldığını, “siz bu kişilerin TC kimlik numaralarını nereden bulduğunuz? Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na aykırı davrandığnıız için hakkında işlem başlatıyoruz” denildiğini söyledi. YSK’nin siyasi partilerle paylaştığı bilgileri kullanarak ilçe seçim kurullarına itirazda bulunduğunu, savcının parti adına itirazı yapan kişileri çağırdığını belirten Tiryaki, “Oysa bu kimlik bilgilerini bize YSK vermişti, yasadışı yollardan elde etmedik” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet Erdoğan, Say’ı dinledi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün akşam dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say’ın Truva Sonatı konserine, eşi Emine Erdoğan ile birlikte katıldı. Konseri Erdoğan ile birlikte Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da izledi. Ayrıca dün Ankara’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşen ABD’li senatör Lindsay Graham da Erdoğan’ın daveti üzerine Say’ın Congressium’daki konserini izledi. Say, Erdoğan’a katılımından dolayı teşekkür etti. Erdoğan’ın katılımı nedeniyle konserin yapılacağı salon içi ve çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Davetliler de yüksek güvenlikten geçirildi. Say, bir süre önce annesinin vefatı dolayısıyla kendisini arayan Erdoğan’ı Ankara’da gerçekleşecek Truva Sonatı prömiyerine davet etmişti. Hayali seçmen sayısı artıyor İLAYDA KAYA 31Mart’ta yapılacak olan yerel seçimlerde oy kullanacak olanların isim listelerinin askıya çıkması ile sahte seçmen kayıtlarına her gün yenileri ekleniyor. CHP’nin tespitlerine göre Bahçelievler’de 1100, Çatalca’da ise yaklaşık 3 bin sahte seçmen kaydı nın olduğu belirlendi. CHP ilçe örgütleri sahte seçmen kayıtlarına ilişkin ilçe seçim kurullarına müracaat etti. Bahçelievler’de sahte seçmen kayıtlarına ilişkin konuşan CHP Bahçelievler Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Avukat Danış Akpolat, ilçedeki işyerlerinde, dükkânlarda, boş depolarda seç men tespit ettiklerini söyledi. Akpolat, ayrıca Şirinevler Hürriyet Mahallesi Sümbül Sokaktaki “Şirinevler Kandil Camii”ne sahte seçmen yazıldığının tespit edildiğini söyledi. CHP Çatalca ilçe Başkanlığı tarafından yaklaşık 3 bin sahte seçmenin tespit edildiği ve gerekli itirazların yapıldığını bildirdi. l İSTANBUL Hatipoğlu rektör de oldu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yayımladığı kararnameyle, Bakan Çavuşoğlu’nun eşi Nigar Hülya Çavuşoğlu, Kamu Gözetim Kurulu üyeliğine getirildi. SİNAN TARTANOĞLU Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, tartışılacak bir atama kararnamesine imza attı. Dini TV programları ile bilinen ilahiyat profesörü ve YÖK üyesi Nihat Hatipoğlu, Gaziantep’te “İslam, Bilim ve Teknoloji” adıyla yeni kurulan üniversiteye kurucu rektör olarak atandı. Erdoğan, yayımladığı yeni kararname ile çok sayıda kurum ve kurul ile birlikte üniversiteye atamalar yaptı. Başkanlık sistemi ile birlikte Cumhurbaşkanlığı teşkilatına eklenen ve 9 politika kurulundan biri olan Yerel Yönetim Politikaları Kurulu üyeliğine yazar Rasim Özdenören atandı. Erdoğan, 2015’te Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nü verirken Özdenören için “Ülkemizin en önemli edebiyatçılarından biridir. Aynı zamanda 7 güzel adamdan biridir. Benim de ağabeyimdir” ifadelerini kullanmıştı. Cumhurbaşkanlığı’ndaki mevcut Koruma Daire Başkanlığı daha önce, Koruma Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne dönüştürülmüş, Koruma Genel Müdürü, Emniyet Genel Müdürü’nün yetkileri ile donatıl Tartışma yaratan sözleri... Hükümete yakın ATV’de yayımlanan dini içerikli programı ile bilinen Hatipoğlu, “dini yorum” adı altında pek çok tepki çeken açıklama yapmıştı. Hatipoğlu’nun tartışmalı açıklamalarından bazıları şöyle: 4 “Teyze kızı, amca kızı, hala kızı, dayı kızı hepsi caiz olan evliliklerdir. Teyze, amca, dayı kızıyla evlenmekte hiçbir dini sakınca yoktur.” 4 “Çırılçıplak yıkanmak mekruh görülmüştür.” 4 “Karıkoca yakınlaşırken çırılçıplak olmaz, üstlerinde bir örtü olacak.” mıştı. Dünkü Kararname ile Koruma Hizmetleri Daire Başkanlığı’na, eski Koruma Daire Başkanı Ramazan Bal getirildi. Adalet Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne Bilal Temel atandı. Avukat Temel, 24 Haziran Başkanlık Sistemi seçimlerine kadar AKP Genel Sekreter Yardımcılığı görevini yürüttü. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun eşi Nigar Hülya Çavuşoğlu da, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu’nun üyesi oldu. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, TürkJapon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Konseyi üyeliğine atandı. Başkanlık sisteminden önce Saray’ın hem sözcüsü hem de Genel Sekreter Yardımcısı olan Kalın, yeni sistemle birlikte Genel Sekreterlik makamı kalkınca başdanışman olarak görevlendirilmişti. TİKA Başkan Yardımcılığı’na ajansın Doğu ve Güney Asya, Pasifik ve La tin Amerika Daire Başkanı Rahman Nurdun getirildi. Nurdun’un MİT Başkanı Hakan Fidan’ın TİKA Başkanlığı’ndan bu yana ajansta görev aldığı görülüyor. Nurdun’un Fidan ile birlikte ortak imza attığı İngilizce bir makalesi de var. İlahiyat profesörü Nihat Hatipoğlu, yeni kurulan “Gaziantep, İslam, Bilim ve Teknoloji Üniversitesi”nin kurucu rektörlüğüne atandı. Zirve Üniversitesi OHAL KHK’si ile kapatılmış, üniversitenin yerleşkesi Gaziantep Üniversitesi’ne bağlanmıştı. Mayıs 2018’de ise Gaziantep Bilim ve Teknoloji Üniversitesi olarak yeniden kurulmuştu. AKP’nin hazırladığı son yasa teklifi ile adı “Gaziantep İslam, Bilim ve Teknoloji Üniversitesi” olarak değiştirildi. Hatipoğlu’nun üniversiteye kurucu rektör olarak atanmasının, isim değişikliğini içeren yasanın yürürlüğe girdiği gün gerçekleşmesi dikkat çekti. Hatipoğlu aynı zamanda YÖK üyesi. Kindar ve dindar nesil yarıyıl tatilinde Çocuklarımız karnelerini aldı, bugünden başlayarak hiç olmazsa iki hafta, daha gün ışımadan kalkıp uykulu gözlerle okula gitme kâbusuna ara verildi. İşin tek iyi tarafı bu. Aydınlık bir güne uyanamamanın nedeni, damadın kışın ortasında sözüm ona enerji tasarrufu yapacağız kandırmacasıyla yaz saati ısrarı. Herhalde elektrik faturalarının kabarmasından bir çıkarı vardır? Eğitimİş, bir Orta Avrupa ülkesi büyüklüğündeki öğrenci nüfusunu (18 milyon!) ve ailelerini, dahası geleceğimizi ilgilendiren eğitim konusunda hazırladığı raporla karanlık sorulara ışık tutuyor. Eğitimde Reis’in açıkladığı düstur neydi? Kindar ve dindar bir nesil yetiştirmek. Dolayısıyla eğitimde teorik ve pratik olarak İslam dininin bir mezhebinin benimsetilmesi ve uygulanması. Geçen yıl çıkarılan bir yönetmelikle bütün eğitim kurumlarında “mescit ve apteshane” açma zorunluluğu getirildi. Diyanet İşleri, MEB ile işbirliği içinde okullarda namaz kılmaktan tutun da camiye gitmeye kadar her tür projeyi gerçekleştiriyor. En son örnek okulöncesi 4 yaşındaki bebelerin camiye götürülerek kafalarının içinin ve dışının örtülmesiydi. Nasıl olduysa burada kız ve erkek bebeler birlikteydi ama eğitimde ikinci adım ayrıştırma üzerine: ortaöğretimde karma eğitim yapma şartı da kaldırıldı. İsteyen müdür okullarda bir tür haremselamlık uyguluyor. Raporun vurguladığı bir başka çarpıcı gerçek, 18 milyon öğrencinin olduğu eğitime bütçeden ayrılan pay. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında eğitim yatırımlarına bütçeden ayrılan pay yüzde 17 iken bu yıl yüzde 5’e kadar gerilemiş! Eğitime ne gerek var, ona ayrılan pay azalırken Diyanet’e ayrılan pay artıyor! Din öğretiliyor da kim öğretiyor, bu da önemli bir soru: gerçek İslamı anlatan bir din adamı olan Cemil Kılıç, Y. Akit gazetesinin işaretiyle öğretmenlikten alınırken TV şovmeni Nihat Hatipoğlu rektör yapılıyor! Eğitimdeki büyük uçurumu nasıl anlatmalı? Parası olan, bütün imkânlarını çocuğunun eğitimine ayıran ailelerin çocukları nitelikli okullarda okuyabilirken yoksulun, garibanın çocuğu ise tarikat yurtlarında sebil oluyor! FETÖ’ye neşter vuruldu da ne oldu, Süleymancıların yurtları yerini dolduruyor. Taşımalı eğitim ve ikili eğitim sorunları sürüyor. Proje adı altında başarılı okulların eğitim kadrosu dağıtılırken asıl amaç bütün okulların başarılı olması mı? Keşke öyle olsa. Olur mu hiç, Anadolu liseleri kapatılıp imam hatip okulu yapılıyor, insanlar kedi enceğini taşır gibi çocuğunu kaydettirecek okul arıyor. Tabii yeni sistemle örgüt eğitim sistemi dışında kalan çocuklar ise ayrı bir gönül yarası, 18 yaşına kadar eğitim her çocuğun hakkıdır, ne demek sen evde eğitim al? Okulda başaramayan çocuk, evde neyi başaracak? Bir sıkıntı da eğitimin niteliği. Lise diploması ne işe yarar? Üniversiteye girmeye. Ya üniversite diploması ne işe yarar? Üniversite kontenjanları artık boş kalıyor. Her beş üniversite mezunundan biri işsiz. Atanamayan öğretmenleri kim yarattı? Yanlış eğitim politikaları! Niye açtınız bu edebiyat, coğrafya, müzik, resim gibi bölümleri, buradan mezun olanlar öğretmen olamayacaksa ne olacak? 15 Temmuz sonrasında kadrolu öğretmen atamalarında getirilen sözlü sınava dayalı öğretmen atamasıyla artık sadece partiden referans kâğıdı getirenler mi öğretmen atanabiliyor? Maalesef! Niye daha çok çocuk? Yakında vizyona girecek bir Lübnan filmi Kefernahüm’ü içim kıyılarak izledim yeni. Önce Filistinli, şimdi de Suriyeli göçmenlerin sefalet içinde yaşamlarını sürdürdükleri, toplumu da birkaç dine ve etnisiteye mensup insanlardan oluşan ülkede bir küçük oğlan çocuğun gözünden yoksulluk anlatılıyor. 12 yaşındaki kız kardeşini hamile bırakıp ölümüne neden olan kişiyi bıçaklamaktan ıslah evine düşen Zain, bir biçimde sesini duyurup toplumun gündemine düşüyor, anne ve babasını kendisini dünyaya getirip böylesine perişan bir hayat yaşamasına neden oldukları için mahkemeye veriyor! Yaşıtları gibi okula gidemiyor, her türlü işte çalıştırılıyor. Anne babası ise sefalet içinde yaşattıkları beş çocuğun üzerine üretime devam ediyor. Zain’in talebi, onların başka çocuklar dünyaya getirmesinin önlenmesi! Oysa baskıcı iktidarların talebi, daha çok çocuk yapılmasıdır. Daha çok çocuk, daha eğitimsiz, daha yoksul, daha kandırmaya uygun seçmen kitlesi. Ucuza çalışacak işgücü. İşte parası ve aklı olanlar bunun için canını yurtdışına atıyor, çocuklarına daha iyi bir eğitim ve daha özgür bir dünya verebilmek için. Pardon yarıyıl tatili yazısıydı değil mi, çocuklarınıza değer verin, gerisi boş! C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear