22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 21 Eylül 2018 185 ay sonra özgür haber EDİTÖR: ASLAN YILDIZ / GÜRER MUT TASARIM: FUNDA YAŞAR ER Yargıtay 16. Ceza Dairesi, CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun cezasını onayıp dokunulmazlık gerekçesiyle infazı durdurdu ve tahliye etti. Gözler Meclis’e çevrildi Yargıtay 16. Ceza Dairesi, MİT TIR’larına ilişkin görüntüleri gazeteci Can Dündar’a verdiği iddiasıyla CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’na verilen 5 yıl 10 aylık hapis cezasını onadı. 24 Haziran seçimlerinde ye OTELDE ZİYARET CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile Berberoğlu, dün akşam Florya’daki Çınar Otel’de bir araya geldi. Berberoğlu, Kılıçdaroğlu’nu otelin kapısında eşi Oya Berberoğlu’yla birlikte karşıladı. Kılıçdaroğlu Berberoğlu’nu kucaklayarak, “geç niden milletvekili seçilmesi ne miş olsun” dileğinde bulundu. İkili deniyle Berberoğlu’na verilen ce özel görüşmek üzere otele geçti. zanın infazını durduran daire, Berberoğlu’nu tahliye etti. Ke sinleşmiş hapis cezası kararının AA TBMM Genel Kurulu’nda okun ması durumunda Berberoğlu’nun vekilliği düşecek ve tekrar ceza Vedat evine girmesi gündeme gelecek. ARIK Kararın Meclis’te okunup okunmayacağı ise TBMM Başkanı Bi ‘Üzerinde düşünülecek bir süreç’nali Yıldırım’ın inisiyatifinde olacak. Öte yandan Berberoğlu için son adalet kapısı Anayasa Mahkemesi kaldı. 5 yıl 10 ay hapis cezası İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, dokunulmazlık dosyalarının TBMM’de kaldırılmasının ardından MİT TIR’larına ilişkin görüntüleri Can Dündar’a verdiği iddiasıyla Berberoğlu hakkında dava açmıştı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 14 Haziran 2017’de “siyasi ve askeri casusluk maksadıyla devletin güvenliği ve iç veya dış siyasal yararları bakımın SİBEL BAHÇETEPE Berberoğlu, 464 gün sonra Maltepe Cezaevi’nden dün akşam saatlerine tahliye edildi.Cezaevi’nden çıkan Berberoğlu’nu CHP milletvekili Sera Kadıgil, ile çok sayıda partili karşıladı. Cezaevi çıkışında konuşan Berberoğlu, “CHP miletvekili olarak Maltepe Cezaevi’ne girdim, yine CHP milletvekili olarak çıkıyorum” dedi. 16 aydır tecritte olduğunu anlatan Berberoğlu, “Takdir edersiniz ki 16 aylık süreç üzerinde düşünülecek, Türkiye’nin karar vermesini gerektirecek bir süreç. Birkaç gün aileme, partime bir danışayım, beni mazur gören, ilginize çok teşekkürler. 16 aydır tecritteyim, az konuşuyorum” dedi. Daha sonra cezaevi yanındaki çay bahçesine giden Enis Berberoğlu, eşi Oya Berberoğlu ve kızı Dilara Berberoğlu ile buluştu. Birbirine sarılan Berberoğlu ailesi özlem giderdi. Enis Berberoğlu, eşine cezaevinde yaptırdığı üzerinde, “Oya Berberoğlu” yazılı Fenerbahçe armalı cüzdan hediye etti. Burada gözyaşları içinde konuşan Oya Berberoğlu şunları söyledi: “Enis’in yarın cezaevine yollayacağım kıyafetlerini hazırlamıştım. Kızım Dilara beni arayıp ‘Anne tahliye kararı verilmiş’ dedi. Tam adalet sonunda mutlak oluşacak, buna inanıyorum. Şimdi yarım buruk bir sevinç ama çok şahane bir sevinç.” Oya Berberoğlu, “Evden çıkmadan önce TBMM Başkanı Binali Yıldırım aradı. ‘Geçmiş olsun. Allah kavuştursun sizi’ dedi. Her şey çok güzel olacak” dedi. CHP milletvekilleri Gürsel Tekin, Sezgin Tanrıkulu, CHP İstanbul İl başkanı Canan Kaftancıoğlu, HDP milletvekili Oya Ersoy da çay bahçesine gelerek “geçmiş olsun” dileklerinde bulundular. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da Berberoğlu’nu telefonla arayarak geçmiş olsun dileklerinde bulundu. dan gizli kalması gereken bilgileri açıklama” suçundan 25 yıl hapis cezasına çarptırmış ve kaçma şüphesi olduğu gerekçesiyle Berberoğlu’nun tutuklanmasına karar vermişti. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi ise Berberoğlu’nun eyleminin “devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama” olarak tanımlamış ve cezayı 5 yıl 10 aya indirmişti. ‘ONAMA FELAKET’ Hukukçu Turgut Kazan, karara şöyle tepki gösterdi: “Yargıtay kararı onadıysa bu felakettir. Anayasanın 83. maddesinin açık ihlalidir. Yargıtay, dokunulmazlığı olan milletvekilini yargılamıştır. Üstelik doku Turgut Kazan Ergün, “Savcılık müebbet hapis cezası istiyordu. Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay müebbet hapis cezası talebini reddetti. Yargıtay 5 yıl 10 aylık cezayı onadı. Biz tahliyei isterken sadece milletvekili seçildiği için is ‘MUTLUYUZ AMA BU ADALET DEĞİL’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Aramıza hoş geldin Enis kardeşim! Adalet uğruna adım adım verdiğimiz mücadeleyi artık birlikte sürdüreceğiz ve haksızlığa uğrayan herkes için adaletin peşinde yürümeye devam edeceğiz. Muharrem İnce: Anayasa Daha önce reddetmişti Yargıtay 16. Ceza Dairesi, temmuzda Berberoğlu’nun yeniden seçildiği gerekçesiyle yargılamada durma ve tahliye kararı verilmesi talebini reddetmişti. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, temyiz incelemesini dün esastan tamamladı. Daire, oyçokluğuyla Berberoğlu’na, “devletin güvenliği, iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği iti nulmazlığı kaldırılmadan. Bana göre Türkiye’de Yargıtay yoktur. Yargıtay’ın kişilere hukuki güvence sağlamayacağı açıktır. Bu bütün milletvekillerine tehdittir, geçen dönem seçilip dokunulmazlığı anayasanın geçici 20. Maddesi kapsamında kaldırılanlar için...” Ergün: AYM’ye gideceğiz Kararı değerlendiren Berberoğlu’nun avukatı Murat tememiştik. Hak ettiği için çıkması gerektiği de vardı” dedi. Türkiye’de bugün 5 yıl 10 ay ceza alan hiç kimseyi hapiste yatıramayacaklarını belirten Ergün, “FETÖ’den 7 yıl 8 ay ceza alanları kararla birlikte tahliye ettiler. Olağanüstü kanun yollarına gitme hakkımız var. Karar düzeltme başvurusu yapacağız. Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunacağız” diye konuştu. Mahkemesi’nin açık kararı varken, bir insanın keyfi için bir insanın hürriyetini gasp ettiler. Geciken adalet adalet değildir. Türkiye’nin yeniden ayağa kalkması için ilk yapılacak iş bağımsız yargıyı tesis etmektir. Hak, hukuk, adalet için hep birlikte mücadele edeceğiz. CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek: Onama kararı son derece yanlış bir karar. Yeniden milletvekili seçildiği için infazı durduruyorsan 24 Haziran’dan barıyla gizli kalması gereken bil sonra niye durdurmadın? Niye ona gileri açıklamak” suçundan verilen 5 yıl 10 ay hapis cezasını onadı. Ayrıca, sürpriz biçimde anayasanın 83/3. maddesi uyarınca milletvekilliği sona erinceye kadar Berberoğlu’nun cezasının infazının durdurulmasına ve salıveril ye, buradan da Meclis’e gön Berberoğlu’nun durdurulan infazı derilecek. Kesin hüküm, da yeniden başlayacak. ha önce HDP’lilere yapıldığı gi HDP Hakkâri Milletvekili Leybi TBMM Genel Kurulu’nda oku la Güven de cezaevinde bulununur, Berberoğlu’nun vekilliği dü yor. Berberoğlu hakkında verilen şürülürse, yeniden cezaevine gi kararın emsal olması durumunrerek kalan cezasını çekmesi ge da Güven hakkında da yargılama ma kararı veriyorsun? Tam bir hukuk garabetiyle karşı karşıyayız. Yargının siyasallaşmasının sonucunu yaşıyoruz. Kararın onanması nedeniyle 1 yıl ve üzeri hapis cezalarının kesinleşmesi durumunda vekilliği düşmesi gündeme gelebilir. Berberoğlu artık ailesiyle olacağı için mesine karar verildi. rekecek. Bu durumda, kararın nın durmadan kesin kararın bel mutluyuz. Ancak bu adalet değil. Vekilliği düşürülebilir Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin O polis hâlâ serbestkararıönceyerelmahkeme Genel Kurul’da okunup okun li olması gerekecek. Bu durummaması konusundaki takdir be da Güven’in tahliyesi için sürecin lirleyici olacak. AKP ve MHP, daha uzun olacağı belirtiliyor. bu yönde bir irade oluşturursa, l ANKARA/Cumhuriyet CHP milletvekili Gürsel Tekin: Mutluyuz ama gerçek mutluluğu bu topraklarda adalet hâkim olunca yaşayacağız. Kurkut davasında mahkeme sanık polis için istenen tutuklama talebini reddetti 7 1. HAFTA İŞÇİLER İÇİN ADALET TALEBİ Avukatların haksız tutuklamalara karşı başlattıkları Adalet Nöbeti, dün 71. kez tutuldu. Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nın önünde buluşan avukatlar adına konuşan Rengin Ergül, 3. havalimanı işçilerinin yargı sürecinde maruz kaldığı sorunları anlattı. Ergül, “Her gün insanlık dışı uygulamalarla karşı karşıya kalan işçiler, yasal hakları olan iş durdurma eylemi gerçekleştirdiler. Bundan dolayı hukuksuzca ve işkence edilerek alıkonuldular. Mahkeme işçileri yargılarken, işveren yargılandı mı ya da bir soruşturma başlatıldı mı? Hayır. Bizler Selçuk Kozağaçlı’nın Tahir Elçi’nin meslektaşları olarak işçilerin yanında olacağız” diye konuştu. Cumartesi Anneleri’ne, avukatlara ve Osman Kavala’ya yapılanların hukuksuzluk olduğuna da vurgu yapan eski Kültür Bakanı Ercan Karakaş, “Yargılanan 17 arkadaşımız, yurttaşların haklarını savunuyorlardı, tutuklandılar. Mahkeme onları serbest bıraktı. 8 saat bile geçmeden yeniden tutukladılar. Bu hukuk rezaletidir” dedi. Silivri’den mesaj Basın açıklamasında, Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı’nın Silivri Cezaevi’nden gönderdiği mesaj da okundu. Kozağaçlı’nın mesajında, “Böyle bir yargı olamaz. Artık bu mücadeleyi bütünsel ve sürekli bir yargının yeniden yapılanması ve adalet mücadelesine dönüştürmeliyiz. Tüm avukatları birlikte mücadeleye çağırıyorum. Bu derebeylik hukukunu, varoş mahkemelerini lağv edelim. Yerine temel hak ve özgürlükleri güvence altına alacak bir inşa için güç birliği yapalım” ifadeleri yer aldı. l İSTANBUL/Cumhuriyet MAHMUT ORAL Diyarbakır’da 2017 Nevruz kutlamalarını izlemek isterken yarı çıplak halde, polis tarafından sırtından vurulan üniversite öğrencisi Kemal Kurkut cinayeti davasında, mahkeme sanık polis Y.Ş.’nin tutuklanması talebini bir kez daha reddetti. Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edilen davada, kasıtla adam öldürmek suçundan ömür boyu ağırlaştırılmış hapis cezası talep edilen tutuksuz sanık polis memuru Y.Ş ve avukatı duruşmaya katılmadı. Duruşmayı Kurkut’un annesi Secan Kurkut ve kardeşi Ferhat Kurkut ile 2013 yılında Lice’deki kalekol yapımının protesto edildiği sırada jandarma tarafından açılan ateşle öldürülen Medeni Yıldırım’ın annesi Fahriye Yıldırım, Selçuk Mızraklı, Saliha Aydeniz, Semra Güzel, Dersim Dağ ve HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Mehmet Şerif Camcı da izledi. Polis yargılanmalı Duruşma da söz alan Kurkut ailesinin avukatı Reyhan Yalçındağ Baydemir, dosyada ve benzeri yaşam haklarının ihlal edildiği diğer tüm dosyalarda, amaçlarının delillerin tam olarak toplanması ve gerçeğe ulaşmak olduğunu söyledi. Bu topraklarda başka insanların öldürülmemesi için adil yargılanma yapılması gerektiğini vurgulayan Baydemir, “İşlenen cinayete dair bilirkişi raporunun sonuç kısmında yapılan belirlemelere ve dosyadaki netliğe rağmen sanığa ilişkin tutuklama talebimiz reddedilmektedir. Olay yerine ait incelenen 118 video görüntüsünden Kurkut’un ölümüne yol açan kurşunlar 3 şahsa işaret etmekte. Ancak bu 3 şahsın ikisi tanık olarak dahi dinlenilmemiştir. Artık cezasızlık politikasına bir kurban daha vermek istemiyoruz. Kolluğun işlediği suçlara ilişkin cezasızlık politikası devam ederse, başka çocuklarımızın aynı akıbete uğramayacağının garantisi olmayacaktır” ifadesini kullandı. Avukat Mehmet Emin Aktar ise “Kameraların gözü önünde işlenen bir cinayetten söz ediyoruz. Bu toplum adına, adaletin gerçekleşmesi adına tutuklama talep ediyoruz” dedi. Söz verilen savcı ise eksik hususların giderilmesi talebinde bulundu. Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık polis Y.Ş’ye dair tutuklama taleplerini reddederek duruşmayı erteledi. l DİYARBAKIR Neden? Yazmalıyım... Yazmalıyız... Yazılmalı... Bu ülkenin emekçileri köle koşullarında, karın tokluğuna, ölümle burun burna, insanlık dışı koşullarda çalıştırılmasın, iş cinayetlerine kurban gitmesin, göçüklerde yangınlarda inşaatlardan düşerek, ciğerleri sökülerek pisi pisine öldürülmesinler, haklarını aradıklarında tekme, yumruk, cop, kurşun yemesinler, karakollardamahkemelerde süründürülmesinler diye yazmalı. Bu ülkenin gençleri çağdaş dünya seviyesinde okullarda eğitilebilsinler, beyinleri hurafe ile değil bilimsel gerçeklerle doldurulsun, din bezirgânlarının elinde heba edilmesin, körpecik beyinlerine safsatalar doldurulmasın, kansızların elinde istismara uğramasın, bu ülkeyi kuran Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının çizdiği yolda, gösterdiği hedefe bağlı yetişsin diye yazmalı. Bu ülkenin akademisyenleri, sadece ve sadece bilimden yana tavır alabilsinler, akademinin kutsallığını savunabilsinler, sorgulasınlar ve sorgulamayıitiraz edebilmeyi öğretsinler diye yazmalı. Bu ülkenin köylüsüçiftçisi, alın terinin, göz nurunun ve sabrının karşılığını alabilsin, ürününün çöpe gittiğini, haczedildiğini, hiç edildiğini görmesin diye yazmalı. Bu ülkenin kadını daha fazla ezilmesin, eşit bireyeşit yurttaş olarak yaşayabilsin, çalışabilsin, ikinci sınıf bir yaratık muamelesi görmesin, itilip kakılmasın, yasalar önünde de eşit sayılsın, şiddetecinayete ve aşağılanmaya maruz kalmasın diye yazmalı. Bu ülkenin hiçbir yurttaşı ezilmesin, sömürülmesin, sınıfdinmezhepırketnik köken temelinde ayrımcılığa uğramasın, bir kuytuda kıstırılıp düşüncelerinden dolayı öldürülmesin, paralı ya da gönüllü faşist katil çetelerin kurbanı olmasın diye yazmalı. Bu ülkenin Berkin’leri, Ali İsmail’leri, Abdocan’ları, Ethem’leri hak ararken, ses çıkarırken, sesini yükseltirken, sesi kısılmaya kalkışılmasın, kalleşçe katledilmesin diye yazmalı. Bu ülkenin anaları, kayıp evlatlarının akıbetini sorguladığı için, meydanlarda coplanmasın, gazlanmasın, kurşunlanmasın, ölen evlatlarının matemini tutarken bir de yuhalanmasın diye yazmalı. Bu ülkenin hukukçusu, hâkimi, savcısı vicdanının sesini dinlesin, kendini “emir kulu” hissetmesin, bu ülkenin avukatı “savunma hakkının kutsallığını” savunduğu için cezalandırılmaya çalışılmasın, hukuk her şeyden üstün olsun diye yazmalı. Bu ülkenin gençleri, çapsız politikacıların günlük veya dönemsel hezeyanları nedeniyle, yaban ellerde alnından vurulup kanlar içinde toprağa düşmesin, sıvasız evlerin, çamurlu sokaklarındaki evlerinin önüne getirilen al bayrağa sarılı tabutları önünde, acılı anababalarınınevlatlarının gözyaşları ile uğurlanmasın. Bu ülkenin insanları, aynı çağdaş demokrasilerdeki gibi, eleştirebilme, sorgulayabilme, itiraz edebilme, örgütlenebilme, sesini yükseltebilme, protesto edebilme hakkına, özgürlüğüne sahip yaşasın, bu özgürlüklerini kullanınca devletin yumruğunu tepesinde hissetmesin diye yazmalı. Bu ülkenin gazetecileri, yazıp çizdiği, düşündüğü, konuştuğu, ima ettiği, hatta “aklından geçirdiği tahmin edilen” haber görüş ve yorumları için yargı önüne çıkarılmasın, soruşturmaya, hakarete, cezaya uğramasın diye yazmalı. Bu ülkede onurlu gazetecilerin, bugün her zamankinden daha cesur olmaya, daha sabırlı ve azimli olmaya, gerçekleri yazmaktan bıkmadan, usanmadan, kalemini, fırçasını, klavyesini, mikrofonunu, kamerasını, yukarıda saydığım on milyonlarca insan için, sömürüye, baskıya, faşizme karşı kullanmaya, sorgulamaya, “ışık olmaya” mecburiyeti var. Çünkü tehlikenin farkındayız. Tam da bu yüzden, bu insanların hukukuna sahip çıkmak gibi de bir görevimiz var. Bu görev uğruna yazmalı. Vaveyla koparmalı. Çığlık atmalı. Susmak yok. Sustukça ses tellerimizi koparmaya kalkışacaklar. Yağma yok! Gazeteciyazar Musa Anter, katledilişinin 26’ncı yılında Diyarbakır’ın Seyrantepe Mahallesi’nde kitlesel bir anma töreniyle anıldı. Musa Anter anmasında fotoğraf krizi yaşandı Vurulduğu yerde anıldı MAHMUT ORAL Gazeteciyazar Musa Anter, katledilişinin 26’ncı yılında Diyarbakır’ın Seyrantepe Mahallesi’nde vurulduğu yerde anıldı. HDP’li milletvekillerinin de katıldığı törende polis, öldürülen diğer gazetecilerin fotoğraflarının taşınmasına izin vermedi. Musa Anter Anıtı önünde gerçekleştirilen anma öncesinde Musa Anter’in fotoğrafları dışında, bölgede farklı tarihlerde katledilen diğer Kürt gazetecilerin fotoğraflarının taşınması konusunda uzun süren tartışmalar yaşandı. Polis önce hiçbir fotoğrafın taşınmayacağını söyledi. Daha sonra sadece Musa Anter’in fotoğrafının taşınmasına izin verebileceğini söyledi. Katledilen diğer gazetecilerin resimlerinin geçen yıl taşındığını hatırlatıl ması üzerine polis, “Geçen sene taşınan posterler arasında illegal unsurlar yoktu” yanıtını verdi. Basın açıklamasında söz alan Özgür Gazeteciler İnisiyatifi Eşsözcüsü Hakkı Boltan, “Demokrasi için mücadele ediyoruz. Ne ıslık çalmak ne Kürtçe konuşmak suçtur. Anmaya müdahale ediliyor. Bu ülkenin Apê Musa’nın görüşlerine ihtiyaçları vardır. Biz gazeteciyiz. Sadece söyleyecek sözümüz, kalemimiz ve kameramız var. Apê Musa’nın gittiği yol, bizim yolumuzdur” diye konuştu. Yapılan konuşmaların ardından Musa Anter’in vurulduğu noktaya doğru kısa bir yürüyüş yapan katılımcılar ellerindeki karanfilleri Musa Anter’in vurulduğu yere bıraktıktan sonra anma sona erdi. l DİYARBAKIR C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear