13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 16 Eylül 2018 EDİTÖR: GÜRER MUT TASARIM: İLKNUR FİLİZ CIA destekli Şili Darbesinin 45. yılı Selam sana Allende! haber 13 Gökçe Gökçen, 27 yaşında CHP Genel Başkan Yardımcısı oldu. 11 Eylül 1973 günü Şili’de General Pinochet komutasındaki askerler tarafından kuşatılan Başkanlık Sarayı’nda bir avuç arkadaşıyla darbeye karşı direnen Sosyalist Başkan Salvador Allende, halkına şöyle sesleniyordu: “Size son kez sesleniyorum. Bu tarihsel sınavda halka bağlılığımı, yaşamımı da esirgeyerek ispatlayacağım...” Sadece Şili halkı değil, ezilen, sömürülen ve ABD’nin hükümranlığına boyun eğmeyen tüm dünya halkları onu vatanına sadık ve onurlu bir insan olarak hatırlıyor. Dünya tarihinde 20. yüzyıl darbeler ve devrimler yüzyılı olarak da geçti. Hafta için de 12 Eylül darbesinin yıldönümü nü ana gazetede ele aldık. Ondan bir gün önce, yani 11 Eylül’de ise Şili darbesinin yıldönümüydü. Ancak MİYASE İLKNUR gündem yoğunluğu ve sayfa sayı mızın azlığı nedeniyle, Şili darbesinin 45. yıldönümünü bugün işliyoruz. 11 Eylül 1973’de CIA ve çokuluslu şirketlerin desteğiyle Şili’de bir dar be yapıldı. Kime karşı? Dünya tari hinde ilk kez halkın oylarıyla işbaşı na gelmiş Sosyalist Başkan Salvador Allende’ye karşı. Bu darbeden 7 yıl sonra da bizde bir darbe yapıldı. Ne gariptir ki yine eylül ayında. İkisi de CIA destekliydi. Ancak birinde sağ bi rinde sol bir parti iktidardaydı. Fakat Türkiye’deki darbe iktidardaki sağ yönetime karşı değil toplumdaki sol uyanışa ve eylemlere karşı yapılmış tı. Her iki darbede de önce terör, kon tak kapatma eylemleri, işveren örgüt lerinin sendikalara ve sol örgütlen melere karşı direnişi, yüksek enflas yonla geniş kitleler kıvama getirilmiş ti. Darbeye karşı direnecek olanlar ise tanklarla, toplarla, işkencelerle, toplu gözaltılarla, gözaltında kaybetmelerle sindirilmişti. Darbe olduktan sonra her iki ülke de de yönetime el koyan cunta, ben zer yöntemlerle varlıklarını uzun yıl lar sürdürdü. Her iki ülkede de dikta törler, kendilerini ve cuntadaki arka daşlarını yargılanmaktan kurtarmak için yasal zırhlar hazırlayarak anaya saya koydular. Gözaltında kaybettikle ri, işkencede öldürdükleri ve sakat bı raktıkları insanların hesabını verme den çekip gittiler bu dünyadan. Neyse bu yazının asıl konusu olan Şili darbesinin hikâyesine geçelim iyisi mi... TİP, 1976 yılında İstanbul Spor ve Sergi Sarayı’nda “Şili Halkıyla Dayanışma Gecesi” düzenledi. Gecede konuşan Behice Boran: “Şili’nin yiğit Başkanı Allende’nin anısı önünde saygıyla eğiliyor ve Şili’deki tüm siyasal tutuklulara özgürlük diliyorum.” Halkçı programı uyguladı örgütleri, Uğur Mumcu’nun dediği gi du. Aynı günlerde sağ terör de tırma 11 Eylül 1973 günü darbeyle dev bi küçük burjuva anarşizmi ve ordu rilen Şili Devlet Başkanı Salvador Al içindeki Pinochet cuntasından oluşu lende, Şili Sosyalist Partisi’nin kuru yordu. cularındandı. Milletvekilliği, senatör Darbenin ilk adımı olarak ordunun lük, bakanlık ve Sosyalist Parti Genel başındaki ilerici Genel Kurmay Baş Sekreterliği görevlerinden sonra Halk kanı Scneider hedef seçildi. Schneider Cephesi’nin kurucuları arasında yer komutasındaki bir orduyu darbeye ik aldı. Üç kez aday olduğu ve kaybetti na etmenin imkânsızlığını gören CIA, ği Cumhurbaşkanlığını, 1970’de kıran onun yerine daha önceden devşirdiği kırana geçen bir seçimde “Halk Birli General Augusto Pinochet’i getirmek ği” adayı olarak kazanınca, Şili’yi kök için Allende’ye yürekten bağlı Genel ten değiştirecek sosyalist bir programı Kurmay Başkanı Schneider’i bir sui uygulamaya koyuldu. kastle ortadan kaldırdı. Bu cinayetin Toprak reformu ve zengin bakır ma ordu içindeki bazı subaylar tarafından denlerini kamulaştırınca çokulus düzenlendiği sonradan anlaşıldı. lu şirketleri, özellikle de Uluslarara Schneider’in öldürülmesi ile sı Telefon ve Telgraf’ı (ITT) canevin Allende’nin en güçlü dayanaklarından den vurdu. Tepki çeken bu uygulama birisi yokedilmişti. Schneider’in öldü lara bir de Küba Devlet Başkanı Fi rülmesinden sonra Şili Hava ve Deniz del Castro’nun ziya Kuvvetleri Komu reti eklenince, CIA tanları ABD ile or Allende’nin devrilme tak manevralar si için düğmeye bas da bulundular. tı. Ancak arkasında 1972 Mart’ında güçlü bir halk deste ABD Hava Kuv ği olan Allende’nin vetleri Komuta devrilmesi için bir ön nı Ryan, Şili Ha hazırlık yapılmalıydı. va Kuvvetleri’nin Basın ele geçirilme konuğu olarak li, terör olayları tır Santiago’da incele mandırılmalı ve “Bi melerde bulundu. zim çocuklar” diyebilecekleri generaller devşirilmeliydi. Fidel Castro 1971 yılında gerçekleştirdiği Şili ziyaretinde Allende ile kucaklaşıyor. Darbenin kilometre taşlarını döşemenin ikinci Öyle de oldu. ITT şirketi seç adımı Şili’yi ekonomik olarak çökert men oylarının yüzde 44’ünü alan mek ve geniş halk yığınlarının des Allende’nin yıkılması için “Milliyetçi teğini ekonomik bunalımla birlikte Muhafazakâr” görüntülerle ortaya çı Allende’nin arkasından çekmek oldu. kan “El Mercurio” gazetesine güçlü mali destek sağlayarak kamuoyunun Kuşatılan bir lider nabzını tutmaya çalışıyordu. Edwards Allende’nin bakır madenlerini çok Ailesi’nin yayın organı olan El Mercu uluslu şirketlerin elinden alıp rio ITT şirketi ile içli dışlıydı. Allen devletleştirmesi ile ABD, ekono de aleyhindeki bütün yazılar bu gaze mik yardımı kesti. Enflasyon te yayımlanıyordu. Denetimlerindeki başdöndürücü bir hızla yük ajanslar aracılığı ile bu yazılar, Güney selirken kamyon sahipleri Amerika’dan Avrupa ile küçük esnaf sokak di ülkelerinde kadar renişine başlıyordu. Al yayılıyordu. lende, kamyon sahiple Allende kar rinin direnişini sert ön şısındaki güç lemlere bastırmak is ler, CIA, ITT, tediğinde bu kez Mercurio ga karşısına sağ terör zetesi, esnaf eylemleri çıkıyor nışa geçti. Sağ terör tırmanınca karşısında bu kez de geniş fotoğrafı okuyamayan sol hareketlerin terörü çıkıyordu. Allende kuşatma altındaydı. Ekonomik, askeri ve güvenlik sorunlarıyla boğuşan Allende’nin kapısı 11 Eylül 1973 günü General Pinochet komutasındaki silahlı kuvvetler tarafından çalındı. Tabii bu, kapıyı tıklatma şeklinde bir çalış değil, tanklarla, silahlı kuvvetlerle ve bombalama tehditleriyle bir çalıştı. Kendisinden teslim olması isteniyordu. Ama sosyalist liderin niyeti hiç de onların istediği gibi değildi. Teslim olmak yerine kendisine inanan, yüreğini yüreğine katan bir avuç arkadaşıyla gerekirse vuruşarak direnme yolunu seçti. Başkanlık Sarayı bombalanmadan önce Allende halkına hitap etti. Halkına son kez seslenen Allende, şunları söyledi: “Size son kez hitap ediyorum. Uçaklar Magallanes radyosunun vericilerini bombaladı. Bu tarihsel geçiş anında, halkıma sadakatimi hayatımla ödeyeceğim. Ama yüz binlerce Şililinin bilincine düşen tohum ergeç yeşerecek. Onların silahları ve güçleri var. Ama toplumsal ilerleyişi şiddet ve cinayetle durduramazlar. Bu ülkenin geleceğini kuracak gençlere sesleniyorum: Şili’de faşizmin geçmişi uzun. Tüm terörist suikastlar, havaya uçurulan köprüler, yıkılan demiryolları, patlatılan petrol kuyuları onların eseriydi. Hepsi satın alınmıştı. Tarih önünde yargılanacaklar. Az sonra sesimi artık duymayacaksınız. Ama hep sizinle olacağım. Beni vatana sadık bir onurlu insan olarak hatırlayın. Halkım kendini savunmalı, ama feda etmemeli. Vatanın emekçileri, ben Şili’ye ve geleceğine inanıyorum. Başka adamlar, başka insanlar ihanetin bastırdığı bu acı karanlığı aydınlatacaklar. Er geç özgür insanın geçeceği kapıları açacak ve daha adil bir toplum kuracaklar. Yaşasın Şili! Yaşasın halk! Yaşasın emekçiler!” Bu son sözlerinin ardından Allende’nin başkanlık sarayı bombalanmaya başlandı. Allende vuruşarak öldü. Yıllar sonra Allende’nin ölmeyip intihar ettiği açıklandı. Yıllar sonra ona itibarı iade edilerek muhteşem temsili bir cenaze töreni düzenlendi. Pinochet’e gelince. 1990 yılına kadar Şili’yi demir yumrukla yö netti. Kendisine direnen 3 bin 200 in sanı kaybetti. Yüzlercesini işkenceden geçirdi. Pinochet, 1990’da halk oyuy la Başkanlıktan düşürülse de yönetimi döneminde ölümünden sorumlu 3 bin kişinin hesabını vermeden ölüp gitti. ‘Seni vatanına sadık onurlu bir insan olarak hatırlıyoruz’ AllendeBüllende tartışması Şili’nin halkoyuyla iktidara gelen ve faşist bir darbe ile devrilen başkanı Allende’nin adı devrimcidemokrat kamuoyunda bilinse de geniş halk yığınları arasında popülerliği Süleyman Demirel sayesinde oldu. 1979 yılında CHP’nin 11’lerle kurduğu koalisyon sırasında bir yandan CİA, diğer yandan esnaf ve sanatkârlar konfedarasyonunun direniş açıklamaları, sağ ve sol terör olaylarının azgınlaşarak artması, kuyruklar, karaborsacılık, TÜSİAD, MESS ve Sanayi Odalarının gazete ilanları ve açıklamalarıyla hükümeti kuşatması tam da Allende’nin son aylarını hatırlatıyordu. Tam da o günlerde, 19 Mart 1979 günü AP Genel Başkanı Süleyman Demirel, düzenlendiği basın toplantısında Ecevit hükümeti için, “Bunların gidişi Allende gidişidir. Allende de Şili’yi aynen böyle idare etti. Ho Şi Minh’in, Mao’nun ve Castro’nun durduğu kapı önünde biz de duruyoruz. Acaba kapıyı kırmadan tokmağı çevirmek suretiyle içeri girilebilir mi, bunu bekliyoruz” açıklamaları Türkiye’de büyük bir tartışmaya yol açtı. Demirel’in bu tarihi sözleri söylediği basın toplantısında bir gazetecinin “Türkiye’de de Amerikan güdümünde silahlı bir darbe söz konusu mudur?” sorusuna ise şu yanıtı vermişti: “Amerikan güdümünde silahlı darbenin olup olmayacağını ben nerden bileyim. Gidiş, Allende gidişidir. Çünkü Allende de bunlar gibi yaptı. Sonu nasıl gelir bilemem.” Bu açıklamadan sonra gazeteciler bu kez Ecevit’e mikrofon uzattılar. Ecevit, Demirel tarafından kendisinin Allende’ye benzetilmesi karşısında “Allende’ye benzetilmekten onur duyarım” demişti. Demirel, bu açıklamaları ile Ecevit’e müthiş bir gol pası vermiş o da bu ortayı doksandan içeri gönderivermişti. Sokak eylemlerine hazırlanan AP’li TESK (Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu) Başkanı Hüsamettin Tiyenşan, Demirel’in bu talihsiz açıklamaları sonucunda ofsayta düşmüş ve “Sırası mıydı bu açıklamanın” diye tepki vermişti. En çok tartışılan söz ise sağcı Tercüman gazetesinin yazarı Ergun Göze’nin “Allende Büllende” benzetmesi olmuştu. Göze’nin bu ironik benzetmesi mizah dergilerine de konu olmuştu. CHP’NİN EN GENÇ MYK ÜYESİ GÖKÇE GÖKÇEN Hayalim gençlerin iktidarı HAZAL OCAK CHP Merkez Yürütme Kurulu’nu (MYK) en genç üyesi Gökçe Gökçen, 27 yaşında. Geçen günlerde CHP İnsan Haklarından Sorumlu Başkan Yardımcısı seçildi. Gökçen’in hayalleri büyük. Siyasete başlama nedenini “Ülkem için bir şey yapmam gerekiyordu, işler iyi gitmiyor” diye özetleyen Gökçen, bir kadın olarak siyasette zorlandığına da dikkat çekiyor. “Gençler arasında da kadınların yeri yok” diyen Gökçen’le yaşamını ve siyaseti konuştuk. n Kendinizi tanıtır mısınız. Galatasaray Lisesi’nin ardından Galatasaray Üniversitesi’nde hukuk okudum. Akademisyen olmaya karar verdim. Fransa’ya yüksek lisansa gittim. Tez döneminde Marmara Üniversitesi’nde Anayasa Hukuku kürsüsüne kadro açılmıştı. Dönüp burada çalışmaya başladım. Bilgi Üniversitesi’nde de insan hakları alanında yüksek lisansa başladım. Siyasete ilgim lisede başladı. İstiklal Caddesi’nin ortasında yatılı okudum. Toplumsal olaylar ve gösterilerle birlikte “Ülkem için bir şey yapmam gerekiyor, işler iyi gitmiyor” dedim. AKP iktidara geldiğinde 2002’ydi ve ben 11 yaşındaydım. O gün bile gözlerimin dolduğunu hatırlıyorum. Sonra siyasetin giderek hayatımı nasıl etkilediğini gördüm. Üniversite sınavına girdikten sonra Bakırköy’de CHP’ye üye oldum. Bakırköy’de 4 yıl kadar ilçe gençlik kolları yöneticiliği yaptım, 4 yıl kadar da Gençlik Kolları Genel Merkezi’nde Dış İlişkiler Sorumlusuydum. Adaletsizliğe karşı... n Hukuku seçmenin özel bir nedeni var mı? Evet, hukuku seçmem tesadüf değil. Adaletsizlik hissettiğimde siyasete yönelmeyi tercih ettim ama aynı anda hukuk da ağır bastı. Bir vatandaş, bir genç olarak hangi kurallara göre yönetildiğim, bana bir yaptırım uygulanacaksa veya tabi olduğun sistem değişecekse bu neye göre oluyor ve benim ne hakkım var öğrenmek hem de adaletsizlikleri gidermek için seçtim. n Bir kadın olarak siyasette zorlandınız mı? Tabii ki zorlandım. Aslında önemsediğim konulardan biri kadınların siyasete katılımı. Gençler arasında da kadınların yeri yok. Bunu biz biraz CHP olarak yüzde 33 cinsiyet kotasıyla aşmaya çalışıyoruz. Kotalar yeterli olmuyor. Kadınların önemli yerlere aday olma cesaretine sahip olması için de bir şeyler yapmamız gerekiyor. Mağdurlarla birlikte hareket edeceğiz n Hedeflerin neler? İnsan hakları problemleri çok geniş. Türkiye bu konuda dünya sıralamasında çok çok alt sıralarda. İnsan hakları ihlali sistematik hale geldi. CHP’de de 1 PM üyemiz, 1 milletvekilimiz ve 5 üyemiz şu an hapiste. Bu kişilerin dosyalarını incelediğimizde çok ciddi delillerin olmadığını görüyoruz. Anayasanın açık hükmüne aykırı bir hapsetme durumu söz konusu. Türkiye’nin sorunlarının bir genele yansıması var bir de gençlere ve kadınlara... Mağdurlarla birlikte hareket eden bir yapı kurmaya çalışacağız. Şu anda cezaevleriyle iletişim halindeyiz. Bunun dışında STK’lerle de çalışmalarınızı arttıracağız. n Siyasete yönelik hayallerin var mı? Değişim ihtiyacını son zamanlarda çokça duyduk. Değişim ihtiyacının gençler ve kadınların önemli noktalarda olmasıyla giderileceğini düşünüyorum. CHP için hayalim kadro değişikliklerinde genç ilçe başkanları, genç belediye meclis üyeleri, genç belediye başkanları, yaş ortalamasının cidden düşmesi, genç MYK, genç genel başkan. Kesinlikle gençlerin iktidarda olduğu bir CHP hayal ediyorum. ‘Gençler siyasetle ilgilenmiyor’ dediler. Fakat 2013’te Gezi direnişi oldu. Gezi direnişinde aslında herkes şunu gördü: Gençler aslında apolitik değilmiş sadece bu siyasetle ilgilenmiyormuş. Simdi biz CHP’de bunu aşmaya çalışıyoruz. Amacımız yerel seçimlerde özellikler gençlerin aday olarak yer alması. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear