25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 27 Mayıs 2018 10 ‘Yiğidim’ çıkmış meydana… CHP ve MHP seçim bildirgelerini açıkladılar. Ciddi, ağırbaşlı bir “köşe” yazarı o günkü yazısını bunlara ayırır, analizler döktürür. Doğru. Ancak ben ne ağırbaşlı bir gazete yazarıyım, ne de analizler döktürecek kadar derin bilgi sahibiyim. Bu bildirgeler üstüne yazmayacağım demek değil. Ama aklımın ermediğini, aklının erdiğine inandığım, güvendiğim meslektaşlara, arkadaşlara sorup danıştıktan sonra yazsam daha iyi olacak. Mesela CHP seçim bildirgesinin ağırlık noktalarından biri (galiba birincisi) maliyeye ve SGK’ye prim borcu takmamış KOBİ’lere, ödediği vergi ve SGK primi kadar krediyi sıfır faizle vermek. Kılıçdaroğlu bildirgeyi açıkladığı toplantıda döndü döndü bunu vurguladı. Ekonomiyi ve daha önemlisi Türkiye’nin geleceğini sağlığa çıkaracak, aydınlığa kavuşturacak bir ekonomik manivela olduğunu uzun uzun anlattı. Mümkün. Ancak ben yine de ekonomi ulemasından birilerine “Bu sahiden çok önemli bir proje mi? Sözü edildiği kadar etkili ve olumlu sonuçlar doğuracak mı” diye soracağım… Yani yoğurdu üfleyeceğim. HHH Zaten kime sorsam, kime danışsam diye düşünür dururken Reis’in sesi Erzurum taraflarından bizim gazeteye, oradan da benim masaya kadar ulaştı. Breh breh breh… Ben de AKP’nin seçim bildirgesini (Onlar “manifesto” diye daha fiyakalı olduğunu sandıkları bir terimi yeğlediler. Bazen de arı Türkçe kullanmamak için “beyanname” diye ninem zamanından kalma bir terimi kullandılar), evet ben, AKP’nin seçim bildirgesini açıkladıktan sonra bu AKP Reis’inin niye sesi soluğu çıkmıyor diye merak ediyordum. Zaten fare doğuran dağdan beter içerikteki “seçim beyannamesini” açıklarken de Reis’in süngüsü epey düşüktü. Acaba dolar kuru mu çarptı diye soruyordum. Yanılmışım. Dün “Yiğidim” Erzurum’da meydana çıktı. Seçim kampanyasının ilk mitingiymiş… Hem de ne çıkış!.. Her bir cümlesi kara mizah sınırlarını zorlayan bir kükremeydi. Birkaç örnek ister misiniz? Reis şöyle buyurdu: “Biz yapılanı her zaman yapıyoruz, yapmaya devam ederiz.” Ne demek bu? Cevap: Hiçbir şey demek bu? Laf kalabalığı bile değil. Bir örnek daha: “… Ey diğer adaylar... Çıkıyorsunuz, yok kurmuş murmuş. Ne kuru ya. Hepsi hikâye bunların…” Ardından devam cümlesini bekledim: “Onların bir doları varsa bizim 4 lira 70 kuruşumuz var. Dolarcıların bize yetişmesi için daha 4, 7 fırın ekmek yemeleri lazım.” O devam cümlesi ondan değil, mitinge katılmış bir başka “AKP yiğidi”nden geldi. Eh böyle başa böyle tarak, böyle Reis’e böyle seçmen… Bitmedi. İzin verin, bir örnek daha aktarayım: “…Faiz lobisi üzerimize yükleniyor. Boşuna yüklenmeyin. Avucunuzu yalayacaksınız. Ben yalnız bir şey söylüyorum. Yastığının altında doları olan, Avrosu olan kardeşlerim. Gidin paranızı TL’ye yatırın. Yerli paraya yatırın. Bu oyunu hep beraber bozacağız…” Ne denir bu kafaya? Mesela “Yemezler reis. Daha önce sana uyduk. 3.90’dan döviz bozdurduk. İki gün sonra dolar 4.21 oldu. Yani alan da kaçan da bir defa olur. Benim dolarımı 3.90’dan kimler kaptı ve o ‘kimler’ benim dolarları birkaç gün sonra 4.21’den satıp cukkasını zahmetsiz doldurdu” dense haksız mı olunur? Bir de “Yeme bizi Reis” dense. O senin faiz lobisi dediğin aslında küresel kapitalizmin tefecileridir. Nerede dolara acilen ihtiyaç duyan o yüzden istese de istemese de faizleri yükseltmek zorunda kalan ülkeler varsa paralarını oraya yollayıp tatlı faiz gelirleri elde ederler. Ancak getirdiklerini geri alamama kaygısı duyduklarında da dolarlarını alıp daha güvenli limanlara yelken açarlar. Yani faiz lobisi filan yok, Reis’in ve partisinin bir parçası, bir halkası olduğu küresel kapitalizm ve onun dümenine oturan finans kapital var. HHH …diye devam edeceğim ama, dedim ama ekonomi benim alanım değil. Biraz daha bu konuyu yazmaya devam edersem Reis’in düştüğü duruma düşeceğim. İyisi mi o duruma düşmemeyim; bugünkü “Tırmık”a burada noktayı koyayım. haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: SERPİL ÜNAY Eğitim İş SendikaSI’NIN ofisinin kapısı kırıldı, ‘BURAYA mescit yapılacak’ denİLdi Üniversitede vandallık Dokuz Eylül Üniversitesi Tınaztepe Yerleşkesi’nde Eğitim İş Sendikası’nın ofisinin kapısı, mescit yapılmak üzere kırıldı. Eğitim İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, “Sendikamız, Dokuz Eylül Üniversitesi’nde yetkili sendika. Hükümete yakın sendika yetki alamadı. Üniversite yönetimi böyle bir şeyi hazmedemediği için hemen faşizan bir baskıya doğru gidiyor. Kimseye söylenmeden kapılar kırılıyor. Orası mescit yapılacak deniliyor. Orayı gasp ediyorlar” dedi. Sendika yöneticileri, yetki kazandıktan sonra uzun süredir sen dikalara verilen odaya yerleşmek üzere çalışmalara başladı. Üniversiteden olur aldıktan sonra odayı boyayıp düzenlediler. Bir süre sonra ise sendika yöneticilerinden odayı mescit yapmak üzere boşaltmaları istendi. Sendika yöneticileri ise başka bir yer gösterilmeden odayı boşaltmayacaklarını bildirdi. Bunun üzerine dün kapı kırılarak içeri girildi. Olayı Cumhuriyet’e değerlendiren Yıldırım, şöyle konuştu: “Buranın tek hâkiminin kendilerinin olduğunu göstermeye çalışıyorlar. Fiziki bir mobbing var. Artık Türkiye’nin özgürlükler, eşitlik, adalet, hak de nilen kavramlarla ilgisi yok. Bu da onun yeni bir tezahürü. Bu baskıyı kabul etmeyeceğiz. Kimse geri adım atmıyor. Korkmuyoruz. Demokratik, sendikal mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu olayın takipçisiyiz. Hukuki olarak da takibini yapacağız. Burası demokratik bir ülke. Demokratik hukuk kurallarına göre çalışmak zorundalar. Hiçbir rektör veya yetkili, kafasına göre, kendi istediği şeyi hukuksuz bir şekilde yapamaz. Özellikle bunu, kırma dökme şeklinde yapanlar mahkemelerde bedelini ödeyecektir. Zaten mevcut bir mescit var.” l İSTANBUL/Cumhuriyet ÖSYM skandalı: Sınav ertelendi ÖSYM tarafından dün Ankara’da 4 bin 732 kişinin girdiği “Sayıştay Denetçi Yardımcısı Adaylığı Sınavı”nda skandal bir sorun yaşandı. İstanbul ve İzmir’de sınav sorunsuz gerçekleşirken Ankara’daki sınavda bilgisayarların bir kısmı açılmadı. Saat 14.45’te başlayan ve bir buçuk saat sürmesi planlanan sınavda bilgisayarlara soruların yüklenememesi nedeniyle problem yaşayan ve sınavdan erken çıkmak zorunda kalanlar yaşananlara tepki gösterdi. Ankara’daki sınav için il dışından gelen çok sayıda aday mağduriyet yaşadı. ÖSYM sınavının ertelenerek ilerideki bir tarihte gerçekleştirileceğini açıkladı. l ANKARA/Cumhuriyet Annelerin oturma eyleminin 23. yıldönümü Cumartesi Anneleri, dün Galatasaray’da 687. kez bir araya gelerek kayıplarının akıbetini sordu. ‘Adalete ulaşmak istiyoruz’ 1994’te Lice’de gözaltına alınarak kaybedilen Mustafa Bulut, Fahri Bulut, Ramazan Bulut, Ekrem Bulut ve Ali Bulut’un dosyalarının açılması istendi Cumartesi Anneleri gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin soruşturulması talebiyle dün 687. kez bir araya geldi. 23 yıldır eylemlerini ve arayışlarını sürdüren anneler bu hafta 1994 yılında Diyarbakır’ın Lice ilçesinde gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Mustafa Bulut ve Mustafa Bulut’un nerede olduğunu sormak için evden ayrılan ancak onlardan da bir daha haber alınamayan Fahri Bulut, Ramazan Bulut, Ekrem Bulut ve Ali Bulut’un dosyalarının yeniden açılmasını istedi. ‘Artık gitsinler’ İlk sözü HDP milletvekili adayı Filiz Kerestecioğlu aldı. Kerestecioğlu, “Kaç kaybımıza ulaşabildik biz bugüne kadar. Burada oturanlar, mücadele yürütenler, biliyorlarki yarın (bugün) 23 yıl dolacak. 23 yıldır hâlâ burada oturup adalet aramaları ve yakınlarına ulaşmak istemele ri ve ulaşamamalarının utancını yaşamayanlar artık gitsinler” dedi. Bir 23 yıl daha burada oturmak istemediklerini aktaran Kerestecioğlu, gerçeğe adalete ulaşmak istediklerini aktardı.  1993 yılında Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde gözaltında kaybedilen Hüseyin Taşkaya’nın kızı Serpil Taşkaya ise “Babam kaybedildiğinde ben yedi yaşındaydım. Bu meydanla yedi ya da sekiz yaşında tanıştım. 687 haftadır da bu meydandayım” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Başbakan olduğu günlerde kendileriyle bir görüşme yaptığını anımsatan Taşkaya, “Somut adımlar atılacağını söylemişti. Ama tek bir adım atılmadı. Yine bir seçim öncesi dönemdeyiz. Biz sevdiklerimizin kemiklerini istiyoruz. Faili meçhul denilen ama failleri belli olanların yargılanmasını istiyoruz. Bizi kirli siyasetinize alet etmeyin” dedi. Mustafa Bulut’un eşi Dilber Bu lut oturma eylemine bir mektup yolladı. “24 yıldır Mustafa’yı bekliyorum” diye başlayan mektupta özetle şu ifadeler yer aldı: “İnsan mezarsız olunca bir gün çıkıp geleceği umudunu kaybetmek istemiyorum. Hâlâ elbiselerini saklıyorum. Benim mezarım da umudumda 24 yıldır özenle sakladığım Mustafa’nın damatlık elbiseleridir. İki cihanda ellerimiz yakalarında olacak. Bize hesap vermezlerse, çocuklarımıza hesap verirler; onlara vermezlerse, torunlarımıza verirler.” Dosyayı yeniden açın Basın metnini oyuncu Nur Sürer okudu. Gözaltında kaybedilişlerinin 24. yılında Bulut ailesi için adalet istediklerini dile getiren Sürer,  “24 yıldır Mustafa ve Fahri Bulut’a ulaşılamadı. Savcıları Bulut ailesinin soruşturma dosyasının yeniden açılması ve adil bir soruşturma yapılması için göreve çağırıyoruz” dedi. l İSTANBUL Tutuklu mektubuna ‘F tipi’ sansür Kırıkkale’den gazetemize gönderilen ve yaşanan işkenceyi anlatan mektup, cezaevinden çıkarılmadı Gezi Direnişi eylemlerinde polisin attığı gaz kapsülüyle öldürülen Berkin Elvan’ın cenazesine katılmak suçlamasıyla 5 Ocak’tan bu yana tutuklu bulunan Devrimci Gençlik Dernekleri Genel Sekreteri Berkay Ustabaş’ın gazetemize gönderdiği mektup, Kırıkkale F Tipi Hapishanesi yönetimince sansürlenerek hapishane dışına çıkarılmadı. Ustabaş ve beraberindeki 12 kişinin Silivri Kapalı Hapishanesi’nden Kırıkkale F Tipi Hapishanesi’ne sürgünleri sırasında yaşanan işkencenin anlatıldığı mektup, işkence ibareleri siyah kalemle çizilerek sansürlendi. Hapishane yönetimi mektubun dışarı çıkarılmasına da izin vermedi. l Haber Merkezi EROL ÖNDEROĞLU ‘Zihniyet değişikliğine ihtiyaç var’ Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, 24 Haziran’dan sonra gazetecilerin koşullarının iyileşip iyileşmeyeceği konusunda, “Eğer iktidar uzlaşıcı sosyal politikalara tekrardan yönelirse, ne yazık ki çok fazla ihtimal veremiyorum şu anda, o zaman sivil toplum da, gazetecilik alanı da rahatlamaya girmiş olur” dedi. Önderoğlu, Avam Kamarası’nda Türkiye’yle ilgili bir toplantıya katılmak üzere gittiği İngiltere’nin başkenti Londra’da BBC Türkçe’nin sorularını yanıtladı. Son altı ayda, gazetecilik meslek örgütlerinin tutuklu gazetecileri ziyaret etmede görece bir kolaylık sağlandığını dile getiren Önderoğlu, “Bunu aslında var olan hukuka aykırı uygulamaların daha fazla ayakta tutulamamasına bağlıyorum. Bir de insan hakları ihlallerinin, gazetecilere yönelik ihlallerin uluslararası kamuoyunda belirgin bir tepkiye neden olmasına da bağlıyorum” dedi. Sayı tartışması Önderoğlu, “İktidarın gazetecilerin mesleklerinden ötürü tutuklanmadığına yönelik sözlerinin uluslararası alanda kabul görüyor mu” sorusuna da “Uluslararası çevrelerde ikna edici bulunmuyor çünkü iktidar çevrelerinin görmezden geldiği sivil toplum hareketi Türkiye’de meslektaşlarıyla sıkı bağlar içerisinde ve araştırma yürüterek bu sonuçlara ulaşıyorlar. Fakat tartışmanın sürekli uluslararası planda sanki rakamda anlaşılamıyormuş gibi yansıması rahatsız edici. Mesele Türkiye’de şu kadar veya bu kadar gazetecinin tutuklu olması değil. Mesele daha köklü bir şekilde hukuk standartlarının kötüye kullanılması. Türkiye’de yargının ciddi anlamda bir zihniyet değişikliğine ve politik müdahalelerle kapatılması gibi, ileri reformlarla iyileştirilmesi gibi bir çözüm var” yanıtını verdi. l İSTANBUL/Cumhuriyet ‘Enis Berberoğlu da Ankara’da olmalıydı’ CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, tutuklu milletvekili Enis Berberoğlu’nun aday tanıtım toplantısına katılmasının keyfi bir şekilde engellendiğini söyledi. Yarkadaş, “Berberoğlu da diğer adaylar gibi toplantıya katılabilmeliydi” dedi. Maltepe L Tipi Cezaevi’nde tutuklu Berberoğlu’nu ziyaret eden Yarkadaş, “Keyfilik ve hukuksuzlukta 349 günü geride bıraktık. Bir milletvekili adayının, aday tanıtımının yapılacağı toplantıya katılamaması demokrasimizin çıtasının yerlerde sürüklendiğini göstermektedir” dedi. Berberoğlu’nun İstanbul 2. Bölge Birinci sıradan aday gösterildiğini belirten Yarkadaş, “AYM, en azından bu somut duruma göre toplanmalı ve Berberoğlu’nu serbest bırakmalıydı” diye konuştu. l İSTANBUL/Cumhuriyet Ali Abalı memleketine uğurlandıYAZARIMIZ İÇİN DÜN Ankara’da TÖREN DÜZENLENDİ, bugün fethiye’de toprağa verilecek Cumhuriyet gazetesini kuran Abalıoğlu ailesinden, spor yazarlığının duayen ismi, yazarımız Ali Abalı son yolculuğuna uğurlanıyor. Ali Abalı için ilk tören, dün Ankara Maltepe Camii’nde düzenlendi. Öğle namazına müteakiben kılınan cenaze namazına, usta yazarın ailesi, çalışma arkadaşları, siyasiler, basın meslek örgütlerinin temsilcileri ile CHP milletvekili Utku Çakırözer, Mustafa Balbay, Bülent Kuşoğ Abalı’nın cenazesine ailesi, arkadaşları, siyasiler ve basın meslek örgütleri temsilcileri katıldı. il Erdem, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, gazetemiz yazarlarından Ahmet Tan, Işık Kansu ve çok sayıda milli sporcu katıldı. Abalı’nın cenazesi bugün memleketi Fethiye’de Yeni Cami’de kılınacak öğle namazının ardından Taşkaya Mezarlığı’nda toprağa verilecek. 1930 Fethiye doğumlu yazar, hayatını spora ve spo run gelişimine adamıştı. Ma lu, bağımsız Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, eski bakanlardan Nec sa tenisinin Türkiye’de yaygınlaşmasında büyük katkıları bulunan Aba mettin Cevheri, Esat Kıratlıoğlu, Ali lı, 1963 yılında Tenis Federasyonu Şevki Erek, Yücel Seçkiner, Ali Na üyeliği yaptı, 1966 yılında Masa Te nisi Federasyonu’nun kuruluşunda bulundu ve ilk başkanlığını yaptı. 1971 yılında Akdeniz Oyunları İcra Kurulu üyeliği yaptı. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda danışmanlık da yapan usta yazar 19731976 yılları arasında Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü’nde Merkez Danışma Kurulu üyeliğinde bulundu. Abalı, TSYD Ankara Şubesi Başkanlığı ve Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeliği görevlerinde de bulundu. Ali Abalı son olarak gazetemiz kurucusu Yunus Nadi’nin yaşamının anlatıldığı “Cumhuriyet ile Özdeşleşmiş Bir Hayat: Yunus Nadi Abalıoğlu” isimli bir kitap kaleme almıştı. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear