23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA nijerya’da camiye saldırı Nijerya’nın Mubi kentinde dün gerçekleşen intihar saldırılarında en az 27 kişi yaşamını yitirdi. Kimi kaynak can kaybını 60 olarak duyurdu. Saldırıların ilki bir camide gerçekleşti, ardından ise yakındaki bir market hedef alındı. Onlarca kişinin yaralandığı saldırılara ilişkin şüpheler radikal İslamcı Boko Haram üzerinde yoğunlaştı. Zirve için ‘Barış Evi’ni önerdi ABD Başkanı Donald Trump, Kuzey Kore lideri Kim Jongun ile yakında yapmayı planladığı tarihi zirve için adres gösterdi. Güney Kore ile Kuzey Kore arasındaki sınırda bulunan, geçen hafta iki ülkenin liderlerini ağırlayan Barış Evi’ne işaret etti. Kim’in nükleer deneme sahasını kapatacağını açıklamasının ardından Güney Kore de sınırda propaganda yayını yapan hoparlörleri kaldırdığını gösteren görüntüleri paylaştı. AB’yi ikna edemediÇarşamba2Mayıs2018 dishab@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 7 ‘MOSSAD ÇALDI’ İsra il Başbakanı’nın önceki günkü “nükleer” sunuşunda ekrana İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin geçmişte yaptığı açıklaması da yansıtıldı. Haaretz gazetesi, Netanyahu’nun suçlamalara kanıt gösterdiği belgelerin İsrail istihbarat servisi Mossad tarafından çalındığı iddiasını aktardı. Buna göre Mossad, 2016’da keşfettiği bir depodan ocak ayında belgeleri çalarak İsrail’e getirdi. AnlaşmaParisMoskova: korunmalı İsrail Başbakanı Binyamin Netahyahu’nun sunduğu belgeleri inceleyeceklerini belirten Almanya’dan “anlaşmanın UAEK kontrolünde olan güçlü bir denetim mekanizmasına sahip olduğu” açıklaması geldi. Öte yandan Netanyahu’nun Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefonda görüştüğü ancak Putin’in bunu yeterince ikna edici bulmadığı gündeme yansıdı. Tass ajansı Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Putin’i telefonla aradığını, “iki liderin nükleer anlaşmanın korunması yönünde fikir birliğinde olduğunu” aktardı. Fransa ve Britanya Dışişleri Bakanlıklarından ise Netanyahu’nun sunduğu belgelerin uluslararası nükleer anlaşmanın önemini kanıtladığı vurgusu yapıldı. Netanyahu’nun çıkışının halihazırda yaşam destek ünitesine bağlı anlaşmayı daha önce defalarca eleştiren Trump’ın elini kolaylaştırdığı yorumları yapılıyor. Öte yandan İsrail, elde ettikleri yeni bulguları incelemek için Uluslararası Enerji Kurumu’nun yanı sıra Britanya, Fransa, Almanya, Rusya’ya da davette bulunduğunu belirtti. ERİVAN’DA YÜKSEK TANSİYON Paşinyan’a yeşil ışık çıkmadı Sokak gösterileri ve siyasi krizle boğuşan Ermenistan’da parlamento dün yaptığı seçimde, muhalif lider Nikol Paşinyan’ın başbakanlığına onay vermedi. Ülkede siyasi krizin ve sokak eylemlerinin büyümesinden endişe ediliyor. İki haftayı aşkın süredir devam eden gösterilerin liderliğini yapan Paşinyan, başbakanlığa aday gösterilen tek milletvekili oldu. Partisi Yelq tarafından aday gösterilen Paşinyan’a meclisteki seçim öncesinde muhalefet partileri destek verdiğini duyurmuştu. İktidardaki Cumhuriyetçi Partisi’nden ise olumsuz yanıt geldi. ‘Siyasi tsunami olur’ Mecliste gün boyu süren tartışmaların sonrasında yapılan oylamada Paşinyan’a 55 “hayır”, 45 “evet” çıktı. Böylelikle başbakanlık koltuğu için Paşinyan yeterli oyu alamamış oldu. Yerel kaynaklar ülke yasasına göre, bir hafta içinde ikinci oylamaya gidilmesi gerektiğine işaret etti. Paşinyan seçimden önce yaptığı konuşmada gösteriler nedeniyle başbakanlığı bırakan Serj Sarkisyan ve eski Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan’ın iktidarı tekrar almak isteğinde olduğunu savundu. “Halkın hoşgörüsünün yanlış yorumlanıp zayıflık olarak görülmesi siyasi bir tsunamiye yol açabilir. Halkın zaferini çalmak istiyorlar, herkesi sokaklara çıkmaya çağırıyorum” ifadesini kullandı. 2015’te yapılan anayasa değişikliğini fırsat olarak değerlendiren Serj Sarkisyan, iki dönem yaptığı cumhurbaşkanlığının ardından yetkileri artırılmış başbakanlığa geçiş yapmış, halkın tepkisi üzerine istifa etmek zorunda kalmıştı. Meclisteki genel kurul toplantısı sırasında bina önünde Paşinyan destekçileri gösteri düzenledi. İsrail Başbakanı’nın İran’ın nükleer anlaşmayı çiğnediği suçlamasına AB Dış İlişkiler Temsilcisi Mogherini’den şu an için ‘delil yok’ çıkışı geldi Gözler ABD Başkanı Donald Trump’ın 12 Mayıs’ta vereceği İran ile 2015 yılında yapılan nükleer anlaşmayla yola devam edip etmeme kararına çevriliyken İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun önceki gün Tahran’ın gizli nükleer faaliyetlerde bulunduğu suçlaması tansiyonu yükseltti. İran’dan sert yalanlama gelirken Avrupa Birliği (AB) “İsrail’in suçlamalarının delili yok” dedi. ABD Başkanı, Netanyahu’nun sunumunun ve son dönemdeki diğer gelişmelerin, İran konusunda kendisinin “yüzde 100 haklı” olduğunu gösterdiğini savundu. Nükleer anlaşmadan ABD’yi çekip çekmeyeceği konusunda “ne olacağını göreceğiz” demekle yetinen Trump, bunun çekilmeleri halinde yeni bir anlaşma müzakere edilmeyeceği anlamına gelmeyeceğini de ekledi. İranlı yetkililer daha önce “nükleer anlaşmanın değiştirilemeyeceği ve tekrar müzakere edilemeyeceği” çıkışını yapmıştı. Pompeo ziyareti sonrası... Beyaz Saray açıklamasında “İran gizli bir nükleer silah programı sürdürüyor. Bunu dünyadan ve kendi halkından saklamaya çalıştı ancak başaramadı” denildi. ABD’nin nükleer anlaşmaya karşı olduğu bilinen, şahin kanattan Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ise “Belgelerin gerçek olduğunu, Tahran’ın çok miktarda materyali stokladığını ve Amad kod adlı gizli projesiyle ilgili evrakları sakladığını, belgelerin İran rejiminin doğruyu söylemediğini şüpheye yer bırakmayacak şekilde kanıtladığını” savundu. Pompeo, ilk yurtdışı ziyaretini hafta sonu Ortadoğu’ya gerçekleştirmiş, Riyad sonrası İsrail’e geçerek Netanyahu ile de bir araya gelmişti. ‘2015’te kapandı’ Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’ndan (UAEK) dün yapılan açıklamada, “Bu konunun 2015’te yayımlanan rapor ile kapanmış olduğunu düşündükleri” vurgulanarak “İran’ın 2009’dan SURİYE GERİLİMİ Netanyahu, İsrail istihbaratı tarafından Tahran’daki gizli bir depoda ele geçirildiğini iddia ettiği belgeleri önceki gün bir basın toplantısı düzenleyerek kamuoyu ile paylaşmış, belgelerin Tahran’ın “Amad projesi” adlı nükleer silah programıyla bağlantılı olduğunu savunmuştu. Suriye devlet televizyonu pazar günü Hama ve Halep kırsalında iki askeri üsse roketli saldırılar düzenlediğini duyurmuş, gözler Suriye’de İran etkisi nedeniyle saldırı tehditlerini yoğunlaştıran İsrail’e çevrilmişti. İran’ın dini lideri Ayetullah Hamaney, saldırıyla ilgili ABD ve müttefiklerini uyararak “Bizi vurursanız, vurulursunuz” dedi. sonra nükleer silah geliştirme aktivitesinde bulunduğunu gösteren emare olmadığı” kaydedildi. AB Dış İlişkiler Temsilcisi Federica Mogherini ise Netanyahu’nun İran ile ilgili açıklamalarında anlaşmanın delindiğine dair bir delil olmadığını söyledi. UAEK’nin İran’ın nükleer faaliyetleri konusunda teknik incelemeler yapmakla yükümlü tek bağımsız kuruluş olduğuna dikkat çekerek kurumun anlaşma sonrasında 10 rapor yayımladığını ve hepsinde de İran’ın kurallara uyduğunun belirtildiğini hatırlattı. Ancak UAEK’nin yeni verileri inceleyeceğine de işaret etti. Kimi analist, “Netanyahu’nun daha önce bilinen detayları aktardığı, İran’ın anlaşmaya uymadığına dair kanıt sunmayı başaramadığı” iddiasında bulundu. Zarif ile Mogherini geçen hafta Suriye donörler toplantısı kapsamında Brüksel’de bir araya gelmişti. ‘YALANCI ÇOBAN’ İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Netanyahu’yu “Tahran’a yönelik eski suçlamaları tekrarlayan yalancı çobana” benzetti. Zarif, Twitter’dan paylaştığı mesajında Netanyahu’nun 2012’de BM Genel Kurulu’nda üzerinde bir nükleer bombayı temsil eden çizimin bulunduğu dövizle birlikte yaptığı sunuma atıf yaparak “Yalancı çoban yine iş başında. BM Genel Kurulu’ndaki karikatür fiyaskosu da azmini kıramadı. Artık sadece küçük bir kesimi kandırabilirsin” dedi. Netanyahu, İran’ın uranyum zenginleştirerek nükleer bomba elde etmede son aşamasında olduğunu iddia etmişti. Zarif, Trump’a da “Anlaşmayı ortadan kaldırmak için Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun çoktan gündeminden çıkmış eski iddiaların üzerine atlıyor... Yalancı çoban tarafından dile getirilen bu koordineli istihbarat iddiaları 12 Mayıs’ın öncesine denk geldi” yanıtını verdi. AFP ajansı dün Deyr ez Zor çevresindeki bir petrol sahasında SDG güçleri ile ABD askerlerinin görüntüsünü yayımladı. Reuters’ın haberinde de Türkiye’nin Afrin harekâtı üzerine SDG’nin Deyr ez Zor’da IŞİD’e karşı operasyonlarını durdurduğu görüşü aktarıldı. Bir SDG’li de “Afrin’e giden üyelerinden kimisinin Deyr ez Zor’a döndüğünü, yeniden IŞİD’e odaklandıklarını” iddia etti. ABD’den ‘sınır’ hamlesi ABD’nin Başkan Donald Trump’ın Suriye’den “çıkma” söylemine karşın sahada farklı tutumu sürerken dün “müttefiklerle birlikte IŞİD’in son kalelerine karşı operasyon başlatıldığı” duyuruldu. ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, bir yandan Ankara’nın terör örgütü olarak gördüğü YPG’nin ana unsurunu oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG), bir yandan da Türkiye’ye yönelik müttefiklik vurgusu yapıldı. “ABD, koalisyon ve aralarında SDG’nin de olduğu yerel ortaklar ile operasyon başlattı” denilirken “koalisyon ve bölgesel ortakların saldırıya uğraması durumunda savunulacağı” vurgusu da dikkat çekti. Açıklamada ayrıca “ABD’nin NATO müttefiki Türkiye ve ortakları İsrail, Ürdün, Irak ve Lübnan ile birlikte bu ülkelerin sınırlarını IŞİD’den korumak için çalı KARARGÂH LAĞVEDİLDİ ABD öncülüğündeki Birleşik Görev Gücü Kara Operasyonu’nun, Bağdat’taki ana karargâhlarını, IŞİD’e karşı verilen “büyük mücadelenin sona erdiği” gerekçesiyle lağvettiği savunuldu. Bağdat yönetimi geçen yıl IŞİD’e karşı zafer ilan etmişti. Ancak cihatçı örgüte yönelik operasyonların sürdüğü biliniyor. şacağı, müttefiklerinden ve bölgesel ortaklarından kurtarılan alanlarda istikrarı sağlamak için daha fazla yardım talep edeceği” belirtildi. Deyr ez Zor’da operasyon Trump’ın Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un ziyaretinde söylediği gibi “IŞİD’in elinden alınan bölgelere geri dönmemesini, buradaki halkla Şam yakınlarında, cihatçıların etkin olduğu iddialarının merkezindeki Filistin kampı Yarmuk’a yönelik ordu operasyonları sonrasında tahliyeler sürüyor. Bölgeden ayrılan silahlı grupların bir kısmının rotası Halep, İdlib oldu. ‘23 SİVİL YAŞAMINI YİTİRDİ’ Muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Irak sınırına yakın Haseke yakınlarında dün IŞİD’in etkin olduğu bir köye düzenlenen hava saldırısında 10’u çocuk en az 23 sivilin yaşamını yitirdiğini duyurdu. Operasyonun ABD liderliğindeki koalisyon veya Irak güçlerince gerçekleştirilmiş olabileceği iddia edildi. rın Esad rejimi ya da İranlı destekçileri tarafından sömürülmemesi için Suriye’de güçlü bir iz bıraktıklarını garantiye alacakları” ifadesi kullanıldı. Cenevre sürecinin tekrar hayata sokulacağı da kaydedildi. Bu açıklama öncesinde ise gündeme SDG’nin Suriye’nin doğusunda, Irak’a uzanan, enerji zengini Deyr ez Zor’da IŞİD’e yönelik operasyon başlattığı duyurusu yansıdı. Türkiye ile ABD arasında Fırat’ın doğusunun akıbetine ilişkin tartışmalar yaşanırken geçen pazar günü de Suriye ordusunun SDG kontrolündeki Deyr ez Zor’da birden çok yerleşim yerini ele geçirdiği iddiası aktarılmıştı. Taraflar arasında çatışma yaşanıp yaşanmadığına ilişkin detay verilmezken kısa süre sonra ise SDG’nin bu bölgelerde tekrar kontrolü sağladığı duyurulmuştu. Mattis’ten İran vurgusu Öte yandan, ABD Dışişleri Bakanı James Mattis önceki gün “Bölgede neredeyse tüm ülkeler, İran’ın orada yaptıkları konusunda kaygılı. Yapmak istediğimiz şey, IŞİD’i bitirerek savaşı meydanda kazanmak. Diplomatlar barışı sağlamadan oradan çıkmak istemiyoruz. Önce savaşı kazanırsınız sonra da barışı...” ifadesini kullandı. Kore’lerin barışı Güney Kore’nin Devlet Başkanı Moon Jaein, kendisine Nobel Barış Ödülü almasını dileyen eski mevkidaşına “Ödülü, ABD Başkanı Donald Trump alabilir. Bizim almamız gereken tek şey barış” yanıtını vermiş. Doğrusu uluslararası ilişkilerde son dönemde bir liderden işittiğim en özlü söz. Hatta ABD’nin dünyaya ‘barış ve demokrasi yayan istisnai ulus’ olma iddiasının, tek bir cümle ile üstünün çizilmesi desek yeridir. HHH Bölünmüş Kore’ler, ABD emperyalizminin sola karşı bitmeyen hırsının 21’inci yüzyıla taşınmış çatışmalardan. 195053 savaşından beri bir sınırın iki yanına düşmüş bir halkın onulmaz yarası. Mesele Kuzey’in ABD tehditlerine karşı kendini nükleer caydırıcılıkla savunmaya girişmesi eşliğinde bugüne geldi; ABD’nin İkinci Dünya Savaşı’ndan beri bölgede ‘müttefikleri koruma’ temalı askeri varlığı için gerekçe teşkil etti. Kuzey ve Güney’in 1970’lerden itibaren başlattığı temaslar ise sonuç vermedi. 1990’larda Kuzey’i vuran kıtlık sonrası Clinton yönetiminin, nükleer programın askıya alınması karşılığı gıda ve enerji yardımından cayması; Güney’de 2000 ve 2007’de barış arzulayan liderlerin, altılı görüşme formatı ile hamleleri sonuçsuz kaldı. HHH Şimdi iki Kore’nin liderleri yine deniyor. 11 sene sonra geçen cuma tarihi bir zirve düzenlendi. Güney’in liderleri daha önce Kuzey’in başkentine gitmişti. İlk kez Kuzey’in lideri Kim Jongun sınırı aştı, Güney’in solcu lideri Moon Jaein ile kucaklaştı, 80 milyonluk bir ulus olduklarını anımsadılar. İki lider, sınır kasabası Panmonjom’da Kore Yarımadası’nın nükleer silahlardan arındırılması, barış ve birleşme hedefli deklarasyonu duyurdu. Kim, nükleer deneme tesisinin şalterini Batılıları davet ederek mayısta kapatmayı vaat etti. Korea Times’a bakılırsa her 10 Güneyliden 7’si Moon’u destekliyor, Kim’e de güveniyor. HHH Peki ya ABD? Trump ‘roket adam’ diye andığı, ‘benim nükleer düğmem seninkinden büyük’ diye laf yarıştırdığı Kim ile buluşmaya hazırlanıyor ama ABD bu işte ‘gol yedi’. Yardımcısı Mike Pence, Olimpiyatlar’da spor diplomasisini baltalamaya kalkıştı, olmadı. Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’ya nisan başında CIA Başkanı sıfatıyla Pyongyang’a gidip zevahiri kurtarmak kaldı. O yüzden Trump, Panmonjom zirvesi sırasında ABD’nin ‘gurur duyması gerektiğini’ söyleyip Korelileri hiç anmayan, bunun ‘azami baskıları sonucu’ yapılabildiğini savunan laflar etti. Şimdi ABD’li uzmanlar kendisini ‘vaatlere kanmaması’ için uyarıp askeri güç kullanımı ve yaptırımların eşlik ettiği kampanya salık veriyor. Trump’ın ‘şahin’ danışmanı Kuzey Kore için enkaza çevirdikleri Libya örneğini bile verdi! Ne hoş bir barış arayışı. HHH Gerçekte ABD jeopolitik okuması Asya’da olanlardan rahatsız. Obama’nın ‘pivot Asya’ hedefi tutmadı. Koreleri bu noktaya getiren dinamiği ise Çin ve Rusya’da arasak yeridir. Çin’in ‘Kuşak ve Yol Girişimi’ ile Rusya’nın TransSibirya’dan Kuzey ve Güney Kore’leri bağlayarak geçip AsyaPasifik’e açılan tren yolu/enerji hattı projeleri... Nitekim Moon, Trump’a göz kırparken Rusya liderini aradı, geçen eylülde Vladivostok’taki Doğu Ekonomi Forumu’nda görüştüğü Putin’i bilgilendirdi. Esasında Asya’da pek çok gelişme yaşanıyor. Biz Kore’lerle ilgilenirken Çin ve Hindistan liderleri buluştu. İran gazını Pakistan’dan Hindistan’a taşıyacak hat şekilleniyor.   HHH Çin’in ve Rusya’nın iç kalkınma ve Avrasya hedefleri için ABD askeri tehditlerinden azade bir iklime ihtiyaçları var. Bu yüzden iki Kore, ABD ile Japonya eşliğinde altılı formatı sürdüreceklerdir. Ancak Kore’ler anlaşırsa Güney’de ABD nükleer şemsiyesine de 28 bin askerine de ihtiyaç kalmayacak. Tecrit haldeki Kim’in elbette paraya ve açılıma ihtiyacı var. Moon halkına barış vaat etti. Trump’ın açabileceği belaları biliyor ama Kuzey’i ‘haritadan silme’ tehdidi Güney’i de siler. ABD Asya’da faul yapma potansiyaline sahipken Korelilerin işi hakikaten zor.  Kore’ler barışamasa bile Obama’dan sonra Trump da ‘nükleer temalı’ bir Nobel Barış Ödülü alabilir. Ne de olsa Amerikalıların artık geldikleri yer ‘Savaş çıkaramıyorsak, o zaman Nobelimizi alırız’. Telegram yasağına bakandan tepki İran’ın en popüler sosyal paylaşım ağı olan Telegram’ın mahkeme tarafından yasaklanmasına Telekomünikasyon Bakanı Muhammed Cevad Azeri Cehromi tepki gösterdi. Ülkede geçen yıl sonunda düzenlenen sokak eylemlerinde göstericilerin en çok başvurduğu iletişim uygulaması olan Telegram, “vatandaşların şikâyeti ve güvenlik kuruluşlarının talepleri” gerekçesiyle mahkeme tarafından yasaklandı. Twitter’dan açıklama yapan Cehromi “Vatandaşların bilgiye erişimini engellemek imkânsızdır. Bir yazılımı yasaklarsanız, başkası bulunur ve bilgi paylaşımı özgürce devam eder. Teknoloji suçlu değildir” dedi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear