23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
TBMM ÜYELERİNE VE HALKIMIZA TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’ndan 25042018 tarihinde geçen ve Gazi, İnönü, Anadolu ve İstanbul üniversitelerinin bölünmesini öngören yasa tasarısının, tatile girmeden TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi söz konusudur. Kabul edilerek kanunlaştığı takdirde İstanbul Üniversitesi’nin bölünmesiyle sonuçlanacak olan bu tasarı, kesinlikle kamu yararına değildir; bilimsel planlama yaklaşımına ve akademik eğilimlere açıkça aykırıdır. İSTANBUL ÜNIVERSITESI’NIN BÖLÜNMESIYLE ELDE EDILECEK HIÇBIR KAMU YARARI YOKTUR. Bir üniversitenin saygınlığını ve bir ekol oluşturmasını, onun köklü gelenekleri ve korunmuş yapıları belirler. Türkiye’nin derin köklere sahip, gözbebeği kurumlarından olan İstanbul Üniversitesi’nin bölünmesi, artık bir ekol olmuş ve üzerine titrenmesi gereken bu kurumun kimliğinin elinden alınması demektir. İstanbul Üniversitesi, lisans ve lisansüstü eğitim, araştırma ve geliştirmede sağladığı başarıyla dünyadaki üniversite sıralamalarında daima Türkiye’nin gurur kaynağı olmuştur. Bunun ardında, ikisi Tıp Fakültesi olmak üzere toplam 24 Fakülte, 17 Enstitü, 9 Yüksekokul ve Üniversitenin gereksinimlerine göre açılmış 70’in üzerinde araştırma geliştirme merkezinin oluşturduğu bütünlük yatmaktadır. Tüm fakülteleri uluslararası düzeyde akredite olmuş olan İstanbul Üniversitesi, bu doğal gelişim süreciyle uluslararası bilimsel indekslere göre son 10 yılda Türkiye’nin en fazla bilimsel yayın üreten üniversitesidir. Geçen yıl Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından 10 araştırma üniversitesi arasına seçilen İstanbul Üniversitesi’nin kapsamlı bilimsel değerlendirmeler sonucunda hazırlanmış olan stratejik planında da, bu büyüklüğün Üniversitenin zafiyetini değil, tam tersine disiplinler arası araştırmalara olanak sağlayan en güçlü yönünü oluşturduğu belirtilmiştir. Garip olan şudur ki, aynı YÖK bir yıl geçmeden İstanbul Üniversitesi’ni büyüklüğün hantallık olduğu, bölünmenin dinamizm getireceği söylemiyle bölmeye çalışmaktadır. Herhangi bir üniversitenin bölünmesi, gündelik değişken kararlara değil, nesnel ve akademik ölçütlere dayanmak zorundadır. Dünyada İstanbul Üniversitesi’nden daha fazla öğrenci sayısına sahip çok sayıda saygın üniversite vardır. Günümüzde tüm dünyada ağır basan eğilim de üniversiteleri bölmek değil, disiplinler arası araştırmaları kolaylaştıracak şekilde birleştirerek güçlendirmek yönündedir. Avrupa Birliği’nde 20002015 yılları arasında 92 adet üniversite birleşmesi gerçekleşmiştir. Kapsadığı bölümlerin zenginliğiyle bu çerçevede büyük bir avantaja sahip olan İstanbul Üniversitesi’ni küçük ölçekli üniversitelere bölmek ülkenin ve bilimin yararına olmayacaktır. Tam tersine, planlanan bölünmeyle İstanbul Üniversitesi ve dolayısıyla ülkemiz büyük zarar görecektir. Bütünlük bozulacak, yeni oluşturulan iki ayrı üniversiteye dağıtılacak köklü fakültelerin yıllarca süren çabalar sonucu elde ettikleri uluslararası akreditasyonları heba olacak, İstanbul Üniversitesi’nin bir bütün olarak bilimsel literatüre her yıl yaptığı katkı yarıdan daha fazla azalacak ve Üniversite’nin uluslararası sıralamalardaki yeri aşağılara inecektir. Kısacası, İstanbul Üniversitesi’nin bölünmesi, oluşacak iki yeni üniversiteyi asla daha güçlü birer üniversite yapmayacağı gibi, telafisi imkânsız kayıplar doğuracaktır. Önemli Olan Üniversitelerin Niteliğidir. YÖK belgelerinde ülkemizde yükseköğrenim alanındaki temel ihtiyacın, artık, üniversite ve üniversiteli sayısını artırmak değil, var olan üniversitelerin niteliğini artırmak olduğu vurgulanmaktadır. Bu, mevcut kontenjanlara dokunmadan aynı kalabalık fakülteleri iki ayrı üniversiteye bağlamakla değil, ancak ve ancak fakültelerin abartılı öğrenci kontenjanlarını düşürmekle mümkündür. Oysa, İstanbul Üniversitesi’nin öğrenci sayısında son yıllarda ortaya çıkan dramatik artış, YÖK’ün fakültelere rızaları dışında açtığı yüksek öğrenci kontenjanlarından ve yeni başlatılan uzaktan ve açık öğretim programlarına kaydedilen yaklaşık 118.000 öğrenciden kaynaklanmıştır. İstanbul’da 11 devlet, 46 vakıf üniversitesi bulunmaktadır. YÖK, öğretim üyelerinin yoğun çabasıyla kalabalık sınıflarına rağmen hâlâ Türkiye’nin en kaliteli mezunlarını veren İstanbul Üniversitesi’nin kontenjan yükünü azaltmak yerine, İstanbul’a yeni bir üniversite kurma gerekliliğini saptamış ise, yeni kurulacak bir üniversitenin öğretim kadroları, geçmişteki pek çok örnekte olduğu gibi İstanbul Üniversitesi’nin yetiştirdiği ve yetiştirmekte olduğu değerli genç öğretim üyeleri tarafından oluşturulabilir. Açık ve uzaktan öğretim işlevi de pekâlâ bu yeni üniversiteye aktarılabilir. Bu amaçla, yüksek ve kaliteli lisansüstü eğitim ve araştırmageliştirme kapasitesine sahip köklü bir çınarı parçalara ayırmak doğru değildir. Üniversiteler Kendi Kararlarını Verebilmelidir. İlk taslaklarının en az üç yıl öncesine dayandığı anlaşılan bu Kanun Tasarısı, bugüne kadar İstanbul Üniversitesi’nin Senatosu ve Akademik Kurullarıyla hiçbir şekilde paylaşılmamış, bilimsel bir değerlendirme sürecinden geçmemiş, bu nedenle de tasarı TBMM Komisyonu’nda görüşülürken geçerli bir gerekçe sunulamamıştır. Yükseköğretim stratejileri, akademinin tüm bileşenlerinin katılımı sağlanarak hazırlanacak kapsamlı ve nesnel raporlara dayanmalı ve uzun erimli bir planlamayla oluşturulmalıdır. İstanbul Üniversitesi’nin kapsamlı değerlendirmeler sonucunda hazırlanmış bir stratejik planı vardır ve bu stratejik planda Üniversitenin bölünmesini haklı çıkartacak tek bir nokta bulunmamaktadır. Yukarıda halkımıza sunduğumuz gerekçelerle, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyeleri olarak TBMM’yi oluşturan tüm 26. Dönem Milletvekillerimizden, erken seçim öncesinde katılacakları bu son genel kurul oturumunda, İstanbul Üniversitesi’nin bölünmesiyle sonuçlanacak bu Kanun Tasarısını kabul etmemelerini talep ediyoruz. BU BİR İLANDIR. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear